Hiçbir zaman, hiçbir şey dolduramayacaktır yitirilmiş bir arkadaşlığın yerini. İnsan kendine eski arkadaşlar yaratamaz ki. Bunca ortak anının, birlikte yaşanmış bunca zor saatin, bunca bozuşmanın, bunca barışmanın, bunca gönül deviniminin yerini hiçbir şey tutamaz. Yeniden kurulamaz bu dostluklar. Bir meşe ağacı dikip de, çabucak gölgesinde barınmayı ummak boşunadır.
Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın tenini yakmasıydı
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasıydı...
"Bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu
Göreceksiniz...
Bir gün yaptıklarınız gerçekten işe yaramış,
Dilediğiniz her şey gerçekleşmiş.
Dönüp bakacaksınız geriye
Ve güleceksiniz başınızdan geçenlere...
Ve kendinize "bunların hepsini nasıl atlattım?" diye soracaksınız.
Sadece,umudunuzu asla kaybetmeyin!
Sadece,hayal kurmaktan vazgeçmeyin!
ve asla eksik etmeyin yaşamınızdan sevgiyi!
Keşke sana sorabilseydim; yoktan var ettiklerimiz, neden hep kendilerini yeniden yoka dönüştürür? Sen benim aşk sebebimken, neden ben senin ayrılık bahanenim? Bu kadar çok ayrılık sığdırabildiğimiz bir ömre aşk neden büyük geliyor? Hangi yakının uzağıydın ve sana verdiğim değeri hangi değmeze sattın?
Yorgunum!
Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken Daha sonra yüzleşirken Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda Kendimle barışırken Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken Benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken Yoruldum!
Belki de hayatta bunun için eksik bırakılıyoruz;
sürekli içimizdeki o tamamlanmamış parçayı ararken bulduklarımıza 'bu o mu?' diye daha iyi bakabilmemiz için...