• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Okunmaya Değer...

Şimdi çıplak ve merhametsiz bir çığlık oldu ümid...
Ve zafer artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacaktır.

Nazım Hikmet Ran
 
''Elbet birileri girecek hayatıma. Elbet birileri gelip beni sevdiğini söyleyecek senden sonra... Ama ben buna ne kadar inanabileceğim? İnancımı kaybetmek, seni kaybetmekten daha acı.''

[ Kahraman TAZEOĞLU
 
Sen beni geri dönüşüm kutusuna at, Gelenleri masa üstü yap, sonra da terkedilince gel beni geri yükle hemi ! Oldu canım başka bi emrin varmıydı....

Alıntı
 
"İlk özür dileyen en cesurdur, ilk affeden en güçlü,
ilk unutan en mutlu."

- Küçük İskender
 
"Aşk dıştan bakıldığında bir deliliktir;ama içine girildiğinde akla ihtiyaç göstermez olur. İnsan aklı nötr bir varlık veya bir sıvı gibidir. İçine konulduğu kabın şeklini alır. Aşk ise gönülde hissedilir. Bu bakımdan âşığın aklı, gönlünün emrine verilmiş sayılır. Akıl ile gönül,insanın birbiriyle çatışan değil,belki birbirleriyle bütünleşen iki soyut özelliğidir. Çünkü insanın en mutlu olduğu anlar,aklın gönül içinde eridiği;yani aşka kendini teslim ettiği anlardır. Aklın gönle teslimiyetini aşk olarak tanımladığımıza göre insanın soyut varlığını aşktan ibaret görebiliriz. Zaten insanlığımızı ölçen mihenk taşı,aklımızı değil gönlümüzü baz alır. Nitekim kişioğlunun erdemleri aklından değil gönlünden kaynaklanır. Gönlün biricik gıdası ise aşktır. Aşkı tatmayan yahut inkâr edenin,çevresine veya diğer yaratıklara karşı sevgi,vicdan,merhamet,saygı,hoşgörü vb. erdemlerinden bahsedilemez. Bu uslamlama bize,insanın erişebileceği nihaî noktanın aşk olduğunu gösterir ki,onun da en olgun şekli mecnunluk yani çılgınlıktır. Öyle ya aklı olmayanın ne derdi vardır ki?!.. Çevremize bakalım,delilerden başka mutlu insan görebiliyor muyuz?!.."

-İskender Pala
 
Oysa herkes öldürür sevdiğini, Kulak verin bu dediklerime. Kimi bir bakışıyla yapar bunu, Kimi dalkavukça sözlerle. Korkaklar öpücükle öldürür. Yürekliler kılıç darbeleriyle. Kimi gençken öldürür sevdiğini. Kimi yaşlıyken. Şehvetli ellerle boğar kimi. Kimi altından ellerle. Merhametli kişi bıçak kullanır. Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur. Kimi yeterince sevmez, kimi fazla sever. Kimi satar. Kimi de satın alır. Kimi göz yaşı döker öldürürken. Kimi kılı kıpırdamadan. Çünkü herkes öldürür sevdiğini. Ama herkes öldürdü diye ölmez.

Oscar Wilde
 
Olmayınca olmuyor dostum!
Ne kadar zorlasan da...!

''Anıra anıra'' onu sevdiğini söylesen de,
Bütün yaşam öykünün altına onun imzasını atsan da,
Dostlarını, sevdiklerini veya diğerlerini sırf o istedi diye hayatından çıkarsan da,
En çekilmez yanlarını sineye çeksen de,
Haklı olduğun halde, yine alttan alan sen olsan da,
Ağlasan, sızlasan, sancılar içinde kıvransan, ''ölüyorum Tanrım, ölüyorum'' desen de olmuyor!

Kendini dilim dilim parçalara ayırsan da,
Bir 'it ' gibi bütün geçtiği yolların köşelerinde nöbet beklesen de,
En zirveye çıkıp, en büyük makamları elde etsen de,
'Paraya para demiyorum veya seni paraya boğarım 'gibi lafları söyleyecek kadar zengin olsa da olmuyor!

Gitsen olmuyor kalsan olmuyor,
Olmayınca olmuyor!
Anladın dostum?
Bazen,
Ne yapsan olmuyor!

//Savaş Yıldırak//
 
Herkesin hesabını öderiz de, ''hani sevdiğimizden ayrılınca, bir boşluk oluşuyor ya içimizde, sonra gideriz o boşluğu başkasıyla doldurmaya çalışırız. Hani o, seviyormuş gibi yapıp kendimize aşık ettiğimiz, sonra eski sevdiğimizle barışınca da hiç bir sebep göstermeden o terkettiğimiz var ya, '' işte onun hesabını ödeyemeyiz...

//Savaş Yıldırak//
 
Bana bir çay pişir. Bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin: Yavaş yavaş soyunalım. Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin. Bu söz bize korkunç gelmesin. Aynı ırmağa bir kere daha girelim. Acele etme, çay kendi kendine demlenir. Sen gideli neler oldu bak diyerek her şeyi bir çırpıda anlatmayalım: Bu sağlık bozucu davranıştan kaçınalım. Hemen birbirimizi eksiltmeyelim. Dur ıslanmışsın, sana kuru bir şeyler vereyim, deme. Hürriyetime düşkünüm biliyorsun. Nasıl olsa kururum. Günlük yaşantıların küçük koşuşmaları içinde bunalmayalım, nefes nefese kalmayalım. İnsan kendini kaybediyor sonra."

Oğuz Atay- tehlikeli oyunlar
 
Ne olur? Anlaşamayacağımızı anlarsak veda eder ayrılırız.. Bu o kadar mühim bir felaket mi? hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır.. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar...

Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
 
Sana rastladığım sıralar yıkıntılıydım. Sen onardın beni. Tuttun elimden kaldırdın. Ben de ekmek gibi öptüm alnıma koydum seni, kutsadım.

Cemal Süreya
 
Unutmanın acısı, ayrılığın acısından daha farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum; sadece özlüyorum. Vasıfsız keder.

-Emrah Serbes, Erken Kaybedenler-
 
Düşlemeyi bıraktım.. Bağırmayı da.. Ağlamayı da bıraktım.. Sigarayı bırakamadım.. Okumayı bıraktım.. Düşünmeyi bırakamadım ..

Uyumayı unuttum, yıkanmayı, kedilerimi sevmeyi, yemek yemeyi de.. Zaten mutfak leş gibi, izmaritlerle dolu tabaklar, saçlarımı kazıttım.. Kimseyle konuşacak birşeyim kalmadı.. bekliyorum...

'Aslında herşey çok başka olurdu.. biraz çaba gösterseydin' demiştin ya bana -üzüntülü- hani hiç sesimi çıkarmamış ve pencereye dönmüştüm.. Kapı sesiyle saç tellerime kadar biriken ağrıyı atmak istercesine haykırarak.. Her neyse.. Ben beklemeye devam ediyorum, senin burada kalman doğru olmazdı zaten.. Hoşçakal diyememiştim ya sana,

Hoşçakal..."

Oğuz Atay tehlikeli oyunlar
 
Ey pârende..!
Aşk lugati bir dil değil, sebeptir..!
Ya kavuşturur, ya kavurur..!
Gökyüzü bir olduğu gibi söz yüzüde birdir..!
Aşığa adanan söz çok olur ama maşuğa sıra gelince:
Aşk konuşturmaz, susturur..!

Mevlâna Celâleddin-i Rûmî
 
İnsan ardında bıraktıklarıyla değil,
önünde niyetlendikleriyle bekâ bulur .

Alıntı
 
Gel dedin;
Geldim işte Sevgili.
Sen dışında ne varsa
kıyısız denizlere dökerek geldim.
Dilimde dua ile,
kefenimi vuslatına çeyiz bilerek geldim.
Geldim.
Aşkın demgahında ateşleri ıslatmak için
neyim varsa yok bilerek geldim…

Şems-i Tebrizi
 
"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma...
Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan...
Öyle kolay değil,rüzgarın önüne kapılıp gitmem...
Son ana kadar vazgeçmem yaşamaktan...
Ne fırtınalar koptu, benim hayat dallarımda...
Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan...
İçimde kıyametler kopsa da.
Ben baharıyım yarınlarımın,
Çiçek açarım her kışın ardından! ! "

Nazım Hikmet
 
Kendindendir çektiklerin gölgenden değil...
Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?
Ne ektin de ektiğini biçmedin?
Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar...
Sonra da çocuğun gibi gelip eteğinden tutar..

Hz.Mevlana
 
“Kimseyi sevemiyorsanız illa unutamadığınız biri yoktur.
Ya hevesiniz kalmamıştır ya da inancınız.”

Alıntı
 
Back