neyse yazayim ben de, icimden geldi yine..
cok kucuktum, sanirim 7-8 yaslarindaydim 4 sayisina takintim basladi. her seyi 4 kere yapiyordum, tabi 7/24 degil ama aklima geldiginde engellenemez bir durtu ile herseyi 4e tamamliyordum. silgim yere mi dustu, egilip alirken 3 kere daha yere hizlica atip tutardim 4 olsun diye. annem bana seslenirdi, efendim anne derdim sonra da 3 kere daha sessizce efendim anne der ve de ritueli tamamlardim. evde haliya ve halilarin arasindaki beton yere 4er kere basarak yururdum. salon halisi kocaman oldugundan bacaklarimi aca aca 4 kere basarak gecmeye calisirdim, sonra antredeki minik kilimde de minik minik basarak 4e tamamlardim. bir keresinde misafir vardi odamdan bir sey almaya gitmem gerekmisti kosarak odama gectim tabi herkes tuhaf tuhaf bakmisti o sacma kosusumu gorunce. utanmistim ama engelleyemiyordum. cisimi bile 4 kerede yapardim tuta tuta. bu ergenlige kadar surdu yillarca..
coraplarim isaretliydi ilk acildiginda sol ayagima giydigim corabi bir daha saga giymezdim. sanki oyle olursa bir ugursuzluk gelecek gibi hissederdim.
basima kotu bir olay geldiginde o gun giydigim kiyafet kombinasyonunu bir daha giymezdim.
bir klasik, yerdeki cizgilere basmadan yururdum, yillarca eziyet cektim (ergenlikte bile bile cizgilerin uzerine basarak yurumeye kendimi zorladim ve de bu sekilde yendim bu olayi)
okulda yazi yazarken eger harflerin birlesim yerlerinde hafif bosluklar varsa deli olurdum, tek tek tum harfleri tamamlardim (bilmem dogru ifade edebildim mi umarim anlasilir olmustur, mesela a harfi yapmisim altta minicik bir bosluk kalmis yuvarlak tam birlesmemis, asiri rahatsiz olurdum). neyse, bu yuzden yavas yazardim.
universitede bu semptomlar sekil degistirdi (psikoloji okudum bu arada
tam yerine gitmisim degil mi..)
evde kalirken her gece uykuya dalmadan surekli kotu senaryolar kurardim. tam uyku oncesi vucut uyusur ya, aklima su gelirdi ya tup gaz kaciriyorsa bu onun sersemligiyse? psikolojikman o tupun kokusu burnuma gelirdi. 8-9 kere yataktan kalkar kontrole giderdim. evden ciktigimda da ayni sey olurdu, 2-3 kere anahtarla yeniden acip iceriyi hizlica kontrol eder oyle cikardim.
bu arada ortaokuldan beri okulda hep cantam kucagimda oturdum. hic siraya birakmadim hep onumdeydi. kocaman sirt cantasi kucagimda durmaliydi. tum ogretmenlerim bu konuda benimle konusmustur :) ama ben oyle rahattim. universitede de bu el cantam oldu. cantami sik sik acar kontrol ederdim. sokakta yururken cuzdan anahtar telefon vs yoklama yapardim ayni sirayla. sonra bir yandan onlara bakarken (gozumu ayirmazdim orada kaldiklarindan emin olmak icin) fermuari yavasca ceker, fermuarin cantaya birlesen ucunu elimle siki siki tutar 2-3 adim atar sonra durur dusunurdum, acaba cuzdanim orada mi? cuzdanimi gordugumu hatirlamiyorum... ya az once cantami acip baktigimda anahtarim dusmusse? boyle boyle adim basi cantami kontrol ede ede yururdum.
sonra hastalik hastaligi basladi, ardindan panik atak. kalp hastasi olduguma emindim. inanilmaz asosyal oldum o donem. tek basima sokakta yuruyemez, evde oturamaz oldum. acilen yurda ciktim arkadaslarimla kalmak icin. hemen her gece mediko'daydim. gece yarisi hacettepe hastanesine taksiyle goturulurdum gecenin bir vakti acilde cektirdigim EKG'lerin haddi hesabi yoktur. doktorlarin hepsi beni bu 1.5 yil icinde tanidi. diazem verip yolluyorlardi. kimse beni dikkate almiyor diye inanilmaz sinirlenirdim. kalp krizinden olup gidecegimi dusundugumden olum korkusu ile oldukca agir (ve de daha sonra kroniklesecek) bir depresyona girdim.
bu arada hicbir arkadasima kalmaya gidemedim. davet eden olursa sordugum ilk soru "eviniz hastaneye yakin mi" olurdu. eger arkadasima kalmaya gitmissem mutlaka tum gece atak gecirir geceyi arkadaslarima zindan ederdim. o gece mutlaka ama mutlaka hastanede biterdi.
yeni donemde okulda "coping with stress" adli secmeli dersi aldim ve de dersin hocasi olan klinik psk. profesorune durumu anlattim. donem boyunca bana yardim etti. nefes egzersizleri, gevseme egzersizleri, telkin vs. once bunun panik atak oldugunu kabullendim, sonra bunu kontrol etmenin benim elimde oldugu konusunda kendimi ikna ettim, yavas yavas ataklarimin suresi kisalmaya basladi. sonra bir gun bir farkettim 1 haftadir hic atak gecirmemistim. o gun hayatimdaki en mutlu gundu. cunku 1.5 yilim depresyonla olum korkusuyla heba olmustu. toplamda 3 yil kadar elim nabzimda gezdim, devamli nabiz saydim ve de duzenli atip atmadigini kontrol ettim. bunun 2 yilinda her gun medikoda tansiyonumu olcturdum, aletin verdigi minik kagitlari bir deftere yapistirarak tansiyon gunlugumu tuttum. kampuste yururken (kaldirimin hep cimenlik kisminda yururdum, bayilirsam kafami betona carpip olmemek icin (?)), konusup guluserek grup halinde yuruyen ogrencileri gorunce onlar gibi "normal" oldugum zamanlari dusunur surekli aglardim, bunlar niye benim basima geliyor, bunu hakedecek ne yaptim diye...
universiteden mezun oldugumda artik OKB ile yasamayi ogrenmistim, bir daha cok buyuk sorunlarim olmadi. gunluk yapmak zorunda oldugum rituellerim hala var hala tabi ama kimse farketmiyor hatta bazen ben bile :) senin su mandal olayi falan bende de var. veya iste bardaklari boylarina gore dizme falan.. koydugum esyanin yerini biri degistirirse rahatsiz olurum her seyi belli bir duzenle dizer ve aradigimda o yerde bulmak isterim. ayrica yastigim cok onemlidir kimseye elletmem esime bile vermem, ben yokken odamiza gidip laptopta film izler de benim yastigima kafasini koyarsa hir cikar, o yastik acilen makineye atilir kiliflariyla birlikte yikanir. neden taktim bu yastiga inan hic bilmiyorum... 2 yildir falan boyle. onun disinda agiz sapirtisi veya agizla yapilan her hangi bir ritmik ses beni cileden cikarir. su an bilgisayarimin yaninda bir torba silikon kulak tikaci duruyor. bittikce siparis ediyorum. durum o kadar vahim. :)
neyse, bunlara ragmen eski halime gore cok iyiyim sukurler olsun. yalniz su panik atak zamani depresif oldum asosyal oldum demistim ya, iste o yerlesti ve hayatimin devamli bir parcasi oldu..