günaydın arkadaşlar.
kafam çok karışık olduğu için bana bir yol göstermeniz dileğiyle yazıyorum.
eşimle aramızdaki sorunu çözemiyoruz.
çünkü yaşımız kemale erdiği halde çocuk gibi davranıyoruz.
birimizden biri olgun olsa sorun yaşanmaz.
son olayı anlatayım:
eşim bundan 8 ay önce dayı oldu.
o gün işten izin alıp beraber hastaneye gittik.
gayet keyifli bir gündü.
ben de pazartesi günü hala oldum. eşime günler öncesinden pazartesi doğum olduğunu söyledim.
o da yoğunum dedi.
babam işleri dolayısıyla şehir dışında. doğuma gelecekti ama son anda gelemedi.
"senin baban gelemiyor bana niye gel diyorsun" dedi.
ben de "ben ona bişey diyemem o bana hesap vermek zorunda değil. sen benim eşimsin benim bu güzel günümde en azından 1 saat yalnız bırakmazsın" dedim.
sinirlendi bir sürü laflar. "nah gelirim artık"dedi.
bu tartışma pazartesi sabahı yaşandı.
moralim düştü.
işlerim aşırı yoğun.
sürekli işimle ilgili birileriyle görüşmek zorundayım. ağlamamak için kendimi zor tuttum.
öğlende hastaneye gidip yeğenimi gördüm. onu görüncü mutlu oldum. resmini çektim.
sonra hastaneden döndüm yine işe. kendi kendime yeğenimin resmini paylaşabileceğim benim mutluluğumu paylaşabileceğim biri olmadığını farkettim. çok canım sıkıldı.
o kadar iş yoğunluğumun arasında eşimi aradım. "peki kız kardeşin doğum yapsaydı" dedim. "o zaman izin alıp giderdim" dedi. o zaman anladım farkımızı. çok üzüldüm."ben bugün hala oldum ama burnumdan getirdin" dedim. bir yandan da telefonda ağlıyorum ve iş amaçlı görüşeceğim insanları da bekletiyorum. "ben bişey yapmadım hepsi senin suçun" dedi. ben de maalesef "bana bunları yaşattın ya allah belanı versin" dedim telefonu kapadım.
ama canım hala çok sıkkındı.
bir yandan ilk defa yeğenim olmuş.
bir yandan iş yoğunluğum
bir yandan da eşimin bu tavrı.
baya ağır sözlerle dolu bir mesaj attım. bu noktada hata yaptım belki de. ama sinirlerim yıpranmıştı artık.
akşam yine hastaneye gittim.
o da geldi. beni aldı. yolda konuştuk. "hala oldum ama hiç bişey anlamadım en mutlu günümü mahfettin" dedim. "ben yine bişey yapmadım sen yaptın" dedi. ben de: "ben haksız da olsam bugüm de alttan alıp ertesi günü bana kızsaydın keşke. bugünümü mahfetmeseydin keşke" dedim.
baya sinirlendim arabada. ağladım. sızladım. canım sıkıldı. o gayet rahat konuşuyor.
sonra çarşamba günü iş yerinde bir sıkıntı oldu. yine eşimi aradım. ve sonra babamı aradım. eşim iş yerine geldi. sorunu çözmeye çalıştı sağolsun. çözemedi. ama yine de ondan özür diledim. "tamam" dedi. işine gitti. sonra babam aradı. bir iki telefon görüşmesiyle işi halletti.
beddualarım için özür diledim mesajla. kusura bakma hem hala olmamın hem iş stresimin hem de sabah bağırmanın sonucu olarak hassastım patladım dedim.
o da tamam dedi yine. seni seviyorum dedi. barıştık.
akşam babamlara gittik. babam işi nasıl hallettiğini anlattı.
çıktık. "bundan sonra başın derde girerse beni arama babanı ara" dedi.
ben de "sen uğraştın sağol ama babam ne yapsın o da halletmeye çalıştı hamdolsun halletti." her baba böyle yapmaz mı?
gece yattık. bu arkasını dönüp yatıyor pazartesinden beri. ben yine sarıldım. uyudum. normal de o sarılırdı pazartesinden önce tabi.
her neyse.
sabah kalktık.
herkes işe.
akşam mesaiye kaldım.bana mesaja atmış geç gelicem diye. ben de grip oldum dün. sağolsun benimle mesaiye kalan arkadaşlar gittisaat 8 gibi eve geçtim. annemler yakın oturuyor anneme grip olduğumu söyleyince dayanamayıp geldi. sonra sağolsun biraz işimi yaptı. gitti. abim de dayanamadı bana bakmaya geldi. biz abimle otururken eşim geldi. abimi yolcu ettik. sonra yattık. yine arkasını dönüp yattı. ben oralı olmadım ama boğaz ağrısı ve burnumu silmekten uyuyamıyorum. işimle ilgili stres rüyama giriyor. gece on kere kalktım. neyse sağolsun eşim kalktı çay gibi bişey yaptı. ilaç verdi. biraz iyileştim.
sabah beni işe bırakırken "allah razı olsun kalktın gece, sağolsın." dedim. "ama ben çaydan çok bana sarılmanı tercih ederdim." dedim. "elin kırk kat yabancısı bana çay hazırlıyor, senin farkında bana sarılmak olsaydı" dedim. "pazartesi olanları unutamıyorum" dedi. "özür diledim sana sarıldım" dedim. "daha ne yapsam" dedim. "iyileşene kadar iki gün ben annemlerde kalayım, sen de kafanı dinle, sonra ne yapacağımıza bakarız" dedim. "senin başka bir çözümün varsa açığım" dedim.
"olur öyle yapalım" dedi.
beni işe bıraktı.
canım çok sıkkın buraya yazayım dedim. inşallah hayırlı bir sonuç elde ederiz.
önceki konumdan da bilenler bilir.bir küs bir barışığız severken çok seviyoruz. kavga ederken çok kavga ediyoruz kırıcı oluyoruz.
siyasi görüşlerimiz bu aralar farklı.
abim ikiniz de olgunlaşmanız lazım dedi.
ben yuvamı yıkmak istemiyorum ama bana sürekli trip atıp küsen 5 gün ayrı yatan (daha önce oldu) ya da arkasını dönüp yatan birisiyle çok zorlanıyorum.
dün gece hastalıktan kıvrıla kıvrıla uyudum keşke dedim bana en azından sevgisini sıcaklığını gösteren bir kocam olsa. ama yok. kendimi onun yanında rahat hissetmiyorum.
dini siyasi görüşümü açık paylaşamıoyorum. kavga ediyoruz. kavga edince tripleşiyoruz.
yarın doğum günü, inanın doğum gününü kutlamak içimden gelmiyor. ne yapsam bilmiyorum.
bir fikri olan varsa kısa da olsa yazsın lütfen.herkesin ve özellikle tecrübeli kardeşlerim ve ablalarımın fikrini merak ediyorum.
kafam çok karışık olduğu için bana bir yol göstermeniz dileğiyle yazıyorum.
eşimle aramızdaki sorunu çözemiyoruz.
çünkü yaşımız kemale erdiği halde çocuk gibi davranıyoruz.
birimizden biri olgun olsa sorun yaşanmaz.
son olayı anlatayım:
eşim bundan 8 ay önce dayı oldu.
o gün işten izin alıp beraber hastaneye gittik.
gayet keyifli bir gündü.
ben de pazartesi günü hala oldum. eşime günler öncesinden pazartesi doğum olduğunu söyledim.
o da yoğunum dedi.
babam işleri dolayısıyla şehir dışında. doğuma gelecekti ama son anda gelemedi.
"senin baban gelemiyor bana niye gel diyorsun" dedi.
ben de "ben ona bişey diyemem o bana hesap vermek zorunda değil. sen benim eşimsin benim bu güzel günümde en azından 1 saat yalnız bırakmazsın" dedim.
sinirlendi bir sürü laflar. "nah gelirim artık"dedi.
bu tartışma pazartesi sabahı yaşandı.
moralim düştü.
işlerim aşırı yoğun.
sürekli işimle ilgili birileriyle görüşmek zorundayım. ağlamamak için kendimi zor tuttum.
öğlende hastaneye gidip yeğenimi gördüm. onu görüncü mutlu oldum. resmini çektim.
sonra hastaneden döndüm yine işe. kendi kendime yeğenimin resmini paylaşabileceğim benim mutluluğumu paylaşabileceğim biri olmadığını farkettim. çok canım sıkıldı.
o kadar iş yoğunluğumun arasında eşimi aradım. "peki kız kardeşin doğum yapsaydı" dedim. "o zaman izin alıp giderdim" dedi. o zaman anladım farkımızı. çok üzüldüm."ben bugün hala oldum ama burnumdan getirdin" dedim. bir yandan da telefonda ağlıyorum ve iş amaçlı görüşeceğim insanları da bekletiyorum. "ben bişey yapmadım hepsi senin suçun" dedi. ben de maalesef "bana bunları yaşattın ya allah belanı versin" dedim telefonu kapadım.
ama canım hala çok sıkkındı.
bir yandan ilk defa yeğenim olmuş.
bir yandan iş yoğunluğum
bir yandan da eşimin bu tavrı.
baya ağır sözlerle dolu bir mesaj attım. bu noktada hata yaptım belki de. ama sinirlerim yıpranmıştı artık.
akşam yine hastaneye gittim.
o da geldi. beni aldı. yolda konuştuk. "hala oldum ama hiç bişey anlamadım en mutlu günümü mahfettin" dedim. "ben yine bişey yapmadım sen yaptın" dedi. ben de: "ben haksız da olsam bugüm de alttan alıp ertesi günü bana kızsaydın keşke. bugünümü mahfetmeseydin keşke" dedim.
baya sinirlendim arabada. ağladım. sızladım. canım sıkıldı. o gayet rahat konuşuyor.
sonra çarşamba günü iş yerinde bir sıkıntı oldu. yine eşimi aradım. ve sonra babamı aradım. eşim iş yerine geldi. sorunu çözmeye çalıştı sağolsun. çözemedi. ama yine de ondan özür diledim. "tamam" dedi. işine gitti. sonra babam aradı. bir iki telefon görüşmesiyle işi halletti.
beddualarım için özür diledim mesajla. kusura bakma hem hala olmamın hem iş stresimin hem de sabah bağırmanın sonucu olarak hassastım patladım dedim.
o da tamam dedi yine. seni seviyorum dedi. barıştık.
akşam babamlara gittik. babam işi nasıl hallettiğini anlattı.
çıktık. "bundan sonra başın derde girerse beni arama babanı ara" dedi.
ben de "sen uğraştın sağol ama babam ne yapsın o da halletmeye çalıştı hamdolsun halletti." her baba böyle yapmaz mı?
gece yattık. bu arkasını dönüp yatıyor pazartesinden beri. ben yine sarıldım. uyudum. normal de o sarılırdı pazartesinden önce tabi.
her neyse.
sabah kalktık.
herkes işe.
akşam mesaiye kaldım.bana mesaja atmış geç gelicem diye. ben de grip oldum dün. sağolsun benimle mesaiye kalan arkadaşlar gittisaat 8 gibi eve geçtim. annemler yakın oturuyor anneme grip olduğumu söyleyince dayanamayıp geldi. sonra sağolsun biraz işimi yaptı. gitti. abim de dayanamadı bana bakmaya geldi. biz abimle otururken eşim geldi. abimi yolcu ettik. sonra yattık. yine arkasını dönüp yattı. ben oralı olmadım ama boğaz ağrısı ve burnumu silmekten uyuyamıyorum. işimle ilgili stres rüyama giriyor. gece on kere kalktım. neyse sağolsun eşim kalktı çay gibi bişey yaptı. ilaç verdi. biraz iyileştim.
sabah beni işe bırakırken "allah razı olsun kalktın gece, sağolsın." dedim. "ama ben çaydan çok bana sarılmanı tercih ederdim." dedim. "elin kırk kat yabancısı bana çay hazırlıyor, senin farkında bana sarılmak olsaydı" dedim. "pazartesi olanları unutamıyorum" dedi. "özür diledim sana sarıldım" dedim. "daha ne yapsam" dedim. "iyileşene kadar iki gün ben annemlerde kalayım, sen de kafanı dinle, sonra ne yapacağımıza bakarız" dedim. "senin başka bir çözümün varsa açığım" dedim.
"olur öyle yapalım" dedi.
beni işe bıraktı.
canım çok sıkkın buraya yazayım dedim. inşallah hayırlı bir sonuç elde ederiz.
önceki konumdan da bilenler bilir.bir küs bir barışığız severken çok seviyoruz. kavga ederken çok kavga ediyoruz kırıcı oluyoruz.
siyasi görüşlerimiz bu aralar farklı.
abim ikiniz de olgunlaşmanız lazım dedi.
ben yuvamı yıkmak istemiyorum ama bana sürekli trip atıp küsen 5 gün ayrı yatan (daha önce oldu) ya da arkasını dönüp yatan birisiyle çok zorlanıyorum.
dün gece hastalıktan kıvrıla kıvrıla uyudum keşke dedim bana en azından sevgisini sıcaklığını gösteren bir kocam olsa. ama yok. kendimi onun yanında rahat hissetmiyorum.
dini siyasi görüşümü açık paylaşamıoyorum. kavga ediyoruz. kavga edince tripleşiyoruz.
yarın doğum günü, inanın doğum gününü kutlamak içimden gelmiyor. ne yapsam bilmiyorum.
bir fikri olan varsa kısa da olsa yazsın lütfen.herkesin ve özellikle tecrübeli kardeşlerim ve ablalarımın fikrini merak ediyorum.