Çamaşır detrjanı olarak ne kullanıyorsunuz , memnunmusunuz ?
Arkadaslar birakinda camasirlariniz guzel kokmayi versin.zeten yumusaticinin kokusuda kuruduktan sonra ucuyor.Ben uzun yillar kullandim,sonra birden bire vucuduma alerji yapmaya basladi,bende tam olarak anlayabilmek icin yaklasik 6-7 aydir yumusatici kullanmiyordum,bu ay gene aldim,niyetim sadece havlu ve nevresimler icin kullanmakti,normal kiyafetlere kullaninca ,gene basladigini farkettim.deterjan bile zor cikarken,yumusatici zaten durulama suyuna karisiyor ve ondan sonra birdaha durulama yapmiyor,e haliyle butn kimyasallar tabaka halinde camasirlarda kaliyor.Birdaha kullanmiyacagim,sadece nevresim ve havlular icin yeterlidir.zaten camasir guzel de koksa,uzerine illalki parfum sikariz,kokular surunuruz, yuzden kiyafetler iyi kokmasada olur.saglik daha onemli sonucta...
arkadaşlar merhabalar
geçen bir arkadaş bahsetti:eşi ekonomi bankasında çalışıyormuş ve yurt dışına giden ürünleri inceliyorlarmış
süt olarak sek in ggünlük sütünü önerdi
bal olarakta do arı balı önerdi:bu balda hiç katkı yokmuş
tavuk konusundada hiç bir markayı önermedi kendileri 2 yıldır tavuk yemiyorlarmış.kesme bulursanız kesme tavuk alın dedi.şu kuş gribi çıkmadan önce marketlerde kesme tavuk vardı ama kuş gribinden sonra devlet yasakladı
tavuk konusunda neredeyse çaresiziz.. pazarda kesme tavuk vardı, fiyatını sorup gözlerimi patlattım.. bir tavuk 45 TL. ve kilosu da tartsan 1,5 kg gelmez. geçen yıl boludan geliyordu, kilosunu 15 tl den alıyordum...
Haklısın canım ama çamaşırları Ersağ ile yıkıyorum. Yumuşatıcı gözüne de elma sirkesi koyuyorum. Çamaşırlar kuruyunca kokusu kötü oluyor. Eşim de istemiyor. Normal deterjanlara ve yumuşatıcıya geçmeye hiç niyetim yok. Koku için bir şey yapmam lazım. O yüzden arayış içerisindeyim.
merhaba foruma yeni üyeyim ve eski konuları okurken gördüm yazdıklarınızı. bende yumuşatıcı hiç sevmem ve sadece havlu ve nevresimlerde kullanırım ama yavaş yavaş onu da bırakmaya çalışıyorum. bu sirke meselesini bulaşıkta duymuştum da çamaşırda bende yakın zamanda duydum. hatta deneme yaptım bir kere, çok fazla koymadım belki yarım kahve fincanı kadar birde hani portakalın kabuğunu sıkıştırınca bir sıvı püskürürya, çok güzel kokar; portakal kabuğunu bir kaç kez sıktım yumuşatıcı gözüne doğru. aslında bu fikir de aklıma bulaşık makinesine koku için limon koyanlardan geldi. neyse, çamaşırlar yıkandı çıktı hem yumuşacıktı hem de hiiç sirke kokusu yoktu. tabi her daim portakal kabuğu püskürtmek mümkün değil :)) ama belki bunun çözümü şu olabilir, hani meyve yağları satılıyorya aktarlarda, sevdiğimiz bir tanesini alıp yumuşatıcı gözüne sirke ile beraber 1-2 damla damlatılabilir. bunu da denicem inşallah, işe yararsa paylaşıcam burda da :)
hoşbuldum :) kalıcı olmasa da en azından dediğin gibi kötü koku olmaz. bende elimdeki stokları azaltıyorum, normalde de yumuşatıcı, çamaşır suyu gibi ürünleri minimum düzeyde kullanırdım ama son zamanlarda bu ürünlerde iyice soğudum. ilk fırsatta bende yumuşatıcı olayını tamamen bitiricem. şuan için sadece havlu, nevresim de kullanıyorum.canım foruma hoş geldin.dediğini ben de denedim.yasemin yağı aldım, onu damlatıyorum. onun kokusu da çok kalıcı olmuyor açıkçası ama en azından öyle çok kötü kokmuyor.
Çok güzel bir bilgiBen tavuğu pek sevmem. Ama markette aylar önce reyon görevlisi Gedik'i tavsiye etmişti. Ben de alacağım zaman hep bu markayı alıyorum ve çok lezzetli oluyor. Demek ki, senin yazdıklarından sonra bu markaya devam. Teşekkürler gunayder
Bu topik çok yararlıymışkeşke aktifleştirsek
Merhaba. Bende istanbulda yasıyordum. Eşimin işleri ve kazancıda çekilen bu istanbul kahrına deymiyordu. Istanbulda 10 kazanacağına küçük yerde 3 kazan daha iyi mantığıyla bi karar verdik. Sakarya akyazının Köyü'ne yerleştik.
Oğlum var 4 yasına yeni girdi. Adı kuzey. Istanbulda apartman dairelerinde avm lerde kalitesiz saçma bi hayatı yasıyordu. Buraya geldiğimiz günden beri istanbuldan nefret eder hale geldi. Bazen sorarız istanbula tasınalımmı diye hayır hayırlar diye bağırıyor.
Madem gelmiş yerleşmişiz dogal sağlıklı beslensin eşim oğlum diye kendimize bahçe yaptık. Fotolarını falan koyarım sonra. Tavuklar horozlar aldık. Iki köpek falan. Oğlum inanılmaz mutlu. Dut erik daldan yiyor. Yumurtayı follukdan alıyor sabahları koşa koşa. Süt inekten yoğurt benden. Anlatmaya kalksam sabaha kadar sürer inanın.
Ben zaten ekip dikmeye tohuma çiçeğe hep ilgiliydim. Burada eşimin babanesi var. Eski toprak. Bi çok şey öğretti bana. Bizden sonra kayınpederlerimde taşındı buraya. Oğlum salonun kapısını açıp toprağa basmanın ne demek olduğunu öğrendiya çok mutluyum.
Eşimle konuştuk 10 dönüm yerimiz var. Bu yıl bol bol ekecez herseyden.
Tarhana salça acıka tereyağı ekşimek yapıyoruz. Dut erik elma şeftali armut ayva ağaçlarımız var. Biber taze soğan kavun karpuz nane kıvırcık marul havuç domates salatalık fasulye v.s ektik. Çilek ektik oğlum hergün suladı baktı sonrada hepsini yedi..
İnşallah herkese nasip olur... Eve çarşıdan hiç bişey sokmamaya çalışıyoruz. Yoğurt peynir süt kesinlikle almıyoruz. Bahcedede ne büyürse onu yemeye bakıyoruz. Kuzinem var ekmeğimi odun ateşinde yapıyorum.
Bakalım bu lüks nekadar devam edecek :)
Ne güzel Allah daim etsin.
Benim eşim de köy çocuğu ve hep der ekelim biçelim, kendi bağımızdan bahçemizden yiyelim diye. Ben yapabilir miyim bilmiyorum, evde çiçek bakmayı çok seviyorum ama tarla bahçeden anlamıyorum.
Tarla bahçeden anlamasam da tarhanamı kendim yapıyorum, sütü alıp evde mayalıyorum .Şehir şartlarında doğalı yakalamak çok zor oldu maalesef.
Merhaba. Bende istanbulda yasıyordum. Eşimin işleri ve kazancıda çekilen bu istanbul kahrına deymiyordu. Istanbulda 10 kazanacağına küçük yerde 3 kazan daha iyi mantığıyla bi karar verdik. Sakarya akyazının Köyü'ne yerleştik.
Oğlum var 4 yasına yeni girdi. Adı kuzey. Istanbulda apartman dairelerinde avm lerde kalitesiz saçma bi hayatı yasıyordu. Buraya geldiğimiz günden beri istanbuldan nefret eder hale geldi. Bazen sorarız istanbula tasınalımmı diye hayır hayırlar diye bağırıyor.
Madem gelmiş yerleşmişiz dogal sağlıklı beslensin eşim oğlum diye kendimize bahçe yaptık. Fotolarını falan koyarım sonra. Tavuklar horozlar aldık. Iki köpek falan. Oğlum inanılmaz mutlu. Dut erik daldan yiyor. Yumurtayı follukdan alıyor sabahları koşa koşa. Süt inekten yoğurt benden. Anlatmaya kalksam sabaha kadar sürer inanın.
Ben zaten ekip dikmeye tohuma çiçeğe hep ilgiliydim. Burada eşimin babanesi var. Eski toprak. Bi çok şey öğretti bana. Bizden sonra kayınpederlerimde taşındı buraya. Oğlum salonun kapısını açıp toprağa basmanın ne demek olduğunu öğrendiya çok mutluyum.
Eşimle konuştuk 10 dönüm yerimiz var. Bu yıl bol bol ekecez herseyden.
Tarhana salça acıka tereyağı ekşimek yapıyoruz. Dut erik elma şeftali armut ayva ağaçlarımız var. Biber taze soğan kavun karpuz nane kıvırcık marul havuç domates salatalık fasulye v.s ektik. Çilek ektik oğlum hergün suladı baktı sonrada hepsini yedi..
İnşallah herkese nasip olur... Eve çarşıdan hiç bişey sokmamaya çalışıyoruz. Yoğurt peynir süt kesinlikle almıyoruz. Bahcedede ne büyürse onu yemeye bakıyoruz. Kuzinem var ekmeğimi odun ateşinde yapıyorum.
Bakalım bu lüks nekadar devam edecek :)
Ne güzel Allah daim etsin.
Benim eşim de köy çocuğu ve hep der ekelim biçelim, kendi bağımızdan bahçemizden yiyelim diye. Ben yapabilir miyim bilmiyorum, evde çiçek bakmayı çok seviyorum ama tarla bahçeden anlamıyorum.
Tarla bahçeden anlamasam da tarhanamı kendim yapıyorum, sütü alıp evde mayalıyorum .Şehir şartlarında doğalı yakalamak çok zor oldu maalesef.
Zor değil nerdeyse imkansız maalesef. Yarın fotoları koyacağım. Salatalıklar ufak ufak görünüyor. Bizim tembel tavuklarda ne hikmetse bu gün çoşmuşlar. 6 tane yumurta verdiler sağolsunlar.
Çatladımm kıskançlıktann :) Foto isteriz mutlaka canım
Ben de bu konuyu aboneliklerime alayım
Fotoları çektim iphonumda. Ipad e atamadım. Halledince koyacak hemen. Bugün fasulyelere sopalar diktik. İlaç kullanmadığımız için yabancı otlar çıkmıştı onları temizledik çapa yaptık. Güzel allahımda yağmur yağdırdı miss gibi oldu...