• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Mutfak alışverişi yetişmiyor!!!!

Aynen öyle durumu olana olabilecek en iyi sağlık sistemimiz var. Ama olmayana ha randevu almış ha sabah sıra beklemiş hiç bir faydası yok ilaçları alamadıktan sonra. Sabahın köründe gidip parasız tedavi olmak mı, randevuyla gidip para ödemek mi derseniz parasız kısmını seçerim. 25 yaşından sonra zaten erkeklerin sgksı iptal ediliyor. Her ay borç yazılıyor. İş bulmak zaten zor. Adam işsiz, devlette borcu var, hastanede randevu almak ne işine yarayacak?
Ben tiroit ilacımı gidip eczaneden alıyorum. Doktor yazdı mı çok daha fazla ödüyorum çünkü. Ayrıca 3 sene önce 3-4 liraydı şimdi 9 lira oldu. Bu ilacın tutarı düşük ama 200 lira olan ilaca uyarlarsak durum daha da içler acısı.
Randevuyla iş bitmiyor hanımlar. Bunu anlayıp sağlık sistemi eleştirisi yapmak lazım.
Ayrıca doktor kalitesi gün geçtikçe kötüleşiyor. Bunu hem eğitim hem sağlık sistemine bir eleştiri olarak söylüyorum.

sabahin korunde gittigimiz donem nasil parasizdi ya bunu anlamiyorum. ilaclara vs cok cuzi ucret veriliyordu ama bicak parasi denen seyi unuttunuz mu. devlet hastanesinde doktor ameliyat etmek icin bicak parasi adi altinda hic de kucumsenmeyecek paralar aliniyordu. vermeyince ameliyat olmuyordu.

hicbir zaman hic birsey yeterli degildir. elbetteki daha yapilacak cok sey var. ama eskiden daha güzeldi demek objektif bakamamaktir. ben eskiden grip icin bile cildiye icin bile muayene olamiyorken eski sistem mi güzeldi yani. bacaklarimda ciban benzeri sivilceler icin o sistemde tedavi olamamış rum hastnesinde ozelde tedavi olmustum.

o donem icin ben veya yakinlarim ciddi hastalik geçirmedi kiyas yapamam. ama komsularimdan falan bicak parasi olayini biliyorim. arti ustte de belirttigim gibi doktorun ozel muayenesine de gitmek gibi ekstra masraflar cikiyordu. bunlar size gore ucretsizse oyle olsun. o zamanda esdeger ilac yerine başka almak isterseniz ilacın tamaminin ucretini oduyordunuz. simdi sadece farkini oduyorsunuz. katki payi disinda esdeger ilac almak isterseniz eczanede daha az odersiniz.
 
aslında bulasik biriktirmesem sadece karbonat ve limontozuyla yikamayi istiyorum. oyle deneyip sonuc alan var. ama bir turlu o sekilde duzene giremedim. bilasik makinesi deterjani temizlenmedigini dusundugum icin cift calistiriyorum . yada cok az deterjanla yikayip sonra kısa programda calistiriyorum.

bor nedense bana tam guvenli gelmiyor. bir kez kulandim çamaşırlar da böyle sodali gibi degisik bir his verdi bana. sanki durulanmiyormus gibi falan.

elektrikte lambalar konusu nda kotuyuz. onda dq evin diger üyeleri dikkat etmeyince bende de gevseklik oluyor.
Karbonat limon tuzu karışımını ben de bir hevesle yapıp kullandim, 4-5 yıkamadan sonra bulaşık makinamı bozdu. Dikkat edin sizin de başınıza aynı şey gelmesin.

Deterjan olarak ben biraz daha zararsız bir marka var onu kullanıyorum. Beyazlarda da leke varsa Hidrojen peroksit ( 3% zararsız) kullanıyorum.
Vernel yerine de sirke kullanıyorum. Bulaşık makinasında da sirkeyi parlatıcı yerine kullanıyorum.
 
sabahin korunde gittigimiz donem nasil parasizdi ya bunu anlamiyorum. ilaclara vs cok cuzi ucret veriliyordu ama bicak parasi denen seyi unuttunuz mu. devlet hastanesinde doktor ameliyat etmek icin bicak parasi adi altinda hic de kucumsenmeyecek paralar aliniyordu. vermeyince ameliyat olmuyordu.

hicbir zaman hic birsey yeterli degildir. elbetteki daha yapilacak cok sey var. ama eskiden daha güzeldi demek objektif bakamamaktir. ben eskiden grip icin bile cildiye icin bile muayene olamiyorken eski sistem mi güzeldi yani. bacaklarimda ciban benzeri sivilceler icin o sistemde tedavi olamamış rum hastnesinde ozelde tedavi olmustum.

o donem icin ben veya yakinlarim ciddi hastalik geçirmedi kiyas yapamam. ama komsularimdan falan bicak parasi olayini biliyorim. arti ustte de belirttigim gibi doktorun ozel muayenesine de gitmek gibi ekstra masraflar cikiyordu. bunlar size gore ucretsizse oyle olsun. o zamanda esdeger ilac yerine başka almak isterseniz ilacın tamaminin ucretini oduyordunuz. simdi sadece farkini oduyorsunuz. katki payi disinda esdeger ilac almak isterseniz eczanede daha az odersiniz.
Bıçak parası olmadığından emin misin şu anda?
Ayrıca 3-5 liralık ilaçlara hastaneye gidip yazdırdiginda muayene parası adı altında 30 lira ödemek ne kadar mantıklı :KK66:
 
Karbonat limon tuzu karışımını ben de bir hevesle yapıp kullandim, 4-5 yıkamadan sonra bulaşık makinamı bozdu. Dikkat edin sizin de başınıza aynı şey gelmesin.

Deterjan olarak ben biraz daha zararsız bir marka var onu kullanıyorum. Beyazlarda da leke varsa Hidrojen peroksit ( 3% zararsız) kullanıyorum.
Vernel yerine de sirke kullanıyorum. Bulaşık makinasında da sirkeyi parlatıcı yerine kullanıyorum.

ben de sirke kullaniyorum hep. sirkeden oncede parlatici hic kullanmadim. simdi beyaz sirke kullaniyorum.

o guvenli denilen deterjanlara da guvenmiyorim ya. pazarlama politikasi gibi geliyor. network olanlarda sıkıntı cikmisti cunku. daha dogrusu ins. muhendisoglunun dediklerine gore konusuyorum.
karbonat limontozu hic tam olarak deneyemedim. tabletleri falan ikiye bolup kullaniyorum. genelde toz alip az deterjan koymaya calisiyorum. toz dq bulunmuyor. sivi deterjan aldim o da iyi yikamiyor az koyduğumda. bu sekilde devam ediyorum mecburen.
 
Bıçak parası olmadığından emin misin şu anda?
Ayrıca 3-5 liralık ilaçlara hastaneye gidip yazdırdiginda muayene parası adı altında 30 lira ödemek ne kadar mantıklı :KK66:
bicak parasi olmadigina eminim . biz ameliyatimizda odemedik. oglum saglik sorunuyla doğdu. dogrudan randevusuz hastneye muracaat ettik. vakit kaybinin dezavantaj olacagi bir sorun oldugu icin her hafta randevusuz muayene olduk. doktorun sekreteri randevu verdi. ameliyata da ucret odemedik.
siz oduyorsaniz gidin sikayet edin. hakkinizi savunun. eczaneden de ne aldiginiza bakin. fark ucreti cikan ilacı almayin. sgk nin tamamanin karsiladigi ilaci alin. katki payini savunmadigimi soylemistim zaten.
 
Bıçak parası olmadığından emin misin şu anda?
Ayrıca 3-5 liralık ilaçlara hastaneye gidip yazdırdiginda muayene parası adı altında 30 lira ödemek ne kadar mantıklı :KK66:

sunneti de devlet hastnesinde olduk. ona da bicak parasi veya herhangi bir ucret odemedik. siz estetik ameliyat olup bicak parasi oduyor onu sayiyirsaniz bilemicem.
 
Nasıl elektrik ve suyu toplam 100 getirebiliyorsunuz?? Gerçekten bu işin sırrı ne merak ettim. Benim şehirdışında olduğum ay evimde bir tek buzdolabı çalışıyordu. Evde çalışan tek buzdolabıyla elektrik 54 lira geldi. Buzdolabıda mı çalıştırmıyorsunuz. Yazım dilinden eleştirdiğimi sanmayın gerçekten merak ettim.
Ama iki kişilik bir aile zaten başka ne olacak ki
 
Ah bu tiyatro muhabbetini dün akşam yaptık biz de. Burda da tiyatro oluyor ama salon çok kötü, ben hiç Ankara da alıştığım o güzel tiyatro salonlarından aldığım havayı alamıyorum. Eşime dedim ki bir haftasonu sen küçükle ilgilen, ben sabahtan Ankara ya kızı alıp gideceğim. Güzel bir oyuna gideriz, yer içer biraz gezeriz. Kaba bir hesap yaptım 500lirayı buluyor 🙄 yani bu da olsa olsa senede 1 kere olur işte o da şartları zorlayarak. Gerçekten insanca yaşamayı özledim. Avm gezip sosylleşmek kısmına yorum yapmak bile istemiyorum. Onu ne kdar yaparsam yapayım kendimi bir şey yapmış gibi hissedemiyorum malesef. Yoksa her yer avm dolu.

Tiyatroyu, operayı, sinemayı hadi sineye çektim ki aslında olmazsa olmaz bunlar
Kitap alırken zorlanıyorum kitap
Hayatımda korsan kitap almadım, her zaman kitapçıdan ya da internet üzerinde bilinen sitelerden alıyorum, 7 tane kitap 150 lira tuttu geçen hafta. Almak istediğim kitapları liste yaptım, 5.000 lira tutuyor, düşünebiliyor musun ? Ben epe yol gittim, gençliğimde tiyatronun, sinemanın keyfini ve kültürünü doya doya aldım peki ama gençler ne yapacak ? Nasıl kültür seviyesi yükselecek bu insanların, kitaba sahip olmak bile bu kadar zorken nasıl ?
 
Benim gibi aynı standardı devam ettirmeye çalışan diyorsun ama seninle aynı standardı yakalamamız mümkün değil, kasımda bile doğalgaza 400 ödemişsin, ben ocakta şubatta bile 400 görmedim 300 küsür gelince oo bu ay çok geldi diyorum. Sebebini konuştuk senin evinle benim evimin şartları bir değil o yüzden bence de bu kıyaslama mantıksız, herkes kendi standardına göre bir düzen kurmuş döndürüyor,mesela ben kasımda 400 yakıt ödeyeceğim bir evde oturamam ama siz oturabiliyorsanız standartlarınız ve bütçeniz ona uyuyordur
En yalın haliyle söyleyeyim, ben bundan önce hiçbir sene kasım ayında 400 tl ödemedim.
Geçen sene hariç, 400 en en fazla rakamımızdı.
Daha önce 150 200 ödediğimiz faturaya nasıl 400 tl verip, hala şükürcü olabiliyoruz?
Ben aynı standartı kat kat fazla ödeyerek muhafaza ediyorum ve rahatsız oluyorum, sizin 100 tl dir ama bu sene 100 olmayacak, onu söylüyorum.
Sadece bu derdim...
 
Geçinebiliyorum diyenlere gereksiz şükürcüler diyorsunuz,ya makarnacı kesim ya da %50 lik kesim olduğunu ima ediyorsunuz,sonuç olarak anladım ki işin sırrı gerçekten şükürdeymiş, ben hiç kısmıyorken faturam kabarmıyor aldığımla geçinebiliyorsam aklıma başka seçenek gelmiyor, istanbulda oturanları tamamen konu dışında tutuyorum, istanbula bende hayranım ama orda yaşayamam her güzel şeyin bir bedeli var. Bu arada geçinebiliyorum yetiyor deyince %50lik kısma dahil edilmek benim için gerçekten ağır hakaret.
 
Saglik sistemi duzeldi diyenlere Allah hastalik vermesin ne diyeyim.
Annem evre 4 Akciğer Kanseri, devlet sadece klasik radyoterapi ve kemoterapiyi karsiliyor, immün sistem guclendiricileri ya da fitoterapi ilaclarini karsilamiyor (evre ve kanser tipine gore immünoterapi ve akilli ilaclari karsiliyormus ancak akciger ileri evrede herhalde zaten ölecek bosa masraf yapmayalim diyorlar!?)
Annemin bagisiklik guclendiricileri, bitkisel ilaclari, aylik goruntulemeleri vs ortalama 7-8 bin tl tutuyor, bunu karsilayamayan hastalara ne oluyor biliyor musunuz?
Ha bu arada annem yaz doneminde kontrollerini baska bir hastanede yaptırmak istedi, tam 3 ay sonraya randevu verdiler, aktif tedavi goren bir onkloji hastasi 3 ay kontrol edilmezse ne olur?
Yani ozetle bu ulkede paran yoksa öl diyen bir saglik sistemi var, grip olunca kolay kontrol ediyorlar diye guzelleme yapmayalim, bir sosyal devlette hala yoksul insanlar hayatta kalabilmek icin yardim kampanyalarina konu olmak zorunda kaliyorsa o ulkede saglik sistemi iyidir diyen akil tutulmasi yasiyordur.

Anlamazlar anlamak kimseye iyi gelmiyor çünkü
Hastanelerin 90 dönemini de gördüm, 2000 i de
Eskiden evet zorluklar vardı ama ciddi bir hastalık varsa kanser gibi hasta yatarak tedavi görüyordu ve gerekli tüm ilaç ve medikal malzemeler yatan hastaya veriliyordu. Hastanenin takipli hastası sıra beklemeden tetkike alınabiliyordu. Annemin kanser tedavisi sırasında 9 yılda 80.000 dolar harcadık, sgk lı ve emekli olduğu halde. Kolostomi torbaları, immün sistem ilaçları, ostominin bakımı için gerekli ilaçlar ve malzemeler asla karşılanmadı. Bu arada hastanede doğru dürüst kalmadığı için onkoloğa da özel gittik, onkolog tedaviyi yazdı, hastanede ki onkoloji asistanları uyguladı, o tarihte onkoloğa her gidişimiz 500 lira idi. Son bir yılı hep özelde geçirdik çünkü Cerrahpaşa da açıkça yüzümüze söylediler ölecek evinde ölsün dediler ama acı çekiyor orası bizi ilgilendirmez dedi doktor, açık açık böyle yüzüme söyledi yıl 2010 du.
İki yıl önce acile gittiğim Bağcılar devlette 40 lı yaşlarda bir adam acilde sıra beklerken felç geçirdi, öyle yanından geçip baktılar sadece, gözümün önünde felç geldi adama ya hangi sağlık sistemi ? Doktor yakınlarına başka hastaneye gidin dedi kadın yırttı kendini bakmadılar, arabamız vardı eşimle özel bir hastaneye götürdük, ambulans bile vermediler. Bronşit olup randevu alıyorlar diye sevinen insanlara anlatamıyoruz bunları maalesef. Allah büyük bir hastalıkla sınamasın kimseyi ama ellerine düştüğünüz zaman çok zor, ancak yaşayınca anlıyor insanlar. Küçük şehirler ya da fazla kalabalık olmayan semtler belki daha rahat ama İstanbul'da sağlık hizmeti almak resmen işkence, paran yoksa öl kimsenin umru değil ha bir de benden öncelikli hastalar var, suriyeliler ... felç inen adama bakmayan hastane oluk oluk burnu akan ateşi çıkmış suriyeliye hizmet veriyordu, kendi vatandaşını almadı acilden, o adamı düşündükçe hala içim acıyor, gözümün önünden gitmiyor o dehşet görüntü ....
 
Son düzenleme:
En yalın haliyle söyleyeyim, ben bundan önce hiçbir sene kasım ayında 400 tl ödemedim.
Geçen sene hariç, 400 en en fazla rakamımızdı.
Daha önce 150 200 ödediğimiz faturaya nasıl 400 tl verip, hala şükürcü olabiliyoruz?
Ben aynı standartı kat kat fazla ödeyerek muhafaza ediyorum ve rahatsız oluyorum, sizin 100 tl dir ama bu sene 100 olmayacak, onu söylüyorum.
Sadece bu derdim...
Geçen sene kasım 50 ydi bu ay 60 geldi eğer eviniz aynı evse şartlar aynıysa 150 gelen eve 400 gelmesi çok mantıkdışı ,faturanıza inanmadığım için demiyorum ama gerçekten mantıkdışı
 
Ay verin, lütfen verin.
Valla aylık ödediğimiz faturalarla ev kredisi öder, ev alırdım.
Ben herkesin durumu bu sanıyordum, şok oldum okudukça.
Çamaşır yumuşatıcısı uzun zamandır kullanmıyorum, çocuk durumundan.
Hep 30 derecede 1000 devirde yıkarım ve kısa 50 dk lık programda.
Bulaşık çok çıkıyor ama onu da 55 dklık kısa da yıkarım, eko programında tam iyi leke çıkarmıyor.
Eve yeni başlayan kadın sayesinde deterjandan tasarruf ettik, beyaz sirke ve arap sabunu kullanıyor sadece.
Banyolar hariç tabi ama inanılmaz bir fark oldu.
Biz de bunla övünüyor, kara geçtik diyorduk😂

Çok sayfa var ara ara okuyorum. Başkası yazdıysa kusura bakmayın şimdiden ama görünce söylemeden geçemedim. Beyaz eşyalarımın kurulumunda servis bana kısa programların çok elektrik harcadığını söyledi. Bulaşık makinem zaten iki programlı. Kısası ecosu yok. Çamaşır makinemde çok çok acil durum olduğunda bir iki kere 28 dakikalık kısa programı açtım. Hep üç buçuk saatlik eco programı veya iki buçuk saatlik pamuklu çalışır. Haftada en az iki kere çamaşır yıkanır. Bulaşık makinesi her gün mutlaka çalışır. Kombi bebeğim olduğu için bir süredir açık. Fırın haftada iki veya üç kere kullanırım. Tost makinesi kullanırım. Tv ses olsun diye açılır. Süpürge vs herkes kadar işte. Mikrodalga, bilgisayar, modem, diğer elektrikli aletler hepsi çalışır. Aylık 120 gelir en fazla. Kombi kapanınca 70 civarı geliyor. Ankara’da yaşıyoruz. Sık sık elektrik kesintisi olur ordan tasarruf ediyoruz 😆
 
Sizde sorun yok, sorun her şeyin gerçekten aşırı derecede pahalı olması. Ve daha da korkunç olan her markette gittiğimde temel gıda ürünlerinin fiyatlarının sürekli artması.

Kıymanın kilosu 45-50 lirayken ayda 500 liraya mutfak harcamasını halledenleri gerçekten tebrik ediyorum. Geçen kış hem hormonlu hemde taze olmayan sebze fiyatlarının artışını görünce bu yaz oldukça fazla konserve yaptım, derin dondurucumu da doldurdum.Bu kış da fiyatlar epey artacak gibi duruyor, o yüzden yazın kış için hazırlık yapmak mantıklı geldi bana.



Elektrik faturamız da 80 -100 lira arasında değişiyor. Bu sene doğal gaz açısından büyük sorun yaşayacağız, normalde yazın pek kullanmadığımız için doğalgaz 10-15 lira gelirken bu yaz 30 dan aşağı fatura gelmedi. Bu da demektir ki kışın da fatura nerdeyse iki katı gelecek. 300 liralık doğal gaz faturasına fazla gelmiş derken bu kış o 300 yerine 500- 600 lira gelecek.


Misafirler için de yufka alıp börek yapıp çiğ halde derin dondurucuya koyabilirsiniz,misafir geldiğinde çıkarıp fırında pişirdiğinizde çok pratik olur.Yine kek yapıp dilimleyerek derin dondurucuya koyabilirsiniz.

Nohut,pirinç, un gibi gıdaları indirimde yakalayıp fazla almaya çalışıyorum. Sıvı yağ falan da 5 litrelik alıyorum daha uyguna geliyor. Şampuan deterjan gibi ürünleri de internetten toplu alışveriş yapabilirsiniz, o şekilde daha ucuz oluyor.
 
Son düzenleme:
Anlamazlar anlamak kimseye iyi gelmiyor çünkü
Hastanelerin 90 dönemini de gördüm, 2000 i de
Eskiden evet zorluklar vardı ama ciddi bir hastalık varsa kanser gibi hasta yatarak tedavi görüyordu ve gerekli tüm ilaç ve medikal malzemeler yatan hastaya veriliyordu. Hastanenin takipli hastası sıra beklemeden tetkike alınabiliyordu. Annemin kanser tedavisi sırasında 9 yılda 80.000 dolar harcadık, sgk lı ve emekli olduğu halde. Kolostomi torbaları, immün sistem ilaçları, ostominin bakımı için gerekli ilaçlar ve malzemeler asla karşılanmadı. Bu arada hastanede doğru dürüst kalmadığı için onkoloğa da özel gittik, onkolog tedaviyi yazdı, hastanede ki onkoloji asistanları uyguladı, o tarihte onkoloğa her gidişimiz 500 lira idi. Son bir yılı hep özelde geçirdik çünkü Cerrahpaşa da açıkça yüzümüze söylediler ölecek evinde ölsün dediler ama acı çekiyor orası bizi ilgilendirmez dedi doktor, açık açık böyle yüzüme söyledi yıl 2010 du.
İki yıl önce acile gittiğim Bağcılar devlette 40 lı yaşlarda bir adam acilde sıra beklerken felç geçirdi, öyle yanından geçip baktılar sadece, gözümün önünde felç geldi adama ya hangi sağlık sistemi ? Doktor yakınlarına başka hastaneye gidin dedi kadın yırttı kendini bakmadılar, arabamız vardı eşimle özel bir hastaneye götürdük, ambulans bile vermediler. Bronşit olup randevu alıyorlar diye sevinen insanlara anlatamıyoruz bunları maalesef. Allah büyük bir hastalıkla sınamasın kimseyi ama ellerine düştüğünüz zaman çok zor, ancak yaşayınca anlıyor insanlar. Küçük şehirler ya da fazla kalabalık olmayan semtler belki daha rahat ama İstanbul'da sağlık hizmeti almak resmen işkence, paran yoksa öl kimsenin umru değil ha bir de benden öncelikli hastalar var, suriyeliler ... felç inen adama bakmayan hastane oluk oluk burnu akan ateşi çıkmış suriyeliye hizmet veriyordu, kendi vatandaşını almadı acilden, o adamı düşündükçe hala içim acıyor, gözümün önünden gitmiyor o dehşet görüntü ....
bana eski yillarla karsilastirmakta dogru gelmiyor.yenilenmeler iyilestirmeler olmak zo-run-da....cunku dunya gelisiyor tekneloji aldi basini gidiyor. bundan 20 sene sonra neler olacak neler bulunacak zamanin gelisine gore hastanelerde ne yenilikler yapilacak ozmanda biz bu gunleri ornek gostercegiz.yani sanki 1980 lerle ayni zamanda yasiyoruz da bize ogunun sartlarinda bu yenilikler yapilmis gibi konusuyorlar.kimse lutfetmiyor bize dedigim gibi bugunun sartlarinda daha daha iyisi olmadi lazimdi...
 
Belki işime yarayacak bi bilgi var mıdır diye girdim konuya ama üç bes arkadaş dışında öneri yazan olmamış. Çok saygısızca bence tavırlar. Az harcayan çok harcayani, çok harcayan az harcayani küçümsemis durmuş. Herkesin hayatında öncelikleri, yaşam tarzları farklıdır. Az harcayanlarin çocuklarını ac açık bırakıp soğukta oturttuklarini sanmıyorum. Çok harcayanlarinda beceriksiz müsrifler olduğunu düşünmüyorum. Sadece çok yüzeysel kalemler üzerinden değerlendirme yapılıyor bence. Ayrıntıya indiğinde mutlaka bu harcama farklarını doğuracak şeyler vardır.

Bizim mesela doğalgaz kışın asla 600 altında gelmez. Ama bu demek değil ki sağlıklı olan bu. Tam tersi ideal oda sıcaklığı 21. Ama biz evde giyinmekten hoşlanmıyoruz.

Elektrik faturam benim de çoğunlukla 100 liranın altında gelir. Küçük bebeğim var her gün iki çamaşır makinesi çoğunlukla 90 derecelik ayarda çalışır. Bulasik makinesi her gün çalışır. Bebeğim olduğu için pratik fırın yemekleri yaparım, haftada en az 5 kere o çalışır. Buzdolabına ilave derin dondurucum da var çalışan. Ama hiç TV izlemiyoruz. Ütüyü anca ayda 1 toplu yapıyoruz. Aynı mahallede 1+1 evde yalnız oturan kardeşim var ona daha fazla fatura geliyor. Bence nedeni televizyonu devamlı açık, her gün saç düzleştirici kullanıyor, ütüsünü günlük yapıyor ve su ısıtıcı çok kullanıyor. Bı de mesela bizim ev merkezi onun ki kombili. Yani bir sürü akla gelmeyecek elektrikli alet var. Saç şekillendiriciler, caycilar, tost makineleri vs. Çok gelen arkadaşlar mutlaka gözden kaçırdığıniz ekstra bir alet vardır. Bı de daha az harcasin diye kısa programda kullandığınız aletler tam tersi kısa programda daha çok yakıyor olabilirler. Kitapçıkları bir incelediler. Kısa sürede aynı işi yapmak için daha çok enerji harcıyorlar.

Mutfak alisverisi için de benim önerim toptan alışveriş yapmak ve direk üreticiden almak. Ben bı çok şeyi internetten alıyorum. Çerezler, tereyagi,zeytinyagı, peynir, salça, bakliyat, temizlik ürünleri, kişisel bakım ürünleri. Ve hepsi direk yöresinden çok daha lezzetli oluyor. Tereyağı mesela 45 lira, markette asla o fiyata öyle bir tereyağı bulma şansım yok. 3 kilo alıp dondurucuya atiyorum. Ya da Antep fıstığı bim de bile kilosu 100 liradan fazla. Ben 85 e internetten alıyorum ve direk Antep'ten geliyor hep taze ve lezzetli. N11 , hepsi burada gibi sitelerde kampanyalar oluyor, üstüne kredi kartı kampanyaları da oluyor. Markettekinden çok daha ucuza geliyor. Yorumları okuyup aldığım ve yıllardır bildiğim satıcılar olduğu için de hiç sıkıntı yaşamıyorum. Marketten neredeyse bir tek taze sebze meyve alıyorum. Seçerek ve az az alma şansım oldugu için marketten almak pazara göre daha avantajlı bence. Pazarda gözüm dönüyor ve eve gelince çoğu kötü çıkıyor. Kötü çıkmasa bile bı kısmı mutlaka yenmiyor israf oluyor. O yüzden sebzeyi bı kaç gunluk direk ihtiyaca göre almayi tercih ediyorum. Et için de bı kaç ayda bir hayvanlarını otlatan bı üreticiden alıp direk orda kestirip aliyoruz. Kuzu etinin kilosu 50-60 liraya geliyor. Tavugu da aynı şekilde gidip köyde kestirip alıp dondurucuya atıyoruz.
 
Geçinebiliyorum diyenlere gereksiz şükürcüler diyorsunuz,ya makarnacı kesim ya da %50 lik kesim olduğunu ima ediyorsunuz,sonuç olarak anladım ki işin sırrı gerçekten şükürdeymiş, ben hiç kısmıyorken faturam kabarmıyor aldığımla geçinebiliyorsam aklıma başka seçenek gelmiyor, istanbulda oturanları tamamen konu dışında tutuyorum, istanbula bende hayranım ama orda yaşayamam her güzel şeyin bir bedeli var. Bu arada geçinebiliyorum yetiyor deyince %50lik kısma dahil edilmek benim için gerçekten ağır hakaret.
Buna katılıyorum. Mevzu hayattan ne istediğinle alakalı. Mevcut iktidar partisiyle selamım sabahım olmaz ama bu tür peşin yargılarla domates soğan muhabbetini bile ayrılıkçı söylemlere dönüştürmeyi kabul etmiyorum. İşin kısmının şükürde olduğuna da katılmıyorum. Mesele hayattan ne beklediğin nasıl bir yaşam standardı oturttuğunla alakalı bana kalırsa. Netflix, spotify, dergi abonelikleri vs için de şikayet edebilirsin, diş macunu fiyatından da dem vurabilirsin. Bu senin yorganına, hayat görüşüne, ayaklarını ne kadar uzattığına ve birçok parametreye bağlı.
 
Anlamazlar anlamak kimseye iyi gelmiyor çünkü
Hastanelerin 90 dönemini de gördüm, 2000 i de
Eskiden evet zorluklar vardı ama ciddi bir hastalık varsa kanser gibi hasta yatarak tedavi görüyordu ve gerekli tüm ilaç ve medikal malzemeler yatan hastaya veriliyordu. Hastanenin takipli hastası sıra beklemeden tetkike alınabiliyordu. Annemin kanser tedavisi sırasında 9 yılda 80.000 dolar harcadık, sgk lı ve emekli olduğu halde. Kolostomi torbaları, immün sistem ilaçları, ostominin bakımı için gerekli ilaçlar ve malzemeler asla karşılanmadı. Bu arada hastanede doğru dürüst kalmadığı için onkoloğa da özel gittik, onkolog tedaviyi yazdı, hastanede ki onkoloji asistanları uyguladı, o tarihte onkoloğa her gidişimiz 500 lira idi. Son bir yılı hep özelde geçirdik çünkü Cerrahpaşa da açıkça yüzümüze söylediler ölecek evinde ölsün dediler ama acı çekiyor orası bizi ilgilendirmez dedi doktor, açık açık böyle yüzüme söyledi yıl 2010 du.
İki yıl önce acile gittiğim Bağcılar devlette 40 lı yaşlarda bir adam acilde sıra beklerken felç geçirdi, öyle yanından geçip baktılar sadece, gözümün önünde felç geldi adama ya hangi sağlık sistemi ? Doktor yakınlarına başka hastaneye gidin dedi kadın yırttı kendini bakmadılar, arabamız vardı eşimle özel bir hastaneye götürdük, ambulans bile vermediler. Bronşit olup randevu alıyorlar diye sevinen insanlara anlatamıyoruz bunları maalesef. Allah büyük bir hastalıkla sınamasın kimseyi ama ellerine düştüğünüz zaman çok zor, ancak yaşayınca anlıyor insanlar. Küçük şehirler ya da fazla kalabalık olmayan semtler belki daha rahat ama İstanbul'da sağlık hizmeti almak resmen işkence, paran yoksa öl kimsenin umru değil ha bir de benden öncelikli hastalar var, suriyeliler ... felç inen adama bakmayan hastane oluk oluk burnu akan ateşi çıkmış suriyeliye hizmet veriyordu, kendi vatandaşını almadı acilden, o adamı düşündükçe hala içim acıyor, gözümün önünden gitmiyor o dehşet görüntü ....

aynisini biz de yasadik Cerrahpasada, doktor once bize annenizin en fazla bikac ay ömrü kalmis, yapacak hicbir sey yok, buralarda surundurmeyin dedi, sonra cagirip direkt annemin yuzune git evinde huzur içinde gecir son gunlerini dedi, annem bir yildir yasiyor, hayatta ve ayakta, ama bizim bu tedavileri karsilayacak imkanimiz olmasa ne yapacaktik... Caresizlik öyle zor ki, kemoterapiden cikip ayakta duramayacak halde otobus bekleyen insanlari kimse gormuyor mu? İmmün sistem gelistiricileri alamadigi icin gripten ölen kanser hastalarini goremiyorlar mu? Hayatimin son 1 yili devlet, ozel, üniversite hastanesi olmak uzere sayisiz hastane dolasarak gecti/geciyor, parasi olmayana hepsi ayni b.k, ha bu arada 37 yasindayim, 90 lardan bu yana biliyorum saglik sistemini, evet artik daha temiz daha cilali hastaneler ama o kadar, yine adamin yoksa islerin yurumuyor, yine paran varsa yaşıyor, yoksa ölüyorsun.
 
Back