aynen katılıyorum arkadaşımm, benimde şimdi kafama dank ettii:çok üzgünüm: hep vericiyimmm öleceğimi blsem canla başla didiniyorum hep demekki hata yapıyormm şimdi anladım...çok doğru bi yazı ...
yanlış hatırlamıyosam gurbaa prenses bi konuda ''kocanıza 2-3 çeşit yemek yapmayın sonra bigün 1 çeşit yaparsınız beğenmez başınıza kakar'' demişti...onu okuyunca bende 8 köşeli bi jeton düştü...
ben evlenince ilk 2 yıl çalışmıyodum dolayısıyla herşey 4*4 lüktü...şimdi ise çalışırken herşeye yetişemiyorum..yeri geliyo 1 çeşit yemek yapınca eşim laf ediyo..ama suç onda değil onu 3 çeşit yemeğe alıştıran bende....anladımki ne eş ne çocuk kimseyi mükemmele alıştırmamak lazım kötüye alışsınki güzeli gördüğünde değerini bilsin....
yaşasın ben mükemmel değilim hihoyyyt
doğru ama bizim fedakar kadınlarımız mükemmel olmak zorundalarmış gibi hissediyorlar herhalde...annelerimize bi bakın...ama allahtan yeni nesil öyle diil...emeğine sağlık canım...
"Mükemmel kadın" denildiğinde aklınıza ne gelir? Toplumun ve yaşamın
üstüne yapıştırdığı tüm sıfatları eksiksiz yerine getiren kadın!
Mükemmel Kadın Olmayın!
İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat,
sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur?
Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar!
Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla
kolaylaştırdığında, iyi bir iş yapmış olmaz. Her sorunu çözebilen,
sorumlulukları üstünde taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü
çaba gösteren kadın, karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.
İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır.
Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak
bir şey bırakmaz. Armut piş, ağzıma düş! İlişkiler, paylaşım olmadan
büyümez. Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar,
dersler ve çaba ile doğru orantılıdır. Çocuğunun okul ödevlerini
kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini
geliştirmesini engellediğinin farkında değildir. Aynı durum
ilişkilerde de geçerlidir. Eşinin işlerini üstlenen, yapması
gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden
mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.
İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri genellikle hayal
kırıklığı ile biter. En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz
kadınlardır. Neden aldatıldıklarını anlayamazlar. Üstelik, eşlerinin
seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır.
"Benim neyim eksikti?" Bu cümlenin cevabı havada kalacaktır, hatta şok
etkisi bile yaratabilir ama eksik olan kusurdur.
İlişkiler paylaşım üzerine kuruludur. Mükemmel kadın, eşinin
yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur.
Çaba göstermek, uğraşmak için ortada sebep bırakmaz. Heyecanı, hevesi
kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı
başka ortamlar arar.
Çevrenizdeki insanları bir düşünün. İçlerinde, mükemmel olduğuna
inandığınız ama hala neden evlenemediğini ya da mutsuz bir ilişkisi
olduğunu anlayamadığınız kişiler yok mu? Dışarıdan bakıp, dört dörtlük
kadın dediklerinizle birlikte yaşadığınızı hayal edin. Hazır bir
hayat. İlk başlarda çok keyifli gelse de, zaman içinde son derece
sıkıcı, tek düze ve boş bir yaşam şeklini alır. İnsani egonuz zarar
görür.
Mükemmellik, kendinden vazgeçmek demektir. Sürekli başkaları için
yaşamak, onların ihtiyaçlarını gidermek, onların sevdiklerini seçmek
ve hazırlamak, hep başkalarını düşünmek, mükemmel kadını kişiliksiz
kılar. Kendi hayatından vazgeçmek, saçının her telini süpürge etmek,
gereksiz özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve
takdir almaz. Düzenli olarak bunlar yapıldığı için, görevmiş gibi
algılanır ve kıymet bilinmez.
Kusursuz ve mükemmel olmak, sadece zarar verir. Eşini, çocuğunu,
kendini hatta dostlarını bile zor bir psikolojik sürece sokar.
İlişkiler paylaştıkça değer kazanır ve keyif verir. Mükemmel kadın
mutlu olamaz. Başkalarının hayatını düzenlerken, kendine ait bir
yaşamı unutur.
İnsan dediğin kusurlu olur. Hataları, yanlışları ile var olur.
Mükemmellik, insana ait değildir. Kusursuz veya mükemmel kadın
olmayın. Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar.... demiş bir bilgin sizce de öylemi?? kaydirigubbakcemile5
çok doğru bi yazı ...
yanlış hatırlamıyosam gurbaa prenses bi konuda ''kocanıza 2-3 çeşit yemek yapmayın sonra bigün 1 çeşit yaparsınız beğenmez başınıza kakar'' demişti...onu okuyunca bende 8 köşeli bi jeton düştü...
ben evlenince ilk 2 yıl çalışmıyodum dolayısıyla herşey 4*4 lüktü...şimdi ise çalışırken herşeye yetişemiyorum..yeri geliyo 1 çeşit yemek yapınca eşim laf ediyo..ama suç onda değil onu 3 çeşit yemeğe alıştıran bende....anladımki ne eş ne çocuk kimseyi mükemmele alıştırmamak lazım kötüye alışsınki güzeli gördüğünde değerini bilsin....
Kesinlikleeeeeeee çok doğru..
Gerçekden herşeyiyle ilgilenince eşin,onu senin görevin olarak benimsiyo belli bi zaman sonra..
Mesela benim kaynana,o kdar ilgilenirki oğluyla bende fazla ilgilenmem kendi işini kendi yapsın elime alışmasın die,o geldiği zaman alışıyo o ilgiye hazıra,gittikden sonra olan bana oluyo-tatlicadiarzu-
offff dimi ya....
allahtan baba ocağından pek bişey göremiyor benim eşim, ama ben çoğu şeyi üstlendim evliliğimde... çalışıyorum, para kazanıyorum, yemek yapıyorum çeşit çeşit(kaynanam 1 çeşit yapar), hergün değişik temiz şeyler giydiriyorm,evi temiz tutuyorum,borçları harçları düşünüyorum,çocuk yapcam diye kendimi doktor köşelerinde harab ediyorum vs.vs.vs... yaparımm şikayetçi değilim ama birgün yapmasam neolur bilmiyorumm...
mükemmel olmak gibi bir çabam olmadı hiç....doğruda yapmışım baksanıza:))
Kapıya koyarmış Niyat seni bide yapmayınca kaydirigubbakcemile3
Töbe töbeee kızım alıştırma fazla dicem ama olsun yap sen yinede alışmış artık,
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?