İsabelcim öncelikle senin adına çok mutlu oldum. Tabbim sana ve evladına sağlıklı uzun ömür versin. Geçen hafta kimyasal gebelik yaşadım ve tüp bebek transferi yapılan 6. gün embiryolarımı kaybettim. Evlenmeden önce 13 yumurtamı dondurmuştum. Kısmet olmadı 45 yaşında evlendim. Eşimle sevgili iken bir tane çocuğumuz olması hususunda anlaşmıştık. Ancak nişanlanınca çocuk istemediğini açıkladı. Dünyalar başıma yıkılmıştı. O gün nişanı attım. Ertesi gün çok pişman oldum acele karar verdiğimi düşündüm. Araya ailem girdi eşimle barıştım ve evlendim. Evliliğimin 4. yılına geldiğimize kadar hep bir ümit eşimi ikna ederim diye mücadele verdim. Çok sıkıntılı geçti. Anne olmak için evliliğimle kumar oynadım. Çocuk konusunu açtığım bir gün eşimle tartıştıktan sonra eşim evi terk etti. Pandemi zamanı, 3 aydan fazla eşimi aramadım o da beni aramadı. Ailesi arıyordu, ailesine artık eşimle ayrılacağımı söyledim. En son kız kardeşime rica ettim o eşimle konuştu. Eşimi ikna etmiş, sonrasında eşim geldi konuştuk. Seni sevdiğim için tedaviyi kabul edeceğini söyledi. Biz geçen sene Ekim ayında önce testlere sonra tedaviye başladık. Muayenede rahmimdeki miyomların alınması gerektiğini doktor söyledi. Ancak eşime TESE ameliyatı yapıp sperm bulursak seni ameliyat edelim dedi doktor. Eşime TESE yapıldı ve sperm bulundu. 13 yımırtamdan 11 tanesi sağlıklı çözüldü ve 11 yumurtamdan 8 tanesi döllendi. Tüp bebek merkezi 5. güne kadar embiryoların gelişimini takip etti ve 1 tane embiryo 5. Günde gelişimini tamamladı ve 2 tane de 6. Gün embiryosu gelişimini tamamladı. İlk transferimde 5 günlük embiryomuzu transfer ettiler, olmadı tutmadı. En son 15 Eylül 2022 de son 2 6 günlük embiryoları transfer etti ancak kimyasal gebelikle onları da kaybettim. 50 yayıma girdim. Doktorum başka sansın yok dedi. Marmarisde yaşıyorum burda bir doktora göründüm o da bu degteri kapat dedi. Günlerdir ağlıyorum. Psikolojim çok kötü. Sizce ben mucizelere inanabilir miyim? Şansım varmıdır? Bülent hoca bana ümit verir mi? Onunla nasıl irtibata geçebilirim?Mutlulukla sonuçlanan bir hikayeTek solukta okudum 3. Gün embriyoları ile olacak derken süpriz sonlu olmuş Sağlıkla huzurla büyüsün evladınız Normalde pgt den geçmeyen embriyolar saklanmıyor diye biliyorum Acaba sizin embriyolar mozaik miydi ? Ben mozaik embriyo ile hamileyim çok şükür
Pgt de biopsi alınan hücreler trokfoektoderm tabakası ilerde plasentayı oluşturan hücreler Bizim bebeğin hücrelerinin %35 inde kısmı bozukluk çıktı Ama mozaik embriyolar ile yüzlerce sağlıklı bebek doğduğu için transfer ediliyorİlk defa duydum mozaik nasıl oluyor merak ettim
Anladim canım geçmiş olsun tekrar bende ilk defa duyunca sormak istedimPgt de biopsi alınan hücreler trokfoektoderm tabakası ilerde plasentayı oluşturan hücreler Bizim bebeğin hücrelerinin %35 inde kısmı bozukluk çıktı Ama mozaik embriyolar ile yüzlerce sağlıklı bebek doğduğu için transfer ediliyor
Amin.Rabbim evladınızla sağlıklı ve mutlu bir ömür versin.
Darısı başıma.
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..
40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.
Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.
Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..
Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.
Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..
Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...
Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Yeminle çok duygulandım ya ne acılar ne umutlar tükendi derken bebeğiniz olmuş alllah sağlık sıhhat versinBu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..
40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.
Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.
Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..
Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.
Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..
Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...
Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
senin yazdığın farklı bakış açısı değil. direkt yargı dağıtmaktı. koskocaman hikayede kadının yaşadıklarına rağmen nasıl dik durup pozitif sonucu almasını kutlayacağına, minik bir düşüncesini çekip alarak yargılıyorsun. sonrada vay efendim farklı düşünce savunması. hayır farklı düşünmüyorsun sen! yargılıyorsun!Yazdığınız lafı size aynen iade ederek kib liyorum.
Sizden farklı düşünen ve farklı bakış açısında olan kimseye hakaret edemezsiniz, haddinizi bilin!
Vallahi şaşkınım, güle güle büyütün yavrunuzu bizlere de tez zamanda hamilelik nasip olsun teşekkürler umut verdinizBu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..
40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.
Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.
Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..
Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.
Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..
Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...
Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Sağolun, Allahım sizin kalbinize göre hayırlısını nasip etsin.O oneyesen konu sahibi ben değilim yanlışlıkla alıntıladınız sanırım Siz elinizden geleni yapmışsınız Ben bu süreçte daha önce yumurta toplatmadığıma pişman olmuştum Benim tek şansım ilk evliliğimden bir çocuğum olmasaydı Aynı sizinkisi gibi eşim çocuk istemiyordu Bu yüzden çok zorlandım Sırf ben çok istiyorum diye kabul etti Öncesinde büyük bir myom ameliyatı sonra histeroskopi oldum Ama trasfer sonrası evde test yaptım negatif çıkınca benden çok üzüldü Şimdi dört gözle bekliyor Şu an eşinizde kabul ettiyse bence bir mucize için tekrar deneyin Dileklleriniz gerçek olsun inşallah
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..
40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.
Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.
Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..
Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.
Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..
Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...
Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Gözyaşları ile okudumBu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..
40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.
Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.
Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..
Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.
Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..
Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...
Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Ayyy açıkçası sizin hikayenizde çok kalbime dokundu. Bu kadar uğraşlar sonrası sevinç yaşa ve sonra kalp atışı duyamamak çok zor... Bu durum transferin tutmamasundan daha zor... Rabbim nefes versin yaşama hakkı versin inşallah kardeşim..Bu sayfa karşıma nasil cikti bilmiyorum ama hikayeni okudugum anda boyle melekler mi yardim ediyor bana diye düşündüm..oyle caresiz kaldim ki..benim hikayemde sana benziyor..genetik taramadan gecmeyen 5 embrio icinden yine en iyisi transfer edildi.mozaik bir embrio idi..elli tane imzami alarak transfer ettiler.ilk denememdi ve pozitifi gordum.ilk defa hamile kaldım ama simdi tup doktorum aldirabilirsin diyor kalp atislari olmadigi icin..ilaclari da kes dedi..baska bir doktorum pazartesiye kadar bekleyelim dedi ama oyle boyle degil beklemek..kurtajdan korksam mozaik embriomu transfer etmezdim ama pozitifken kaybetmek..o hevesler hep yarim bekliyor simdi..7 .haftamdayim ve kalp atisimiz yok.. nolur dua edin atsin..yalvariyorum Allahima saglikla kucagima alayım....Allah hepinizin kuzularini korusun bağışlasın..
MaşaALLAH MaşaALLAH rabbim sağlıkla kucağına alıp doya doya öpüp koklamaya ve sağlıklı mutlu uzun ömrünüz olsun yavrunuzla.. Amin aminBu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..
40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.
Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.
Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..
Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.
Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..
Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...
Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...