Modern toplum algılarına kurban gidicem

Ben 3 4 aylık evliyim ve çalışıyordum
Bayramdan önce işten çıktım bunun sebebi iş yeri değil tamamen çalışmak istemiyor oluşumdur
Zaten 17 yaşından beri nerdeyse pandemi dışı de aralıksız çalışıyorum
Bunu ilk eşime soyledim maddi olarak sorun yaşar miyiz ve bu durumu nasıl karşılıyorsun diye belki sadece kendi çalışmak tüm maddi yükü sirtlamak istemez diye
O da bana zaten ben yüksek bir maaş alıyorum (neredeyse 3 asgari ücrete denk geliyo) maddi olarak sorun olmaz sıkıldığında da istediğin zaman tekrar girer çalışırsın bu sana bağlı dedi
Bende o hafta işten çıktım şimdi evime ve eşime daha fazla vakit ayırıyorum kendime daha fazla vakit ayırıyorum hobilerime yıllardır yapmak isteyip yapamadığım şeylere (kitap yazmak gibi,takı yapmak gibi, örgü ve dikiş kursu)
Neyse sorun şu bunu kime desem koca parası yiyorsun yani diyor ya Allah aşkına ben zaten yıllarca çalıştım şimdi evime bakıyorum tertemiz yemeği dışardan değil evde yapıyorum eşim gerçekten de çok mutlu ki bende öyleyim bana kendi ablam bile koca parası yicem diye uğraşma çalış kendi ayaklarınin üstünde dur adamın parasini yeme gibi laflar etti bunları alaycı bir dil ile dediği için tavsiye grubuna sokamadim anlamıyorum ev hanımı olmak çok mu kötü ben çekirdek citleyip sabah programı izlemiyorum ki dikiş kursuna gidiyorum takı yapıyorum evime özen gosterio yeni tarifler deniyorum bunun neyi kötü herkes koca parası yiyorsun yani diyor da koca benim kocam sen mi yicen ben yicem tabi ki de kocamın parasını
El alem ne der diye
düşünürsen herkes kendisine göre bi hikaye yazar
Sn keyfine bk kızım boş ver kim ne demiş.
Herkes akıl verir
Bedelini sen ödersin,
Şartlar musait oldumu
Sigorta pirim ödemenide yaparsan
tadından yenmez.
 
Ben 3 4 aylık evliyim ve çalışıyordum
Bayramdan önce işten çıktım bunun sebebi iş yeri değil tamamen çalışmak istemiyor oluşumdur
Zaten 17 yaşından beri nerdeyse pandemi dışı de aralıksız çalışıyorum
Bunu ilk eşime soyledim maddi olarak sorun yaşar miyiz ve bu durumu nasıl karşılıyorsun diye belki sadece kendi çalışmak tüm maddi yükü sirtlamak istemez diye
O da bana zaten ben yüksek bir maaş alıyorum (neredeyse 3 asgari ücrete denk geliyo) maddi olarak sorun olmaz sıkıldığında da istediğin zaman tekrar girer çalışırsın bu sana bağlı dedi
Bende o hafta işten çıktım şimdi evime ve eşime daha fazla vakit ayırıyorum kendime daha fazla vakit ayırıyorum hobilerime yıllardır yapmak isteyip yapamadığım şeylere (kitap yazmak gibi,takı yapmak gibi, örgü ve dikiş kursu)
Neyse sorun şu bunu kime desem koca parası yiyorsun yani diyor ya Allah aşkına ben zaten yıllarca çalıştım şimdi evime bakıyorum tertemiz yemeği dışardan değil evde yapıyorum eşim gerçekten de çok mutlu ki bende öyleyim bana kendi ablam bile koca parası yicem diye uğraşma çalış kendi ayaklarınin üstünde dur adamın parasini yeme gibi laflar etti bunları alaycı bir dil ile dediği için tavsiye grubuna sokamadim anlamıyorum ev hanımı olmak çok mu kötü ben çekirdek citleyip sabah programı izlemiyorum ki dikiş kursuna gidiyorum takı yapıyorum evime özen gosterio yeni tarifler deniyorum bunun neyi kötü herkes koca parası yiyorsun yani diyor da koca benim kocam sen mi yicen ben yicem tabi ki de kocamın parasını
Modern toplum algılarından ziyade insanlar kötü tecrübelerini paylaşıyor. Maalesef bu ülkede ev içi emek değersiz görülüyor. Ev içi emek ücretlendirilmiyor ve yıllar içinde eriyip gidiyor. Şahane giden evlilikler kötü bir şekilde bitebiliyor. Şahane kocanız sizi çok kolaylıkla gözden çıkarabiliyor. Mesela siz 60 yaşında çalışma hayatından oldukça uzakta kalmış, 3 çocukla, maddi ve manevi hiçbir destek olmadan ortada kalabilirsiniz. İnsanlar bu kötü örneklere fazlasıyla şahit olduğu için sizi eleştiriyor olabilir.

Kısacası ev hanımı olmak kötü değil. Ev hanımlarının evde verdiği emek çok fazla ve değerli. Hayat sizin hayatınız, başkalarına göre yaşayamazsınız. Her zaman eleştirecek birileri olacak. Ancak hayat burada yazdığınız gibi güllük gülistanlık değil. Planladığınız gibi gitmeyebilir.

Ben yaklaşık 2 yıldır evdeyim. Ailemle birlikte cok güzel vakit geçirdim. Ev hanımı olarak kendimi çok geliştirdiğimi düşünüyorum. Ancak kadarı çok fazla. Sadece kendim için değil kızıma da örnek olmak için çalışma hayatına geri dönmem gerekiyor.
 
Primler doldu ama yasi bekliyorum emeklilik için. Ister 3 senelik prim ister 22 yıllık prim olsun bir kadin çalışma hayatindan çıkmak istiyor ise kararına saygı duyulur nasil ki is hayatina devam edildiginde saygi duyuluyor ise. Konu prim ise eger calismayip istege bağlı prim de odenebilir ki , suan icin TBMM'nin gündeminde ev kadını olan kadınlar için isteğe bağlı sigorta primlerinde devlet desteği konuşuluyor.
ama sizin durumunuz ayni degil ki elinizde guvenceniz var kazanilmis hakkiniz var .konu sahibi bosansa ortada kalir
 
Eğitim ve gelir düzeyinden bağımsız olarak çalışan üretken kadınlara selam olsun. Ev kadınlığının vatandaşlık bakımından sorunlu bir statü olduğunu düşünüyorum. Ekonomik gelirleri olmayan kişileri ifade etmiş oluyor bu nedenle vergi de vermiyorlar, eşleri üzerinden ancak dolaylı bir durum oluyor. (Vatandaş olmak için tek gereken şey belli bir toprakta doğmuş olmak ise burada bir sorun var bence.)

Eşitlik kavramına da inanmıyorum. Erkeğin iş hayatındaki pozitif ayrımcılığı ile, biz kadınlara yapılan her türlü negatif ayrımcılığa ve bedensel dezavantajlara rağmen başarısı bir midir? Evli ve çalışan kadınlar motor takılmış gibi muamele görüyor.

Temizlik işleri için başkasının evine gidip çalışan bir kadın kendi ayakları üzerinde duran, ekonomik özgürlüğü olan, üreten, kocasının parasını yemeyen onurlu, gururlu, çalışkan kadın..

Aynı evi, evin sahibi olan kadıncağız temizleyip, ütü, çamaşır, bulaşık bin tane işini yapıp çocuklarına bakıyorsa, akşam işten gelen kocasının önüne yemek koyuyorsa, bu kadın çalışmayan, üretmeyen, vasıfsız evde oturan kadın (?) oluyor.
Aradaki fark ne peki? kadının cebine giren parayı kimin koyduğu ?? sömürülen ev içi emeği görmezden gelinebilen kadınlarımız..

Diğer yandan özel sektörde çalışabilecek bir mesleği olmayan, eşi ya da babasının parası olmadan geçinemeyen, kuyruğu dik tutmaya çalışan acınası kadınlar, ev sarmaşıkları.

Ev hanımı olarak evi sürekli düzenli ve temiz tut, çocuklarla ilgilen, kocanın ruhuna her daim hitap et, yemeğini falan eksik etme bütün gün evde tırmala uğraş dur, yaşın ilerlediğinde eş kişisi çabalarını bir kalemde silip atsın. Kocanın eve gelmesini dört gözle bekle ama adama göre de ev hanımlarının rahat bir hayatı olduğu için iki gram ilgiyi esirgesin senden.

Okumuşsun, çalışmak istiyorsun ki çalışman lazım. Bilgini, becerini, disiplinini, enerjini sevdiğin bir yere harcamak istiyorsun elbette karşılığını almak için. Motivasyonun olsun istiyorsun ki bence ne eş ne de bebek bunun ikamesi değil. çalışman lazım başkası için değil kendin için !

İstikbalini bir erkeğin 2 dudağı arasına teslim etmiş boşanma aşamasındaki kadının vay haline umarım kocası ölmez. Maddi anlamda her zaman başkalarının insafına bağlıdır. Yoksa adamdan kalan kuş kadar maaşla geçinmeye çalışacak garibim. Bir de çocuk varsa yandı gülüm keten helva. Ya yeni kocaya varır ya da babası bakar. Erkekler benim maaşım ikimize de yetiyor kafasındalar. Hayat bu bin bir türlü hali var, güçlü olsun hayatımdaki kadın diye düşünmüyor kimse. Ev temizse, yemek yapılmışsa, çocuğa da bakılıyorsa her şey tamam gerisini düşünmeye gerek yok. Değişik kafalar ne diyeyim.

Çoğu kişi köle gibi çalışıyor kabul..Mobbing, düşük maaş, uzun saatlerini ulaşıma verme gibi sorunlarla baş ediyoruz.
Ancak şu devirde düzgün karakterli biriyle hayatı paylaşmak çok zor, omurgasız erkeklerin sayısı az değil. Tüm kadınlar üretim sürecine katılmalıdır ama bunun karşılığında evleri temizlemek, çocuklara bakmak, yemek yapmak profesyonel iş olmalı, sovyet tipi yemekhaneler mi kurulur, yok pazar ekonomisi gereği "her şeyi dışardan söylesinler" hesabı mı olur bilemem.

Cinsiyet ayırmadan herkesin severek yaptığı ve bundan maksimum fayda kazandığı bir işi olsun isterdim. Gerçekten kendini tekrarlayan işler kısır döngüdür ve gelişimin önündeki en büyük engeldir.
 
22 yillik is hayatim vardi 6 ay öncesine kadar sanmayin ki ben calismaktan keyif almadim ya da istemedim asla , hatta gebeliğimin son anina kadar çalışırım diyen bendim. Ama ne oldu biliyor musun yetememeye basladim , hayati kacirir oldum , cevremdeki bir cok kadin da bu durumu yaşıyor ama belki maddi zorluk ya da baskaca sebeplerle islerinden ayrilmaya cesaret edemiyorlar


Ben de şunu anlamıyorum.
Erkekler de calismak, evdeki işleri yapmak, çocuk bakmak zorunda. Onlar yetemiyorum diyip iş bırakmıyor hiç.
Onlar da hobilerine vakit ayıramıyor, rahat rahat kahvaltı yapamıyor. Benim eşim haftada 1 gün kahvaltı yapıyor mesela. Çocuğu olmayan gencecik kadinlar evimle eşimle ilgilenmek istiyorum diyor. EŞLE İLGİLENMEK nedir ya? Bebek mi bu eşler ben anlamadım. Eşime vakit ayıramıyorum diye dertlenip iş bırakan bir tane adam gösterin bana.
Benim maaşım idare eder, kira gelirimiz var, arabamız var, borcumuz yok. Bizim gibi kadının geliriyle 6 ay 1 sene idare etse ölmeyecek çok aile de vardır. Ama bu erkekler nedense hiç işi bırakayım, çocuğuma, eşime vakit ayırayım demiyor.
Kadın neden diyor?

Kadin yoruluyorsa ekonomik özgürlüğü bırakmak yerine evdeki karşılıksız emeği vermekten vazgeçsin. Yani kendi lehine olan şeyden vazgeçiyor. Karşılığında HİÇBİR ŞEY alamadığı işleri daha eksiksiz, daha kusursuz yapmak için kendini paralıyor.

Bu arada siz kişisel olarak sağlık sorunu yaşamış olabilirsiniz, uzun seneler zaten çalışmışsınız. Her ailenin hikayesi başka olabilir. Ama konsept olarak genel anlamda kadınlar hem evde hem işte yoruluyor öyleyse işi bırakalım olayı mantıklı gelmiyor bana.
 
Ben 3 4 aylık evliyim ve çalışıyordum
Bayramdan önce işten çıktım bunun sebebi iş yeri değil tamamen çalışmak istemiyor oluşumdur
Zaten 17 yaşından beri nerdeyse pandemi dışı de aralıksız çalışıyorum
Bunu ilk eşime soyledim maddi olarak sorun yaşar miyiz ve bu durumu nasıl karşılıyorsun diye belki sadece kendi çalışmak tüm maddi yükü sirtlamak istemez diye
O da bana zaten ben yüksek bir maaş alıyorum (neredeyse 3 asgari ücrete denk geliyo) maddi olarak sorun olmaz sıkıldığında da istediğin zaman tekrar girer çalışırsın bu sana bağlı dedi
Bende o hafta işten çıktım şimdi evime ve eşime daha fazla vakit ayırıyorum kendime daha fazla vakit ayırıyorum hobilerime yıllardır yapmak isteyip yapamadığım şeylere (kitap yazmak gibi,takı yapmak gibi, örgü ve dikiş kursu)
Neyse sorun şu bunu kime desem koca parası yiyorsun yani diyor ya Allah aşkına ben zaten yıllarca çalıştım şimdi evime bakıyorum tertemiz yemeği dışardan değil evde yapıyorum eşim gerçekten de çok mutlu ki bende öyleyim bana kendi ablam bile koca parası yicem diye uğraşma çalış kendi ayaklarınin üstünde dur adamın parasini yeme gibi laflar etti bunları alaycı bir dil ile dediği için tavsiye grubuna sokamadim anlamıyorum ev hanımı olmak çok mu kötü ben çekirdek citleyip sabah programı izlemiyorum ki dikiş kursuna gidiyorum takı yapıyorum evime özen gosterio yeni tarifler deniyorum bunun neyi kötü herkes koca parası yiyorsun yani diyor da koca benim kocam sen mi yicen ben yicem tabi ki de kocamın parasını
Eşiniz ve siz bu konuda mutabık kaldıktan sonra kimseyi ilgilendirmez. "Koca parası yemek" sözü de hoş olmamış. Bununla birlikte yaklaşık 30 yıl çalışmış bir insan olarak; insanın kendi parasını kazanması her daim ve herkese karşı güçlü durmayı sağlar.. Özgüveniniz yüksek olur. Aksi durumlarda (ayrılık - ölüm)
-Allah korusun- dirayetiniz yüksek olur ve çocuklarınız için de daha güvende olursunuz..Yoksa elbette ki sizlerin kararı.. Bir süre dinlendikten sonra arzu ederseniz tekrar çalışırsınız, en azından bu süreçte emeklilik için primlerinizi yatırın. (Annem de evlilik/çocuk nedeniyle işten ayrılmış bir kadın, hala keşke ayrilmasaydim diye hayıflanır.. ) Kulağınızda ayrı bir ses/bakış açısı olsun diye yazdım tüm bunları..Yoksa hayat sizin hayatınız, karar sizin kararınız..🍀
 
Eşinizle anlaştıysanız çalışmayın ama eşinizin maaşı öyle ütopik bir maaş değil. İleride çocuk isterseniz hele hiç değil. Kv, kp’e güvenmeden kocanıza güvenebiliyorsanız çıkın. İleride çalışmak zorunda kalırsanız zaten vasıfsız çalışanmışsınız kariyer kaybınız olmaz. Ama buradaki gerçekleri de kulak arkası yapmayın. Yarın öbür gün eşiniz size cinsellik yaşayamamaktan psikolojik şiddet uygulasa ben başımı alıp gidiyorum deme lüksünüz için yine birinelerine el açmak zorunda kalacaksınız. Vasıfsız eleman için de olsa iş öyle ha diyince bulunmuyor. En azından bir güvenceniz olsun.
 
Ben de şunu anlamıyorum.
Erkekler de calismak, evdeki işleri yapmak, çocuk bakmak zorunda. Onlar yetemiyorum diyip iş bırakmıyor hiç.
Onlar da hobilerine vakit ayıramıyor, rahat rahat kahvaltı yapamıyor. Benim eşim haftada 1 gün kahvaltı yapıyor mesela. Çocuğu olmayan gencecik kadinlar evimle eşimle ilgilenmek istiyorum diyor. EŞLE İLGİLENMEK nedir ya? Bebek mi bu eşler ben anlamadım. Eşime vakit ayıramıyorum diye dertlenip iş bırakan bir tane adam gösterin bana.
Benim maaşım idare eder, kira gelirimiz var, arabamız var, borcumuz yok. Bizim gibi kadının geliriyle 6 ay 1 sene idare etse ölmeyecek çok aile de vardır. Ama bu erkekler nedense hiç işi bırakayım, çocuğuma, eşime vakit ayırayım demiyor.
Kadın neden diyor?

Kadin yoruluyorsa ekonomik özgürlüğü bırakmak yerine evdeki karşılıksız emeği vermekten vazgeçsin. Yani kendi lehine olan şeyden vazgeçiyor. Karşılığında HİÇBİR ŞEY alamadığı işleri daha eksiksiz, daha kusursuz yapmak için kendini paralıyor.

Bu arada siz kişisel olarak sağlık sorunu yaşamış olabilirsiniz, uzun seneler zaten çalışmışsınız. Her ailenin hikayesi başka olabilir. Ama konsept olarak genel anlamda kadınlar hem evde hem işte yoruluyor öyleyse işi bırakalım olayı mantıklı gelmiyor bana.
Çok güzel yazmışsınız ellerinize sağlık ama ben bu kadar iyimser degilim yaa...Bizde yerleşmiş olan erkek evi geçindirmek zorunda algısı pek çok kadının da işine geliyor, bı de anneliğin aşırı kutsallastirilmasi buna destek oluyor... Pek çok kadın bu hazır tabulara sığınıp, bir bahaneyle bilinçli olarak evde oturmayı seçiyor çunku "çalismak,kendi hayatını kazanmak evde oturmaktan çok daha zor"...Bı de "annelik" kutsal...Ben çocuk bakıyom deyip ömrü boyunca çalışmadan, yokluk mutsuzluk ve mahrumiyet içinde yetişen çocukların eli ekmek tutunca bu sefer de ben sizi dovurdum, size bahtım, siz de bana bakacaaniz diyip onların sırtına binen milyonlarca "ana" var bu ülkede, hepimiz biliyoruz...Yani belki de temelde sorun çalisma özgürlüğü değil de en başta ebeveynlik tanımının içeriğidir düzeltilmesi gereken, bizim ülkemiz için...
 
Bu toplumda yaygın olan bir durum bana da işten çıktığımda boşa mı okudun evde yatacak mısın gibi itici laflar edildi hayır yani kime be oluyorsa .
Ben de çok taktım hatta ezildim sanki milletten sıkışınca borç istiyoruz neyse şimdi çalışıyorum ben de ve herkes mutlu 😀 sırada neye takarlar bilinmez .
 
36 yasindayim 9 senedir evliyim calismiyorum keske calissaydim diyorum ve bu yasimda unv sinavina girdim 2 senelik acikogretim okumak ve mumkun olursa birkac sene dahi olsa calisabilmek istiyorum.... acikcasi ben evde oturmakdan memnun olani da calismayi terci edenide anliyorum birinin calismayip esinin kazandigiyla gecinmesiylede ilgilenmem kendi parasini kendi kazanmasiyla da herkes hayati kendi yasiyor kimseyi elestirmeye gerek yok sadece yasadiklarim ve gorduklerimden yola cikarak fikir veririm belli bir yasdan sonra bazi seyler daha berraklasiyor ve kayip giden zamana bakinca calisabilecekken bunu tercih etmiyor olmanin pismanligini hissedebiliyorsunuz esim sagolsun para konusunda elinden geleni yapar alir ama hayatin ne gosterecegide belli degil maddi acidan iki kisinin calismasi zorluklara karsi daha rahat ettirir herseyi iyice dusunup ona gore karar verin geleceginiz icin hayirlisi neyse o olsun
 
E tamam oturacaksa da otursun yani bize ne? Yarın bir gün bir şey olursa cezasını da yine kendi çekecek.
Sadece kendi çekse amenna...Hepsinin eteğinde 3-5 çocuk, o çocuklarin hayatı kayıyor doğal olarak, yarı aç, eğitimsiz travma üstüne travmayla büyüyüp toplum içine karışıyorlar, sonra vay efendim ne oldu bu topluma?
 
Çok güzel yazmışsınız ellerinize sağlık ama ben bu kadar iyimser degilim yaa...Bizde yerleşmiş olan erkek evi geçindirmek zorunda algısı pek çok kadının da işine geliyor, bı de anneliğin aşırı kutsallastirilmasi buna destek oluyor... Pek çok kadın bu hazır tabulara sığınıp, bir bahaneyle bilinçli olarak evde oturmayı seçiyor çunku "çalismak,kendi hayatını kazanmak evde oturmaktan çok daha zor"...Bı de "annelik" kutsal...Ben çocuk bakıyom deyip ömrü boyunca çalışmadan, yokluk mutsuzluk ve mahrumiyet içinde yetişen çocukların eli ekmek tutunca bu sefer de ben sizi dovurdum, size bahtım, siz de bana bakacaaniz diyip onların sırtına binen milyonlarca "ana" var bu ülkede, hepimiz biliyoruz...Yani belki de temelde sorun çalisma özgürlüğü değil de en başta ebeveynlik tanımının içeriğidir düzeltilmesi gereken, bizim ülkemiz için...

Haklısınız, benim yazdıklarım olması gereken senaryo. Şu an kadınlarda da erkeklerde de aksi görüş oldukça yaygın ki zaten buradaki konularda da görüyoruz.
Ama doğru bildiğimizi söylemek, hakkımızı talep etmek zorundayız. Siteyi takip ederdim ben uzaktan okurdum. Sırf şu tarz konulara yorum yapabilmek için üyelik aldım diyebilirim.

Anne-baba rollerinin komple baştan yazılması gerekiyor gerçekten. Ben en başta kendi evimde bunu sağlamaya çalışıyorum. Sosyal çevremde de yakın gördüğüm, bana danışan birileri varsa onları da buna teşvik etmeye çalışıyorum.

Mesela geçen yıl şöyle bir ampul yandı beynimde. Beş yıllık fiili çalışmayı tamamlayan memurlar 657 sayılı kanuna göre 12 ay ücretsiz izin kullanabilirler hiçbir mazeret belirtmeksizin. Çocuğu olan erkek memurlar 5 yılı doldurmuşlarsa 1 yıl ücretsiz izin alıp çocuklarını büyütebilirler. Eşim memur olsaydı, sırf bunun için ikinci çocuğu yapabilirdim :KK70:
 
Fikrim o yönde olduğu ve öyle düşündüğüm için yazmışım, neyi neden öyle düşündüğümü açıklamak zorundamıyım?
Ama çok merak ediyorsanız söyleyeyim, insanlar kendi yapamadığı yada yapmaya cesaret edemedikleri şeyleri başkaları helede yakınları yapınca çekemezler, illa bir kulp bulup olayı negatife çekerler. Buda öyle birşey işte. Aslında çok basit ama…

Yoo biz çekemediğimiz için değil, konu sahibini düşündüğümüz için yazdık. Herkesin karakteri sizinki gibi olmayabilir. Veya herkes haset, fesat veya kıskanç olmak zorunda da değil. Bazen olay sadece kadına destek olmaktır
 
Son düzenleme:
Eveeeet aynen Avrupanın göbeğindeyim.
Keyfimce yaşadığım, gezip tozduğum dönem TR deydim ama, tabii ozaman TR de keyif yapılıyordu. Şuan epey zorlaştı farkındayım ama ben en güzel zamanları yaşadıktan sonra buraya döndüm

İşte biz de o sebeple yazıyoruz. Bu forumda hiçbir kadının kıskandığı için çalış dediğini zannetmiyorum. Herkesin çevresiyle, yetiştiği aile ve kültürle alakalı da olabilir tabi.

Var mı hanımlar aranızda kıskançlıktan çatladığı için ille de çalış diyen?
 
Yoo biz çekemediğimiz için değil, konu sahibini düşündüğümüz için yazdık. Herkesin karakteri sizinki gibi olmayabilir. Veya herkes haset, fesat veya kıskanç olmak zorunda da değil. Bazen olay sadece kadına destek olmaktır
Kıskançlık konusunu sizden başka bukadar dert edenen olmadı farkındamısınız?
Derdiniz kadına destekse, konusahibine yazın, özellikle benim yazdığım bir cümleyiz cımbızlayıp üzerine neden bukadar düştünüz anlamadım. Algıda seçicilik olabilirmi acaba?
 
İşte biz de o sebeple yazıyoruz. Bu forumda hiçbir kadının kıskandığı için çalış dediğini zannetmiyorum. Herkesin çevresiyle, yetiştiği aile ve kültürle alakalı da olabilir tabi.

Var mı hanımlar aranızda kıskançlıktan çatladığı için ille de çalış diyen?
Sorma aşko ya sabahtan beri ikiye yarıldım şurda.
 
İstersen evde çekirdek citle akşama kadar sen ve esin için sorun yoksa kime ne. Benim de çalışmayan bir arkadaşım var. Çalışmayı hiç istemiyordu çalışmadı da, istediği şekilde evlendi çocuk yaptı falan, bir gün arkadaşlarla konuşurken -diğer herkes çalışıyor- calisanlarin çocuklarına aciyorum yazık oluyor falan dedi. Sorulmadigi muddetce insanların başkalarının hayatları hakkında yorum yapmasını aşırı saçma buluyorum.
 
X