Bundan iki sene önceydi. Üniversite birinci sınıfı yeni bitirmiştim. İstanbula henüz alışamamıştım, yakın arkadaşım hiç yoktu herkesin arkadaşlığı sahte ve çıkar ilişkisine dayalıydı hayatımda. Oda arkadaşlarım da aşırı derecede kendini öven, dişli, bana kendimi değersiz hissettiren insanlardı.
Birinci sınıfın sonunda karşıma eski sevgilim çıktı. O kadar efendi, düzgün, güleryüzlü biri olarak gözüküyordu ki. Okuldan eve, evden okula bir yaşantısı vardı. Benimle tanışınca çok ilgi gösterdi çok samimi davrandı. O zamanlar final sınavlarımız vardı bana derslerim konusunda yardımcı olmak için not atıyordu, her türlü moral veriyordu vs
Baş başa buluştuğumuz gün hemen aşkını (!) itiraf etti. Yarım saat sonra kadar sarılmak elimi tutmak istedi izin vermedim. Sanki beni 40 yıldır tanıyormuş gibi davranıyordu neden benim mesafeli durduğumu söyleyip duruyordu.
Bir sonraki buluşmamızda yine yakınlaşma konusunda ısrar etti elimi tuttu yanağımdan öptü sarıldı. Ben çok saf geldim bana aşık olduğu için sevgisini belli etmek istiyor diye düşündüm. Ve 3 aylık yaz tatiline memlekete gidecektim o yüzden son görüşmemiz diye çok bişey demedim sarılmasına falan.
Sonra 3 aylık tatile memleketime gittim. Bir gün arkadaşımla buluşacaktım (kız), arkadaşımın evine gittim. Bu beni mesaj yağmuruna tuttu benden fotoğraf atmamı istedi (yani güvenmiyor aklı sıra kız biriyle buluşacağıma). Ben de o sırada arkadaşımı uzun zamandır görmedim koyu bir muhabbet halindeyiz. Bi kaç mesaj atmamış görmedim. Arkadaşıma Whatsapp tan bir şey göstermek için Whatsapp a girip geri çıktım hemen. Bu kez beni aradı aşırı sinirli tepkiler verdi. Ne yaptı ne etti zeytinyağı gibi üste çıktı.
Zamanla bu durum artmaya başladı. O başlardaki hoşgörülü, her şeye sen bilirsin sen nasıl istersen diyen adam her olayda kendini savunur oldu. Siyasi görüşümün yakın olduğu tarafı bildiği halde o tarz konular açıp beni sinirlendiriyordu sonra da beni suçlu gösteriyordu.
Bana sevgililiğimizin daha en başlarındayken her türlü sosyal medya hesabının şifresini verdi. O verince ben de verme gereği hissettim. Bi kaç hafta sonra dediği şey şu “bunlar hep taktik işte sen ver diye verdim” dedi pişkin pişkin şakaya vurdu. İlişkinin başlarında istediğin gibi giyin hiç karışmam diyen insan sonradan şunu demeye başladı “öyle dersem bana karşı çıkmayacağını biliyordum, giyim konusunu sana bırakmış gibi yaptım ki düzgün şeyler giy diye” dedi
Sevgililiğin bir ayından sonra falan cinsellik konuları açmaya başladı. Tabii ki her şey masum bir “beraber uyuyalım” ile başladı. Salak gibi bu tarz oyunlara geldim. Gece yatmadan önce konuşmaya başladık bu tarz şeyleri. Çünkü onu kaybetmek istemiyordum ve seviyordum (biliyorum böyle sevgi olmaz olsun). Ama bir yanım bu tarz şeyleri konuşmak konusunda rahat değildi daha çok erkendi hem yaştan dolayı hem de sevgililik yeni sayılırdı. Bir yandan da beğenilmek arzulanmak hoşuma gidiyordu artık uzun ve ciddi bir sevgililik hayatım olsun istiyordum ve dediğim gibi istanbulda çok yalnızdım bir tek o vardı
Bir süre sonra bu konuşmaları sürdüremedim. Ben istanbula geldiğimde seninle ilişkili yaşayamam kusura bakma, kendimi çok huzursuz hissediyorum. Böyle bir şey yaşarsam ailemin yüzüne bakıp aynı sofraya oturamam dedim. Daha her şey çok yeni dedim. Bir anda kızdı köpürdü bağırdı beni hayallerimize ihanet etmekle, kendisini kandırmakla suçladı. Bana kendimi suçlu hissettirdi. Özür diledim defalarca. Ama gene de yapmak istemediğimi söyledim. İstanbula gelmeme son bir ay kalmıştı ve o bir ay boyunca hayatı bana zehir etti. İnanılmaz derecede ilgisiz ve soğuk davrandı, sürekli beni eleştiren ve her hatasına rağmen benden özür dilettiren bir insan vardı artık karşımda.
Bir ay böyle zehir oldu. Sonra istanbula geldim. Benimle yakınlaşmak istedi hemen. Ben bu süreçte ona çok bağımlı oldum psikolojik olarak. Biliyorum şimdi düşününce bu berbat bir şey. Ama dışarda buluştuğumuzda hep yakınlaşmalarımız oldu. Ve o ne zaman isterse o gün buluşuluyordu hep onun istedikleri oluyordu. Ben başka biriyle dışarı çıksam surat asıp fotoğraf atmamı istiyordu. Aynı zamanda yaz aylarından beri Whatsapp ta çevrimiçi olduğum zamanlar SS istiyordu benden. Kaç kere karşı çıktım ama o gayet rahat bir şekilde “bunun çok normal olduğunu” söyledi. Resmen psikolojik olarak çıldırttı beni artık doğru bildiğim şeylerden şüphe eder hale geldim.
Bir gün yine bankta oturuyorduk. Sarıldı bana. Ben de salak salak sevindim. Bir anda elini göğsüme atmaya çalıştı kazağımın içine. Hemen elini geri çektim karşı çıktım. “Aylardır sevgiliyiz bu kadar mı güveniyosun bana” diye kendini savundu. Ve tabii ki klasik erkeğin ihtiyaçları vardır lafı. Ağlattı beni orda. Zaten beni sürekli ağlatıyordu.
Ertesi gün buz gibi davranmaya başladı. İki hafta böyle sürdü. Sonra bir akşam uzun bir mesajla ayrıldı. Ayrılırken de melek gibiydi ben kızdım bağırdım öfkelendim o ise her türlü suçlamamı kabul etti çok sakin yaklaştı. Çünkü beni bir an evvel başından savmak istedi. Hatta bana ayrılırken sorunları olduğunu, iki haftadır antidepresan kullandığını psikiyatra gittiğini ağır depresyon ve panik atak geçirdiğini söyledi. Saf gibi inandım gene hatta üzüldüm günlerce onun için. Zaten sonra da hemen kendine sosyal medya hesapları açıp kızları takip etmeye başladı. Çok üzüldüm, çok ağladım.
Cinsellik konusunda ona hiçbir zaman güvenememiştim çünkü bana bir kızın el değmemiş olması gerektiğinden vs bahsediyordu (çelişkiye bakar mısınız). Eğer birlikte olursak ve benden kan gelmezse doktora gideriz sebebini öğreniriz demişti çomar beyinli. Bu psikolojik şiddete nasıl göz yumdum nasıl katlandım sahiden anlamıyorum kendimi.
Ben bu olayları kimseye anlatamadım. Çok utandım. İlk defa burada anlatıyorum. Bu sabah YouTube da Beyhan Budak’ın “Gaslighting” adlı manipüle videosuna denk geldim. Meğerse 2 yıl önce maruz kaldığım şey aynen buymuş. Beni kendine bu şekilde bağımlı yaptı. Ve sonra hayatımdan çekti gitti. Üstelik aynı sınıfta olduğumuz için okulda her an bana zehir oldu. Antidepresan kullandım. Arkadaş konusunda sıfırdan başladım. Bir şekilde şimdi daha iyiyim.
Görünüşte çok dindar, oruç tutan namaz kılan biridir. Hep delikanlılıktan ahkam keser, Allah korkusudan bahsederdi. Büyük laflar büyük sözler ederdi hiçbirini tutamazdı. Böyle biriydi işte. Onun için çok fedakarlıklar yaptım içkiyi bıraktım, istanbula erkenden geldim, derslerime çalışmaya başladım hayatım yurt ve okuldan ibaret oldu, ona her konuda destek yardımcı oldum ama o hep nankörlük etti “yapmasaydın o zaman” dedi.
İç dökmek istedim. Ve belki birilerine ibret olur diye yazmak istedim buraya. Bilmiyorum. Herkese iyi günler diliyorum.