Tedavi olmakla başlayın mesela. Ne yaşadınız yada ne yasamadiniz ki internetten tanıdığınız bir adama yapışıp kaldınız. Adam ne yapsın yani illla maddi, manevi olarak kullansın mi sizi? Hoş bu kafayla siz ona da eyvallah dersiniz. Silkelenin ve kendinize gelin, kendinize biraz değer verin.Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Ben anlamiyorum ya bu asklar sevdalar ne ara sanala evrildi. Yani ben 33 yasindayim tamam 17-18 lerde msn vardi ordan catir catir mesajlasirdik ama tanimadigimiz insanla da yazismazdik yani gorusemedigimiz dokunamadigimiz. Siz suan size ciZdigi profile asik olmussunuz daha dogrusu oldugunuzu sanmissiniz. Ustelik bukadar uzun sure telefon basinda biriyle ask yasamaniz.. ask dedigin goz goze gelerek olur, dokunarak koklayarak guldugunde gamzesine bakarak vs.. bence sanal hayattan bir an once kopup etrafiniza bakin.. eminim asik olabiliceginiz sizi mutlu edebilicek birileri vardir..Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Böyle bir ilişkiyi net bir şekilde bitirip yolunuza bakmanız gerekirken neden git gelli bir şekilde ilerletilmesine müsade ediyorsunuz bu kendinize olan saygınızı da bitirir ve zamanla kendinizi sevmeyecek hale gelirsiniz ne gerek var ?Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
bana kızacağınızı biliyordum, şimdiden hazırlıklıyım demek istedim. çevrem tarafından hoş, samimi, bilgili, nahif ve yardımsever bir insan olarak bilinirim. kendisini çok seven benmerkezci insanlardan değilim. bu olayı anlattığım çok arkadaşım oldu, hatta biri benimle görüşmeyi kesti.Neden bana hakaret etmekte serbestsiniz diye bir cümle kurdun? Kimin ne haddine? Olay burada başlıyor bence. Sen kendini sevmiyorsun. İşe kendini sevmekle başla.
Hiçbir erkeğin himayesi altına girerek kendini iki üç parça sevgi kırıntısına muhtaç etme. Öyle olsa bile bunu belli etme.
Sonunu hepimiz biliyoruz. Kullanırlar, üzerler seni. Belli ki adam uzak durmak istiyor ama sen zorluyorsun. Pişman olacağın ısrarla ediyorsun. Sevgi aşk cart curt bi yere kadar. Sen kendine gram değer vermiyorsun bence. Defalarca denedim derken de bence sadece kendini kandırmışsın. Gerçekten denemiş olsaydın şuan bu satırları yazıyor/okuyor olmazdın
Evet.geçen sene babam aramızdan ayrıldı ve ben ona bile bu kadar üzülmedim. sorun bende sanırım. sanırım tedavi olmam gerek.
Kız adam canım sıkılınca arada sana yazıyorum anonimliğin güzel içimi döküyorum bitiyor gidiyor seninle birşey düşünmüyorum demiş işte açıkça?Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Öncelikle ilk olanlar hep çok zor olur bu zor süreci kabullen ve geçeceğini bil . İlk yaptığın devamlı çabalayıcı hareketleri bir noktada mantıklı bulabilirim hem senin içinde keşke kalmamış hem de belki karşındaki insan geçmiş ilişkisinde onun için bir çaba gösteren olmadığı için yaralıdır sende bunu fazlasıyla yapmışsın . Ancak sonuç değişmemiş.Evet birini sevebilirsin onun için fedakarlık yapabilirsin ama bu sırada kendini ve özsaygını da önemsemelisin çünkü ilişkiye çok olgun bir şekilde yaklaşmışsın bu alanda seni iten birinden kendini uzaklaştırman lazım bu hem kendin için hemde sınırlarını çizip karşındaki insana sensizliği göstermen için .Bunu bir taktik ya da oyun olarak düşünme hayatının merkezine koy bu dinamikleri.Elinden geleni yaptıktan sonra düşünmen gereken tek kişi kendin olmalısın. Bu süreç içerisinde kesinlikle iletişime geçmemen be ona yarattığın o güzel sohbeti ona geri vermemelisin bir sonra ki adım olacaksa da senin gibi onunda bu konuda çabalaması lazım . Başkalarından önce kendine değer vermelisin .Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.