- 11 Ekim 2014
- 14.414
- 40.938
- 598
40a kadar yolu var :))
40a kadar yolu var :))37. Defa mi
ben ben benYok ya bi yerden sonra artık ya tamam diyip bitirip ya da devam diyip olayı evliliğe bağlayarak öyle ya da böyle nihayete erdirirsiniz bence
Valla rutin hayatıma devam ediyorum, hiç sıkıntı olmuyor :) tek sorun bir süre sonra tekrar başlamak. Bluetooth gibi uzaklaşınca biraz azalıyor çekim
İki soruya birden cevap vereyim,mesela geçen yillarda benim şehrime tasindi. Ona ev bulacağım diye saclarim beyazladi.
Bana göre 'ev mi? İnternet var mı? İyi sağolun tuttuk'. Ama adam detaycı. Hem bütçesine uyan,yabancı diye kazıklanmayacagi,hem birkaç aylık, hem merkezi, hem esyali hem güzel ev bulmak çok zordu, haftalarca iş çıkışı ne idugu belirsiz emlakcilarla,günübirlik ev kiralayan tekinsiz adamlarla buluştum ,onca uğraştım,bulduklarımi beğenmedigi-çabami takdir etmediği gibi daha erken aramaya başlamadım diye beni pisman etti. En son zar zor bi ev bulduk, wifi alıp internet hızını kontrol etti, defalarca sifonu çekti, sıcak suyu ocağı açtı, kombiyi yakıp kaloriferleri kontrol etti, duvarlara vurup durdu arkası boş mu diyezaten zar zor ev bulmuşum yalvar yakar kısa süreli kiralamaya ikna etmisim, ekmlakci bile bana 'senin hatrin olmasa ben buna ev vermezdim' dedi . Böyle detayci birisi.
Beni strese sokuyor.
İşte o gelişinde gayet güzel zaman geçirdik, yavaş yavaş daha uyumlu olduk. Derken tam uyum yakaladık adamin gitme zamanı geldi. O Döndükten sonra iki ayrı ülkede bir şeyi yürütmek coook zor. Hele bir sonraki buluşma tarihi daha coook uzaksa.
Bana göre şöyle oldu; döndükten sonra konuşmayı kestik. O hafta ben tatile ciktim . Tatilde de sağıma baktım okey tavla oynayan insanlar,soluma baktım mangal nargile yakan insanlar. Hepsi de bu çocuğun bayıldığı şeyler. Keşke erken gitmeseydi de o da olsaydı diye düşündüm, gece bir şeyler içtim sahilde, hislendim tuttum adama 'keske sen de olsaydın, seni çok ozledim' yazdım, tutmuş bana cevap olarak 'don't miss me please' yazmış.
Aramızda bir espri vardı, ne zaman beni deli etse (beni kizdirmaya bayilir) "dur dur sakin ol, gitmeme 15 gün kaldı,sonra sağa sola bakarsin" derdi. Ben de cevabina bozulup "sağa sola bakmaya mi baslamaliyim?" Yazdım, 'sen bilirsin' dedi
Sonra kendime dedim ki ; "şu an harika bir şehirde , upuzun bir kumsaldasin,cadirinlasin. Gerçekten sana 'beni ozleme' diyen adam için ağlıyor musun?"
O an karar verdim, adamı her yerden engelledim . Şans bu ya, ertesi gün de çok tatli bir sokak gitarcisiyla tanıştımgün doğumunu izledik, beraber takıldık, köprüde sokak müziği yaptik falan, harika bir tatil geçirdim. Döndüm, yine gayet mutluydum,hayatıma devam etmeye çalışıyordum. Birkaç ay sonra özlemeye başladım, beraber hamak kurdugumuz ağaca falan gider, onu anar, mutsuz olurdum. Tam yazsam mi falan derken bir yerden ulaştı bana. Ben de sazan gibi atladim, yeniden konuşmaya başladık.
Bu benim pencerem. Olay ona göre şöyle gelişmiş; biz harika bir zaman gecirmisiz, o döndükten sonra her gün konuşmaya devam etmisiz (komik videolar atması konuşmak ona göre) , sonra ben tatile çıkıp onsuz olduğum için mutsuz olduğunu söylemişim , o da lütfen beni özleme(tatilin tadını çıkar) demiş. Sonra ben birden başkalarına bakmak icin izin isteyip onu her yerden engellemişim (yersen, o bunu iddia ediyor). Kırılmasına Ragmen yine de bana ulaşmaya çalışmış.
İşte iki farklı bakış açısı. Onun kafa yapısını anlamakta zorlanıyorum. Genelde ayrılıklarımiz o döndükten sonra benim ondan, yaptıklarından veya yapmadıklarından rahatsız olup konuşmayı kesmemden kaynaklanıyor...
Barışmalarimiz da onun tekrar yazmasi ,benim hemen atlamam, bir süre arkadas olarak konuşup sonra onun bilet almasıyla devam ediyor.
Böyle bir döngü...
Uzun oldu,üzgünüm:)))
Hayatımda bu kadar gıcık bir insan görmedim sanırımYaaaa beni çok yoruyor : ) hiç sevmediğim insan tipi. İnan ki seçme imkanım olsa arkadaşım olarak bile seçmem.
Misal bir keresinde özendim bezendim kuaforde saçımı fönletip geldim yanına, fön tutunca minik beyazlar havaya kalkıyor ya. Oturttu beni koltuğa,gitti çantasından cimbizini çıkartti, teeek tek tüm beyaz saçlarımı kopardıgözlüğüm vardı, zorla bana lens aldirtti (kendisinin de lensi var). Zorla derken yani,alana kadar dırdır etti.
Sahilde güneş vurduğunda göğüs aramda belli olan tüylere bakıp bakıp 'turk kızlarının burasında hep saç mi var' demişti(ben de hayır ben maymun soyundan geldim demiştim)
tanıştığımızda işten ayrılmıştım,o vesileyle Rusça öğrenmeye başladım. Onunla öğrendiklerimi paylasirdim, 'ne güzel boş vaktin var, bugün kaç iş başvurusu yaptin' derdi.
Yani napar eder, insanı germeyi başarıronunlayken çok mutluyum ama aynı zamanda streliyim de. Eleştirmeyi çok sever (ha, takar miyim? Çok da takmam da uyuz olurum)
Bir de bir buzdolabı alacak on gün onu konuşur, derdine düşer, kararsız kalır, alır memnun kalmaz...tam bir mukemmelliyetci,ince eler sık dokur. Bense hiç öyle bir insan değilim.
Ki hiç mukkemmeliyetci olmadigim gibi mükemmel şeylerden de nefret ederim. Odamdaki sevdigim eşyaların çoğu mezattan,ikinci el. Kedim veterinerden,platinlikusurlarıyla , zayıf yönleriyle daha çok severim her şeyi. Tatillerde de yaşanan aksaklıklar hep tatlı anı olarak kalır mesela bende. Ama o 'her şey mükemmel olsun istiyorum,mükemmel olsun istiyorum, gelmişken öyle böyle de olsun istiyorum' diyeee diyeee beni gerer, strese sokar.
Ben mesela spontane tatiller severim. Normalde hep tek gezerim, bir keresinde amasraya gidecekken yolda tanıştığım biri 'inkum daha güzel,orada kamp kur' dedi, tanımam etmem,inkumu da ömrümde duymadım ama ona güvenip rotami değiştirdim:) böyle şeyler beni mutlu eder. Ama o gelmeden once ortak açılan Excell sayfası hazırlar. Yapılacak şeyler, aktiviteler, nesi meşhur falan secenekleri doldurmami ister (sıfır şaka). O da spontanelikten nefret eder.
Bir de ben ailemi yabancı damada ikna ederim ama bu çocuğa ikna edemem çünkü onlarin suyuna gidip bazı şeylere 'he' diyecek bir insan değil. Ona saçma gelen şeylere 'cok saçma ,ama onların da kültürü böyle' demez , direkt 'ne sacma' der. Benim hala ailemle yasamam mesela 'ne sacma' ona göre . Evet,bana göre de saçma ama aynı şehirde yaşıyoruz ve aynı evdeyiz. Bu halleri de beni geriyor mesela. Onunla bir yola girsem ona 'ne saçma',buna 'ne saçma' zaten yolu nihayete erdiremem
Böyle biri yani. Yoksa yalan,ihanet,çalma,büyük kavgalar falan hiç olmadi aramızda. Uyumlu değiliz o kadar. Ama son zamanlarda ikimiz de kendimizi daha bir törpüler olduk . Artik daha az uyuz oluyoruz .
Onun ne düşündüğüne gelince.. genelde şu şekilde konuşur (bozuk ingilizcemiz ile gozleri kanayan insanlardan özür dilerim)
Eki Görüntüle 3026972
Burada benim ona devamlı ex dememden dolayi dalga geçiyor, ne zaman artık sevgili olmadığımızi hatirlatsam 'yine ayni şarkıya başladın' , 'kitabin ilk cümlesi bu, evet' diye dalga geçer. Ben de bunun ikimiz için önemli bir cumle olduğunu ve bu yüzden devamlı tekrarladigimi söyledim.
O da dedi ki ; ne zaman ayni şarkıya başlasan söylediğim gibi ,bana ex diyebileceğini sanmıyorum, devam etsek harika olabilirdi ama korona yasakları yüzünden gelemedim. Ben senin ex'in değilim, tabii ki şimdiki sevgilin de değilim. Sadece tekrar buluşup tekrar birlikte harika zamanlar gecirebilecegin biriyim . Yarının ne getireceğini kim bilir, belki yarın Türkiye'de bir sahilde,senin sağ elinde bir yüzükle uyaniriz, belki yarın beni her yerden engellersin. Kim bilir
Genel tavrı, genel cumleleri, ilişkimize bakışı bu yönde.
Aslında bence o da bana uyuz oluyor biraz. Çok dile getirmiyor sadece, çünkü soğukkanlı birisi, anlık tepkiler vermiyor benim gibi.
iyi de bitirmek için de büyük bir çaba göremedim yengeç hanım. valla tamamen karakter yapısı çok sabırlısınız. :)Daha bana uyan,bana iyi gelen bir erkekle mutlu bir beraberlik yaşamak, onu da sadece biri hatirlatsa 'yaaa evet vardı bir Rus. Bilmem, napıyor acaba? İyidir insallah' diye anmak istiyorum.
Gerçekten isteğim şey bu. Normalde ilişkilerim bitince girdiğim hal de (içimden gelerek) hep bu olmuştur. Ama işte,o moda giremiyorum.
Bir de (itiraf zamanı) genleri devam ettirme arzusu mu bilmiyorum, çoluk çocuk fikrine yakın biri değilim ama böyle babası kılıklı, küçük domates suratli mavi gözlü bebelerim olsun isterim, ne yalan söyleyeyim
.37. Defa mi
İşte kocadan ideal bahsetme şekli :) çok seviyorsun ama değil mi ?Ayy Yengenç geçmiş olsun baby
Şimdi yine benim canım kocişkomdan bahsetme vakti.
Aynı dili konuştuğumuz , aynı coğrafya da olduğumuz halde çooooooook farklı insanlarız. Kötü biri değil ama bu kadar iyiysede gitsin cami galan yaptırsın banane yaniBen evlenirken çok merhametli falan diye evlendim sanli ihtiyacım varmış gibi merhamete.
Çirkin bir herif hxhshdhd (yalan söyleyemem) . Zaten bu çirkinler cidden çekici oluyor. Gerçi çekici de gelmemişti. Eğlencesine çıkıyordum bi baktım evlenmişizbu herif seni kandırır evlenirsin benden demesi.
Yerinde olsam hemen koşar adım kaçardım. Çünkü anlattığına göre sorun yaşandığı zaman tek aklı kalan taraf sensin. Basiretin bağlandı her hal.
Yok hahahhahahaa ( sen şok)İşte kocadan ideal bahsetme şekli :) çok seviyorsun ama değil mi ?
Yeni traşlanmış Yunan heykeli ifadesine bayıldım kullanırım ben bunuAslinda iliskileri cekici kilan farklilar bana gore..
Farkli,iddasi olmayan kendi halinde yaklasimi cekiyor seni..
Bir Robocop veya yeni traslanmis bir yunan heykeli degil ama yanindayken bir huzur da veriyor anladigim kadariyla..
Bir iliskide benim icin vazgecilmez olan bunun bir yarisma haline gelmemesidir.
Ciftlerin surekli birbirlerine ustunluk saglamaya calisitigi,son sozu soylemek icin caba sarf ettigi birliktelikleri rahatsiz edici buluyorum ben.
Sizinkisi boyle degil iste,sakin ve durgun bir deniz gibi.
Evet heyecanli degil,ama guvenli sicak ve buldum diyebilirim.
Yasayacak olan sensin Luci,ama ben bir tamam oldum su an.
Bir ikna oldum sanki. :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?