- 28 Mart 2020
- 21.310
- 64.638
Burcunu sormustum yazmissin meğerseBurç : terazi, yükselen : ikizler, ay : yay
Hahaha kk'dan astrolog bir arkadaşım var, o da çok sever bu çocuğun enerjisini, tipini falan. Sinastri haritamıza bakmak istemişti , o yüzden çocuğun doğum saatini öğrendim:) bakalim ne diyecek,ben de merakla bekliyorum
Yaşa yazacaktım yanlış yazmışım bildirim gelince gördümYala gitsin kız. Ne olacak? İyi-kötü deneyimlerini alır sırtına gidersin. Akıllısın sen, iliski içinde de olsa saçma salak hareket etmezsin
Aynı ülkeye gelince birbirinize bir şans daha verin demeden önce, önceki ayrılıklarınızın birbirinizden uzaklaşmalarınızın başlıca sebepleri neydi diye sormak istiyorum
Valla rutin hayatıma devam ediyorum, hiç sıkıntı olmuyor :) tek sorun bir süre sonra tekrar başlamak. Bluetooth gibi uzaklaşınca biraz azalıyor çekimBunların hepsi aşk belirtisi ama nasıl koptuktan sonra rutin hayatınıza devam edebiliyorsunuz onu anlayamadım.
Bence bu yoğun duygularla artı mavişseneden tekrar başlamasın. Hazır midende kelebekler uçuşuyorken anın tadını çıkar
Evet, aslında tam üzüntüyü hissedemedim çünkü bir mesaj atsam iletişime geçeceğimizi hep biliyordum. O da aynı şekilde düşünüyor olabilir. Belki ikimiz de birbirimizin yedek listesinde ilk siradayizdirBu yaptıklarınızı kafa olarak belki uyguluyorsunuz rahat hissedebilmek icin ama icsellesmemis de olabilir mi bir yerde patlak veriyor gibi ? 4.5 yıl da kisa bir süre değil ilişki askıda kaldığı noktalanmadigi icin o üzüntuyu hissedememiste olabilirsiniz. Biraz onu cepte gorup hani birilerine sans verme gibi. Sizin yeriniz de olsam yaşça küçüğüm gerçi ama ciddi anlamda yuz yüze görüşme fırsatım varsa degerlendirir eksi arti gelecek gecmis bir degerlendirme yapar bu defteri ya tamamen kapatır ( karşısı icinde ayni zamanda ) ya da guzel seylerle doldururdum kafami bulandirmadan
Ayni durumdayizHerkese merhaba,
Böyle şeylerden konu açmayı hiç sevmem ama bugün konuyla ilgili 4 arkadaşımı darladim, yine de yetmedi. İnsanlara musallat olacagima bir de KK'da paylasayim dedim :)
Ben kendimi bildim bileli şıpsevdi, tanıştığı kişiyle pat diye romansa girebilen, bağlanma/güvenme problemi vs asla olmayan, ilişkide hoşuma gitmeyen şeyler olduğunda kolayca ayrılabilen , ayrildiktan sonra çabucak kendi hayatına bakan, 'bitti diye üzülme,yaşandı diye sevin' mottosuna sarılan, keyifli aşk hayatına sahip 30 yaşında bir kadınım.
Ama malesef ne kadar hayatımdan çıkarsam da tekrar tekrar hayatıma aldığım birisi var.
Bu kişi bana ne zaman mesaj atsa mecazi değil ciddi ciddi fiziksel olarak etkileniyorum. Mesela o anda yemek yiyorsam birden iştahım kapanıyor. Ağzımdan lokma geçmiyor. Kulaklarım ugulduyor,biri bir şey anlatıyorsa duymuyorum bile. Bağırsakların hareketleniyor. Kabızlığa falan birebirhani çok stresliyken bir his gelir ya, bir anda midende bir şeyler oynar, iştahın kapanır,ağzının tadi kaçar.
Heh, tam olarak bu belirtileri yaşıyorum. Ciddi ciddi bağırsaklarima vuruyor adamin mesaj sesini duymak. Beni gerdiği için mi böyle,sevdiğim için mi böyle hiç bilmiyorum.
Bir de onunla konuşurken dikkatim inanılmaz derecede dağılıyor. Çok örnek var da şimdi aklıma gelen birini vereyim; Mesela bu sene tatile giderken, dinlenme tesisinde onu hatirlatan komik bir çorap gördüm , belki yine bulusuruz diye çorabı aldım. Derken o yazdı ben kasaya giderken (ilginç bir tesaduf oldu ama ne zaman adami ansam mutlaka yazar). Ben tabii Leyla,tum algimi çocuğa vermişken kaybolmasın diye boyundan takılan, içinde lensimden parama, kimliğime herşeyimin olduğu çantamı kasada unutmusumbeş parasız,lenssiz şarjsiz kaldım çocukla mesajlasacam diye.
Ya da onunlayken otostop çekmiştik bir keresinde, dalginlikla bindiğimiz adamın ceketini calmisim,çocuğun ceketi diye (sonra ulaştık geri geri tonla yol geldi aldı,daha da otostopçu almaz herhalde). Yani daha neler neler...
Elim ayağıma dolaşıyor, midem bulanıyor, bağırsaklarim çalışıyor... Adama tepkisiz kalamiyorum.
Bu bahsettiğim 4,5 yıllık bir süreç. Çok çok her yerden engelliyorum ,yazmıyorum falan. Ama o bir şekilde ulaşıyor,bir uygulamadan,mailden falan. O yazınca karşı koyamıyorum hemen sazan gibi atlıyorum.
Ha , 4,5 yıldır aşkıyla bir onu mu bekliyorum? Öyle de değil aslında :) hayatıma insanlar giriyor, hatta flortten bir tık öteye gidecek gibi olunca ona da bilgi veriyorum (gavatlik mode:
on).
En son birkac ay önce çok tatlı biriyle bir şeyler denemeye karar verdik. Ben de benim çocuğa yazdım ,böyle böyle diye..günlük sohbetlere - hal hatır sormalara ara verelim diye.
Bana dediği cevap ; "nasıl yani,bu bir daha konuşmayacağız anlamına mı geliyor?"
E, tabii ki :) ama o benim "best ex" immiş. O yüzden hayatımda biri de olsa onla konuşmaya devam edebilirmişiz
Konuşmanın sonunda gerçekten samimiyetle "Lütfen mutlu olmama izin ver ve hayatımdan yavaşça çik" yazdım, "kusura bakma, istersen engelleyebilirsin. Ama senin tarafından olan bir şey olur bu" dedi
Öyle bir ilişki yani...
Peki bu konuyu niye açtım, 4,5 senenin sonunda?
Şu an Onun ülkesi içler acısı bir halde, tüm dünyanın yaptırım uyguladığı malum yer(Rusya). Zaten turkiye'ye gelmeyi düşünüyordu ama her zamanki gibi birkac ayligina...
Bugün ben kahvaltı yaparken bir seneligine Türkiye'ye yerleşmek istedigini söyledi (şu an başka bir ada ülkesinde yaşıyor) , x bölgesinde ev tutmakla ilgili yardım istedi. O mesajı attigi saniye ben yine mideme yumruk yemiş gibi oldum, iştahım kaçtı, soluğu wc'de aldım, bir strese girdim:) stres mi heyecan mi ona da emin değilim.
Tüm gün boyunca aklımda , görüşür muyuz, benim şehrime gelir mi (en son benim şehrime taşındığında beni on sene yaşlandırdi) , ben onu ziyarete gider miyim, nasıl yapsak, öyle mi , böyle mi... Aklımı toparlayamiyorum, tek aklımdaki şey bir sene aynı sinirlar icinde olacağımız...
İşte , ben bu durumdan çok mutsuzum...onla olan ilişkimiz bir yere varmayacak bir tren yolculuğu gibi..yolculuk güzel ama, bir yere varmıyor.
Hani KKda var ya, uyuz uyuz insanlarla evleniyorlar, 'eee huyunu suyunu biliyordun niye evlendin' diye tersliyoruz..işte ben tam da böyle olurum bu çocukla devam etsem. Coooook farklı iki insanız.
Yani neyini seviyorum diyorum, bir şey de bulamıyorum. Tip desen, bir denize girsin çıksın kıpkırmızı oluyor tüm yaz domates gibi geziyor yanımda. Ondan coook daha yakışıklı insanlar hayatıma girdi. Boy pos desen çelimsiz,175 adam. Robokop gibi sevgililerim olmuştuhuy desem eleştirmeye bayılır, dirdiri sever, asiri titiz. Üstelik Aynı dili konuşmadığımiz gibi ikimizin de İngilizcesi harika iletişim kuracak kadar iyi değil, çoğu zaman anlamiyoruz bile birbirimizi
Mesela ondan başka yabancı uyruklu sevgililerim oldu, hevesle benim için Türkçe öğrendiler, Türkçe kursuna gidenler, evde kendi kendine calisanlar... Bu çocuk ooooonnca ay/yıl gecti,defalarca türkiyeye geldi , Allah razı olsun, bir tarkan'dan yakalarsam Mucks Mucks şarkısını ezberledi, bir de tahin pekmez kebap bal peynir ekmek pilav köfte falanonun dışında soyadımi bile hala düzgün telaffuz edemiyor.
Yani vazgecemeyecek neyi var, ben de bilmiyorum.
Ben adamdan aramızda ülkeler,kitalar varken zaten kopamiyordum, şimdi benim ülkem sınırları içindeyken hiç kopamam , tekrar aynı şeylere başlarız diye korkuyorum.
Bana bir öneriniz var mı?
Tez elden nasıl bırakabilirim bu kötü aliskanligimi? Yoksa zaten artık aynı ülke sınırları içinde olacağız tekrar mi denesem (36. Defa)???
Adamın kötü huyu ne deseniz aslında kötü huyu da yok, garibim. Kendi halinde, işinde gücünde birisi ama inanılmaz zit iki insanız. Ben tam tipik Canıtez türk kadini, o buz gibi soğukkanlı Rus erkeği.. Onun önem verdiği şeyler benim umrumda bile değil,benim önem verdiğim şeyler ona göre gereksiz:) bir de eleştirmeye ,dirdira bayılır. Onun dışında kibar , asla kavgadan tartışma ortamından hoşlanmayan, canın sikkinsa güldürmek için tüm maymunluklari yapan, sevgisini belli eden, elini hiç birakmayan, en iyi gün doğumu/gün batımı nerededir hesaplamayı beceren, akıllı tatlı,maviş birisi.
Ne yapmalıyım sizce?? Zaten dört yıl harcamisim, bir sene daha mı harcasam
Ha 5 yıl ha 8 yılEninde sonunda dönüp dolaşıp geldiğin yine o adam. Kendin demişsin zaten kürkçü dükkanı diyee madem öyle Türkiye'ye yerleşmişken deneyin bi ilişkş yürütmeyi ne olacak ki? Ha 4.5 yıl ha 5
Hem ben çiftlerin zamanla birbirine benzediğine inanıyorum. Uzaktan değilde yanyana bir ilişki içinde olursanız zamanla bu çok farklıyız dediğin şeyler ortadan bile kalkabilir belki.
En olmadı denedim gördüm olmuyor diyip bu sefer tamamen kafandan atmanı sağlamış olursun bencee
Deme yaa...sizin kaç yil oldu? Sizin tren de mi bir yere varmadan ooooyle gidip duruyor????Ayni durumdayizben 98. Turu deniyorum mesela
Bence mevzu tamamen feronom
Yok ya bi yerden sonra artık ya tamam diyip bitirip ya da devam diyip olayı evliliğe bağlayarak öyle ya da böyle nihayete erdirirsiniz benceHa 5 yıl ha 8 yılişin ucu oraya da gidebilir
2-2,5 yil falan oldu. Valla gittigim yol yol degil ama manzara nasil guzelDeme yaa...sizin kaç yil oldu? Sizin tren de mi bir yere varmadan ooooyle gidip duruyor????
Şimdi anladım tamamValla rutin hayatıma devam ediyorum, hiç sıkıntı olmuyor :) tek sorun bir süre sonra tekrar başlamak. Bluetooth gibi uzaklaşınca biraz azalıyor çekim
İki soruya birden cevap vereyim,mesela geçen yillarda benim şehrime tasindi. Ona ev bulacağım diye saclarim beyazladi.
Bana göre 'ev mi? İnternet var mı? İyi sağolun tuttuk'. Ama adam detaycı. Hem bütçesine uyan,yabancı diye kazıklanmayacagi,hem birkaç aylık, hem merkezi, hem esyali hem güzel ev bulmak çok zordu, haftalarca iş çıkışı ne idugu belirsiz emlakcilarla,günübirlik ev kiralayan tekinsiz adamlarla buluştum ,onca uğraştım,bulduklarımi beğenmedigi-çabami takdir etmediği gibi daha erken aramaya başlamadım diye beni pisman etti. En son zar zor bi ev bulduk, wifi alıp internet hızını kontrol etti, defalarca sifonu çekti, sıcak suyu ocağı açtı, kombiyi yakıp kaloriferleri kontrol etti, duvarlara vurup durdu arkası boş mu diyezaten zar zor ev bulmuşum yalvar yakar kısa süreli kiralamaya ikna etmisim, ekmlakci bile bana 'senin hatrin olmasa ben buna ev vermezdim' dedi . Böyle detayci birisi.
Beni strese sokuyor.
İşte o gelişinde gayet güzel zaman geçirdik, yavaş yavaş daha uyumlu olduk. Derken tam uyum yakaladık adamin gitme zamanı geldi. O Döndükten sonra iki ayrı ülkede bir şeyi yürütmek coook zor. Hele bir sonraki buluşma tarihi daha coook uzaksa.
Bana göre şöyle oldu; döndükten sonra konuşmayı kestik. O hafta ben tatile ciktim . Tatilde de sağıma baktım okey tavla oynayan insanlar,soluma baktım mangal nargile yakan insanlar. Hepsi de bu çocuğun bayıldığı şeyler. Keşke erken gitmeseydi de o da olsaydı diye düşündüm, gece bir şeyler içtim sahilde, hislendim tuttum adama 'keske sen de olsaydın, seni çok ozledim' yazdım, tutmuş bana cevap olarak 'don't miss me please' yazmış.
Aramızda bir espri vardı, ne zaman beni deli etse (beni kizdirmaya bayilir) "dur dur sakin ol, gitmeme 15 gün kaldı,sonra sağa sola bakarsin" derdi. Ben de cevabina bozulup "sağa sola bakmaya mi baslamaliyim?" Yazdım, 'sen bilirsin' dedi
Sonra kendime dedim ki ; "şu an harika bir şehirde , upuzun bir kumsaldasin,cadirinlasin. Gerçekten sana 'beni ozleme' diyen adam için ağlıyor musun?"
O an karar verdim, adamı her yerden engelledim . Şans bu ya, ertesi gün de çok tatli bir sokak gitarcisiyla tanıştımgün doğumunu izledik, beraber takıldık, köprüde sokak müziği yaptik falan, harika bir tatil geçirdim. Döndüm, yine gayet mutluydum,hayatıma devam etmeye çalışıyordum. Birkaç ay sonra özlemeye başladım, beraber hamak kurdugumuz ağaca falan gider, onu anar, mutsuz olurdum. Tam yazsam mi falan derken bir yerden ulaştı bana. Ben de sazan gibi atladim, yeniden konuşmaya başladık.
Bu benim pencerem. Olay ona göre şöyle gelişmiş; biz harika bir zaman gecirmisiz, o döndükten sonra her gün konuşmaya devam etmisiz (komik videolar atması konuşmak ona göre) , sonra ben tatile çıkıp onsuz olduğum için mutsuz olduğunu söylemişim , o da lütfen beni özleme(tatilin tadını çıkar) demiş. Sonra ben birden başkalarına bakmak icin izin isteyip onu her yerden engellemişim (yersen, o bunu iddia ediyor). Kırılmasına Ragmen yine de bana ulaşmaya çalışmış.
İşte iki farklı bakış açısı. Onun kafa yapısını anlamakta zorlanıyorum. Genelde ayrılıklarımiz o döndükten sonra benim ondan, yaptıklarından veya yapmadıklarından rahatsız olup konuşmayı kesmemden kaynaklanıyor...
Barışmalarimiz da onun tekrar yazmasi ,benim hemen atlamam, bir süre arkadas olarak konuşup sonra onun bilet almasıyla devam ediyor.
Böyle bir döngü...
Uzun oldu,üzgünüm:)))
Tövbe bismillah, ben onunla evlenirsem tam KK'da 'eeee adamın ne olduğu belliymis,ne poh yemeye evlendin' sorularinin sorulduğu biri olurumYok ya bi yerden sonra artık ya tamam diyip bitirip ya da devam diyip olayı evliliğe bağlayarak öyle ya da böyle nihayete erdirirsiniz bence
Size bir fikrim ya da tavsiyem yok ama okurken benim de bağırsaklarım hareketlendiHerkese merhaba,
Böyle şeylerden konu açmayı hiç sevmem ama bugün konuyla ilgili 4 arkadaşımı darladim, yine de yetmedi. İnsanlara musallat olacagima bir de KK'da paylasayim dedim :)
Ben kendimi bildim bileli şıpsevdi, tanıştığı kişiyle pat diye romansa girebilen, bağlanma/güvenme problemi vs asla olmayan, ilişkide hoşuma gitmeyen şeyler olduğunda kolayca ayrılabilen , ayrildiktan sonra çabucak kendi hayatına bakan, 'bitti diye üzülme,yaşandı diye sevin' mottosuna sarılan, keyifli aşk hayatına sahip 30 yaşında bir kadınım.
Ama malesef ne kadar hayatımdan çıkarsam da tekrar tekrar hayatıma aldığım birisi var.
Bu kişi bana ne zaman mesaj atsa mecazi değil ciddi ciddi fiziksel olarak etkileniyorum. Mesela o anda yemek yiyorsam birden iştahım kapanıyor. Ağzımdan lokma geçmiyor. Kulaklarım ugulduyor,biri bir şey anlatıyorsa duymuyorum bile. Bağırsakların hareketleniyor. Kabızlığa falan birebirhani çok stresliyken bir his gelir ya, bir anda midende bir şeyler oynar, iştahın kapanır,ağzının tadi kaçar.
Heh, tam olarak bu belirtileri yaşıyorum. Ciddi ciddi bağırsaklarima vuruyor adamin mesaj sesini duymak. Beni gerdiği için mi böyle,sevdiğim için mi böyle hiç bilmiyorum.
Bir de onunla konuşurken dikkatim inanılmaz derecede dağılıyor. Çok örnek var da şimdi aklıma gelen birini vereyim; Mesela bu sene tatile giderken, dinlenme tesisinde onu hatirlatan komik bir çorap gördüm , belki yine bulusuruz diye çorabı aldım. Derken o yazdı ben kasaya giderken (ilginç bir tesaduf oldu ama ne zaman adami ansam mutlaka yazar). Ben tabii Leyla,tum algimi çocuğa vermişken kaybolmasın diye boyundan takılan, içinde lensimden parama, kimliğime herşeyimin olduğu çantamı kasada unutmusumbeş parasız,lenssiz şarjsiz kaldım çocukla mesajlasacam diye.
Ya da onunlayken otostop çekmiştik bir keresinde, dalginlikla bindiğimiz adamın ceketini calmisim,çocuğun ceketi diye (sonra ulaştık geri geri tonla yol geldi aldı,daha da otostopçu almaz herhalde). Yani daha neler neler...
Elim ayağıma dolaşıyor, midem bulanıyor, bağırsaklarim çalışıyor... Adama tepkisiz kalamiyorum.
Bu bahsettiğim 4,5 yıllık bir süreç. Çok çok her yerden engelliyorum ,yazmıyorum falan. Ama o bir şekilde ulaşıyor,bir uygulamadan,mailden falan. O yazınca karşı koyamıyorum hemen sazan gibi atlıyorum.
Ha , 4,5 yıldır aşkıyla bir onu mu bekliyorum? Öyle de değil aslında :) hayatıma insanlar giriyor, hatta flortten bir tık öteye gidecek gibi olunca ona da bilgi veriyorum (gavatlik mode:
on).
En son birkac ay önce çok tatlı biriyle bir şeyler denemeye karar verdik. Ben de benim çocuğa yazdım ,böyle böyle diye..günlük sohbetlere - hal hatır sormalara ara verelim diye.
Bana dediği cevap ; "nasıl yani,bu bir daha konuşmayacağız anlamına mı geliyor?"
E, tabii ki :) ama o benim "best ex" immiş. O yüzden hayatımda biri de olsa onla konuşmaya devam edebilirmişiz
Konuşmanın sonunda gerçekten samimiyetle "Lütfen mutlu olmama izin ver ve hayatımdan yavaşça çik" yazdım, "kusura bakma, istersen engelleyebilirsin. Ama senin tarafından olan bir şey olur bu" dedi
Öyle bir ilişki yani...
Peki bu konuyu niye açtım, 4,5 senenin sonunda?
Şu an Onun ülkesi içler acısı bir halde, tüm dünyanın yaptırım uyguladığı malum yer(Rusya). Zaten turkiye'ye gelmeyi düşünüyordu ama her zamanki gibi birkac ayligina...
Bugün ben kahvaltı yaparken bir seneligine Türkiye'ye yerleşmek istedigini söyledi (şu an başka bir ada ülkesinde yaşıyor) , x bölgesinde ev tutmakla ilgili yardım istedi. O mesajı attigi saniye ben yine mideme yumruk yemiş gibi oldum, iştahım kaçtı, soluğu wc'de aldım, bir strese girdim:) stres mi heyecan mi ona da emin değilim.
Tüm gün boyunca aklımda , görüşür muyuz, benim şehrime gelir mi (en son benim şehrime taşındığında beni on sene yaşlandırdi) , ben onu ziyarete gider miyim, nasıl yapsak, öyle mi , böyle mi... Aklımı toparlayamiyorum, tek aklımdaki şey bir sene aynı sinirlar icinde olacağımız...
İşte , ben bu durumdan çok mutsuzum...onla olan ilişkimiz bir yere varmayacak bir tren yolculuğu gibi..yolculuk güzel ama, bir yere varmıyor.
Hani KKda var ya, uyuz uyuz insanlarla evleniyorlar, 'eee huyunu suyunu biliyordun niye evlendin' diye tersliyoruz..işte ben tam da böyle olurum bu çocukla devam etsem. Coooook farklı iki insanız.
Yani neyini seviyorum diyorum, bir şey de bulamıyorum. Tip desen, bir denize girsin çıksın kıpkırmızı oluyor tüm yaz domates gibi geziyor yanımda. Ondan coook daha yakışıklı insanlar hayatıma girdi. Boy pos desen çelimsiz,175 adam. Robokop gibi sevgililerim olmuştuhuy desem eleştirmeye bayılır, dirdiri sever, asiri titiz. Üstelik Aynı dili konuşmadığımiz gibi ikimizin de İngilizcesi harika iletişim kuracak kadar iyi değil, çoğu zaman anlamiyoruz bile birbirimizi
Mesela ondan başka yabancı uyruklu sevgililerim oldu, hevesle benim için Türkçe öğrendiler, Türkçe kursuna gidenler, evde kendi kendine calisanlar... Bu çocuk ooooonnca ay/yıl gecti,defalarca türkiyeye geldi , Allah razı olsun, bir tarkan'dan yakalarsam Mucks Mucks şarkısını ezberledi, bir de tahin pekmez kebap bal peynir ekmek pilav köfte falanonun dışında soyadımi bile hala düzgün telaffuz edemiyor.
Yani vazgecemeyecek neyi var, ben de bilmiyorum.
Ben adamdan aramızda ülkeler,kitalar varken zaten kopamiyordum, şimdi benim ülkem sınırları içindeyken hiç kopamam , tekrar aynı şeylere başlarız diye korkuyorum.
Bana bir öneriniz var mı?
Tez elden nasıl bırakabilirim bu kötü aliskanligimi? Yoksa zaten artık aynı ülke sınırları içinde olacağız tekrar mi denesem (36. Defa)???
Adamın kötü huyu ne deseniz aslında kötü huyu da yok, garibim. Kendi halinde, işinde gücünde birisi ama inanılmaz zit iki insanız. Ben tam tipik Canıtez türk kadini, o buz gibi soğukkanlı Rus erkeği.. Onun önem verdiği şeyler benim umrumda bile değil,benim önem verdiğim şeyler ona göre gereksiz:) bir de eleştirmeye ,dirdira bayılır. Onun dışında kibar , asla kavgadan tartışma ortamından hoşlanmayan, canın sikkinsa güldürmek için tüm maymunluklari yapan, sevgisini belli eden, elini hiç birakmayan, en iyi gün doğumu/gün batımı nerededir hesaplamayı beceren, akıllı tatlı,maviş birisi.
Ne yapmalıyım sizce?? Zaten dört yıl harcamisim, bir sene daha mı harcasam
Ama yazdıklarına göre adamın öyle kötü bi tarafı yok ki aslında,yapılarınız farklı sadece. Onuda ben biraz uzaktan ilişki yaşamanıza bağladım. Yanyana olsanız alışacaksınız belki.Tövbe bismillah, ben onunla evlenirsem tam KK'da 'eeee adamın ne olduğu belliymis,ne poh yemeye evlendin' sorularinin sorulduğu biri olurum
Ona da dedim, 'düşünemiyorum bile senden çocuğum olduğunu'.
Her gün 'folik asidini içtin mi?? Yengenc yengenc yengenc hiç dikkat etmiyorsun' diye beni gerer , sinir eder
(Ama coook tatlı bir çocuğumuz olur kesin)
Çok kotu bir durum .Sen hayatıba devam edıomusun yıne ben her defasında aşk acısı cekıodun .Evlendı de kurtuldum .Yapabılıomusun yap bence def etHerkese merhaba,
Böyle şeylerden konu açmayı hiç sevmem ama bugün konuyla ilgili 4 arkadaşımı darladim, yine de yetmedi. İnsanlara musallat olacagima bir de KK'da paylasayim dedim :)
Ben kendimi bildim bileli şıpsevdi, tanıştığı kişiyle pat diye romansa girebilen, bağlanma/güvenme problemi vs asla olmayan, ilişkide hoşuma gitmeyen şeyler olduğunda kolayca ayrılabilen , ayrildiktan sonra çabucak kendi hayatına bakan, 'bitti diye üzülme,yaşandı diye sevin' mottosuna sarılan, keyifli aşk hayatına sahip 30 yaşında bir kadınım.
Ama malesef ne kadar hayatımdan çıkarsam da tekrar tekrar hayatıma aldığım birisi var.
Bu kişi bana ne zaman mesaj atsa mecazi değil ciddi ciddi fiziksel olarak etkileniyorum. Mesela o anda yemek yiyorsam birden iştahım kapanıyor. Ağzımdan lokma geçmiyor. Kulaklarım ugulduyor,biri bir şey anlatıyorsa duymuyorum bile. Bağırsakların hareketleniyor. Kabızlığa falan birebirhani çok stresliyken bir his gelir ya, bir anda midende bir şeyler oynar, iştahın kapanır,ağzının tadi kaçar.
Heh, tam olarak bu belirtileri yaşıyorum. Ciddi ciddi bağırsaklarima vuruyor adamin mesaj sesini duymak. Beni gerdiği için mi böyle,sevdiğim için mi böyle hiç bilmiyorum.
Bir de onunla konuşurken dikkatim inanılmaz derecede dağılıyor. Çok örnek var da şimdi aklıma gelen birini vereyim; Mesela bu sene tatile giderken, dinlenme tesisinde onu hatirlatan komik bir çorap gördüm , belki yine bulusuruz diye çorabı aldım. Derken o yazdı ben kasaya giderken (ilginç bir tesaduf oldu ama ne zaman adami ansam mutlaka yazar). Ben tabii Leyla,tum algimi çocuğa vermişken kaybolmasın diye boyundan takılan, içinde lensimden parama, kimliğime herşeyimin olduğu çantamı kasada unutmusumbeş parasız,lenssiz şarjsiz kaldım çocukla mesajlasacam diye.
Ya da onunlayken otostop çekmiştik bir keresinde, dalginlikla bindiğimiz adamın ceketini calmisim,çocuğun ceketi diye (sonra ulaştık geri geri tonla yol geldi aldı,daha da otostopçu almaz herhalde). Yani daha neler neler...
Elim ayağıma dolaşıyor, midem bulanıyor, bağırsaklarim çalışıyor... Adama tepkisiz kalamiyorum.
Bu bahsettiğim 4,5 yıllık bir süreç. Çok çok her yerden engelliyorum ,yazmıyorum falan. Ama o bir şekilde ulaşıyor,bir uygulamadan,mailden falan. O yazınca karşı koyamıyorum hemen sazan gibi atlıyorum.
Ha , 4,5 yıldır aşkıyla bir onu mu bekliyorum? Öyle de değil aslında :) hayatıma insanlar giriyor, hatta flortten bir tık öteye gidecek gibi olunca ona da bilgi veriyorum (gavatlik mode:
on).
En son birkac ay önce çok tatlı biriyle bir şeyler denemeye karar verdik. Ben de benim çocuğa yazdım ,böyle böyle diye..günlük sohbetlere - hal hatır sormalara ara verelim diye.
Bana dediği cevap ; "nasıl yani,bu bir daha konuşmayacağız anlamına mı geliyor?"
E, tabii ki :) ama o benim "best ex" immiş. O yüzden hayatımda biri de olsa onla konuşmaya devam edebilirmişiz
Konuşmanın sonunda gerçekten samimiyetle "Lütfen mutlu olmama izin ver ve hayatımdan yavaşça çik" yazdım, "kusura bakma, istersen engelleyebilirsin. Ama senin tarafından olan bir şey olur bu" dedi
Öyle bir ilişki yani...
Peki bu konuyu niye açtım, 4,5 senenin sonunda?
Şu an Onun ülkesi içler acısı bir halde, tüm dünyanın yaptırım uyguladığı malum yer(Rusya). Zaten turkiye'ye gelmeyi düşünüyordu ama her zamanki gibi birkac ayligina...
Bugün ben kahvaltı yaparken bir seneligine Türkiye'ye yerleşmek istedigini söyledi (şu an başka bir ada ülkesinde yaşıyor) , x bölgesinde ev tutmakla ilgili yardım istedi. O mesajı attigi saniye ben yine mideme yumruk yemiş gibi oldum, iştahım kaçtı, soluğu wc'de aldım, bir strese girdim:) stres mi heyecan mi ona da emin değilim.
Tüm gün boyunca aklımda , görüşür muyuz, benim şehrime gelir mi (en son benim şehrime taşındığında beni on sene yaşlandırdi) , ben onu ziyarete gider miyim, nasıl yapsak, öyle mi , böyle mi... Aklımı toparlayamiyorum, tek aklımdaki şey bir sene aynı sinirlar icinde olacağımız...
İşte , ben bu durumdan çok mutsuzum...onla olan ilişkimiz bir yere varmayacak bir tren yolculuğu gibi..yolculuk güzel ama, bir yere varmıyor.
Hani KKda var ya, uyuz uyuz insanlarla evleniyorlar, 'eee huyunu suyunu biliyordun niye evlendin' diye tersliyoruz..işte ben tam da böyle olurum bu çocukla devam etsem. Coooook farklı iki insanız.
Yani neyini seviyorum diyorum, bir şey de bulamıyorum. Tip desen, bir denize girsin çıksın kıpkırmızı oluyor tüm yaz domates gibi geziyor yanımda. Ondan coook daha yakışıklı insanlar hayatıma girdi. Boy pos desen çelimsiz,175 adam. Robokop gibi sevgililerim olmuştuhuy desem eleştirmeye bayılır, dirdiri sever, asiri titiz. Üstelik Aynı dili konuşmadığımiz gibi ikimizin de İngilizcesi harika iletişim kuracak kadar iyi değil, çoğu zaman anlamiyoruz bile birbirimizi
Mesela ondan başka yabancı uyruklu sevgililerim oldu, hevesle benim için Türkçe öğrendiler, Türkçe kursuna gidenler, evde kendi kendine calisanlar... Bu çocuk ooooonnca ay/yıl gecti,defalarca türkiyeye geldi , Allah razı olsun, bir tarkan'dan yakalarsam Mucks Mucks şarkısını ezberledi, bir de tahin pekmez kebap bal peynir ekmek pilav köfte falanonun dışında soyadımi bile hala düzgün telaffuz edemiyor.
Yani vazgecemeyecek neyi var, ben de bilmiyorum.
Ben adamdan aramızda ülkeler,kitalar varken zaten kopamiyordum, şimdi benim ülkem sınırları içindeyken hiç kopamam , tekrar aynı şeylere başlarız diye korkuyorum.
Bana bir öneriniz var mı?
Tez elden nasıl bırakabilirim bu kötü aliskanligimi? Yoksa zaten artık aynı ülke sınırları içinde olacağız tekrar mi denesem (36. Defa)???
Adamın kötü huyu ne deseniz aslında kötü huyu da yok, garibim. Kendi halinde, işinde gücünde birisi ama inanılmaz zit iki insanız. Ben tam tipik Canıtez türk kadini, o buz gibi soğukkanlı Rus erkeği.. Onun önem verdiği şeyler benim umrumda bile değil,benim önem verdiğim şeyler ona göre gereksiz:) bir de eleştirmeye ,dirdira bayılır. Onun dışında kibar , asla kavgadan tartışma ortamından hoşlanmayan, canın sikkinsa güldürmek için tüm maymunluklari yapan, sevgisini belli eden, elini hiç birakmayan, en iyi gün doğumu/gün batımı nerededir hesaplamayı beceren, akıllı tatlı,maviş birisi.
Ne yapmalıyım sizce?? Zaten dört yıl harcamisim, bir sene daha mı harcasam
Ya azmim var, hiç yazmadan çok uzun zaman geçirebiliyorum (en uzun 7 ay) ,hayatıma birileri giriyor çıkıyor, kendi yoluma bakiyorum... Ama sonra bir adım atıyor, kayıtsız kalamiyorumÇok kotu bir durum .Sen hayatıba devam edıomusun yıne ben her defasında aşk acısı cekıodun .Evlendı de kurtuldum .Yapabılıomusun yap bence def et