Var bu konuda değişik görüşler. Şöyle ki “attachment parenting” diye bir kavram çıktı yurtdışında. Güvenli bağlanma ebeveynliği diye Türkçeleştirebiliriz. Bunu savunan birçok çocuk gelişimcisi ilk 2 yılın çok önemli olduğunu ve mümkün olan en fazla zamanı birincil ebeveyniyle çocuğun geçirmesi ve bunu da kaliteli olarak yapması öneriliyor. Bunun temsilcileri katolikmiş ama bu yüzden diğer bazı çocuk gelişimciler birincil bakım verenin genelde anne olduğunu, bu görüşün kadınları eve kapatıp çocuk bakmaya zorladığını ve dini nedenlerle savunulduğunu düşünüp itiraz da etmişler
Maalesef bu sert bilim olmadığı için ve birçok çalışma çok farklı sonuçlar gösterebileceği için çocuk yetiştirmenin kesin budur denilen durumu yok. Herkes inandığına, içgüdülerine bakarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Günümüzde tek maaşla geçinmek zor. Olmasa bile birçok kadın artık kariyer yaparak tatmin oluyor. O yüzden eskisi gibi evde kalıp çocuk bakmak istemiyor ki ortam da buju destekliyor. O yüzden yarım saat ilgilenin üzülmeyin diyen uzmanlar da çıkmış belli ki. Bunun çalışmalarına bakmak lazım. Bence o annesi yarım saat ilgilenen çocuğun birincil bakım veren ve çok daha uzun saat yanında olup bakan başka bir yetişkin vardır. Çocuk o yetişkine bağlanıyordur, ondan hayatı öğrenip gününü paylaşıyordur. O yüzden sağlıklı bir birey olabiliyordur. Yani bitki gibi çocuğu salıp günde sadece yarım saat görün diyen hiçkimse olduğunu düşünmüyorum. O çocuklar da artık kim bakıyorsa (baba, babaanne, anneanne, dede, bakıcı vs) ona bağlanıyordur.