Köpeklerde Beslenme
Bir canlının yaşamsal faaliyetleri arasında önemli bir yer tutan beslenme tüm vücut fonksiyonlarının devamlılığı için gerekli temel unsurdur. Canlı vücudunda gelişen tüm metabolik ve fizyolojik olayların rutin işlevlerini sürdürebilmesi için bir miktar besin gereklidir ve bu yaşam payı olarak adlandırılır. Canlının bedensel aktivasyonlarını sürdürebilmesi için de gerekli bir enerji payı ihtiyacı vardır. Yaşam payı ve enerji payı canlının toplam besin ihtiyacıdır ve zorunlu olarak dışarıdan alınması gerekir. Beslenme ne kadar dengeli ve yeterli olursa canlının yaşam kaliteside aynı oranda yüksek olacaktır.
Köpeğin ırk, cinsiyet, yaş ve boyutlarına göre besin ihtiyacı farklı olabileceği gibi laktasyon, gebelik, çiftleşme gibi özel durumlarında da günlük besin ihtiyacı farklı olacaktır. Aşağıda bu farklılıklar gözetilerek, beslenmedeki en temel unsurlar ve dikkat edilmesi gereken diğer konular açıklanmaktadır. Bu bilgiler tamamen sağlıklı bir köpeğin temel ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmıştır. Doğal olarak hastalıklar veya başka nedenlere bağlı olarak vücudun ihtiyaçları farklılık gösterebilir. Bu nedenle köpeğinizin beslenme şekli ve düzeni veteriner hekim tarafından belirlenmelidir.
Yavru Köpeklerde Besleme
Köpekler etoburdurlar. Sindirim sistemleri, tek bir mideden ve kısa bir bağırsak sisteminden oluşur. Bu sistem et ve et bazlı besin maddelerini kolayca sindirebilir. Yavruların sütten kesilmesi yaklaşık 4-6 haftalıkken gerçekleşir. Irklara göre değişiklik göstermekle birlikte yavru bir köpeğin erişkin hale gelinceye kadar geçen gelişme süreci 10-16 ayda tamamlanır. Gelişme çağında onları en iyi şekilde beslemek gerekir. Bu nedenle gelişme dönemi boyunca beslenme yavru kuru mamaları veya yavru konserve mamalarıyla yapılmalıdır.
Köpeklerin farklı hayat evrelerinde farklı gereksinimleri vardır. Yavru köpeklerin besin gereksinimleri, erişkin bir köpeğin ihtiyacından daha fazladır. Bu fazlalık yavruların büyüme dönemindeki ihtiyaçlarından ve aktivitelerinden kaynaklanır. 3 aylık yavru ile 8 aylık yavrunun gereksinimlerinde bile farklılıklar görülür. Bu yüzden yavrular, gereksinimlerine uygun yüksek biyolojik değerli ve kolay sindirilebilir protein, yeterli kalsiyum ve uygun kalsiyum/ fosfor oranıyla yüksek vitamin içeren diyetlerle beslenmelidir. Proteinler, doğru vücut büyümesi ve kas gelişimi açısından önemlidir.
• Yavrular 4-5 haftalık olduklarında kuru mama, ıslatılarak yada yavru konserveleriyle
karıştırılarak verilmelidir. Böylece yavruların mamalarını koklamaları, yalamaları ve ısırmaya başlamaları teşvik edilir. Bu ıslatma işlemi, kuru mamaya daha fazla aroma kazandırarak tadını, kokusunu ve lezzetliliğini arttırır. Ayrıca mamanın daha yumuşak olmasını ve sütten yeni kesilen yavruların çiğneme refleksini uyarak mamayı daha kolay almalarını sağlar. Bu uygulamanın yavrularda şekillenebilen mide şişkinlerini, mide dönmelerini ve gaz oluşmasını engellediği de uzmanlar tarafından belirtilmektedir.
• Mamanın ıslatılaması ilk 2-3 aylık dönemde süt ile yapılabilir. Daha sonraki dönemde
mamanın ıslatılması gerekirse bu işlem su, et suyu yada yemeklerin sularıyla yapılmalı, süt kullanılmamalıdır. Köpeklerin süte gereksinim duyduğu dönem ilk 2-3 aydır. Bundan sonraki dönemlerde süt sindirim sisteminde problemlere ve ishale neden olabilir. Yapılan araştırmalar köpeklerin % 80’inin süte karşı allerjik olduğunu göstermektedir. Bu nedenle ilk 2-3 aydan sonra süt vermekten kaçınılmalıdır.
• Yavrunun anne sütünden sonra birden bire kuru mamayla beslenmesinin kabızlığa yol
açabildiği de bilinmektedir.
• Mamanın partikül büyüklüğü köpek yavrularına uygun olmalıdır. Büyük partüküllü bir
mamayı yavrunun ağzına alması ve çiğnemesi zor olacağından, bu beslenmeyi olumsuz etkileyecektir. Köpeklerin arasında bireysel farklılıkların da olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle yavru maması hazırlayan ticari firmalar, farklı gelişme dönemleri için farklı partükül büyüklüğüne ve farklı formülasyonlara sahip mamalar hazırlamışlardır.
• Mamanın küçük parçalar halinde verilmesi, yavrunun yeme alışkanlığı kazanması
açısından da önemlidir.
• Köpek kabına mama konulduktan sonra, “gel” veya “ye” gibi bazı tek heceli
komutlarla mama yemeye teşvik edilmelidir.
• Yavruların mide kapasiteleri, günlük ihtiyaçlarını bir sefer yemeyle karşılayacak kadar
gelişmediğinden, yavrular yiyeceklerini birkaç öğünde tüketirler.
• Yavruların diyetleri 6. haftadan 3 aya kadar günde 4 öğün, 3 ayda 6 aya kadar günde 3
öğün, 6. aydan 12. aya kadar günde 2 öğün, 12. aydan sonra ise günde 1 öğün olarak verilmelidir.
• Yemek zamanı ve yemek yedikleri yer olabildiğince sabit olmalı ve değiştirmemeye çaba
gösterilmelidir. Günde 3 öğün yapılan beslemede yemek zamanlarının sabah,öğlen ve akşam olarak düzenlenmesi yararlıdır. Köpekler ancak 10-12 aylık olduktan sonra, günlük ihtiyaçlarını tek bir öğünle karşılayabilecek sindirim sistemi kapasitesine ulaşırlar.
• Beslenme amacıyla uyuyan yavruların uyundırılmaları doğru değildir. Yavruların
beslenme kadar uykuya da gereksinimi olduğu unutulmamalıdır.
• Yavrular 6-7 haftalık olduktan sonra diş değiştirme dönemine kadar, kuru mamanın
ıslatılamasına gerek yoktur. Çünkü ilk 6-7 haftadan sonra köpeklerde çiğneme refleksi iyice gelişir ve katı partüküller ağıza rahatça alınıp sindirilebilir.
• Su katılmak suretiyle hazırlanan ve kendi yapısında yüksek miktarda su bulunduran
(konserve gibi) mamalar, küf mantarlarının üremesi için uygun bir ortam yaratır. Bu tip su miktarı fazla olan mamalar, 30-60 dakika içersinde tüketilmediklerinde köpeğin önünden alınmalıdır. Islatılarak verilen mamaların tüketilmeyen kısımlarının süratle bozulabileceği unutulmamalıdır.
• Yavru köpekler 4 aylık olduklarında geçici dişler dökülmeye başlar ve 42 adet kalıcı diş
süt dişlerinin yerini alır. Diş değiştirme döneminde kuru mamaların ıslatılarak verilmesinde yarar vardır. Bunun nedeni bu dönemde kuru mamanın sert gelmesi ve yavrunun kuru mamalardan yeterince yaralanamamasıdır. Bu dönemde yavrunun biraz iştahsız olması normaldir. Ancak gene de bir miktar yumuşatılmamış (ıslatılmamış) kuru mama verilerek dişlerin temizlenmesi sağlanmalıdır.
• Çok sık olmamakla birlikte kırılmadan temizlenmiş ve pişirilmiş ilikli büyük kemiklerin
verilmesi, köpeklerde dişlerin temizlenmesinde ve çene kaslarının çalışmasında faydalıdır.
• Kuru mamayla beslenme köpeklerin gelişimi açısından daha uygundur. Çünkü ticari
mamalar, gelişim açısından gerekli olan bütün unsurları dengeli bir şekilde ve yeterli miktarlarda içermektedir. Ev yemekleri ile yapılan beslemenin, gelişim için gerekli olan besin unsurlarını yeterli ve dengeli bir şekilde sağlayamadığı klinik araştırmalarla kanıtlanmıştır.
• Kalsiyum ve fosfor gibi iki temel besin maddesi, yavruların diyetinde yeterli ve dengeli
bir düzeyde bulunmalıdır. Çünkü kalsiyum ve fosfor düzeyi düşük gıdayla beslenen yavrularda sıklıkla raşitizm gelişmektedir.
• Köpeklerin aşırı yağlanmasına izin verilmemelidir. Aşırı kilo alma ve yağlanma bir
taraftan güzelliklerini diğer bir taraftanda sağlıklarını bozmakta ve hayatlarını kısıtlamaktadır. Bu yüzden iyi dengelenmiş ve denetimden geçmiş köpek mamalarının paketlerinde yazılı bulunan beslenme talimatlarına ve miktarlarına, veteriner hekim aksi birşey söylemedikçe mutlaka uyulmalıdır. Aşırı mama tüketiminin midede rahatsızlıklara ve ishale neden olabileceği unutulmamalıdır.
• Yavru köpeklerin kişisel gereksinimlerine göre, ihtiyaç duydukları günlük mama miktarı
değişiklik gösterebilir. Köpek her öğünden sonra yemek kabında mama bırakıyorsa, kaba konan mama miktarı %10 azaltılmalıdır.
• Kuru mamayla beslenen köpeklerin içme suyu gereksinimleri daha fazladır. Bu yüzden
önlerinde her zaman taze ve yeterli miktarda temiz su bulunmalıdır.
• Köpeğin mama ve su kabı ayrı olmalıdır. Bu kaplar ayak altından uzak bir yere
konulmalı ve her öğün sonrasında temizlenmelidir. Köpeğinizin deviremeyeceği büyüklükte ve şekilde su ve mama kabı seçmeye özen gösterilmelidir.
• Köpeklerin diyetlerinde ani değişiklikler yapmaktan kaçınılmalıdır. Böyle bir işlem
gerekliyse kademeli olarak yapılmalıdır. Köpek maması yeni bir mama ile değiştirilirken, bu değişim ortalama 7 günlük bir süreç içersinde yapılmalıdır. bu geçiş dönemi hem köpeğin alışması hem de sindirim sistemi açısından faydalı olacaktır. Köpeğin eski mamasıyla yeni maması karıştırılarak ve bu karışımdaki yeni mamanın miktarı her gün arttırılarak verilmelidir. Bu barsak mikroorganizmalarının yeni mamaya adaptasyonu açısından önemlidir. Yeni mamaya alışıncaya kadar dışkıda; miktar, kıvam ve renk açısından oluşabilecek değişikler normaldir. Adaptasyon sürecinden sonra bunlar normale dönecektir. Değişiklik ani bir şekilde yapılırsa ishal olma ihtimali çok yüksektir.
• Yavru bir köpek normal olarak günde 4-5 kez dışkılama yapar.
• Bazı köpeklerde dışkısını yeme (kaprofaji) olayı görülebilir. Bu davranış vahşi yaşamdan
kalma bir alışkanlıktır. Bunun yanı sıra dışkı yeme, diyeteki besin maddeleri eksikliğinde ya da dengesizliğinde, özellikle de lifli maddelerin noksanlığında ortaya çıkmaktadır. Mamada bulunan lifli maddeler, besinlerin barsaklardan geçiş süresinden sorumludur. Bu eksikliklerin sonunda dışkı yemenin yanı sıra toprak yeme olayı da görülebilir.
• Köpekler bazen de ot yerler ve de kusarlar. Çok sık karşılaşılmadığı sürece bu olay
normal olarak kabul edilir. Bunun nedeni, köpeklerin yaşadığı karın ağrısı ve kendilerini rahatsız eden safrayı dışarı çıkarmaktır.
• Temel olarak köpeklerin tatlıya gereksinimleri yoktur. Çikolata ve şeker gibi
yiyeceklerin uzun süre verilmesi sonucunda sindirim sisteminde bozukluklar, diş çürümesi, yağlanma ve şeker hastalıkları şekillenebilmektedir.
• Köpeklere asla çok sıcak yada çok soğuk yiyecekler verilmemelidir.
• Kuru mamayla beslenen bir köpeğe ekstra gıda maddelerin verilmesi gereksiz ve
de yanlıştır. Bu tip besin maddeleri de köpeğiniz için allerjik olabilir.
• Köpekler için hazırlanmış ticari mamalar dengeli beslenme, yüksek sindirilebilirlik, sağlık, iştahla tüketim, dışkılamada düzen, az dışkı, temizlik ve pratik olmaları bakımından avantajlıdırlar.
• Erişkin (adult) mamaya geçişiniz, köpeğinizin büyümesi durduktan sonra olmalıdır.
Irklara göre erişkin mamasına geçme yaşı aşağıda verilen tablodaki gibidir.
Küçük ırk (2.5-10 kg.) 8-12 aylık yaş
Orta boy ırk (10-25 kg.) 12-18 aylık yaş
Büyük ya da dev ırk (>25 kg) 12-24 aylık yaş
Ayrıca büyük ya da dev ırklara ait (erişkin ağırlığı 25 kg.’ın üzerinde olan köpekler) köpek yavrularının beslenmesinde aşağıdaki hususlara da dikkat edilmelidir:
• Bu tip ırkların gelişim süreci 12-24 ay kadar sürmektedir.
• Büyük ve dev ırk köpeklerde gelişim, hayatlarının ilk aylarında son derece değişkendir.
Haftalar geçtikçe vücut ağırlığı ve kemiklerin büyümesi artış gösteririr. Bu tip ırklardaki canlı ağırlık artışı çok hızlıdır, bu büyüme hızı kemikler ve eklemlerde düzeltilmesi zor gelişim bozukluklarına neden olduğundan aşırı beslenmeden kaçınılmalıdır. Canlı ağırlık artışı belirli zaman aralıklarıyla düzenli bir şekilde izlenmelidir.
• Köpeklerin yağlanmasına izin verilmemelidir.
• Büyük ve dev ırk köpekler genel olarak bazı ortopedik hastalıklara (osteochondrosis,
dirsek displasisi, kalça displasisi gibi) yatkınlık gösterirler. Bu hastalıkların genellikle 4-8 aylık yaş gurubunda görüldüğü ve bazı ırklarda (Alman Çoban köpekleri, Labrador, Rottweiller, Alman Kurt köpeği, Boxer, Golden Retriever, Danua, Dobermen) kalıtsal olduğu bilinmektedir. Yanlış beslenme (aşırı besleme ve fazla kalsiyum verilmesi) bu hastalıklar için bir risk faktörüdür. Büyük ve dev ırk köpekler genetik olarak hızlı gelişim gösterdiklerinden daha fazla risk altındadırlar.
• Yukarıda adı geçen hastalıklardan korunmak için mamaya fazla kalsiyum
takviyesi yapılması da bu rahatsızlıklara neden olmaktadırlar.
• Büyük ırk köpeklere fazla kalsiyum verilmesi kemiklerin gelişimini olumsuz etkilemekte
hatta durdurabilmektedir. Bu durum kemik çatıda bozulmaya ve yapı bozukluklarına yol açar. Aşırı kilo alımı sonucunda da zayıf olan kemikler bu yükü kaldıramaz ve kemiklerde eğrilik ve kırılmalar şekillenebilir.
• Bu riskleri en aza indirmek için, büyük ve dev ırklar için özel olarak geliştirilmiş mamaların
kullanılması gerekmektedir. Eğer bu formulasyonda bir mama kullanılıyorsa ilave vitamin ve minerel katkısı yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca mama tüketimi kontrol altında tutulmalıdır.