- 7 Mart 2015
- 51
- 8
- 29
-
- Konu Sahibi gadjo dilo
- #3.121
o yaziya istinaden soyle bi cevapta var,
bir doktorun, ahcc ile hpv tedavisini olumsuz yönde ilişkilendiren bir yazısı var. birçok noktada bu yazıya itirazlarım olacak. doktor bey diyor ki “ 26/11/2014 texas houston’da, 11. integratif onkoloji derneği kongresi’nde küçük bir pilot çalışma poster bildirisi olarak sunuldu. bu çalışmada japon mantarı'nın tekrarlayan hpv enfeksiyonlarına iyi geldiği iddia ediliyor. 10 kadından 5’i iyileşmiş”. doktor bey bu çalışmayı okuyunca acaba demiş işe yarıyor mu gerçekten, ahcc’yi filan araştırmış ancak geçen zaman içerisinde bu yayını destekleyecek hiçbir yayın yapılmadığını belirterek “ahcc ile hpv tedavisi arasında ilgi kuran hiçbir yayın yok! üzgünüm japon mantarı ve ondan elde edilen active hexose correlated compound (ahcc) maddesinin hpv üzerine etkisi yok. neyse ben de peşini bıraktım” diyor. şimdi bakın 5 dakikalık google araştırmasından edindiğim sonuçlar.
1)Phase II Evaluation of AHCC for the Eradication of HPV Infections - Full Text View - ClinicalTrials.gov
ilki bu yayın, bu yayına göre ilk pilot çalışmayı yapan dr. judith smith, 50 kadın üzerinde, 2015 senesinde başlayan, 4 yıl sürecek ve sonuçları aralık 2019’da yayınlanacak faz 2 çalışmalarına başlamış. şimdi ahcc’yi bu kadar araştırdığını iddia eden bir doktorun, henüz söz konusu çalışmanın sonuçları dahi açıklanmadan ahcc ile hpv tedavisi arasında ilgi kuran hiçbir yayın yok, bundan dolayı da ahcc’nin hpv üzerinde etkisi yok gibi bir açıklama yapması çok şaşırttı.
2) https://www.prnewswire.com/…in-women-300743977.html
ve asıl olarak doktor bey’in hiçbir araştırma yapmadan yazı yazdığının bir göstergesi ise bu haber. dr. judith smith, 2015 senesinde başladığı çalışmanın ön sonuçlarını kasım 2018’deki 15. onkoloji konferansında yüzeysel olarak açıklamış. buna göre hpv taşıyıcısı 50 kadın çalışmaya dahil edilmiş, 50 kadından 25’ine günde 3 gr ahcc, diğer 25 hastaya ise placebo verilmiş. 6 ay sonunda ahcc verilen hastaların % 58’inde yapılan testlerde hpv enfeksiyonuna dair herhangi bir bulgu gözlemlenmezken, placebo verilen hastaların sadece birinde hpv’ye dair bulgu gözlemlenmemiş. çalışmanın ayrıntılı hali aralık 2019’da yayımlanacakmış. eğer ki doktor bey google’da 5 dakikalık bir araştırma yapmış olsa, ahcc’nin, hpv enfeksiyonundan kurtulma hızına olan etkisini rahatlıkla görebilirdi. ahcc kullansanız da kullanmasanız da vücut atıyor zaten demezdi sanırım.
gelelim doktorun diğer iddiasına ki internetteki sağlık sayfalarında da hep bu iddiaya rastlanıyor. iddia şu, “ben sizi okusam üflesem, kurşun döksem ahcc versem ya da ne biliyim adınız siz koyun başka bir anlamsız tedavi yöntemi denesem de 1 yıl sonunda %70 bakın yazı ile de yazayım yüzde yetmiş virüsten kurtulursunuz”. ben buna iddia diyorum çünkü bilimsel araştırmaların çoğunda çok daha farklı sonuçlar gözlemlenmiş. muhtemelen yıllar önce hpv testleri henüz yetersiz ve negatif doğruluk oranları (duyarlılık) çok düşük iken yapılan araştırmalarda bu sonuçlara rastlanmış ve bu sonuçlar yıllardır bütün doktorlar tarafından kullanılıyor. ama işin aslı öyle değil. bakın size bazı güncel araştırmaları anlatayım.
1) https://www.hindawi.com/journals/bmri/2013/578276/
bu çalışmada 569 kadın üzerinde test yapılıyor ve bu kadınların 133 tanesi hpv pozitif (tiplendirme de yapılıyor) olarak belirleniyor. ve hpv pozitif olan kadınlar 2 senelik takibe alınıyor. 2 sene sonra bu kadınlardan 89’una (44 tanesi devam etmemiş) aynı yöntemle tekrar test yapılıyor. test sonucuna göre kadınlardan 53’ünde enfeksiyonun devam ettiği görülüyor. yani 2 senede sadece % 40’ı kendiliğinden vücudundan atmayı başarmış. araştırmada, sonuçlar kısmındaki tablo1’den bu verilere ulaşabilirsiniz.
2) Europe PMC
bu çalışmada ise hpv pozitif 543 kadın hasta üzerinde çalışma yapılmış. ortalama 21,6 ay sürelik gözlemde 270 hastada enfeksiyonun temizlendiği gözlemlenmiş. yani bu çalışma sonucuna göre de 2 senede deneklerin % 50’si vücudundan atmayı başarmış.
3) Genotype-Specific Clearance of Genital Human Papillomavirus (HPV) Infections among Mothers in the Finnish Family HPV Study
bu çalışmada ise 252 hpv pozitif kadın 6 yıl boyunca gözlenmiş, bu kadınlardan 131’i (%52) 6 yıl sonunda hpv negatif olmuş.
4) http://ascopubs.org/doi/full/10.1200/jgo.17.00129
bu çalışmada hpv pozitif - hiv negatif 89 hastanın 50’si (%56) ve hpv pozitif - hiv pozitif 172 hastanın 45’i (%26) 2,5 sene sonunda hpv negatif olmuş.
muhakkak ki zamanında yapılmış bir çalışmada 1 senede %70’inin vücudundan attığına dair veriler bulunmaktadır ve buna istinaden böyle bir iddia söz konusudur ama burada önemli olan, onkolojik vakaların % 85’inden sorumlu olan tip 16-18-31-33-45-52-58 (şu çalışmada görüleceği üzere) ve genital siğillerin % 90’ından sorumlu olan tip 6-11’den kurtulmak. ve bu saydığım tipler de hpv’nin en dirençli olan tipleri, diğer görece zararsız 100 küsur tipten kurtulmuş olmanın pek bir anlamı yok zaten. bu durumda 1 senede vücuttan atılma oranı sadece kritik tiplere göre hesaplansa bu bahsedilen yüzdeler çok daha aşağılara inecektir. bakın şöyle bir tablo buldum;
6603653t2 - Eksi Up
bu tabloya göre sitoloji sonuçları ascus ve cin1 olarak alınan hastalarda, hpv tip 66’ının 18 ayda vücuttan tamamen atılma oranı % 77 iken, tip 16 ve tip 33’ün 18 ayda vücuttan tamamen atılma oranı % 19. yani hpv tipine göre direnç seviyesi çok değişiyor. elinizde gerçekten çok sağlam bir araştırma olsa bile % 70’i kendiliğinden atılıyor rahat olun demek çok doğru bir yaklaşım değil. hiçbir zararı olmayan tip atılıp, en kanserojen olanlar kaldıktan sonra bu istatistiğin hiçbir anlamı olmuyor doğal olarak.
sonuç olarak bir tarafta doktorun ve sağlık magazin sayfalarının bahsettiği 1 senede % 70’i vücudundan atıyor iddiası, diğer tarafta güncel bilimsel çalışmalarla ortaya konmuş 2-6 senede ancak %40-%60’lık bir kesimin vücudunun kendi kendine atabildiğinin bilimsel olarak gösterilmesi. yani doktorun sorduğu “şimdi elinizi vicdanınıza koyun “ben kullandım 6 ayda 8 ayda kurtuldum diyenler” neden kurtulmuşlar acaba ?? normal işleyen bir bağışıklık sisteminden mi yoksa ahcc’den mi” sorusunun cevabı, elimize vicdanımıza koyarak değil, biraz bilimsel araştırma okuyarak çok net ortaya çıkıyor.
şimdi bu tür yazılar neden yazılıyor onu da açıklayayım, hpv tedavisinde doktorların çok büyük çoğunluğu için tedavi demek, kanserojen olmayan tiplerde siğil yakmak, kanserojen olan tiplerde ise rahim ağzı bozulmalarında leep işlemi yapmaktan ibaret . yani doktor diyor ki, siz bilimsel çalışmalar ve yüzlerce kullanıcı yorumuyla etkinliği bariz bir şekilde ortaya konmuş ve hiçbir yan etkisi olmayan gıda takviyelerini kullanmak yerine şansınıza güvenin, çok şanslıysanız, dirençsiz bir hpv tipi taşıyorsanız ve bağışıklık sisteminiz kuvvetliyse 1-2 senede vücudunuzdan atarsınız ve rahim ağzında herhangi bir bozulma olmadan yırtarsınız ancak şanssızsanız, dirençli bir tip taşıyorsanız ve bağışıklık sisteminiz zayıfsa 2 sene sonra cin2-cin3 olunca bana gelirsiniz, 5.000 tl’den leep yaparım size. taşıdığınız tip kanserojen değilse de her ay siğillerinizi yakarız, oradan da hasta başına senelik 5-6 bin tl gelir, yine yolumuzu buluruz. ve düşünün ki bu yapılan işlemlerin hiçbirinde virüsten kurtulamıyorsunuz. medikal sektörde şöyle bir kural var, iyileşen hasta müşteri kaybıdır, hastaları tamamen iyileştirmekten ziyade öldürmeden süründürmek tercih edilir maalesef.