Anladım, peki dili öğrenmenin bir yolu yok mu?
İnsan bir gün dışarı çıkar iki gün çıkar üçüncü gün bir kelime öğrenir. Bence değerlendir bu fırsatı. Sonra bulunduğun yerin tarihini araştırabilirsin, bu da iyi gelir insana. En olmadı fotoğraf çek, bu da oldukça rahatlatır insanı, güneşin doğuşu batışı insanlar telaş... bir sürü fotoğraf çek. Bu da cazip gelmediyse, roman oku. Benim vazgeçilmezimdir romanlar. Okudukça çok şey katar insana romanlar. Gerçekten sırtımı dayayacağım bir şey varsa o da romanlardır. Şiddetle tavsiye ederim. Öneri de bile bulunabilirim.
kursa gittim biraz ogrendim ama yinede cok degil kendimi anlatamiyorum,resim cekmek olabilir aslinda :44:
Düşün derim iyi gelir. Ben yazdıklarıma tema olarak kendi çektiğim fotoğraflarımı koyarım mesela. Amaç kafa dağıtmaksa resim çekmek faydalı olabilir.
ama soyle guzel profosyonel bi fotograf makinesi olacak :26:
nasılsın canım iyimisin.kendini çok ama çok güzel yetiştirmişsin,gıpta ettim sana,cevabını okudum.teşekkür ederim.çok denedim o yolu ama başaramadım.kaç kez gidip geri döndüm.dedimya cesaret, umut,güven olmalı insanda biraz,birde arkanda destek olmalı maddi manevi,bunların hiç biri olmadı yaşamımda.onun için tökezledim kaç kez,insan bir işi başaramayınca.daha da korkak olur cesareti kırılır.kabuğuna çekilir.çok denemeden sonra bende artık aynen öyleyim.tek başıma olsam çekmem deyip çoktan giderdim.ama 2 insanın sorumluluğu var üstümde,onların hayatını alt üst edemem.düzenlerini yıkamam.bizlere çaresizlik öğretilmiş canım.sabır diyorum.bende çok roman,kitap dergi,gazete ,ne bulursam okurum.bu sayede çocuklarıma,okuma alışkanlığı edindirdim.kızım 16 yaşında.müthiş bir kız,öyle akıllı ve bilinçli,kelime dağarcığı çok zengin,kızımla tanışmanı isterdim,hatta dün geceki mesajı birlikte yazdık,sana dua ediceğini söyledi.biz seni tanımadan sevdik canım.inan bütün gün seni düşündüm,dedim ne yapıyor ne yedi ,açmı ağlıyormu,belki haddimi aştım ama ben birazda anne gözüyle bakıyorum sana,çocukluğumla empati yapıyorum,yanlızlığına derman olmaya çalışıyorum.evet Yaradanımız var.bizi görüyor ben bütün dertlerimi ona havale ediyorum, bizi bizden iyi biliyor.lütfen burayla irtibatını koparma ki sana destek olalım,yanlızlığını bir nebzede olsa belki dindirebiliriz.
Merhaba Rast,
Etkisinden çıkılması güç olaylar yaşamışsın.
Bedensel yalnızlığın yok belki
sen fikir uyuşması
fikren birliktelik
düşüncelerine alabileceğin, kendinle harmanlayabileceğin beyin yoksunluğu yaşıyorsun sanki.
Yoksa gün ortasında evinin dışına çıktığında al sana konuşan insanlar.
Kendi yaş gurubunun sorun edindikleri, muhabbet içeriği, tanıdık gelmiyor sana.
Tanıdık hisler, belki tanıdık bir yaşam öyküsü arıyorsun yakın mesafende.
Biliyor musun sevgili Rast, etrafımızda birlikte gördüğümüz arkadaş gurupları
evlerine döndüklerinde kimse beni anlamıyor ile dönüyorlar.
Büyük büyük kahkaha atan insanların aslında içlerindeki mutsuzluğu gizlemek için şaşalı davrandıklarını
tersi olarak da, soğuk duran insanların içlerinde sıcaklık barındırdığına inanırım. Yaşadığının tersini de içinde yaşar insan. Bu teze inanıyorum.
Kendimizi bu bilinenden kolayca gözleyebiliriz. Gözleriz ama yalnızca kabullenebileceklerimizi görebiliriz.
Örneğin kindar yapılı biri, özünde merhametli olduğunu kabul eder. Edebilir. Pozitif tanımlananı kabul etmek kolaydır. Zoru kabullenmek zordur.
Tersi durumda, merhamet timsali görünen biri özünde zalimin biridir.
Kabul etmek istemediği zalimliğini, tam tersi merhamet hissini yoğun yaşayarak
kendi içinde duygu dengelenmesi yaşarken
etrafa karşı negatifliğini/kindarlığını bastırıp, merhametli/pozitif kimlik yansıtmak ister.
Bunun farkına vardığında ilerleyebilir.
Kabul ettiğinde -kindarlığını- değiştirmeye başlayabilir.
Kabullendiğinde, kitabı kapatabilirsin. Değilse yapraklar açık kalır,
kaldıkça soru işaretleri varlığını sürdürür.
Merhametli insan, kindarlığını fark edip, kabul ettiğinde soru işaretleri yerini cevaplara bırakır,
nasıl başedebileceğini öğrenmeye başlayabilir çünki.
Tamamlanmamışlık hissi, eksiklik hissi biter, mücadele başlar.
Paralel olarak,, içinde yaşadığın ıssızlığı,
sessizliğine, yalnızlığına sebep olan olay örgüsünü kabullenemediğinden yaşıyormuşsun gibi geldi okuyunca yazdıklarını.
Sohbetsiz kalışın, bir iki adım geri duruşunun ardında kendine kaldığında ki soru işaretlerinin varlığı sebep sanki.
Yanılmış olabilirim.
Yanılmamış da olabilirim.
Seni okudum,, içime gelenleri dışıma verdim.
Kullanıcı ismini rast olarak seçmişsin. Rastlantı mı, bilhassa mı?
Merak ettim.
rast,
herkez biraz yanlız aslında,annem rahmetli oldu ben 3 aylık evliydim ozaman,9 yıl oldu,sonradan kaybetmekte kötü,aslında kaybetmek kötü,ama hayat bu istediğimiz gibi olmuyor,bazı şeyler elimizde değil,iki kardeşimden farklı ve uzak bir şehirdeyim,sadece eşim var,oğlumuzda 8 yıl sonra aramıza katıldı,
yanlızlık bir şekilde boyut değiştiriyor,genç bir kızkenbeyaz atlı prensimi beklerdim,gece aya bakıp sende şu an aya bakıyorsundur belki beni bulacaksın derdim içimden,26 yaşımda eşimle evlendim,bu defa ailemi kaybettim,uzakta olunca senede bir defa zor görüşülüyor,herkezin işi gücü kendince problemleri oluyor,aslında yanlızlıktan korkuyorum.örneğin yaşlanınca yanlız bir huzur evinde olmaktan..
şu an gençken hayatımızı iyi geçirmeye bakalım diyorum
Yorumunuz için teşekkür ederim. Kelimesi kelimesine dikkat etmeye çalışarak okudum, bir çok yerde haklısınız fakat ben şurada yanıldığınızı düşünüyorum en azından hala düşünebilme gibi bir nimete sahibim. Şöyle ki; "içinde yaşadığın ıssızlığı, sessizliğine, yalnızlığına sebep olan olay örgüsünü kabullenemediğinden yaşıyormuşsun gibi geldi"
sanırım yanılıyorsunuz.
Şöyle ki; evet kendimi tanımaya başladığım ilk zamanlar krizlerle kabullenemediğim apaçık ortadaydı. Bir nevi iğnelerden kolumun delik deşik olduğu zamanları hatırlarım. Sakinleştiriciler, haplar ve daha bir sürü şey... Başlangıçta evet kabullenemedim zorlu bir dönemden geçtim dediğim de bu dönemdi. O zamanlar her şeye ama her şeye kuşkuyla baktım, çünkü böyle bir şeyi insan kendini tanımaya başladığında çok daha farklı sonuçlar altında inceliyor.
Benim şuan ki durumumu en iyi özetleyebileceğim şekil de şudur. Tamam bir dönemim bitti, belki en zor dönemimdi belki de çok daha zoru gelecek. Ama ben şuan zamanda asılı kaldım. Ve asılı kaldığım zamandan kurtulabilme gibi bir kolaylığım yok... Ve bence bu kabullenememezlik değil... Bu bir tür zamanda asılı kalmak. Sohbetsiz kalışım, arka planda kalışım, soğuk davranmam elbetteki o günlerden gelen bir özelliktir ama bu atlatılır ya da atlatılması kolay bir şey değildir. Ben birini sevmeye çalışsam hadi çalıştım diyelim sevsem hadi sevdim diyelim bir yıl sonra o kişi beni bırakıp giderse o zaman en başa dönerim... Biraz da bu korku var aslında bende. Kaybetmekten korkuyorum evet korkuyorum. Bu geçmiş denilen şey nereye giderseniz gidin arkanızdan gelecektir. Gibi gibi. Böyle bir cevap versem yeterli olur mu? Tam olarak toparladım mı bilmiyorum ama zamanda asılı kalmak sanırım özetlenebilir kelimeler bunlar. Tekrar teşekkür ederim.
Unutmadan eklemek istiyorum Rast, bilhassa seçtiğim bir isimdir; doğru, düzgün anlamlarıyla bütünleştirdim ve kendime bunu layık gördüm...
On, on beş sene evvel travmatik bir olay yaşadım. Senelerce atlatamadım. İçime çökmüştü sanki.
Yaz dediler bana. Yazarsan geçer dediler.
Yazdım. Ayrıntılarına kadar yazdım rast. Geçmedi.
Birisine anlat, konuş dediler.
Ayrıntısına kadar anlattım, konuştum. Geçmedi.
Orada kalmış ve büyümemiş gibiydim. Küçük pijamaların içinde, ama kocaman olmuş nihildim. Pijamalar üzerime olmuyor
ben de o olaydan bu güne gelemiyordum.
Terapi aldığım dönem, terapistime de anlattım.
Psikodrama tekniği içeren bir seans uygulayacağını söyledi. Hazır olduğun zaman söyle bana dedi. Zor bir seans olucak dedi.
Haftaya gittiğimde, hazırım ben dedim.
Nasıl hazır olacağımı bilmiyordum ama o andan bitmek kurtulmak istiyordum.
..
Seanstan çıktığımda, 50 dakika sonra, günlerce yük taşımış hamal gibi yorgundum. Bitkin ve düşünceliydim.
Düşüncelerime senelerce hamallık yapmıştım.
13 yaşımda yaşadığım travmadan 28 yaşında çıkabilmiştim. Çıkabildim. Ağlamadan dile getirebilirim.
İzi kalmadı çünki artık.
rast nasılsın canım bugün hiç uğramamışsın özledim seni iyimisin merak ettim
Kızlar bugün ne öğrendim biliyor musunuz...
Ne kadar acı da çeksek , kendimizi ağlayarak yerden yere de vursak , kalbimizdeki iyiliği koruduğumuz sürece kazanan biz oluruz. İnanmazdım bunun böyle olduğuna.. Ama evet , kalbi temiz olan insana , kötülük yapmayan insana bir şekilde yardım ediyormuş Allah..
Beni şuan çok zor günler bekliyor.. Ama içim rahat. Kimseye dokunmadı zararım. Aldatmadım kimseyi kandırmadım. Üzdüğüm herkesten helallil aldım bugün..
Sadece paylaşmak istedim sizinle. Ne olur , hayat ne sunarsa sunsun kötülük yapmayın ve inancınızı kaybetmeyin..
SABIR. Anahter kelime buymuş..
Kızlar bugün ne öğrendim biliyor musunuz...
Ne kadar acı da çeksek , kendimizi ağlayarak yerden yere de vursak , kalbimizdeki iyiliği koruduğumuz sürece kazanan biz oluruz. İnanmazdım bunun böyle olduğuna.. Ama evet , kalbi temiz olan insana , kötülük yapmayan insana bir şekilde yardım ediyormuş Allah..
Beni şuan çok zor günler bekliyor.. Ama içim rahat. Kimseye dokunmadı zararım. Aldatmadım kimseyi kandırmadım. Üzdüğüm herkesten helallil aldım bugün..
Sadece paylaşmak istedim sizinle. Ne olur , hayat ne sunarsa sunsun kötülük yapmayın ve inancınızı kaybetmeyin..
SABIR. Anahter kelime buymuş..
Öncelikle merhabalar,
Nereden başlayacağım konusunda bir fikrim yok. Konuyu açmadan önce günlerdir de düşünmekteyim. Genelde konuların kimileri tarafından çok sert eleştirildiği kimileri tarafından da çok sıcak kanlı bakıldığı bir sitedeyim. Açtığım konu hakkında ne düşünürsünüz bilmem ama amacım sadece biraz rahatlamak ve biraz kendi içimde yalnızlığımı yenmek. Bunun için o değerli vaktinizi bana ayıranlar için hatta dahası yorum yapanlar için minnettarım.
Şükür ki bir kaç cümleyle giriş bölümünü bitirmiş bulunmaktayım. Biraz geçmişimden bahsedip sonlandırmak istiyorum konuyu;
Henüz 5-6 yaşlarımdayken bir trafik kazası sonucu ailemde ölmeyi başaramayanlardan biriyim. Belki de kader dediğimiz şey bu olmalı ki ailemi o günlerde bağlılığın tam olarak ne olduğunu bilmediğim ailemi kaybettim. İlk ciddi gözyaşlarım da o zamanlarda akmaya başladı ve ilk ciddi yalnızlığımın çatısı o zamanlarda örüldü. Hatırladığım o kadar az şey var ki o günlere dair geçmişim kapkara bir geceden ibaret. Anneannemlerde kalışım, günlerce büyük kalabalıklar, telaşlar...
İnsan çok sonraları alışıyor derler ama öyle bir şey yok. Alışmıyor insan, sadece farkına varıyor geçmişin.
Yalnızlığa çok küçük yaşlarda alıştım, hayatın şu evrelerinde bir yetişkinin sahip olabileceği her şeye sahibim ama bir aile sıcaklığının bir aileyle yenilebilecek akşam yemeğinin ya da bir aileyle toplanıp muhabbet edilebilecek bir ortamın yoksunluğuyla dolu içim.
Her şeye rağmen hayatta sırtımı dayayabileceğim bir anneanne bir babaanne bir dedeye sahibim. Ama sahip olamadığım şeylere bakılırsa devede kulak kalıyor bunlar benim için. Yanlış anlaşılmak istemem elbette ki çok şükür. Hiçbirine ters tepkim yok. Bir zamanlar ciddi bir sorgulamaya düştükten sonra varlığını kabul ettim Yüce Yaradanın. O'nunla hiçbir problemim yok şükürler olsun ki.
Gel zaman git zaman özlem duydum her şeye. Yazın ailesiyle gidilen pikniklere, akşam olunca ailesiyle içilen çaya, anne kız arasında olan muhabbetlere... Aklınıza gelebilecek her şeye.
Ve yalnız kaldım bilmem kaç milyon dünyada. Çıkarcı arkadaşlarımı tanımam en fazla aylarımı aldı, pek de arkadaş çevrem olmadı, psikolojik olarak uzun yıllar herkese şüpheyle baktım. Ve insan çocukluğunu yaşayamayınca da pek bir arkadaş çevresi kurmakta zorlanıyor, içine kapanık oluyor. Ben de bunlardan biriyim. Hiçkimseyle konuşamaz arkadaşlık kuramaz oldum, anlatacak bir şeylerim olmadı hiç. Yalnızlığımı son zamanlarda internetle yenmeye çalıştım fakat o bile şuan etkisiz kaldı diyebilirim. Kadınlar kulübü'ne üye olmadan önce izlediğim kadarıyla hoş bir yer olarak aklımda kaldı, üye oldum, geçen zamana bakıyorum da gözümde hala hoş bir site olarak kalmış. Fakat bunun yanında koskoca da bir yalnızlık var.
Buradaki hemcinslerimin açtığı konular gerek hamilelik olsun gerek evlilik olsun gerek zayıflama olsun gerek ilişkiler olsun hep ben kendi çevremden baktım. Ve yalnızlığımı bir kez daha burada da kabullenmiş oldum. Bir kaç arkadaşlık kurmak dert ortağı olmak iyi gelirdi ama yapamadım, yazışmaya çalıştım ama gece yatağıma yattığım zaman hep aynı şeyi hissettim; yalnızlık. Bir ailemin olmayışı. Burada hazırlanan çeyizlere baktığımda hep benim için çeyizleri hazırlayacak bir annemin olmayışından yakındım. Buradaki hamilelik haberlerine baktığımda hep benim hamilelik zamanımda yanımda bana destek çıkacak ailemin olmayışından yakındım, evleneceğim zaman okuldaki mezuniyet töreninde... hayatın her yerinde...
Hep içimde hissettim yalnızlığı ve yazma ihtiyacı duydum... En azından ben de buradayım demek, bir ortama girmek, içimdekileri paylaşabilmek istedim.
Biliyorum uzun konular herkesi bir hayli sıkar ve sanırım okurken yarıda kesilir okuma. Bu yüzden kısa yazmak istedim lakin olmadı bunu da beceremedim. Neyse. Ben sadece içimdekileri paylaşmak istemiştim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?