- 28 Ocak 2008
- 2.109
- 735
- 323
Ankara'dan 28 yaşındaki bir ergenim.
Çok duygusalım.
6 yıldır 6 kere aynı adamla barışıp ayrıldım.
Her birinde ayrı mutlu oldum..
Ve evet çok sevdim...
Her bir ayrılıkta farklı acılar çektim...
6 yıl önce tanıdık vasıtasıyla tanıştırıldık.
Benden 12 yaş büyük.. Yani o zamanlar 34 yaşında..
Olgun tabi benden. Ben kapris meleği. 4 ayın sonunda evlenme teklif etti. Evet dedim.
Aynı gece mesaj attım, acele etmesek mi diye, ayrıldı. ( Yılbaşında başladı 4 ay sürdü nisanda bitti)
Bağlandım. 2 yıl acı çektim. Gel dedi gittim. Git dedi gittim.
Sevmediğini söyledi. Belki zamanla severdim dedi. Olmazdı dedi.
2 yılın sonunda biri ile tanıştım. O sırada döndü bana. Senden hoşlanıyorum dedi.
Evlenme teklif etti. Kabul ettim.
Bir kaç ay içinde isteme nişan oldu.
Onun çevresi bu kız senden genç. Seninle para için evleniyordur belki demişler. ( Babasının durumu biraz fazla iyi)
Ben de düğün istemişim, diretmişim. O paramız yetmez demiş. Ben babandan istesen demişim.
Her şeyim dilimde
Nişanda ki plastik tabaklar, yiyecek çeşidinin az olması vs...
Neyse kavga ettik telefonu yüzüne kapattım. 2 gün aramadım.
Bizde yüze kapatan arardı.
O aradı gelip yüzükleri alayım mı dedi. Gel dedim. Geldi aldı.
Yalvardım. Hata ettim belki dedim. Gel geç olmadan.
Sözleşme imzala dedi bana. Bu eve bir iğne bile getirmeden geleceksin. En ufak hatanda seni kapının önüne koyacağım. Çocuk da bende kalacak dedi. Öldüm. (Yılbaşında başladı 4 ay sürdü Nisanda bitti)
9 ay geçti. Babam öldü.
Onu aradım. Beni teselli etti. Yanımda oldu. Tekrar başladık. Ama evlilik yok diyordu hep.
Ben konuştukça hayır deyip kaçıyordu. 4 ayın sonunda kavga ettik.
Ayrılığın 20 günün sonrasında Rusya'dan tatile kadın getirtti.
Aynı kadınla 2 ay sonrasından tekrar tatile gitti.
Kış aylarında tekrar aradı. Seninle mutluymuşum. Sensiz mutsuzum dedi.
Pişmanım seni çok üzdüm dedi. Bocalıyordum dedi.
Deneyelim, evlilik yok demiyorum bu sefer dedi.
Tamam dedim.
Tatile gitmiştik. Getirttiği o kadın ona seni seviyorum diye mesaj atmıştı bu son birlikteliğimizde, o da aynı şekilde karşılık verdiği mesajı gördüm. Gönlümü aldı. Dalga geçiyorum. Beni aptal yerine koymaya çalışıyordu dedi. Nesini seveceğim, nasıl bi kadın olduğunu bilmiyor musun dedi.
Ona da bir daha arama, sevgilim var diye mesaj attı. İnandım.
Ama bir ay sonra yine o yabancı siteye üye olduğunu ve o kadınla görüştüğünü öğrendim. Ayrıldım.
Ayrılırken tekrar severim sandım ama olmadı dedi. (Ağustos)
Ama o kadın bir daha Türkiye'ye gelmedi ve bitti.
Yılbaşında tekrar geldi. Haziran 29. Doğum günümde evlenme telifi edeceğini söyledi.
Aslında beni sevdiğini, ama yapamadığını, tekrar nasıl başlayacağımızı bilemediğini söyledi.
Çok pişmanım, affetmemekte haklısın dedi.
Durdum düşündüm aileme, çevreme baktım herkes mutlu, ben neden yalnızım dedi.
Kimse umrumda değil artık. Ben ailem olsun istiyorum dedi. Onlar yüzünden hayatımı mahvedemem dedi.
Tamam dedim.
Yılbaşından başladık.
Zamanla bir kaç ani çıkışımdan dolayı (kapıyı çekip çıkmam gibi), Teklif ve evlenme zamanını ertelediğini söyledi.
Eninde sonunda evlenicez. Evlenmek çok kolay ama sakin olmamız lazım dedi.
Tamam dedim.
Bir gece içki içip tek taş yüzük almayacağını yazdı. Teneke olsa takarım ben dedi.
Ben isterdim ama tamam dedim. Ben ilerde kendim alırım dedim. Ve bozulduğumu belli ettim.
Maddiyat konusu açılmıştı bir kere canım sıkılmıştı. onun sarhoşluğunu unuttum o an. İstersen sözleşmede imzalarım dedim.
Bunu yaparsan senin için ölürüm dedi.
Hemen evleniriz imzalarsan dedi.
O an yıkıldım. Benim hakkımda bunu mu düşünüyordu hala.
Ayrıldım o an.
2 hafta sonra bir gece yine alkollü bir şekilde mesaj attı.
Ben seni unutamam dedi. Ben de dedim. Seni anlıyorum ama sende beni anla dedi.
Çevremin sana ve bu evliliğe saygı duyması için istemek zorundayım dedi.
Benim her şeyim senin ve çocuğumun zaten dedi.
Barıştık.
Ama 1 hafta sürdü.
Çünkü yüz yüze konuşmadık o konuyu. O mesajlaşmalarla barıştık.
Ve soğuktuk birbirimize. Ve en son ben olmadığını olmayacağımı anladığımı yazdım.
En son gülücük attı.
Sonraki haftalarda içip saçma sapan birer mesaj attı 2 kere. Cevap vermedim.
Whatsapp'tan birbirimize bakıp durduk, ne o yazdı ne de ben. Şimdi 1 ay oldu nerdeyse.
Şimdi Belgrad'a gideceğini duyurdu bu hafta sonuna 8 günlüğüne malum siteden.
Bir yandan o yabancı paylaşım sitesinde yine arayış içinde sanırım tatil için.
Demem o ki; ben aptal oldum, ben değersiz oldum, ben aşık oldum.
Ama düzgün bir şey yapamadım.
Suç bende miydi? Onu mu suçlamalı anlayamıyorum.
Hastalık gibi kanımda. Atamıyorum.
Herkese göre körüm. Vazgeçilmez bir yanı yok. Ne bekliyorum.
Ama ben çok sevdim. Ama ben hep onunla hayal kurdum mutlu bir yuvanın, şirin bir çocuğun...
Şimdi yoluma gitsem yarın yine gelecek belki, dengem şaşacak.
Biliyorum.
Şimdi elimi uzatsam, biliyorum değeri olmayacak..
Çünkü o hep ben ne zaman kaçtıysam geldi.
Ne zaman onsuzluğa alıştıysam o zaman geldi.
Ne zaman vazgeçmek için çabaladıysam o zaman geldi.
Yargılamayın beni. Hastalık gibi bu kanımda. İşin tuhaf tarafı o da hasta gibi. Bari o vazgeçse. O bitirse.
Ben çok duygusalım. Duygularım ve mantığım arasındaki en büyük acıyı çekiyorum.
Başkasını sevemeyeceğim gibi. Artık olmaz gibi. Yüreğim kor.
Yargılamayın beni ne olur.
Herkes yargılıyor zaten.
Dışardan bakarak size soruyorum.
Ne olacak halim
Çok duygusalım.
6 yıldır 6 kere aynı adamla barışıp ayrıldım.
Her birinde ayrı mutlu oldum..
Ve evet çok sevdim...
Her bir ayrılıkta farklı acılar çektim...
6 yıl önce tanıdık vasıtasıyla tanıştırıldık.
Benden 12 yaş büyük.. Yani o zamanlar 34 yaşında..
Olgun tabi benden. Ben kapris meleği. 4 ayın sonunda evlenme teklif etti. Evet dedim.
Aynı gece mesaj attım, acele etmesek mi diye, ayrıldı. ( Yılbaşında başladı 4 ay sürdü nisanda bitti)
Bağlandım. 2 yıl acı çektim. Gel dedi gittim. Git dedi gittim.
Sevmediğini söyledi. Belki zamanla severdim dedi. Olmazdı dedi.
2 yılın sonunda biri ile tanıştım. O sırada döndü bana. Senden hoşlanıyorum dedi.
Evlenme teklif etti. Kabul ettim.
Bir kaç ay içinde isteme nişan oldu.
Onun çevresi bu kız senden genç. Seninle para için evleniyordur belki demişler. ( Babasının durumu biraz fazla iyi)
Ben de düğün istemişim, diretmişim. O paramız yetmez demiş. Ben babandan istesen demişim.
Her şeyim dilimde
Nişanda ki plastik tabaklar, yiyecek çeşidinin az olması vs...
Neyse kavga ettik telefonu yüzüne kapattım. 2 gün aramadım.
Bizde yüze kapatan arardı.
O aradı gelip yüzükleri alayım mı dedi. Gel dedim. Geldi aldı.
Yalvardım. Hata ettim belki dedim. Gel geç olmadan.
Sözleşme imzala dedi bana. Bu eve bir iğne bile getirmeden geleceksin. En ufak hatanda seni kapının önüne koyacağım. Çocuk da bende kalacak dedi. Öldüm. (Yılbaşında başladı 4 ay sürdü Nisanda bitti)
9 ay geçti. Babam öldü.
Onu aradım. Beni teselli etti. Yanımda oldu. Tekrar başladık. Ama evlilik yok diyordu hep.
Ben konuştukça hayır deyip kaçıyordu. 4 ayın sonunda kavga ettik.
Ayrılığın 20 günün sonrasında Rusya'dan tatile kadın getirtti.
Aynı kadınla 2 ay sonrasından tekrar tatile gitti.
Kış aylarında tekrar aradı. Seninle mutluymuşum. Sensiz mutsuzum dedi.
Pişmanım seni çok üzdüm dedi. Bocalıyordum dedi.
Deneyelim, evlilik yok demiyorum bu sefer dedi.
Tamam dedim.
Tatile gitmiştik. Getirttiği o kadın ona seni seviyorum diye mesaj atmıştı bu son birlikteliğimizde, o da aynı şekilde karşılık verdiği mesajı gördüm. Gönlümü aldı. Dalga geçiyorum. Beni aptal yerine koymaya çalışıyordu dedi. Nesini seveceğim, nasıl bi kadın olduğunu bilmiyor musun dedi.
Ona da bir daha arama, sevgilim var diye mesaj attı. İnandım.
Ama bir ay sonra yine o yabancı siteye üye olduğunu ve o kadınla görüştüğünü öğrendim. Ayrıldım.
Ayrılırken tekrar severim sandım ama olmadı dedi. (Ağustos)
Ama o kadın bir daha Türkiye'ye gelmedi ve bitti.
Yılbaşında tekrar geldi. Haziran 29. Doğum günümde evlenme telifi edeceğini söyledi.
Aslında beni sevdiğini, ama yapamadığını, tekrar nasıl başlayacağımızı bilemediğini söyledi.
Çok pişmanım, affetmemekte haklısın dedi.
Durdum düşündüm aileme, çevreme baktım herkes mutlu, ben neden yalnızım dedi.
Kimse umrumda değil artık. Ben ailem olsun istiyorum dedi. Onlar yüzünden hayatımı mahvedemem dedi.
Tamam dedim.
Yılbaşından başladık.
Zamanla bir kaç ani çıkışımdan dolayı (kapıyı çekip çıkmam gibi), Teklif ve evlenme zamanını ertelediğini söyledi.
Eninde sonunda evlenicez. Evlenmek çok kolay ama sakin olmamız lazım dedi.
Tamam dedim.
Bir gece içki içip tek taş yüzük almayacağını yazdı. Teneke olsa takarım ben dedi.
Ben isterdim ama tamam dedim. Ben ilerde kendim alırım dedim. Ve bozulduğumu belli ettim.
Maddiyat konusu açılmıştı bir kere canım sıkılmıştı. onun sarhoşluğunu unuttum o an. İstersen sözleşmede imzalarım dedim.
Bunu yaparsan senin için ölürüm dedi.
Hemen evleniriz imzalarsan dedi.
O an yıkıldım. Benim hakkımda bunu mu düşünüyordu hala.
Ayrıldım o an.
2 hafta sonra bir gece yine alkollü bir şekilde mesaj attı.
Ben seni unutamam dedi. Ben de dedim. Seni anlıyorum ama sende beni anla dedi.
Çevremin sana ve bu evliliğe saygı duyması için istemek zorundayım dedi.
Benim her şeyim senin ve çocuğumun zaten dedi.
Barıştık.
Ama 1 hafta sürdü.
Çünkü yüz yüze konuşmadık o konuyu. O mesajlaşmalarla barıştık.
Ve soğuktuk birbirimize. Ve en son ben olmadığını olmayacağımı anladığımı yazdım.
En son gülücük attı.
Sonraki haftalarda içip saçma sapan birer mesaj attı 2 kere. Cevap vermedim.
Whatsapp'tan birbirimize bakıp durduk, ne o yazdı ne de ben. Şimdi 1 ay oldu nerdeyse.
Şimdi Belgrad'a gideceğini duyurdu bu hafta sonuna 8 günlüğüne malum siteden.
Bir yandan o yabancı paylaşım sitesinde yine arayış içinde sanırım tatil için.
Demem o ki; ben aptal oldum, ben değersiz oldum, ben aşık oldum.
Ama düzgün bir şey yapamadım.
Suç bende miydi? Onu mu suçlamalı anlayamıyorum.
Hastalık gibi kanımda. Atamıyorum.
Herkese göre körüm. Vazgeçilmez bir yanı yok. Ne bekliyorum.
Ama ben çok sevdim. Ama ben hep onunla hayal kurdum mutlu bir yuvanın, şirin bir çocuğun...
Şimdi yoluma gitsem yarın yine gelecek belki, dengem şaşacak.
Biliyorum.
Şimdi elimi uzatsam, biliyorum değeri olmayacak..
Çünkü o hep ben ne zaman kaçtıysam geldi.
Ne zaman onsuzluğa alıştıysam o zaman geldi.
Ne zaman vazgeçmek için çabaladıysam o zaman geldi.
Yargılamayın beni. Hastalık gibi bu kanımda. İşin tuhaf tarafı o da hasta gibi. Bari o vazgeçse. O bitirse.
Ben çok duygusalım. Duygularım ve mantığım arasındaki en büyük acıyı çekiyorum.
Başkasını sevemeyeceğim gibi. Artık olmaz gibi. Yüreğim kor.
Yargılamayın beni ne olur.
Herkes yargılıyor zaten.
Dışardan bakarak size soruyorum.
Ne olacak halim