Kızlar duada buluşalım (4444 tefriciye )

Aynen öyle canım, kimden ne duysam yapmaya çalışıyorum. Bizim de sifamiz bı yerde gizlidir muhakkak
Aynen ben de öyle canım burdan okuduğum dualar namazlar elden geldiğince yapıyorum kür tüp bebek denemem yarıda kaldı çöktüm dualara sığınıyorum artık bu akşam da bir ağlama modundayim
 
Aynen ben de öyle canım burdan okuduğum dualar namazlar elden geldiğince yapıyorum kür tüp bebek denemem yarıda kaldı çöktüm dualara sığınıyorum artık bu akşam da bir ağlama modundayim
Ben bayadır ağlamıyordum, oluruna bırakmıştım. Dün bir haller oldu bana hep gözlerim dolu doluydu
 
Dolup dolup patlıyoruz iste
Sonra bı arkadaşım bı yazı atmış, onu okuyunca kendime geldim. Dur kopyalayıp atiyim



“Az” konuşan fakat “öz” konuşan büyükler vardır. Babam da bunlardan biridir. Çok sık bir arada olamadığımız için benim için bu "öz" konuşmalar daha kısa olur. Birkaç yıl önce öyle bir laf söyledi ki sustum kaldım. Uzun süre kafamın içinde dolandı söylediği cümle.

“Strese girenin imanından şüphe ederim!”demişti babam.

Stresle ilgili kitaplar okuyan, zaman zaman “stresle mücadele” konusunda seminerler veren biri olarak, cümleyi çok ağır bulmuş olsam bile, kafamın içinde cümle dönüp durdu uzun zaman. Yaşadığımız yüzyılın en önemli problemlerinden biri olan stres hakkında bu kadar kesin ve keskin bir ifade duymamıştım.

Geçen yıl memlekette bir arkadaşla otururken hayatın sıkıntıları ve zorlukları konuşulmaya başlanınca bende kendisine stres ve stresle mücadele hakkında hakkında bildiklerimi anlatmaya başladım. Arkadaşım da benimle birikimlerini paylaşıyordu. Bir ara babamın söylediği “Strese girenin imanından şüphe ederim!” lafını attım ortaya. Arkadaşım “doğru bir cümle” dedi. “Hatta bir insan stres yüzünden hasta olursa Allah o insana bunun hesabını bile sorar” dedi.

***
***

Stres, halkın bildiği ve kullandığı anlamıyla,sıkıntıları kafaya takmak demektir. Sıkıntılar insanı umutsuz ediyor. Mutsuzluk insanı hasta ediyor.

Kimisi hastalıklarla mücadele etmekten yoruluyor. Mutsuz ve hasta oluyor.

Kimisi ailesiyle problemler yaşamaktan bunalıyor.

Kimisi maddi sıkıntılarla boğuşuyor.

Kimisi çevresindekilerin kendisini anlamadığından dert yanıyor.

Kimisi bir sevdiğini toprağa verince hayata küsüyor.

Hayatta insanı strese sokan o kadar çok şey var ki. Herkes kendisine dert edecek bir sıkıntı bulabilir.

Stresle iman arasında bir bağlantı var mı dersiniz?

Sıkıntılarla dolu bir hayat denilince benim aklıma hep Peygamberler geliyor. Allah Peygamberlerin kıssalarını ayrıntılarıyla bize niçin aktarıyor dersiniz? Okuyup, ibret almamız için değil mi?

Peygamberlerin hayatlarından yola çıkarak bazı sorular sormak istiyorum.

Hz. Eyyüb’ü hastalıkla imtihan eden Allah, bizi de aynı imtihana tabi tutma hakkına sahip değil mi?

Hastalığı kafaya takıp bunalıma giren insan“Allah’ım, beni niçin hastalıkla imtihan ediyorsun ki?” demiş olmuyor mu?

Hz. Nuh’u oğluyla imtihan eden Allah, sizi evlatlarınızla imtihan edemez mi?
Hz. İsmail’i babasıyla imtihan eden Allah, sizi öz babanızla imtihan edemez mi?

Hz. Lut’u eşiyle imtihan eden Allah’a, “Beni niçin eşimle imtihan ediyorsun ki?” deme hakkına sahip olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

Hz. Yusuf’u kardeşiyle imtihan eden Allah, belki sizi de kardeşlerinizle imtihan ediyordur!

Tüm peygamberlerin hayatları sıkıntı (imtihan) dolu olduğuna göre, bizim hayatımızda da bazı sıkıntıların olması hayatın bir parçası değil mi?

Anne veya babasını kaybedince bunalıma giren bir insan Allah’a “Benim annemi / babamı niye alıyorsun ki?” deme hakkına sahip olduğunu mu sanıyor?

“En büyük acı evlat acısıdır!” denir. Bu acıyı yaşayan anne babalar “Allah kimseye yaşatmasın!” derler.Beş defa evlat acısıyla imtihan edilmiş bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu bilmek zorundayız.

“Kardeşim onlar Peygamber, biz insanız” diye kimse itiraz etmesin. Peygamberler de bizler gibi üzülen, ağlayan, Allah’a sığınan insanlardı. Allah tarafından özel seçilmiş oldukları gerçeği “insanî” acılara tepkisiz kalacakları anlamına gelmez. Bize düşen hayatı doğru anlamaktır.

***

Stres ile iman arasındaki ilişki kafamın içinde uzun zamandır dolanıyordu. Bir okuyucum bana öyle bir söz gönderdi ki, o sözü okuyunca kafamın içinde dolanan cümleler köşe yazısına dönüştü. Bu yazıyı da o güzel sözle bitirmek istiyorum.

Çok sıkıldığınız zaman bu cümleyi hatırlayın. Hatta bana kalsa pano haline getirilip ev veya işyerinin duvarlarına asılması gereken bir söz.

Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp, “Benim büyük bir derdim var!” deme, derdine dönüp “Benim büyük bir Rabbim var!”de..........

Alıntı. . .
 
Yaa canım o kadar iyi geldi ki bana o kadar doğru şeyler ki ekran fotoğrafını aldım defterime de not ettim çok güzel şükür ki bizim de çok büyük rabbimiz var içimi ferahlattin Allah razı olsun senden
Amin canım cümlemizden dün bana da çok iyi geldi ❤❤❤
 
Rabbim hepimizin yüzünü güldürsün inşallah şu mübarek aylar hepimize bebişlerimizi getirsin her zaman bizden daha büyük dertleri olan insanları düşünüorm bende böyle kötü hissettiğim anlarda sonra oturup şükrediyorum ki en azından evlat sahibi olma imkanına sahibiz o yuzden rabbimize sığınıp duamızı edicez gerisi onun "ol" demesine bağlı
 
İnşallah Ebrucum inşallah ❤
 
Yaaa bayıldım gerçekten ne kadar doğru ne kadar güzel bi yazı Rabbim hepimize imanla yaşayıp imanla ölenlerden olmayı nasip etsin inşallah
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…