Kıbrıs tüp bebek uzmanı Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen ile tüp bebek hakkında herşey

Polikistik Over Sendromu Olan Kişilerdeki Riskler

– Endometriyal hiperplasiya: Uterusun (Rahmin) iç çeperini örten müköz membran olarak tanımlanan endometriyum, over hormonlarının etkisiyle değişiklikler göstermektedir. Bu değişiklikler döllenmiş bir ovumun implantasyonuna hazırlık amacına yöneliktir ve implantasyonun gerçekleşmemesi durumunda olay menstruasyonla sonlanır. Sağlam bir doku yönünde patolojik doku şekillenmesi olarak tanımlanan hiperplasiya ise yeni oluşan elementlerin şekilleri ve işlevleri bakımından kendilerini oluşturan dokulardan ayırt edilemeleri sonucunu doğurmaktadır.

– Endometriyal kanser (Rahim duvarı kanseri): Bu riskin doğrudan sendroma mı yoksa obezite, hiperinsulinemi (kandaki insülin düzeyinin aşırı yükselmesi) ya da hiperandrojenizme (androjenik yetmezlik) mi yol açacağı tam olarak belirlenememiştir.

– İnsülin direnci/Tip II diyabet,
  • – Yüksek tansiyon,
    – Dislipidemi,
    – Kalp rahatsızlıkları,
    – İnme,
    – Kilo alımı,
    – Düşük yapma,
    – Kanda hormon ölçümleri yapıldığında çeşitli problemler saptanır; özellikle LH (Luteinizan Hormon) ve erkeklik hormonları (testosteron, DHEAS) yükselmiştir.
Bu sendromda; beyindeki hipofiz bölümünden salgılanan ve yumurtalık hormon üretimini düzenleyen, FSH ve LH hormonları arasındaki denge bozulmuştur. Bunun sonucu olarak yumurtalık hormon üretiminde anormal sapmalar ve yumurtlamada problemler oluşmaktadır.

Erkeklik hormonu yüksekliğine bağlı olarak vücutta (özellikle yüzde, göğüslerde, göbek etrafında ve bacaklarda) erkek tipi tüylenme artışı (kıllanma) olurken bazen köşelerde açılma şeklinde erkek tipi saç dökülmesi (lokal alopesi) de izlenmektedir.

Hastalığın bir diğer fenomeni olan yumurtlama olmaması (anovulasyon) sonucu progesteron hormonu üretimi olmamakta ve estrojen hormonu tek başına salgılanmaktadır. Estrojen hormonunun tek başına salgılanması ise rahim kanseri riskini arttırabilmektedir.

Hastalığın bulguları tipik olarak puberte ile başlar. İlk adetle birlikte adet düzensizlikleri, adet gecikmelerini takiben oluşan yoğun adet kanamaları ilk şikayetlerdir. Bu hastalar sıklıkla adet gecikmeleri şeklinde belirgin adet düzensizliklerinden yakınmaktadırlar.

Sonraki dönemde yıllar içerisinde giderek artan erkek tipi kıllanma (hirsutism) izlenir. Daha önceleri çenede ve dudak üzerindeki tek tük, ince olan tüyler giderek kalınlaşır ve sayı olarak artarak estetik bir problem yaratır. Yetişkin yaşta bu yakınmalara ilave olarak “infertilite” yani çocuk olmaması problemi de eklenebilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Son düzenleme:
Yumurtalık Kisti Nedir?

Kısaca tanımlamak gerekirse kist, içi sıvı dolu keseciklerdir. Kistler, çevre dokulardan sahip oldukları ve “kist duvarı” denilen bir zar ile ayrılırlar. Kistler iyi huylu ve kanseröz kistler olarak basitçe ikiye ayrılabilir. Çoğu kadın hayatının bir döneminde yumurtalıklarında kist problemi ile karşı karşıya gelebilir.

Yumurtalıklardaki kistler genellikle belirti vermeyip, çoğu zaman rutin jinekolojik kontroller sırasında fark edilir. Yumurtalıkların önemli özelliklerinden biri; hormonal etkilere cevap verici olmalarıdır. Değişik hormonlara cevap olarak yumurtalıklar büyüyebilir veya kistleşebilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Son düzenleme:
Vücuttaki Kistler Nasıl Oluşur?

Vücudumuzdaki hiçbir hücre sürekli kalıcı değildir. Tüm hücrelerimiz bir yandan ölürken diğer yandan yenileri yapılır. Yine bütün hücreler değişik miktar ve yapılarda bir tür sıvı salgılarlar. Hücrelerde üretilen sıvıların emiliminden fazla olması durumunda dokular arasında sıvı birikimi olur.

Dokular arası biriken normalden fazla sıvıya“ödem” adı verilir. Ödemler, vücudun değişik yerlerindeki şişliklerle kendilerini gösterirler. Eğer doku dışında biriken sıvılar bir zar tarafından çevrelenir, bir kesecik halini alır ve içeride sıvı alışverişi engellenirse ortaya çıkan bu lezyonun adı “kist” olur.

Vücutta bulunan hemen hemen bütün organlarda kist ortaya çıkabilir (Beyin kistleri, akciğer kistleri, karaciğer kistleri gibi…) Ancak yumurtalık dışındaki organların kistleri genelde çok daha çabuk ve kolay belirti verir. Bunun nedeni diğer organlarda meydana gelen kistlerin bu organların fonksiyonlarını bozmalarıdır. Yumurtalık kistlerinin bir kısmı bu şekilde fonksiyon bozukluğu ile belirti verirken, çok büyük bir bölümü ne fonksiyonlarda bir kayba neden olur ne de uzunca bir süre belirti verir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Son düzenleme:
''Çok teşekkür ederim Blondgune!

Jinekoloji ve Tüp Bebek ile ilgili sorularınız olduğu zaman benimle paylaşabilirsiniz. İyi günler''
İyi günler doktor hanım... Benim de merak ettiğim bir konu var cevaplarsaniz sevinirim. Bayramdan sonra tüp bebek tedavime başlayacağız şu an ön hazırlık evresindeyiz doğum kontrol ilaci ve vitamin takviyeleri kullanıyorum. Bu ay eşimle oruç tutmamız da bi mahsur var mi? Bazi yerlerde oruç tutmanın yumurta ve sperm kalitesini olumsuz etkileyecegini okuduk bu doğru mu? Oruç tutarken sahurda ve iftarda yeterli ve sağlıklı besleniyoruz sadece uzun süre aç ve susuz kalmış oluyoruz. Bu arada eşimin sperm değerleri ve benim yumurta sayim (kalitesi) normalde cok iyi.
 
MİYOM NEDİR?

Miyom, rahim kasları içerisinde var olan ve bu kaslar ile uyumlu bir şekilde duran ve halk arasında da ur adı ile bilinen iyi huylu tümördür. Miyom; yirmi ile elli yaş arasında olan kadınlarda genel itibari ile görülür. Ve buna ek olarak; yaşın ilerleyişi miyomunda ilerleyişi ve artışı anlamına gelmektedir.

Miyom daha önce doğum yapmamış olan kadınlarda çok daha fazla görülür.

Miyom bazı durumlarda genetik faktörlerin etkisi ile de ortaya çıkabilir. Bu bir nevi; kalp rahatsızlığı gibi düşünülebilir.


İleri yaşlarda görülme ihtimali artan miyomların bir duruşu da vardır. Şöyle k,i yaşı ilerlemiş ve menopoz dönemine girmiş kadınların miyom ile karşılaşma ihtimalleri oldukça azdır.

Menopoz döneminde olan ve bu menopoz dönemini atlatmış olan kadınların miyomlarında bir küçülmede söz konusu olur.

Bazı menopozlu kadınların miyom boyutlarında bir artış görülür. Fakat belirtmek gerekir ki boyutları artan özellikle de menopoz döneminde boyutları artan miyomlar için iyi huylu tümör demek, doğru değildir.

Miyomların kimler için görülme ihtimali fazla diye sorulur ise; şişman kadınların risk altında olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Miyom Nelere Yol Açabilir?

Miyomların genel itibari ile sessiz olduklarını söylemek gerekir. Yani; miyom bir kadın üzerinde herhangi bir şikayete neden olmaz. Buna ek olarak; miyomun rahim duvarı içerisindeki yerleşmesine göre farklı şikayetleri ortaya çıkarması söz konusu olabilir. Bu bağlamda;

Miyom kadın üzerinde adet düzensizliklerine yol açabilir.

Adet dönemi olmadığı halde orta çıka kasık ağrıları da söz konusu olabilir.


Yaşanılan kasık ağrılarının tıpkı bir kist ağrısıymış gibi his vermesi söz konusu olabilir. Bu bağlamda anlatılmak istenen; ilaç kullanımı, sıcak su ve farklı yöntemler ile kasık ağrısının geçirilmemesidir.

Miyom, aslında yumurtalıkları sağlıklı olan kadınların kısırlık yaşamasına da sebep olabilir.

Hamile kadınların miyom ile karşı karşıya kalmış olmaları halinde düşük yapma ihtimalleri fazladır.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Miyom Ameliyatı Sonrasında Gebe Kalma

Miyom ameliyatı geçirmiş olan kadınların gebe kalımı ile alakalı olarak dikkat etmeleri gereken ayrıntıları vardır. Bu bağlamda; eğer ameliyat sonrasındaki ilk üç ay içerisinde gebe kalan bir kadının; tekrarlayan zararlı miyomlar ile karşılaşmalar ihtimali yüksektir.



Sorunsuz bir gebelik için ameliyat sonrasında altı aylık süre beklemek gerekir. Sonraki süre zarfında yaşanılan gebeliğin herhangi bir zarar yaratması ihtimali dahi söz konusu değildir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
DIŞ GEBELİK NEDİR?

Dış gebelik tam anlamıyla, yumurtanın anne rahminde değil de dışarıda büyümeye devam etmesidir. En çok fallop tüplerinde görülür. Normalde 10 ile 12 gün arasında döllenen yumurta rahim içerisine doğru yolculuğa başlar ve rahim içine yerleşir. Fakat Dış Gebelik Vakasında döllenen yumurtanın rahim içerisine girmesini engelleyen bazı faktörler olmaktadır. Rahim kanalının tıkanması gibi durumlarda yumurta rahim içine ulaşamaz ve dışarıda büyür.


Dış gebelikte de aynı şekilde normal gebelik bulgularını görürüz. Âdetin gecikmesi, gebelik testinin pozitif çıkması, bulantı, kusma gibi durumlar dış gebelikte de görülür. Dış Gebeliğin tek farkı anne rahimine yerleşememiş yumurtanın dışarıda büyümesidir. Kanallara yerleşen yumurta hamileliğin ilerleyen zamanlarında büyümeye başlar ve büyümeden kaynaklı olarak tüplerdeki gerilme sebebiyle yırtılmalar meydana gelir. Yırtılma sebebiyle de kanama oluşur. Durum, fark edilip de tedavi edilmezse iç kanama sebebinden dolayı anne ölümüyle sonuçlanabilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Dış Gebeliğin Belirtileri Nelerdir?

Normal gebelik belirtilerinin yanı sıra belirtilerin devamını karının alt bölgesinde ağrı, anormal kanama ve omuz ağrısı izler. Bu gibi belirtiler ortaya çıktığında teşhisi koymak çok da zor değildir. Kanama belirtisi olmadığı zamanlarda ise kanda bhCG değerlerine bakılarak da tanıya varılmaya çalışılır.

Tedavisi :


Tüplerde yırtılma ve bu yırtılmaya bağlı olarak kanama meydana gelmişse tek tedavi cerrahi operasyondur. Çok fazla tehlike yaratmayan vakalarda tüp korunup gebeliğin devamı sağlanabilir. Fakat bazen ise Dış Gebeliğin geliştiği tüp alınarak gebeliğe son verilir.


Yırtılmanın meydana gelmediği durumlarda yakın takip altında beklenebilir. Buna bekle ve gör yaklaşımı adı verilir. Bu gruptaki hastalar her gün ya da gün aşırı kontrollere çağrılır. Her seferinde ultrason çekilir ve testler yapılır.

Diğer bir tedavi yöntemi ise kemoterapi uygulanmasıdır. Bu tedavi yönteminde bebek canlı dahi olsa kemoterapi uygulanarak hamileliğin iç kanamaya sebep olmadan sonlandırılması sağlanmaktadır.
Detaylı bilgi için : http://tupbebekmerkezlerikibris.com/dis-gebelik-nedir/

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Merhaba
30 yasındayım.sebepsiz ınfertılıte tanısıyla 1 taze 2 dondurulmus tup bebek tedavım var. İlki 8.haftada kürtaj sonucusu 5 hafta düşükle sonuclandı. Tum testlerım normal cıktı. Genetık testlerımde sorun yok. Şimdi en bastan baslayacagız. Ngs dusunuyorum. Sebepsz ınfertılıte olup ngs yaptıran basarılı olan varmıdır öncesınde hangi tetkıklerı yaptırmalıyım?
 
Turner Sendromu Nedir?

Kadınları etkileyen ve doğuştan gelen durumlardan birtanesi olan X kromozomlarından birtanesinin eksik olması sonucunda ortaya çıkan genetik bir durumdur.

Daha da özetlemek gerekirse; Turner Sendromu problemi yaşayan kadınların fenotipi dişidir fakat; üreme organları ve üreme fonksiyonları sağlıklı bir kadın gibi gelişme sağlayamaz. Bundan dolayı da infertil yani kısır kadınlardır.


Turner sendromlu kızlarda östrojen ve progesteron seviyeleri de yetersiz gelişim düzeyinden dolayı yetersiz olmaktadır. Tam olarak bu nedenlerden dolayı da turner sendromuna sahip olan kızlarda göğüs büyümesi gibi ergenlik işareti olan gelişimler görülmeyebilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Turner Sendromu Nasıl Gelişir?
Turner sendromuna sahip olan kızlara sahip olan ebeveynlerin büyük bir çoğunluğunun normal sayıda kromozomlara sahip olduğu dikkat çeker. Turner Sendromu’da ortaya çıkan X kromozomu eksikliği anne yumurtaları ile baba sperminin üretildiği esnada dölleme sürecinde tesadüfen gerçekleşen bir durum olduğu dikkat çeker. Çiftlerin ilk bebeklerinde böylesi bir durumla karşılaşmaları bir daha ki gebelik durumunda da karşılaşacakları korkusunu yaşamalarına neden olur. Düşük bir ihtimal dahilindedir ki; emin olabilmek adına PGT adı verilen genetik tanı işlemi yapılmalıdır.
Turner Sendromuna sahip kız bebekler, anne karnında bulunduğu esnada yumurta hücre oranları diğer kız bebeklerinki ile aynı oranlardadır. Ancak; bu sayı sebebi bilinmeyen bir problemden ötürü; yüksek bir hızla azalma gösterir ve doğduklarında ise; neredeyse hiç yumurta hücresi kalmaz.Turner Sendromuna sahip genç kızların %15’lik gibi küçük bir kısmında ergenlik dönemi başlarında az da olsa yumurta hücresi görülebilir. Bundan dolayı; ergenlik dönemine giren kızlar kısa bir süre içinde olsa adet görebilir. Bazı hücrelerinde 46XX kromozom yapısını barındıran, Mozaik Turner Sendromuna sahip genç kızların adet görme olasılıkları ne kadar yumurta hücreleri hızla azalsa da, Turner Sendromu taşıyan diğer kızlara nazaran çok daha yüksek olmakta.
Turner Sendromu taşıyan kızlarda, ergenlik dönemine girilmeden önce adet görmesinin sağlanabilmesi adına düşük dozda östrojen başlanır ve progesteron takviyesiyle birlikte süreç içerisinde doz arttırımı yapılarak gidilir.
 

Eklentiler

  • Turner-Sendromuu.jpg
    26,5 KB · Görüntüleme: 290
Son düzenleyen: Moderatör:
Turner Sendromlu Kişilerin Belirgin Özellikleri Nelerdir?

Turner Sendromu yaşayan bireylerin fiziksel özellikleri alt bölümde sizler için listelenmiştir. Tüm özellikler herkeste buluncak diye bir durum söz konusu değildir. Bir kısmı ya da birkaçı dahi bulunabilir.

*Kısa boy

*Geniş göğüs ve aralıklı memeler

*Sarkık göz kapak yapısı, düşük kulak yapısı ve küçük alt çene

*Düşük saç çizgisi düzeyi

*Perdeli boyun ve benler

*Kaşık şekline sahip tırnaklar ve şiş yapıdaki eller ve ayaklar

*El ve ayak parmaklarında kısalık

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Endometrium Hasarı, Değerlendirilmesi ve Tanısı

Endometriumdaki hasarın değerlendirilmesi ve tanısının konulması noktasında en etkili yöntemin vajinal yoldan yapılan ultrasonografi olduğunu söylemek mümkün. Transvajinal USG olarak tıp terminolojisindeki yerini almıştır.

Endometrium, adet kanamasının başlangıcı ile birlikte dökülür ve incelmeye başlar. Adet döneminin ilk 6-7 günlük döneminde incelir, sonrasında yumurta hücresinin gelişmesiyle salgılaması yapılan Estradiol hormonu ya da ağızdan alınan hormon ilacı endometrium’u kalınlaştırır.

Folikül 20 mm büyüklüğe ulaştığında veya ilaç alımı 10 güne ulaştığı takdirde kalınlık 8 mm ve üzerinde seyreder. Menopoz dönemindeki hastalarda biraz daha uzun süreli ilaç tedavisi gerekebilir. Yumurtlama ve de yeterli ilaç tedavisine rağmen 8 mm’ye ulaşım sağlanamadıysa; endometrium’da sorun olduğu ortaya çıkar. Şekil bozukluklarında zarın hasar gördüğü ifade edilebilir.


Endometriumdaki Hasarın Değerlendirilmesi:

Bozuk ve ince endometrium yapısı

Kısmen düzensiz endometrium

Düzenli ve üç çizgi halinde endometrium (tripline)

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Endometrium Patolojilerinde Fizyoterapi Uygulaması

Uygulaması gerçekleştirilen bu yöntemle özelleştirilmiş olan akımlar 15 cm kadar derine inerek bu noktadaki kan dolaşımını lokal anlamda arttırmayı gerçekleştirir.

24 saat boyunca etkisi devam eden uygulama ile 2 mm ve üzerindeki kalınlık değerlerinde endometriumla gebelik ortaya çıkarılır.

1000 kadar hasta üzerinde yapılan araştırmadan elde edilen istatistiklere bakıldığında; %85 oranında başarılı sonuçlar alınmıştır.

Araştırma için kullanılan ilk 100 hastada kontrol çalışması gerçekleştirilerek lokal kan akışının hızlandığı eko doplerle taze dokuların oluşumu biyopsi yardımıyla kanıtlanmıştır. Uygulamayı yalnızca Dr. Halil İbrahim Tekin Kıbrıs UKFCA tüp bebek merkezinde uygulanmakta.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 


Selamlar Micimic…

Öncelike durumunuzun beni etkilediğini söylemeliyim. Ancak maalesef tüp bebek, çocuk sahibi olamayan hastalar için alternatif bir tedavi yöntemi olsa da 100% başarı veremeyebiliyor. Yumurta problemi, sperm problemi & genetik bir problem yoksa (doktorunuzun tavsiyesi gibi) sonuna kadar denenebilir. . Yine bir başka seçenek, yumurta bağışından yararlanmak iyi bir alternatif olabilir. Böylece kaliteli embriyo elde etme şansımız olabilir. Bol şans dilerim.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 

Merhaba azrabebek147..

Size ve eşinize genetik yönden inceleme yapılmasının uygun olacağını düşünüyorum. Bu incelemede bir sorun yoksa bu durumda (yumurta ve sperm probleminiz olmadığına göre) tekrarlayan tedaviler bence düşünülebilir. Ayrıca bu tedavilere genetik tanı eklemek uygun olabilir. Tekrarlayan başarısız denemeler tabi ki yıpratıcı süreçlerdir. Bu durumda bir seçenek 'donasyon' tedavileri olabilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 


Selamlar ShinSeGi..

Oruç tutmanızın tedavinizde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Hayırlı ramazanlar dilerim!

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 


Merhabalar Aden umut…

Konu ile ilgili genetik danışmalık almanız uygun olacaktır. Tabi ki her ileri araştırma şekli her hasta için yapılabilir. Ancak önemli olan gerekli durumlarda bunları uygulamaktır. Bol şans

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp Bebekte Sigara Kullanımı Zararlı mıdır?

Sigara kullanan bireylerin tüp bebek tedavisine başlamadan önce yapacakları ilk iş sigarayı bırakmak olacaktır. Elbette bu süreç tiryakiler için son derece zor olacaktır ancak; anne-baba olabilmek adına katlanmak zorunda olduğunuz bir zorluktan bahsetmekteyiz. Sigarayı bırakmanızı önermememizin nedeni: kadınlardaki yumurtalıkları zayıflattığı ve yumurta kalitesini ciddi düzeylerde düşürdüğü bilinmekte. Tüp bebek tedavisinde en önemli faktörün kaliteli yumurtalık rezervi olduğunu hatırlatırız. Bunun yanı sıra; tedavi sürecinde yumurta gelişimini, yumurta uyarılmasını, döllenme ve embriyo gelişimini de olumsuz olarak etkilediği tespit edilmiştir. Yalnızca bu zararlarla da kalmayıp gebelik gerçekleşse dahi bebeğin gelişimine ciddi zararlar vermektedir.


Sigara kullanımı yapılan evlerde ani bebek ölümlerinin görülme oranı sigara kullanımı yapılmayan evlere nazaran kat ve kat yüksek oranlarda. Tüp bebek tedavisine karar vermiş olan çiftler şunu unutmamalıdır ki; sigara kullanmayan çiftlerin bu tedavide başarı oranı kullanan çiftlere nazaran çok daha fazla. Gebelik oluşsa dahi kadında düşük olasılığını arttıran bir alışkanlıktan bahsetmekteyiz. Uzun süreli sigara kullanımı yapan kadınlarda kalıcı yumurtalık hasarları ortaya çıkmakta ancak; tedaviye başlamadan bir süre önce sigarayı bırakmak başarı şansını oldukça yüksek noktalara ulaştırmakta.

Sigara dumanı karbonmonoksit, hidorkarbon, kadmium, nitrosamin ve nikotin gibi 3000’den fazla içerdiği kimyasal bileşenle ciddi zararlara sahiptir. Bu bileşenlerin tamamı insan vücudu için ciddi anlamda zararlı olabilecek toksik etkisi içerir. Gerçekleştirilen bilimsel çalışmalarda çelişki varmış gibi görünse de; önemli ve güvenilir çalışmalardan elde edilen veriler sigaranın her iki cinsiyette de üreme fonksiyonları üzerine olumsuz etkileri bulunduğu yönünde ifade edilmektedir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…