- 8 Nisan 2017
- 56.976
- 300.148
- 698
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #41
O kadar güzel yazmışsın anlatmışsin ki tembel dediğim ben sonuna kadar sıkılmadan okudumMerhaba kızlar nasılsınız, nasıl gidiyor?
Beni sorarsanız, fena sayılmam, yaşayıp gidiyoruz işte. Ve fakat şu birkaç gündür kafama takılan bir şey var, kendime de itiraf etmenin eşiğindeyim, dertlendim. Ne olacak benim bu halim?
Açmaya çalışayım dilim döndüğünce, biraz kendi kendini tahlil, insanlığı sorgu gibi kalabilir, fark etmeden haddimi aşarsam kusura bakmayın, fikirler alırsam çok da sevineceğim:
Şimdi doğuştan gelen belli bir karakterimiz, zamanla da kazandığımız-törpülediğimiz-değişen özelliklerimiz var hepimizin, bizi biz yapan, "İnsan" dan Ayşe, Fatma, Hayriye haline getiren...
Kimimiz biraz daha asi, kimimiz daha uyumlu, kimimiz arı gibi, kimimiz rahatına düşkün vs vs...
Peki bir arada olması, kişiyi rahatsız eden huylarımız ne kadar baskın içimizde?
Şunu kavrıyorum ki, ben, kendi için değil, başkası için çalışabilen-gayret eden bir tembelmişim. Bunu görüyorum kendimde kaç sene sonra. Şöyle açmaya çalışayım; okul hayatım boyunca sadece ilgimi çeken konuları dinledim ve fakat sınavlara son gece çalışma dendi mi akla ilk gelenlerden biri oldum pek çoğunuz gibi. Hiç hırslanmadım derece için desem inanır mısınız? Hep "Bu geçmeye yeter" dedim, soruların devamına bakmadan sınavdan sıkılıp çıktığım çok oldu. (Böyle söyleyince de itici duruyor farkındayım, ama kendimi umursamazlığın ne boyutta olduğunu rahat kavramanız için somut örnek vermek istedim)
Bu hep böyle oldu, lise zamanı dershaneden kaçan ben, salt arkadaşlarla iddiaya girdik diye aynı dershanenin seviye tespitinde ilk 5e girdimdi. Arkadaşlarım için, gırgır olsun diye... Sigarayı bıraktım ağzıma sürmedim 2 sene, evladım için, kendim için adam akıllı denemedim bile... Yemek pişirmeyi öğrendim, eşim için, kendime iki yumurta kırmaya üşenen ben... Annem için okulu tamamladığımı, kardeşim için doğru örnek olmaya çalıştığımı, çalışırken emanet iş diyerek işverenler için pür dikkat kaldığımı... Kendim için ise hep kçım üstü oturduğumu fark ediyorum kaç sene sonra.
Bunun kendimi ispat çabası, ya da bir çeşit değersiz görme hali olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim çünkü onu da yaptığım bir dönem oldu anne-kız ilişkimiz içinde, ispat çabası... Değersiz de görmüyorum, bir şey oldu mu, haklıysam kendimi ölümüne savunurum da.
Her ne ise, sonuçta canımı sıkan ve kendimde nefret ettiğim şey kendim için bir şey yapmayı çok da sallamayacak kadar tembel olmam. Ya da tembellik midir bu, umursamamak mıdır, bilmiyorum.
Bunu da neden dert edindim derseniz, bu haftaki ödevi salladığımı fark ettim, üstelik o kadar hevesle konu belirledim, hayal ettim, hoşuma gitti. Ama bir fırsatını bulduğum an yayılmaya o kadar müsaitim ki... Bir şeye yeni başlarkenki hevesimi hiçbir zaman sürdüremiyorum, en sevdiğim şeyde bile. Zorla, ittire kaktıra, planlayarak, kendimi sıkarak ancak... İlla ilk anki kadar hevesle sürmüyor işler ama bir süre sonra zorlamaya da dönmemeli değil mi, alışılmalı, huzura doğru sabitlenmeli değil mi? Ben ise sıkıntıya kalıyor, üşeniyor ve çoğu kez yetersiz görüp "Sallaa" haline geliyorum.
Maymun iştahlı biri de değilim, onu bırak buna, bunu bırak şuna olayı da yok, hatta "Bitmeden yenisine geçemezsin" diye sıkarım kendimi (Belki de sorun bu, kendi kendimi bıktırıyorum)... Odak sorunum da yok, "Yapmam lazım" dediğimde dünyadan da koparım, öyle gömülürüm işin içine... Ama işte, ne kadar doğru anlatabildim bilmiyorum, kendim söz konusu olduğumda, başkaları için yapmaya çalıştığım şeyler kadar disipline, gayretli ve hareket halinde olamıyorum. Yapamasam, "Zaten yapamıyorsun" deyip geçeceğim de, kendim için yapmıyorum işte, bu da canımı sıkıyor.
Kendim için dibime kadar tembel, başkası için çalışkan...
Kendim için dağınık, başkası için deli titiz. (İşteyken her gün kendi masamı kendim silerdim, evde çocuk ve eşim için belli bir düzen ve temizlik rutinindeyim. O da kendim için değil)
Ya bakıyorum kendime vallahi Kara Murat gibi "Bu anam için, bu babam için" tarzında kılıç sokuyorum hayata. Kendim için değil...
Bir ara denk geldi konusu, bunu psikologla üstünden konuştuk, başka bir şeyi konuşurken arada kaynadı gitti duramadık; "Sorumluluk, emanet düşüncen altında kendini o kadar sıkıyorsun ki, kendine kalan alanda seni dinlenmeye-tembelliğe iten bu olabilir, başkaları için de hata yapmaktan korkmamalısın" tarzı bir şeyler söylemişti. Hatadan korkuyor muyum bilmiyorum ama, şaka gibi gelebilir size, en son ne zaman "Hata" görülecek bir şey yaptım hatırlamıyorum, o kadar oldu... Elimden yanlışlıkla kaydırıp bir tabak dahi kırmadım yakın zamanda (Dalgınlıkla çakmak yürütmek hariç). Saçmalarsam da lütfen kusuruma bakmayın, tam aktaramıyorum.
Bunu dert edindim kendime işte; herkes böyle midir? Yani kendi için yaptığı şeylerde hep bir kaçma meylinde midir? Değildir değil mi? Çok güzel planlı programlı ve severek kendini huzura taşıyan insanlar var, görüyorum. Gözlerinden alıyorum.
Ben neden böyleyim, ya da siz? Vardır kendine tembeller aramızda; neden böyleyiz? Ne yapmamız gerekiyor?
Karışık yazdım gibi geldi, anlatamadım bile derdimi adam akıllı... Uzattım da...
İçim sıkılıyor kaç gündür, oralara buralara gittim, çocuk annemlerde, her şey o kadar müsait ki kendim için bir şeyler yapmaya, çizmeye, boyamaya vs vs ve ben burada oturup tembelliğin gözüne vuruyor, yayılıyor ve konu açıyorum. Kalksam pc başından, "Evde iş yok ohh" diyerek kendimi koltuğa devirip tv zaplayacağım belki... Önceden yine bu kadar değildim ama yaş aldıkça daha bir yayıldım gibi. Hevesler mi bitiyor zamanla? Niçin böyle oluyor kızlar sizce?
Bende çok boş zaman yarstiyorum kendime isim olmadığından falan değil isimde çok oysaki son dakikaya kadar sıkıştırıp
Son saatte aceleyle herşeyi yapmak hosuma gidiyordur belki de
Başkalarını yargılamak yerine kendinle ilgili açtığın bu konu sebepsizce hosuma gitti belki benden birşeyler de var yazilanlarda ondan midir bilmem ...