- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.557
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #261
Yokuspokus okuduklarıma ne kadar üzüldüm,anlatılmaz,hissedilir...
Böyle bir çocukluk,ergenlik ne kadar çok yara açar.
Ne çok psikolojik şiddet görmüşsünüz siz...
Her biri ayrı travma sebebi,ayrı psikolojik vaka.
Idrakyollariiltihabi doğumda bağıramadığını anlatmış ya,
kendi doğumum şimdi geldi aklıma.
11 saat sancı çektim,son 4 saati suni sancı olmak üzere.
Çatala çıktığımda çok canım yanıyordu,belimi sanki demir bir tarak etlerimden ayırıyordu.
Buna rağmen hiç ama hiç bağırmadım.
Buna şartlanmıştım sanki.
Doktorum lütfen bağır,çığlık at ki o çığlıkla birlikte bebek de çıksın içerden,artık bunaldı,kalp atışı zayıfladı dedi.
Buna rağmen bağıramadım,oğlumun ınga sesiyle birlikte sanki hiç durduramayacağımı düşündüğüm bir ağlama tuttu beni.
Bugüne kadar bu konu üzerinde hiç düşünmemiştim belki de düşünmek istemedim.
Muhtemelen 'dayanıklı kadın,asil kadın, doğumda bağırmaz,ne o öyle avaz avaz,ayıp denen bir şey var,hiç gıkım çıkmadan doğurdum seni,kardeşin hadi sezeryan ama sende sesimi ebe bile duymadı' diye beni bu konuda bile kodlayan annemin eseriydim.
Her zaman,her durumda,en doğru şekilde davranan,babasının örnek kızı böyle doğum yapardı işte...
Kısacası dertler derin,yara çok,çare ise yine bizde, kendimizde...
Bu durum bence şununla ilgili Milana,Yanliz bir anne konusunda daha gordum ki , su kk da ne kadar sevdigim kadin varsa anne kurbani :))
Kan çeker gibi bisey bu sanirim , herkes bu topicte toplanmis
Tatlim ayni seyi dusundum ama topa tutulurum diye dile getirmedim :)Bu durum bence şununla ilgili Milana,
Çocukluğunda çeşitli sıkıntı ve travmalar yaşayan ama buna rağmen yıkılmayıp,ayakta kalan,bunları farkındalık ve gelişme için kullanabilen,kendi çocuklarına benzer travmaları yaşatmamak için titizlenen kadınların,
diğer konularda da yorumları daha farkındalık içeren,kaliteli yorumlar oluyor.
Kısacası herkes kendi kalibresine yakın kişilere, kendini biraz daha yakın hissediyor doğal olarak.
Benim konumu da yazmıştınız siz.yorumlarınızı gerçekten beğendim.böyle akıl verir küçümser tarzda ya da gerçek dışı değilde yardımcı olmak adına yapılmış yorumlardı.tavsiye ettiğiniz kitapları şipariş ettim.onlardan başka “iyi aile yoktur”ve “köpek gibi büyütülmüş çocuk”ve bir kaç kitap daha.hatırlamazsınız belki boşanma aşamasındayım.3 çocuğum var.en büyüğü 9 yaşında.ve onlara iyi bir anne olmak istiyorum.inşallah başarırım.konuyla ilgili şunu söylemek istiyorum.bu konudaherkes biraz yaralı.herkesin söyleyemedikleri ve travmaları var.bazısı farkında bazısı değil.sizinkine benzer bir aile yapım var benimde.utanç içinde geçirilmiş bir çocukluk ve ergenlik.utandırılırsın çünkü sen olmamalısın farklı olmamalısın.aileni her zaman gururlandırmalısın onları ele güne karşı mahçup etmemelisin.rolünü iyi oynamalısın.ben şu an çok ciddi bir savaş veriyorum.en çok ta kendimle savaşıyorum.bu öyle bir savaş ki kazansan da mutlu olamıyorsun kaybetsen de.konu sahibine ve kendi hayat hikayesini yazan herkese çok üzüldüm.ama burdan herkese şunu diyebilirim yaşadıklarınız size çok şey katmış gerçekten.....Bu durum bence şununla ilgili Milana,
Çocukluğunda çeşitli sıkıntı ve travmalar yaşayan ama buna rağmen yıkılmayıp,ayakta kalan,bunları farkındalık ve gelişme için kullanabilen,kendi çocuklarına benzer travmaları yaşatmamak için titizlenen kadınların,
diğer konularda da yorumları daha farkındalık içeren,kaliteli yorumlar oluyor.
Kısacası herkes kendi kalibresine yakın kişilere, kendini biraz daha yakın hissediyor doğal olarak.
Duygusal zekayi geliştirmiş analarimiz bari öyle teselli olalım dicem de, onun da faydasını görmedim.Yanliz bir anne konusunda daha gordum ki , su kk da ne kadar sevdigim kadin varsa anne kurbani :))
Kan çeker gibi bisey bu sanirim , herkes bu topicte toplanmis
Anne çocuğa ayna görevi görür. Çocuğun ilk başta aileden kazandığı şey güven duygusudur. Ebeveynlerden birisi çocuğu hayal kırıklığına uğrattığında, yani güven duygusunu yerle bir ettiğinde, o çocuk buna katlanır. Başka bir seçeneği yoktur çünkü, kaçamaz saklanamaz. Travma yaşayan çocuklar büyüdüklerinde aynısını çocuklarına da yaşatabiliyorlar, çünkü gördüğü o. Ya da kimi araştırmacılar bunun kalıtımsal olduğunu söylüyor, kaçış yok diyorlar yani. Azınlık bir kesim var, bu travmayla kendi kendine baş edebilen, "Ben aynısını çocuğuma yaşatmayacağım" diyebilen. Biz buna literatürde "travma sonrası büyüme" diyoruz. Başlığında kullandığın gibi... Ya da halk dilinde, "Öldürmeyen acı güçlendirir"
Seni öldürmeyen acı güçlendirmiş. Büyüme evresindesin hala dediğin gibi. Psikolojik olarak sağlamsın diyebiliriz aslında yani yaşamına devam edebiliyorsun, bir amacın var, mücadele ediyorsun bir şekilde. Ama sonraki aşamalarına henüz gelememişsin. İyimserlik diyoruz bu aşamaya da. "Her şey güzel olacak" aşaması... Bu aşamaya tek başına gelebilmek kolay değil, burada çocukluk çağında travma yaşamamış olan kişilere sorsak dahi "Her şey güzel olacak, hayattan umutluyum, bir de iyi tarafından bakalım" diyebilen kişi sayısı muhtemelen sınırlı olacaktır.
Buraya yazarak aslında kendinle yüzleşiyorsun, anılarını su yüzüne çıkartarak yıllardır içinde tuttuğun, seni içten içe zehirleyen o kötülükleri kusarak rahatlıyorsun. Bu farkında olmasan da güzel. "No pain, no gain", yani "Acı olmadan kazanç da olmaz". Biraz acıyacak, travmanın etkilerini azaltmak biraz da kendinle yüzleşmek, duygularını dışa vurmaktan geçiyor. Bu süreçte hayattaki amaçlarını yeniden gözden geçir. İmkansız gelebilen amaçlarını ele. Duygularını daha sık paylaş, çevrende hiç kimse yoksa buraya yaz. Sen bir insansın, hayatta her şey insanlar için bunu unutma. Yaşadığın hiçbir şey o küçük kızın suçu değildi, olmasaydı daha mı iyi olurdu bunu bilemeyiz ama yaşadıkların seni şimdi olduğun hale getirdi. Seni biricik yaptı. Kendinle yüzleş ve hayat hikayeni yeniden oluştur idrak. Düzelmeyecek şeyleri olduğu gibi kabullen, düzeltebileceğin şeyler için yeni bir adım at. Sen bunu yapabilecek bilinçte bir kadınsın.
Sana bir de kitap önereyim. İsmi "Hayatı Yeniden Keşfedin", okumaya ne kadar fırsatın olur bilemiyorum ama keşke olsa. Muhakkak alıp okumanı tavsiye ederim. Hayat hikayeni yeniden oluştur demiştim ya, hah bunu nasıl yapabileceğinin yolunu orada bulabilirsin. Ben de bu kitaptan çok yararlandım.
Bunu gören annem ‘ne oldu eline’ diye panik yaptığında, üzülmesin diye el işi ödevinde makasla kestiğini söylemiştim!!!
Neden utanmış, yüzüne haykırmamıştım bilemiyorum.
Belki o zaman bir daha gözlerine bakamaz, yaşadığımız anı gerçek kılar ve anne bağı kopar diye hissetmiş olmalıyım tam da 9 yaşındayken...
Yok o sekilde bir hassasliktan bahsetmedim. Hyper Sensitivy Person (HSP) diye bir arastirmanizi tavsiye ederim musait oldugunuzda. Dunyayi farkli algilama durumu, kokuyu-sesi daha fazla duyma, cevresindeki insanlarin duygularini hissedilme gibi...
Terapi karariniza cok sevindim. Ne zaman randevu bulabilirseniz bir yerden baslamak size iyi gelecektir.
Sizi hatırlıyorum,hatırlamaz mıyım?Benim konumu da yazmıştınız siz.yorumlarınızı gerçekten beğendim.böyle akıl verir küçümser tarzda ya da gerçek dışı değilde yardımcı olmak adına yapılmış yorumlardı.tavsiye ettiğiniz kitapları şipariş ettim.onlardan başka “iyi aile yoktur”ve “köpek gibi büyütülmüş çocuk”ve bir kaç kitap daha.hatırlamazsınız belki boşanma aşamasındayım.3 çocuğum var.en büyüğü 9 yaşında.ve onlara iyi bir anne olmak istiyorum.inşallah başarırım.konuyla ilgili şunu söylemek istiyorum.bu konudaherkes biraz yaralı.herkesin söyleyemedikleri ve travmaları var.bazısı farkında bazısı değil.sizinkine benzer bir aile yapım var benimde.utanç içinde geçirilmiş bir çocukluk ve ergenlik.utandırılırsın çünkü sen olmamalısın farklı olmamalısın.aileni her zaman gururlandırmalısın onları ele güne karşı mahçup etmemelisin.rolünü iyi oynamalısın.ben şu an çok ciddi bir savaş veriyorum.en çok ta kendimle savaşıyorum.bu öyle bir savaş ki kazansan da mutlu olamıyorsun kaybetsen de.konu sahibine ve kendi hayat hikayesini yazan herkese çok üzüldüm.ama burdan herkese şunu diyebilirim yaşadıklarınız size çok şey katmış gerçekten.....
Klinik Psikolog Nilüfer Devecigil DEHB tanısı almış bazı çocukların aslında bu teşhisi haketmediğini, bazen yaşanan bir travma sonrası bedenin eski dengesine dönememesiyle çocukta ortaya çıkan semptom ve davranışların depresyon,hiperaktivite veya davranış bozukluğu olarak yorumlandığını söylüyor.Çünkü onlardan görmeyi beklediğimiz merhameti biz sunuyorduk. Bilmiyorum belki de öğretmekti amaç. Belki de bir cezalandırma şekliydi bu da.
Bugün o kadar yordu ki oğlum beni. Kemiklerim ağırıyor. Artık oğlumu ve eylemlerini anlatmayı da çok istemiyorum. Anlatmak bile yoruyor beni. Zaten toplum baskısı ve o kınayan bakışlar olmasa, çok daha rahat olacağız zor çocuk anneleri olarak.
Çok ilginç gerçekten. İlk defa duyuyorum bunu. Çocukluğumda yaptığım bazı şeylerin sebebini şimdi oturttum. Neden bazen böyleyim ben dediğim şeyler şimdi şekillendi. Çok tuhaf. En tuhafi da iki çocuğumda da, birinde çok daha fazla, bu özellikler mevcut.Yok o sekilde bir hassasliktan bahsetmedim. Hyper Sensitivy Person (HSP) diye bir arastirmanizi tavsiye ederim musait oldugunuzda. Dunyayi farkli algilama durumu, kokuyu-sesi daha fazla duyma, cevresindeki insanlarin duygularini hissedilme gibi...
Terapi karariniza cok sevindim. Ne zaman randevu bulabilirseniz bir yerden baslamak size iyi gelecektir.
Ahhaaa bence fazlasiyla guclu , merhametli , vicdanli , bilincli kadinlariz , mesela benim pamuklara sarilarak buyuyen arkadaslarim boyle degiller , en azindan bi ise yqramis cocukken yasadiklarimizDuygusal zekayi geliştirmiş analarimiz bari öyle teselli olalım dicem de, onun da faydasını görmedim.