- 30 Temmuz 2015
- 28
- 12
- 88
- 37
Bir kaç tane daha yazayım dedim. O zaman nişanliyiz. Babam ameliyat olacak. Ben nişanlımın memleketinde okuyorum. Babam benim okuduğum şehirde ameliyat olacak. Doğal olarak bende kalacaklar 3-4 ay çünkü sonrasında tedavi de görecek.
Neyse öğrenci evi olduğu için ev baştan ayağı yenilendi. Boyandı, banyo elden geçirildi. Ablam babamla hastanede kalırken ben de o işleri halletmeye çalıştım. Görümcem de hep yanımdaydı her işe koştu benle Allah razı olsun.
Sonra yeni koltuk takımı alınacak. Ya da iki çekyat. Çünkü annemgil başka şehirde de otursa da, ordan misafirler gelecek geçmiş olsuna. Hem de hijyen açısından değişmeleri lazım. Benim eşyalar da eski püskü öğrenci evi işte. Kayınvalideme de laf arasında tanık yer var mı bakalım demiştim. Neyse bir gün babamın yanında ben kalıyorum ablam da benim evin yanında bir mobilyacıdan bir takım beğenmiş. Teşhir olduğu için ucuza vermişler. Takım da yeni gelin evi takımı gibi o kadar güzel. Almış getirmiş eve. Sonra koltuk temizleme şirketi çağırmış temizletmiş. Satan adam görse o fiyata verdiğine pişman olur o derece güzel oldu. Benim de içime sindi.
Bunu kayınvalide duymuş. Bizim o kadar stresimiz arasında kıyamet koptu. Bu arada babam 8 saat ameliyat geçirmiş. Konuşamıyo, kalkamıyor Allah korusun ölecek diye ödümüz kopuyo. Yemek yiyemiyoruz uyuyamıyoruz. Ben 4 ayda 9 kilo verdim o kadar stresli bir dönem. İnşallah iyi olur gelirse diye evi ayarlamaya çalışıyoruz.
Aradı işte adam yerine konmuyormuş, nasıl ona sorulmazmış. Hani birlikte bakılacakmış. Kalakaldık. Ablam da baya edepsizdir. Kimse susturamaz. Aradı bizim evimize alınacak takımı size neden soralım diye. Ayılıp bayılmıştır kesin. Neyse konu kapandı sandık. Ama gelip gitme ne yaptınız nasıl oldunuz demek yok. Nişanlım sadece keşke baştan demeseydin. Annemi hiçbir işinize karıştırma bundan sonra. Bu da sana ders olsun dedi. Haklı da. Ama ben ne bileyim bu kadar işsiz olup bu sıkıntıların arasında bize saracağını.
Neyse aradan 10 gün filan geçti. Babam daha hastanede yatıyor. Bize geldiler. Annem bizde. Babamın yanında ablam kalıyor. İşte başını alıp gidecekmiş de. Çocukları kendini takmıyormuş. Kimse kendini takmıyormuş. Zaten hastaymış -tansiyon- Ölüp gidermiş. Koltuklara da göz ucuyla bakıyor. O konuda ağzını açmıyor.
Annemde daha safım. Valla haklısın artık kendimize bakalım çoluk çocuk uğraşmaktan yaşlandık diyor. Kadının derdi hala koltuklar. Hasta ziyaretine yüzü asık gelip bizi dövmekten beter edip gitti.
O galiba ben evlenince o koltuklarda oturacağım oğlunun evine gelecek sandı. Ki öyle olsa ne yani. İlla kendine mi sorulacak. Bir de öyle bir şey olsa ablam neden beğensin alsın.
Babamgil gitti aylar sonra memleketlerine. Biz evleniyoruz ama 1000 km öteye taşınıyoruz eşimle. Koltukları tabi ki götürmüyorum. Bombaya bakın, onca olaydan sonra kayınvalidem istiyor koltukları, ama bana demiyor eşime diyor. Ben de tüm takımı alıp eşimin bir arkadaşına hediye edip rahatlıyorum.
Neyse öğrenci evi olduğu için ev baştan ayağı yenilendi. Boyandı, banyo elden geçirildi. Ablam babamla hastanede kalırken ben de o işleri halletmeye çalıştım. Görümcem de hep yanımdaydı her işe koştu benle Allah razı olsun.
Sonra yeni koltuk takımı alınacak. Ya da iki çekyat. Çünkü annemgil başka şehirde de otursa da, ordan misafirler gelecek geçmiş olsuna. Hem de hijyen açısından değişmeleri lazım. Benim eşyalar da eski püskü öğrenci evi işte. Kayınvalideme de laf arasında tanık yer var mı bakalım demiştim. Neyse bir gün babamın yanında ben kalıyorum ablam da benim evin yanında bir mobilyacıdan bir takım beğenmiş. Teşhir olduğu için ucuza vermişler. Takım da yeni gelin evi takımı gibi o kadar güzel. Almış getirmiş eve. Sonra koltuk temizleme şirketi çağırmış temizletmiş. Satan adam görse o fiyata verdiğine pişman olur o derece güzel oldu. Benim de içime sindi.
Bunu kayınvalide duymuş. Bizim o kadar stresimiz arasında kıyamet koptu. Bu arada babam 8 saat ameliyat geçirmiş. Konuşamıyo, kalkamıyor Allah korusun ölecek diye ödümüz kopuyo. Yemek yiyemiyoruz uyuyamıyoruz. Ben 4 ayda 9 kilo verdim o kadar stresli bir dönem. İnşallah iyi olur gelirse diye evi ayarlamaya çalışıyoruz.
Aradı işte adam yerine konmuyormuş, nasıl ona sorulmazmış. Hani birlikte bakılacakmış. Kalakaldık. Ablam da baya edepsizdir. Kimse susturamaz. Aradı bizim evimize alınacak takımı size neden soralım diye. Ayılıp bayılmıştır kesin. Neyse konu kapandı sandık. Ama gelip gitme ne yaptınız nasıl oldunuz demek yok. Nişanlım sadece keşke baştan demeseydin. Annemi hiçbir işinize karıştırma bundan sonra. Bu da sana ders olsun dedi. Haklı da. Ama ben ne bileyim bu kadar işsiz olup bu sıkıntıların arasında bize saracağını.
Neyse aradan 10 gün filan geçti. Babam daha hastanede yatıyor. Bize geldiler. Annem bizde. Babamın yanında ablam kalıyor. İşte başını alıp gidecekmiş de. Çocukları kendini takmıyormuş. Kimse kendini takmıyormuş. Zaten hastaymış -tansiyon- Ölüp gidermiş. Koltuklara da göz ucuyla bakıyor. O konuda ağzını açmıyor.
Annemde daha safım. Valla haklısın artık kendimize bakalım çoluk çocuk uğraşmaktan yaşlandık diyor. Kadının derdi hala koltuklar. Hasta ziyaretine yüzü asık gelip bizi dövmekten beter edip gitti.
O galiba ben evlenince o koltuklarda oturacağım oğlunun evine gelecek sandı. Ki öyle olsa ne yani. İlla kendine mi sorulacak. Bir de öyle bir şey olsa ablam neden beğensin alsın.
Babamgil gitti aylar sonra memleketlerine. Biz evleniyoruz ama 1000 km öteye taşınıyoruz eşimle. Koltukları tabi ki götürmüyorum. Bombaya bakın, onca olaydan sonra kayınvalidem istiyor koltukları, ama bana demiyor eşime diyor. Ben de tüm takımı alıp eşimin bir arkadaşına hediye edip rahatlıyorum.