Kardeşim ve Hayatım

kosantembelhayvan

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
13 Haziran 2022
1.313
2.407
29
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. çünkü ben nasıl bir ortamda büyüdüğümü unutmuşum, ve bu aileyle birkaç gün birarada durmak geçmişimi yeniden hatırlamama neden oldu. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.

.....

Son durum şu şekilde, bir şekilde anormalliklerini ve herkesin üstüne düşen şekilde kendini düzeltmek zorunda olduğunu söyledim. (Yazistik) engelledi beni. Annem de biraraya gelince derdinizi anlatirsiniz gibi laflar etti. Ben de üstüme düşeni yaptığımı soyleyi insan gibi iletişim kurar da anca gorusucegimi söyledim. Benden bu kadar dedim. İçim çok rahatladı. Bazi geceler onun acı cektigiyle ilgili kabuslar görüyorum. Hayatı sanıyorum ki yolunda gitmiyo. Herkes nasıl mutlu olucaksa öyle yaşasın. Bu durumu atlatiyorum
 
Son düzenleme:
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
Yani konu baya uzun bence siz kendinizi sevin ve ilk önce anne baba kardeş abla değil kendinizi affedin bakın bazı şeyler olmuyorsa olmuyordu zorlamayın büyük bi elbise 36 beden bi elbisede nasıl pot duruyorsa sizde barışmak için adım attığınızda karşı taraf bunu alışkanlık haline getirdiği için eğreti duruyor bu benim gözümden tabiki bence boşverin adım atmayın vicdanınız rahatsa herşeyi akışına bırakın
 
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
Bu kadar ince düşünecek bir şey yok, et tırnaktan ayrılmaz yalandır, tırnağı çekersin biter gider. Bu forumda çok yazmışımdır kardeş candır ama kardeş size aynı değeri vermiyorsa pek ala silinip atılabilir, ben bir tanesini sildim yıllar oldu, kafam rahat. Huylu huyundan vazgeçmiyor bir kısır döngü bu, bitirmek bence en doğrusu
 
Burada size herkes kardeşinizi, şunu bunu hayatından çıkar der. Ben olsam ben de öyle derim, sizi dövmek ne münasebet yani, nasıl bu noktaya gelebildiniz?

Ama siz belli ki bağları koparmak istemiyorsunuz, hatta özür dilemeyi falan düşünüyorsunuz. Herkes yaşadığını bilir ama o kardeşinizin bence iyi bir ayara ihtiyacı var. Hayatınıza bu kadar sızmasına izin vermeyin tamamen kopamıyorsanız da.
 
13 yasindayken beni apar topar psikiyatriste götürdüler. Annem ve babam cok sorunluydu, babamıda kucuk yssta kaybettim. Doktor diger seanslarda beraber yasadigim insanlarla gorusmek istedi. Annem, dedem, babaannem hepsiyle gorustu, babam vefat etmisti. Sonra bana dediki herkesin travmasi var. Baban 3/6, annen 1/6, babaannen 1/6, deden 1/6 oraninda suclu. Ancak sen suclu degilsin, magdursun. Insanlarin kafana sokmaya calistigi annelik kutsaldir, anne babaya karsi gelinmez/ofke duyulmaz vs gibi seylerle sakin kafani doldurma. Herseyin sirasi vardir ebeveynler gorevlerini yaptiktan sonra evlatlar gorevini yapar. Anneni ev arkadasin olarak gor ve hayatina oyle devam et dedi, birkac seans daha gorustuk sonra birdaha cagirmadi beni. Bu cumleler benim hayatimi degistirmisti.

Ebeveynler gorevlerini yaptıktan sonra evlatlar gorevini yapar. Kardeslik konusunda birsey diyemiyorum, kardesim yok
 
Bu kadar ince düşünecek bir şey yok, et tırnaktan ayrılmaz yalandır, tırnağı çekersin biter gider. Bu forumda çok yazmışımdır kardeş candır ama kardeş size aynı değeri vermiyorsa pek ala silinip atılabilir, ben bir tanesini sildim yıllar oldu, kafam rahat. Huylu huyundan vazgeçmiyor bir kısır döngü bu, bitirmek bence en doğrusu
size neler yapmıştı aileniz çok sorun etti mi iletişimi kesince
 
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. çünkü ben nasıl bir ortamda büyüdüğümü unutmuşum, ve bu aileyle birkaç gün birarada durmak geçmişimi yeniden hatırlamama neden oldu. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
Kız size şiddet uygulamış. Sağlıklı biri değil. Bırakın kendi yoluna gitsin ne bok yerse yesin barismayin.
 
haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım.


Haklıyken özür dilersen karşıdaki hiç bir zaman hatasını anlamaz.

Sana önerim terapistini değiştir. Bir faydası olmamış sana. Elinden gelse seni içine atacak ve seansları uzatacak. Sana çözüm bulmayan kimseye güvenme.
Annene ve ablana da kardeşinle konuşmalarını haklı iken sana destek vermelerini söyle. Aynı şekilde onlara da babana da rest çek. Alışmışlar nasılsa sen idare ediyorsun onlar da ellerini bulaştırmıyorlar ve senin üzerine yıkmışlar. Hatalılar.

Kız kardeş mi erkek kardeş mi anlamadım ama şiddete uğramışsın. Hayatından çıkar adam olursa hatasını anlar ama hiç bir zaman bundan sonra güvenemezsiniz. Anne babanızın suçu bu.
 
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. çünkü ben nasıl bir ortamda büyüdüğümü unutmuşum, ve bu aileyle birkaç gün birarada durmak geçmişimi yeniden hatırlamama neden oldu. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
Bence yazmayın. Duysun babanızda. Baba olsaydı da derdınızı bılseydi. Duysun ya konuşma bence siz özür diledıgınız için gerı adım atmıyor
 
size neler yapmıştı aileniz çok sorun etti mi iletişimi kesince

Fitne fücur dedikodu
Aile içinde yıllarca büyük kaoslara sebep oldu, herkes huyunu bilir ama kimse çıkıp bunu yapma demez
Baktım olmuyor, koca koca kadınlar olduk çözülmüyor, son vukuatında artık seni hayatımda istemiyorum dedim
Ailem önce duruma itiraz etti, kardeşiniz, yok siz küserseniz biz nasıl görüşeceğiz falan dinlemek istemiyorum, yıllarca çektiğimiz yetti benden bu kadar, istemiyorsanız sizde benimle görüşmeyin dedim. Haklı olduğumu biliyorlardı, artık sınırı çok aşmıştı yaptıkları, beş yıl oldu, herkes alıştı duruma. İlk zamanlar kardeşliğin verdiği şartlanmayla kötü hissettim, ailemde bana huzuru sen bozuyorsun şimdi muamelesi yaptı. Zamanla kendilerinin de gördüğü zarar artınca onlarda mesafe koydular. Bazen ailemin bir üyesini bu şekilde kaybettiğim için içim sızlıyor ama alıştım çabuk geçiyor o his.
 
Bu küçük çocukların hep ne ayrıcalığı var acaba annenizin ama sen onu kiskirtmissin demesine sinir oldum
Demek ki evde birbirinizi kiskirtsaniz dovebileceksiniz onlara göre öyle mi ?
Bence minimum ötesi minimum düzeyde tutun iliskinizi
 
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. çünkü ben nasıl bir ortamda büyüdüğümü unutmuşum, ve bu aileyle birkaç gün birarada durmak geçmişimi yeniden hatırlamama neden oldu. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
Böyle hayatınızı mahvediyolar bide soruyorsunuz konuşsam mı kessem mi. Acı mı seviyorsunuz
 
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. çünkü ben nasıl bir ortamda büyüdüğümü unutmuşum, ve bu aileyle birkaç gün birarada durmak geçmişimi yeniden hatırlamama neden oldu. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
Fitne fücur dedikodu
Aile içinde yıllarca büyük kaoslara sebep oldu, herkes huyunu bilir ama kimse çıkıp bunu yapma demez
Baktım olmuyor, koca koca kadınlar olduk çözülmüyor, son vukuatında artık seni hayatımda istemiyorum dedim
Ailem önce duruma itiraz etti, kardeşiniz, yok siz küserseniz biz nasıl görüşeceğiz falan dinlemek istemiyorum, yıllarca çektiğimiz yetti benden bu kadar, istemiyorsanız sizde benimle görüşmeyin dedim. Haklı olduğumu biliyorlardı, artık sınırı çok aşmıştı yaptıkları, beş yıl oldu, herkes alıştı duruma. İlk zamanlar kardeşliğin verdiği şartlanmayla kötü hissettim, ailemde bana huzuru sen bozuyorsun şimdi muamelesi yaptı. Zamanla kendilerinin de gördüğü zarar artınca onlarda mesafe koydular. Bazen ailemin bir üyesini bu şekilde kaybettiğim için içim sızlıyor ama alıştım çabuk geçiyor o his.
Evet et tirnaktan ayriliyor. Ve hayat devam da ediyor.
Keskin kilicla, senin hayatinda travma yaratani kes gitsin. Hayat extra sorulari omuzda yuk olarak tasimaya degmeyecek kadar zor zaten
 
Bugün özür dileseniz 2 yıl sonra yine el kaldıracak, yine özür dileyecek misiniz? Kendinize saygınız olsun lütfen. merak etmeyin, O kardeş bu huyu ile evliliğini de devam ettirmez, ettiremez. Nereye kadar gizleyecek kendini. Benim eşim kazık kadar kardeşini dövmeye kalksa ben evli kalmam onunla mesela. Bırakın size muhtaç olup kapınıza gelen o olsun. O zaman daha kıymetli olursunuz.
 
Aile içi konularda anneler-babalar ve kardeşler taraf olup diğer tarafı üzmek ve aile içi ilişkileri bozmak istemiyorlar. Ama sizin durumunuzda taraf olmak şart.

Bakın benim dayım anneme karşı ciddi saygısızlıklar ce seviyesizlikler içine girmişti. Sonra beni aradı. “Sen benim yeğenimsin, annenle aramız bozuk olsa da bizim ilişkimizi etkilemez” dedi. Ben bunu kabul etmedim. Çünkü içimdeki hakkaniyet duygusuna göre bu konuda taraf tutmam gerektiğini anlamıştım. Normalde çok sakin ve duyarlı biriyimdir, kimseye küsmem etmem. Ama anneme yaptığı haksızlığa sessiz kalamadım. Vicdanım rahat.. şimdi görüşmüyoruz etmiyoruz. Kafamız rahat:)

Diyeceğim o ki aile içi ilişkiler ciddi derece toksikleştiyse ve gidişatı da öyle gösteriyorsa kendimize bu kadar zarar veren ilişkiden kaçınma zamanımız gelmiştir. Kardeşlik güzel şey ancak zarar vermediği sürece. Size zarar veren insanları hayatınızda barındırmayın. Onu yaptıklarından dolayı affedin ama sınır çizgisini de çekin. Affetmek kendimize yaptığımız en güzel iyiliklerden biridir.

Umarım alacağınız karar ruhunuza şifa olur💐
 
Çok uzun olucak imla ve yazım hataları olabilir çünkü resmen ağlama krizlerine girdim ve yeniden depresyona girmek istemiyorum derdimi bi solukta sizlere anlatmak ve güzel dileklerinizi okuyup hayatıma kaldığım yerden mutlu şekilde devam edebilmek istiyorum.

bir süredir terapiste gidiyorum. yaşım 28
ailemle memleketten, evime geri döndüğüm vakit günlerce eşime sarılıp ağlayıp durdum. çünkü ben nasıl bir ortamda büyüdüğümü unutmuşum, ve bu aileyle birkaç gün birarada durmak geçmişimi yeniden hatırlamama neden oldu. annem babam para kazanabilmek için birkaç yıldır yurtdışında yaşıyor. ablam ise bulunduğum şehrin diğer ucunda, kız kardeşim, mesleğinden dolayı başka bi şehirde. hepsi evli. ben de bir yıldır eşimleyim. ailemle çok sık görüşmüyorum. bekar olduğum vakitlerde de kendi evime ayrılmak için çok çaba verdim. genel olarak en ufak bir meseleden kavga dövüş çıkan, ortalığın yerle bir olduğu bir evde büyüdüm. annem ve ablam hassas ve kırılgan, kardeşim ise kabul etmese de psikolojik sorunları olan biri. basitçe bir tanı koymak gerekirse babam ve kardeşimde öfke kontrol sorunlarına sahip. ben ise son iki yıla kadar özeleştiri yapmam gerekirse öfkeye sahiptim, ama hiçbir zaman onlar gibi fiziksel bir zararım olmadı. kolay sinirlenip çok bağırırdım.

evlenmemden önce de bir dönem annemi babamın yanına gitmesi için ikna edip yalnız yaşamak istedim. detayları anlatmama gerek yok, az çok tahmin edersiniz, neredeyse her günüm ağlamakla hırpalanmakla geçti. kardeşim çok zor biriydi. atanana kadar sevgililerimi bahane etti, hareketlerimii laflarımı bahane etti beni çok yıprattı. tüm bunlar yaşanırken evdeki kimse bu olaylara dahil olmak istemedi, zaten babamdan gizli tutmaya çalışırdık. annemse "siz kardeşsiniz kavga etmeyin" diyip kan bağı dramaları yapıp ben dayak yesem bile konuyu kapatıp barışmamızı isterdi. anneme acıdığım için kardeşimle hep barışan ben oldum. haklı olsam bile özürler dileyip ayağına kapandım. herşeyi buraya yazıcağımı düşünüyodum ama zaten terapiste anlatmak yormuşken burada da anlatmak istemiyorum. senin elin armut mu topluyodu diyenler olucaktır. beni dövdüğü bir vakit de onu bir temiz dövdüm(sinirime engel olamadığımdan falan değil, benim o biçim gözüm hiçbir zaman dönmedi, sadece beni anlamasını istemiştim) bunu yaptığım için kendimden tiksindim ve bir daha asla yapmadım. bir dönem geldi ve kardeşim atanıp defolup gitti.

çocukken annemin babamdan boşanması için yalvaran bi çocukluk geçirdik. iyi bir insan olmasına rağmen babamdan bizi de kendini de hiçbi zaman korumadığına, eve ekmek getiren ve bunun haricinde dedemin ona sahip çıkacağını bilmesine rağmen bizi böyle bi evde büyüttüğü için içten içe hep kızgındım./kızgınım. yıllar geçti ve bu evin üç kadını hayatlarındaki sorunları "sorunları sevgiyle kucaklayın" "falanca gün meditasyon yapın her istediğiniz gerçekleşir. "herkesi olduğu gibi kabul edin" gibi öğretilerle kendilerini kişisel geliştirme(!) dertleriyle uğraştılar ama hiçbir zaman kardeşimi ya da babamı doktara gitmesi için bir konuşma yapmaları için ikna edemedim.

kardeşim çocukluğundan beri sinir krizlerine girer sağı solu kırar, dövmeye çalışır, kendini yerlere atar, birkaç intihar girişimi olan biri. evliliği de bir o kadar kendisi gibi olaylı oldu, bizi histerik hareketleri yüzünden zor durumlara soktu. şuan ben kardeşime acıyorum ona kızamıyorum bile evlendim hala online görüşmelere ya da aile etkinliklerine onlar kadar sık katılmadığım için benim üstüme geliyor, eşimin ailesine kendi ailemden daha çok kıymet verdiğimi söyleyip duruyor. Bu arada küfürlü hakaretli tüm bu suçlamalar kocamın işlerinden dolayı tüm haftayı onlarla geçiremiyceğimi söylediğimde de koca meraklısı olduğumu söylüyor. ve ben kendimi bu konularda dediği gibi biri olmadığımı düşünmeme rağmen, kendimde hep kusur arayıp kendimi harap ediyorum, kendimi hayırsız evlat olarak görüyorum. ailemi olduğu gibi sevmek zorunda olmadığımı düşündüğüm için hep kendimi kötü hissettiriyor ama ben her an birileriyle kavga edilen bir ortamda bulunmak istemiyorum. onlarla yanyana olmadığımda daha mutlu hissettiğim için kendimi kötü hissediyorum. kocamın da başını her gün bunlarla şişirmek istemiyorum, onlara kinlendirmek istemiyorum. arkadaşımı da bu meselelerle çok bıktırmak istemiyorum. insanlar benden bıksın istemiyorum

çünkü ben düzgün bir insan olmayı yeni öğrendim. insanlarla nasıl düzgün iletişim kurulur son iki yıldır ailemden ayrıyken öğrendim. yeni arkadaşlar edindim, yeni bir aileye sahip oldum. örümcek ağı gibi karışmış zihnimle kimseyi uğraştırmak istemiyorum.

kardeşimle küs barış küs barış bir hayat rutinimiz var.(küsen taraf hep kardeşim) doktorum nasıl mutlu olucaksam onu yapmamı söylüyor ama ailemi üzmek ve babamdan bu olayları gizlemeye çalışmak çok yıpratıcı. ablamla görüştüklerinde neden orda benim de olmadığımla ilgili ikna edici yalanlar bulmak çok zor.

ablamdan kardeşime bendeki engeli kaldırmasını istediğimi onunla konuşucağımı söyledim. Ablam "beni bu olaylara dahil etmeyin" dedi. anneme "anne kızın beni dövmeye çalıştı(son kavgamızda beni dövmeye çalışırken annem bastı diye dövemedi) diyorum ya bu normal mi" diyorum "sen onu kışkırtıyomuşsun ama" diyor.

ben annemle ablama bu duyarsızlıkları için çok kızgınım mümkün olsaydı hayatımdan tamamen çıkarırdım ama onları üzeceğim için daha mutsuz hissediceğimi bildiğim için bunu yapamıyorum.

sonuç olarak kardeşimle son bir konuşma yapıp onu şimdiye kadar ne kadar kırdıysam özür dileyip, bundan sonrası için normal olmayı dilesem mi yoksa günün birinde babam farketse bile bi de babamla kavga etmeyi göze alıp kimin ne yaşıycağını umursamadan yıllarca küs mü kalsam(domuz inadı var kendi gelip özür dilemez zaten)

eşim her seferinde zaten onla konuşan ben olduğum için artık asla adım atma diyor.

terapistim zaten ne yapmam gerektiğini söylemez.

Başka da danışabileceğim kimsem yok.

gururuma bıraksam bana bunları yaşatan kim olursa olsun hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor. ama her kararımın başkalarını etkilediği bir durumdayım.
bu arada ben yazarken gözyaşlarım durdu, sakinleştim.
ay bu ne böyle. iş güç sahibi evli barklı koca koca insanların beni dövdü falan muhabbetleri içine girmesi hem tiksine hem komik. nasıl kafalarınız nasıl hayatlarınız var sizin ya. kusura bakmayın ama yani teselli edemicem aşırı varoş her şey. hepsinden uzak durup NORMAL insanlar gibi bir hayat yaşamanızı tavsiye ederim. burda vicdan yapacak bir şey yok. bu ne be! korkunç :skandal:
 
Sevgili konu sahibi, ailemin bana yaşattığı şeylerden dolayı son birkaç senedir anne ve ablamla görüşmüyorum ve böyle çok daha mutlu ve huzurluyum.
Ablam sürekli fesatlıklar peşinde koşan, herkese kolayca dil uzatabilen (diyelim bir şey kayboldu, hiç çekinmeden şu çalmıştır bu almıştır diye insanlara iftira atabiliyor) kıskanç, çıkarcı bir insan. Ben bu insanı sırf ablam diye kocasının çocuklarının hatırına yıllarca idare ettim ama sonra fark ettim ki olan bana oluyor, onun negatiflikleri benide etkiliyor. Şu an son birkaç senedir görüşmüyorum ya kafam o kadar rahat ki. Bunun kötü evlat ya da kardeş olmakla alakası yok, bir kere geliyoruz bu dünyaya, hayat zaten zorluklarla dolu, bir de saçma sapan insanların çıkarttığı sorunlarla o hayatı daha da zorlaştırmak anlamsız.
 
Haklıyken özür dilersen karşıdaki hiç bir zaman hatasını anlamaz.
%100 katiliyorum.
Yasadiklariniza cok uzuldum.Ben olsam ne yaparim diye dusundum.Kardesimle bir daha gorusmezdim.Annemle ablama daha resmi davranir arama mesafe koyardim.Anneniz veya ablanizda olsa kimse sizi yonlendiremez,yapmak istemediginiz bir seyi yaptiramaz.Babanizla da mesafeli olun.Kardesiniz toksik birisi.Vazgecin ondan.Cunku degismeyecek.Siz kendinizi kurtarin.Sizde engelleyin.Kendi cekirdek ailenizle ilgilenin.
Konu sahibi ne olursa olsun kimseye siddet uygulamayin.Kardesinize benzemeyin.Anneniz ve ablaniz gibide olmayin.Haksizliklarin karsisinda durun.Esinize de artik anlatmayin.Olurda bir gun araniz duzelirse siz affedersiniz o affetmez.
 
Son düzenleme:
ay bu ne böyle. iş güç sahibi evli barklı koca koca insanların beni dövdü falan muhabbetleri içine girmesi hem tiksine hem komik. nasıl kafalarınız nasıl hayatlarınız var sizin ya. kusura bakmayın ama yani teselli edemicem aşırı varoş her şey. hepsinden uzak durup NORMAL insanlar gibi bir hayat yaşamanızı tavsiye ederim. burda vicdan yapacak bir şey yok. bu ne be! korkunç :skandal:
Bu yorumunuz konu sahibini daha da yaralar. Kim böyle bir ailesi olsun ister. Herkes istediği hayatı yaşamıyor ve kaldı ki ailesini de seçemiyor.
 
13 yasindayken beni apar topar psikiyatriste götürdüler. Annem ve babam cok sorunluydu, babamıda kucuk yssta kaybettim. Doktor diger seanslarda beraber yasadigim insanlarla gorusmek istedi. Annem, dedem, babaannem hepsiyle gorustu, babam vefat etmisti. Sonra bana dediki herkesin travmasi var. Baban 3/6, annen 1/6, babaannen 1/6, deden 1/6 oraninda suclu. Ancak sen suclu degilsin, magdursun. Insanlarin kafana sokmaya calistigi annelik kutsaldir, anne babaya karsi gelinmez/ofke duyulmaz vs gibi seylerle sakin kafani doldurma. Herseyin sirasi vardir ebeveynler gorevlerini yaptiktan sonra evlatlar gorevini yapar. Anneni ev arkadasin olarak gor ve hayatina oyle devam et dedi, birkac seans daha gorustuk sonra birdaha cagirmadi beni. Bu cumleler benim hayatimi degistirmisti.

Ebeveynler gorevlerini yaptıktan sonra evlatlar gorevini yapar. Kardeslik konusunda birsey diyemiyorum, kardesim yok
Anneni ev arkadasin olarak gor ve hayatina oyle devam et mi dedi? Bu bi cocuk icin hatta bi yetiskin icin bile kabullenmesi cok zor bi durum.
 
X