Ben de babamı türünün tek örneği sanıyordum. Çok kişiye anlatmam. Bazı yakın arkadaşlarımla paylaşırım konuyu. Onun dışında kapalı kutu gibiyim zaten. Ama kime anlatsam ağzı açık kalır olayları. Çünkü dışarıdan mükemmel bir aileyiz biz. hani en başta yazmışsın ya "bu hikaye ne alkolik ne dayakçı ne işsiz ne saptanmış psikolojik bozukluğu olmayan okumuş gezmiş görmüş yakışıklı maddi durumu iyi olan "kızlarıma adadım hayatımı onlar benim herşeyim" diyen bir babanın beni nasıl her gün mutsuz ettiğinin hikayesi.." diye... Okumaya başladığımda beni en çok bu cümle çekti. Babam çok kültürlü bir adam. Parası pulu var. Daha gencecik yaşında gitmediği ülke kalmamış. Emekli oldu gitti çeşme'de kendine villa aldı orda yaşıyor. Evinin önünde 2 arabası var. Bana üniversiteye başladığım gün araba aldı. Bitirdim arabamı değiştirdi. Dışarıdan nasıl gözüktüğümüzü düşünebiliyor musun? Maddi durumu kötü amcam var. Ailece görüşmüyoruz ama ben kızıyla arkadaş gibiyim sık sık buluşurum tabi akraba olduğu için anlatamıyorum iç yüzümüzü. Hep maddi sorunlar alkol kumar gibi baba problemlerini anlatıyor bana. Borç içindeler ağlıyor. Evlenemiyor. Hep bana diyor ki ne güzel arkanda dağ gibi baban senin sırtın yere gelmez. Çok şanslısın kıymetini bil bu hayatının diyor. O zaman gözlerim dolu dolu oluyor. Ona acıyıp ağladığımı sanıyor. Babam belki dağ gibi ama ben kum tanesi kadarım beni eze eze o kadar yaptı.
Boğaziçinde okudum demişsin. Benim de çekemez okulumu nedense. Hep ezer akademik hayatı. Hocalar proflar falan gerizekalıymış. Benimki de üniversiteye kayıt olmuş zamanında marmaraya. Ama gözünde yokmuş okumak. İşe atılmış. Hep bununla övünür. Ben okumadan sizin o proflardan zenginim. Üniversitede çalışıyorum asistan olarak, doktora yapıyorum. Salaklar üniversitede kalır. Piyasada iş bulamayan oralarda sürünür. Bak herkes paranın gözüne vurdu. Ya baba ben mutlu olduğum gibi yaşamak istiyorum parada pulda gözüm yok inan. Herkes zengin olmak zorunda mı? Herkes senin gibi olmak zorunda mı? Tek doğru senin yaşantın mı?
Senin yazdığın detayları az önce okudum. Umarım kalıcı olur. Bizim aramızda hiç öyle bir konuşma geçmedi şimdiye kadar. Ama yapamam sanırım. Ben çok bağımlıyım galiba ona. Beni böyle yaptı işte..
Eşim çok etkilenmiş gerçekten yazından. O şimdi dubai'de çalışıyor. Bir süredir ayrı kalmak zorunda kaldık. Kısa bir süre çalışıp biraz durumumuzu rahatlatıp dönecekti. Ama dönemedi. Orda çok güzel düzenini kurdu. İşi bırak gel diyordu uzun zamandır bana. Ama bu kadar emeğimi çöpe atıp nasıl giderim ki. Dün senin yazını gösterdiğimden beri belki 100 kere asla Türkiye'ye dönmem lütfen dubai'de yaşayalım yazmış :) Ama ben orda çalışamazsam depresyona falan girerim :)
Bebek için daha var bize. Daha evliliği bile oturtamadık baksana bir orda bir burda. Babamı henüz dede yapmayı düşünmüyorum :) O da pek istemiyor zaten. Siz daha çocuksunuz sen bebek yapsan ölür o 2 güne diyip duruyor. Senin anlattığın gibi de dibimden gitmez bebek olursa. Kaynanalık yapar :)))
Akıllı davran demişsin. Ne yapılır ki. Baba bu yani. Ne biliyim düşünüyorum ortada yaptığı elle tutulur bir şerefsizlik, namussuzluk kötülük yok. İçkisi kumarı aldatması yok. Sadece içten içe benim psikolojimi yiyip bitiriyor. Ve kendi bile bunun farkında değil belki. Babamı ne yapayım. Ne yapmam akıllılık olur inan bilmiyorum. Belki de bizim de aramızdaki kavgalar artınca şiddetlenince o görüşmeyelim dicek bana.
Bu kadar benzer bir hikaye okuyacağımı inan tahmin edemezdim, sevgiler arkadaşım :)
ben de eşime okuttum yazını.. değil baban ailecek bulduk ruh eşlerimizi dedi:)
eşim inşaat mühendisi, dubaiye beraber gitmeyi istemişti zamanında.. ama "hayırlı" evlat bendeniz ailemi yalnız bırakmak istememiştim..
ben de asla babama "görüşmeyelim" diyemem.. hem sevgimden hem karakterimden ötürü.. ne olursa olsun bu hareketi yapan ben olamam..
o yaptı ama.. yıllarca onun gözünün içine bakan evladına bunu söyledi.. bugün belki yıllardır ilk kez konuşmadan 1 gün geçirdik..
annem "baban çok pişman çok üzgün" diyor.. tahmin ediyorum.. sevmediğini hiç iddia etmedim zaten..
ama artık son damla benim bardağıma damladı.. taştım..
anne olmasam daha dayanırdım ama kızımı düşünmek zorundayım.. daha kaç kez sinirle telefonu fırlatıp tam ağlayacakken "anne atttiii telefonu şakacıktan" diyip komik komik güleceğim ilgisini dağıtmak için.. yoruldum..
tabiki konuşacağız yine.. torununu görecek onu sorma bahanesiyle bugün eşimi aramış -normalde aramaz onu- yarın öbürgün gene yakınlaşmaya çalışacak.. küs ya da kavgalı olmak istemiyorum.. ama bana bir koz verdi.. "mesafeli" olabilme kozu..
artık ne istersem eşimle ne planlarsak sadece haberi olacak.. "izin" almadan onun alay ve eleştiri süzgecinde debelenmeden yapacağım istediklerimi..
eskisi gibi olmayacak hiç birşey.. bunu kendime borçluyum.. azıcık da olsa ailemi kendimi koruyabilmiş olmalıyım.. yoksa gözüm açık giderim ötesi yok..
bu arada hikayeyi benden dinlemeyen çevremiz bizi de hayran hayran izler.. nasıl bir baba alkışşş.. nasıl bir aile maşallah alkışşş...
"bebeğim olsa kaynanalık yapar" demişsin.. çok güldüm.. aynen öyle.. bazen babama "kaynanam gibisin" derim.. aynen öyledir.. allahtan kaynanam var da yok gibi biri.. annem zaten dünya yansa yemeği yaktı zanneder.. bi babam işte tüm acınası halimin mimarı..
bir dertleri var o kesin ama biz çözemeyiz canım.. anlıyorum çok güzel okumuşsun bunca emek bırakılıp dubai seçeneğin olamıyor ama yine de düşün.. bir noktadan sonra en önemli şey psikolojin.. anne oldum herşeyi bıraktım işimde en güzel noktada idim bıraktım.. bazen mutluluk nerede iyi bakmak lazım.. eşin seni kurtarmaya çalışıyor aynı benimki gibi.. sağolsunlar.. onlar en büyük şansımız.. türkiyeye gelse seni bu girdaptan çıkaramaz sadece seyirci olur.. sen babanı sevdiğin ve çektiğin sürece herkes seyirci olabilir..
akıllı davran derken naçizane seni düşündüm.. sonra 6 sene önceki sedayı düşündüm.. inan çok daha iyi idim.. belki o zaman farklı davransaydım şimdi yuvamda mutlu olabilirdim..
birden düşündüm de babalarımız tanışsaydı birbirleri hakkında ne düşünürlerdi???
ben hayatımı "konuşarak" kazanıyorum.. insanları "ikna" ederek.. "anlatarak" "kendimi uzun süreler dinleterek" ama babam her fırsatta "kelime hazinen dar senin kendini ifade edemiyorsun" der.. lisede sözelci imiş onunla aşık atamazmışım.. össde sözelde türkiye derecem var:) bazen babamla olan dialoglarımızı not almayı düşünüyorum.. başlığı da "babamla şizofrenik muhabbetlerimiz" olurdu sanırım..
çok düşündüm bugün olanları.. herşey bizde bitiyor.. artık onları "farklı" algılamalıyız.. başka çare yok.. hayatta herşeye sahip olmuşlar.. başarı, para, iş, ev, araba.. dünyayı gezmişler.. hayırlı evlatlarının başarılarını, mürüvvetlerini görmüşler.. ama yok olmamış.. içlerinde huzur yok.. bize de veremiyorlar.. sonuç.. kabulleniş.. ve kendimizi soyutlama.. görüşürken görmeme.. konuşurken duymama.. sevdiğimizden yapamıyoruz ama yapmalıyız..