- 5 Ekim 2011
- 5.035
- 4.403
- 248
çok uzun oldu ama 1 saniyede yazılmış da olabilir.. okumaya üşenenleri anlıyorum ben yaşarken üşendim.. ama olur da birileri okursa bir iki satır birşey derlerse bana bi nefes olur dedim..
bu hikaye ne alkolik ne dayakçı ne işsiz ne saptanmış psikolojik bozukluğu olmayan okumuş gezmiş görmüş yakışıklı maddi durumu iyi olan "kızlarıma adadım hayatımı onlar benim herşeyim" diyen bir babanın beni nasıl her gün mutsuz ettiğinin hikayesi..
not: tabiki anne babadır allah başımızdan eksik etmesin de.. yaşayan bilir..
eğer babamla görüşmeme şansım olsaydı birazcık yapabilecek gücüm olsa çıkıp karşısına görüşmeyelim konuşmayalım derdim..
"baba seni seviyorum allah korusun başına birşey gelse yine ilk ben koşarım ama ne olur azıcık huzur bulmama yardım et çık hayatımdan.."
haksızlığa uğramadan, ağlamadan, kalbim kırılmadan 1 günüm olsun..
2 yaşında evladım var.. sağlam sinir gerek anne olana.. yıpratma artık beni.. kızıma gücüm kalsın.. eşime gücüm kalsın.. evliyim.. ama yuvam yok..
şu an onun ısrarı ile onun evinde oturuyoruz.. kiracıdan beteriz kira vermeden.. her laf arasına "benim evim benim eşyam" der durur.. kızım dolaba vurur.. "annecim yapma" derim.. "yap kızım yap ev benim eşaya benim izin veriyorum" der.. eşimin yanında..
bi müsade etse 1 toplu iğnesini almadan taşta yatacak olsam çıkar giderim bu evden.. bazen öyle laflar ediyor ki evi ateşe verdiğimi hayal ediyorum.. daha beteri de bu hayalin beni içten içe mutlu etmesi.. pamuktan bir yatağa düşüyorum bunu düşlerken.. yüzümde inceden bir tebessüm oluşuyor.. burnuma yanık kokusu geliyor sanki gül bahçesindeyim.. sonra "seda kendine gel" diyorum.. haylazlık yapmış çocuk gibi dudağımı büküyor hala o haylazlığın aşkı içimde yokmuş gibi normalleşiyorum..
31 yaşındayım.. bi dediğini ikiletlemedim.. onu kıracak üzecek herşeyden çekindim.. tüm kararlarımı onun onayı ile verdim vs vs vs..
istediğim mesleğe 4 yıl uzaktaydım.. "öğretmen olup atanıp kendi başına hayat kurmayı düşünüyorsan çok beklersin" dedi.. halbuki 7 yaşımdan beri "öğretmek" ti tek aşkım biliyordu.. yazamadım.. tercihlerimi bir bir kontrol etti sanki onu kandıracak güçteymişiz gibi.. iktisat yaz sana iş bulurum hemen.. "başka birşey yazarsan yardımcı olamam torpil bulamam kalırsın ortada" dedi.. össde derece yaptım.. hocalarım araya girdi çok ağladım günlerce gecelerce.. en sonunda "Boğaziçi" aşkına "tamam yaz ne halin varsa gör" dedi.. ne tebrik ne aferin.. "baba bi aferin demeyecek misin" dediğimi hatırlarım.. "benim kızımdan ne beklenirse o olmuş ne aferini" dedi.. "şaşırmadım ki" diye ekledi..
sonuç: her fırsatta azarlayan hakaret eden kıran huzursuz eden bir baba.. asla bunları yaptığını kabul etmeyen, her açıdan kendini beğenen, dünyadaki en iyi baba en iyi eş en harika insan olduğunu sürekli dile getiren ve düşünen biri.. azıcık eleştiri alsa "nankör" diyip susturan..
çözüm bulamıyorum.. keşke küsse kızsa bir daha aramasa beni diyorum ama küsecek sebebi yokki.. küserse "süründüremez" beni.. biliyor..
bazen anne babalar evlatları ile sınanır.. ben de babamla sınanıyorum sanırım.. allaha havale ediyorum..
ama 1 gün huzurlu ve mutlu olamamam çok üzüyor beni.. işim eşim kızım maddi manevi sorunumuz yok allaha şükür ama babam var.. yetiyor tüm mutluluğumuzu bozmaya..
eşime hissettirmemem mümkün değil 17 yaşımdan beri hayatımda.. babamın huyunu o da herkes de bilir ve içten içe acırlar bana.. onun yanında da aynı..
ki ne çok severdim onu.. onun kafası rahat olsun diye didinirdim.. annemi babaannemi ablamı dedemi ayrı ayrı idare ederdim.. onu üzmesinler diye.. hasta olurlar ben bakarım.. bi dertleri olur ben koşarım.. doğumgününde ona hediye alan tek kişiyim.. ne bileyim işte.. böyle birşeyim..
bazen diyorum "yabancı" kabul et onu.. 3 yıl önce düğün günüm yaptıklarından sonra zaten o bir "yabancı".. ama olmuyor yufka yüreğim herşeye yırtılıyor deliniyor..
eskiye göre daha az "takıyorum" ama eskisi gibi genç değilim.. ne ruhen ne fiziken artık dayanamıyorum yaptıklarına..
trikotillomani hastası oldum.. kaşlarımı yoluyorum bilenler bilir acayip bir manik depresif durumdur.. onun bana armağanı da bu oldu..
bir gün "kaşına ne oldu" dedi.. "böyle böyle bir rahatsızlığım varmış kaşımı ondan yoluyormuşum" dediğimde "senin gibi manyaktan bu beklenir" dedi.. gülerek.. bu kadar.. psikolojik bir rahatsızlığı var kızımın demedi..
evdeki eşyaları değiştirmeme izin vermiyor.. hayır yapamazsın demiyor ama "nankör kıymet bilmez hatıralara saygısız vs vs" olduğumu kastediyor sürekli..
babaannemden kalan halıyı küçük diye kaldırdım kızım taşa basmasın diye 3 kuruşluk bir yolluk aldım..
"ben senin karın ağrını biliyorum ablanın evini kıskanıyorsun ama ne yapsan boş bu ev senin burada oturacaksın" dedi..
"ben aksini demedim kızım taşa basıyordu" dediğimde bağırıp çağırmaya başladı.. o dedesiymiş o bilmiyor muymuş onu düşünmeyi iyiki bir anne olmuşum kendimi ne sanıyormuşum bi dünyadaki anne ben miymişim o beni okutmasa acaba bir b.k olabilir miymişim kocama mı güveniyormuşum kiraya çıksak günümüzü görürmüşüz" ve daha niceleri..
30 yıllık panjur var evde.. yıllardır açık halde kullanmıyoruz.. bir gün kapatayım dedim.. ipi pat diye koptu elimde kaldı.. evi sevmediğimden zarar vermek için ona masraf çıkarmak pimapen yaptırtmak için ben mi kesmişim onu sordu.. "ben deli miyim niye kesim panjurun ipini" dedim artık dayanamadım.. "güzel konuş benimle sesini alçalt diye başladı ben seni okutmasam bi b.k olamazsınlar ve niceleri yine sırasıyla kusuldu yüzüme..
sezeryanımdan 2 gün sonra markete gittim babamla.. koşturuyor marketin içinde -hep stresli ve telaşlıdır.. yoğurt seçerken bile sinirlenebilir birden- "baba yavaş yürüyelim dikişlerim acıyor" dedim.. "oooo şimdi de bu çıktı" "ne kullanırsın bunu artık" dedi.. "gerçekten acıyor yavaş lütfen" dedim "iyiki 3-5 dikişin var hiç kalkma hep yat sen de dırdırını çekmeyelim" dedi.. -kendi bypass oldu, o günden beri kimsenin hastalığını rahatsızlığını adam yerine koymaz- -hoş hiçbir zaman hastaya uyuyana yorguna saygı göstermemiştir zaten-
bir mutlu doğum günü bir güzel bayram bir neşeli akşam yemeği görmedik.. hep suratlar asık hep herkes saldırmaya hazır.. -babaannem ve babam-
hep korktuk hep sustuk hep yastığı yüzümüze bastırıp ağladık.. -ablam ve ben-
o kendini soyutmayıp takmayarak travmasına derman buldu.. ben kazanın ortasına düştüm kaldım..
mezuniyetimde, düğünümde, kızımın ilk yaş gününde, lohusa iken, genç kızken vs.. yaptıklarını anlatmaya sayfalar yetmez..
hiçbişey yapamazsa telefonla konuşur kapatırız ardından "neden sert kapadın ne derdin var yine benle" diye arar..
çok doluyum.. yıllardır artık öyle bunaldım ki.. başka şehire taşınmayı düşünüyoruz ama öyle bir hareket babamın sözlüğünde 1000lerce kötü anlama gelir.. bir daha yüzümüze bakmaz.. çok üzülür vs.. torununu çok sever.. ondan da ayıramam.. ne kardeşi ne arkadaşı ne ana ne baba kaldı.. bi ben bi ablam bi annem.. varız.. annem 69 yaşında babam 64.. hangisini hangisine emanet edeyim.. ablam zaten işinden başka bişey düşünmez.. pek görüşmüyorlar zaten..
taşınsam ne olacak her haftasonu gelir.. her gün arar.. bu arada 1 gün aramayı unutsam delirir.. bazen akşam 7 de arar "bugün beni neden aramadın" der makul tatlı sevimli bir yanıt veremeyeceğim bir ana denk geldi diyelim.. saydırır, kusar.. hayatımı karattın bile der..
ama babam değişmeyecek.. babaannem de aynı böyleydi rahmetli.. ben nereye kaçayım???
şimdi yazlığa yanlarına çağırıyor.. hele aynı evdeyken!!! allahım yaz gelince karalar bağlayan bi ben varım.. nefret ediyorum yazlardan.. 2-3 gün iyi gibi geçecek sonra kavga gürültü.. küslük, dargınlık.. ağlaşmalar.. vs vs..
sürekli kavga içinde büyüdüm.. sürekli.. kızımı huzurlu ve mutlu büyütmeye ant içtim.. müsade etmiyorlar??? herşey için affederim de bunun için edemiyorum..
annem çok ayrı bir dünya.. bana ellemez tabiri caizse.. ben de ona.. seviyeli ciddi bir ilişki içindeyiz onunla..
ablam da bir beni sever.. gün aşırı arar.. "sıkma canını, takma, boşver" tarzı kendi yapabildiklerini öğütler.. sen babamı ara da "üzme kardeşimi" de derim bazen.. sanki yapabileceği birşeymiş gibi.. ama içten içe sevinirim de hani belki bir gün yapabilir diye..
bu hikaye ne alkolik ne dayakçı ne işsiz ne saptanmış psikolojik bozukluğu olmayan okumuş gezmiş görmüş yakışıklı maddi durumu iyi olan "kızlarıma adadım hayatımı onlar benim herşeyim" diyen bir babanın beni nasıl her gün mutsuz ettiğinin hikayesi..
not: tabiki anne babadır allah başımızdan eksik etmesin de.. yaşayan bilir..
eğer babamla görüşmeme şansım olsaydı birazcık yapabilecek gücüm olsa çıkıp karşısına görüşmeyelim konuşmayalım derdim..
"baba seni seviyorum allah korusun başına birşey gelse yine ilk ben koşarım ama ne olur azıcık huzur bulmama yardım et çık hayatımdan.."
haksızlığa uğramadan, ağlamadan, kalbim kırılmadan 1 günüm olsun..
2 yaşında evladım var.. sağlam sinir gerek anne olana.. yıpratma artık beni.. kızıma gücüm kalsın.. eşime gücüm kalsın.. evliyim.. ama yuvam yok..
şu an onun ısrarı ile onun evinde oturuyoruz.. kiracıdan beteriz kira vermeden.. her laf arasına "benim evim benim eşyam" der durur.. kızım dolaba vurur.. "annecim yapma" derim.. "yap kızım yap ev benim eşaya benim izin veriyorum" der.. eşimin yanında..
bi müsade etse 1 toplu iğnesini almadan taşta yatacak olsam çıkar giderim bu evden.. bazen öyle laflar ediyor ki evi ateşe verdiğimi hayal ediyorum.. daha beteri de bu hayalin beni içten içe mutlu etmesi.. pamuktan bir yatağa düşüyorum bunu düşlerken.. yüzümde inceden bir tebessüm oluşuyor.. burnuma yanık kokusu geliyor sanki gül bahçesindeyim.. sonra "seda kendine gel" diyorum.. haylazlık yapmış çocuk gibi dudağımı büküyor hala o haylazlığın aşkı içimde yokmuş gibi normalleşiyorum..
31 yaşındayım.. bi dediğini ikiletlemedim.. onu kıracak üzecek herşeyden çekindim.. tüm kararlarımı onun onayı ile verdim vs vs vs..
istediğim mesleğe 4 yıl uzaktaydım.. "öğretmen olup atanıp kendi başına hayat kurmayı düşünüyorsan çok beklersin" dedi.. halbuki 7 yaşımdan beri "öğretmek" ti tek aşkım biliyordu.. yazamadım.. tercihlerimi bir bir kontrol etti sanki onu kandıracak güçteymişiz gibi.. iktisat yaz sana iş bulurum hemen.. "başka birşey yazarsan yardımcı olamam torpil bulamam kalırsın ortada" dedi.. össde derece yaptım.. hocalarım araya girdi çok ağladım günlerce gecelerce.. en sonunda "Boğaziçi" aşkına "tamam yaz ne halin varsa gör" dedi.. ne tebrik ne aferin.. "baba bi aferin demeyecek misin" dediğimi hatırlarım.. "benim kızımdan ne beklenirse o olmuş ne aferini" dedi.. "şaşırmadım ki" diye ekledi..
sonuç: her fırsatta azarlayan hakaret eden kıran huzursuz eden bir baba.. asla bunları yaptığını kabul etmeyen, her açıdan kendini beğenen, dünyadaki en iyi baba en iyi eş en harika insan olduğunu sürekli dile getiren ve düşünen biri.. azıcık eleştiri alsa "nankör" diyip susturan..
çözüm bulamıyorum.. keşke küsse kızsa bir daha aramasa beni diyorum ama küsecek sebebi yokki.. küserse "süründüremez" beni.. biliyor..
bazen anne babalar evlatları ile sınanır.. ben de babamla sınanıyorum sanırım.. allaha havale ediyorum..
ama 1 gün huzurlu ve mutlu olamamam çok üzüyor beni.. işim eşim kızım maddi manevi sorunumuz yok allaha şükür ama babam var.. yetiyor tüm mutluluğumuzu bozmaya..
eşime hissettirmemem mümkün değil 17 yaşımdan beri hayatımda.. babamın huyunu o da herkes de bilir ve içten içe acırlar bana.. onun yanında da aynı..
ki ne çok severdim onu.. onun kafası rahat olsun diye didinirdim.. annemi babaannemi ablamı dedemi ayrı ayrı idare ederdim.. onu üzmesinler diye.. hasta olurlar ben bakarım.. bi dertleri olur ben koşarım.. doğumgününde ona hediye alan tek kişiyim.. ne bileyim işte.. böyle birşeyim..
bazen diyorum "yabancı" kabul et onu.. 3 yıl önce düğün günüm yaptıklarından sonra zaten o bir "yabancı".. ama olmuyor yufka yüreğim herşeye yırtılıyor deliniyor..
eskiye göre daha az "takıyorum" ama eskisi gibi genç değilim.. ne ruhen ne fiziken artık dayanamıyorum yaptıklarına..
trikotillomani hastası oldum.. kaşlarımı yoluyorum bilenler bilir acayip bir manik depresif durumdur.. onun bana armağanı da bu oldu..
bir gün "kaşına ne oldu" dedi.. "böyle böyle bir rahatsızlığım varmış kaşımı ondan yoluyormuşum" dediğimde "senin gibi manyaktan bu beklenir" dedi.. gülerek.. bu kadar.. psikolojik bir rahatsızlığı var kızımın demedi..
evdeki eşyaları değiştirmeme izin vermiyor.. hayır yapamazsın demiyor ama "nankör kıymet bilmez hatıralara saygısız vs vs" olduğumu kastediyor sürekli..
babaannemden kalan halıyı küçük diye kaldırdım kızım taşa basmasın diye 3 kuruşluk bir yolluk aldım..
"ben senin karın ağrını biliyorum ablanın evini kıskanıyorsun ama ne yapsan boş bu ev senin burada oturacaksın" dedi..
"ben aksini demedim kızım taşa basıyordu" dediğimde bağırıp çağırmaya başladı.. o dedesiymiş o bilmiyor muymuş onu düşünmeyi iyiki bir anne olmuşum kendimi ne sanıyormuşum bi dünyadaki anne ben miymişim o beni okutmasa acaba bir b.k olabilir miymişim kocama mı güveniyormuşum kiraya çıksak günümüzü görürmüşüz" ve daha niceleri..
30 yıllık panjur var evde.. yıllardır açık halde kullanmıyoruz.. bir gün kapatayım dedim.. ipi pat diye koptu elimde kaldı.. evi sevmediğimden zarar vermek için ona masraf çıkarmak pimapen yaptırtmak için ben mi kesmişim onu sordu.. "ben deli miyim niye kesim panjurun ipini" dedim artık dayanamadım.. "güzel konuş benimle sesini alçalt diye başladı ben seni okutmasam bi b.k olamazsınlar ve niceleri yine sırasıyla kusuldu yüzüme..
sezeryanımdan 2 gün sonra markete gittim babamla.. koşturuyor marketin içinde -hep stresli ve telaşlıdır.. yoğurt seçerken bile sinirlenebilir birden- "baba yavaş yürüyelim dikişlerim acıyor" dedim.. "oooo şimdi de bu çıktı" "ne kullanırsın bunu artık" dedi.. "gerçekten acıyor yavaş lütfen" dedim "iyiki 3-5 dikişin var hiç kalkma hep yat sen de dırdırını çekmeyelim" dedi.. -kendi bypass oldu, o günden beri kimsenin hastalığını rahatsızlığını adam yerine koymaz- -hoş hiçbir zaman hastaya uyuyana yorguna saygı göstermemiştir zaten-
bir mutlu doğum günü bir güzel bayram bir neşeli akşam yemeği görmedik.. hep suratlar asık hep herkes saldırmaya hazır.. -babaannem ve babam-
hep korktuk hep sustuk hep yastığı yüzümüze bastırıp ağladık.. -ablam ve ben-
o kendini soyutmayıp takmayarak travmasına derman buldu.. ben kazanın ortasına düştüm kaldım..
mezuniyetimde, düğünümde, kızımın ilk yaş gününde, lohusa iken, genç kızken vs.. yaptıklarını anlatmaya sayfalar yetmez..
hiçbişey yapamazsa telefonla konuşur kapatırız ardından "neden sert kapadın ne derdin var yine benle" diye arar..
çok doluyum.. yıllardır artık öyle bunaldım ki.. başka şehire taşınmayı düşünüyoruz ama öyle bir hareket babamın sözlüğünde 1000lerce kötü anlama gelir.. bir daha yüzümüze bakmaz.. çok üzülür vs.. torununu çok sever.. ondan da ayıramam.. ne kardeşi ne arkadaşı ne ana ne baba kaldı.. bi ben bi ablam bi annem.. varız.. annem 69 yaşında babam 64.. hangisini hangisine emanet edeyim.. ablam zaten işinden başka bişey düşünmez.. pek görüşmüyorlar zaten..
taşınsam ne olacak her haftasonu gelir.. her gün arar.. bu arada 1 gün aramayı unutsam delirir.. bazen akşam 7 de arar "bugün beni neden aramadın" der makul tatlı sevimli bir yanıt veremeyeceğim bir ana denk geldi diyelim.. saydırır, kusar.. hayatımı karattın bile der..
ama babam değişmeyecek.. babaannem de aynı böyleydi rahmetli.. ben nereye kaçayım???
şimdi yazlığa yanlarına çağırıyor.. hele aynı evdeyken!!! allahım yaz gelince karalar bağlayan bi ben varım.. nefret ediyorum yazlardan.. 2-3 gün iyi gibi geçecek sonra kavga gürültü.. küslük, dargınlık.. ağlaşmalar.. vs vs..
sürekli kavga içinde büyüdüm.. sürekli.. kızımı huzurlu ve mutlu büyütmeye ant içtim.. müsade etmiyorlar??? herşey için affederim de bunun için edemiyorum..
annem çok ayrı bir dünya.. bana ellemez tabiri caizse.. ben de ona.. seviyeli ciddi bir ilişki içindeyiz onunla..
ablam da bir beni sever.. gün aşırı arar.. "sıkma canını, takma, boşver" tarzı kendi yapabildiklerini öğütler.. sen babamı ara da "üzme kardeşimi" de derim bazen.. sanki yapabileceği birşeymiş gibi.. ama içten içe sevinirim de hani belki bir gün yapabilir diye..
Son düzenleme: