Kadınların Kitap Mekanı

Selamlar öncelikle herkese.
2015 te ilk bitirdiğim kitap ;

1-Aşkın Gözyaşları 1 Tebrizli Şems _____ Sinan Yağmur

seri şeklinde bana hediye olan kitapların ilkiydi ve ne kadar geçiktiğim bir kitap olduğunu farkettim. Bir yandan kitabın bitmemesini isterken kitabı okumak için yanıp tutuştum. Böyle bir ikilemde kaldım. bu yüzden diğer serilerini okumada aceleci davranmayıp başka kitaplarla ara verdim.
kitapta Mevlana ve Şems in karşılaşmaları ve birbirlerine olan sevgileri Şems in ağzından dile getirilmiş.

2- Şiir_İstemeden Dünyaya Getirilmiş Bir Çocuğun intikamı ________ Yusuf Gürer
3-Sahipsiz İskele _________________________________________Yusuf Gürer

Kitap Ağacı Samsun grubu olarak konuk yazarımız olacak bir yazar olmasından mütevellit kitaplarını okumak istedim. ilk baskısı olan şiir kitabıydı ocak 17 ye kadar okumam gerektiği için bir anda bitirdim şiir kitabını ve öykülerle dolu olan sahipsiz iskeleyi. Genç bir yazar ama bir okadar dolu gördüm azıcık argo kelimeler ve biraz siyasi olarak yüklenme yapsada şuan ki duruma çok da aşırıya kaçmamış.
ilk başta akmasa da öykü 2. öyküden itibaren akıcılığa kavuşuyor.
kaldı bir kitabı daha ...

4- Dünden Bana __________________________________________Yusuf Gürer
elimde sıradaki kitabı yazarın. bunda hem öykü hem şiir var. bunu da kısa sürede bitireceğim sanırım.

Elfmet _______3
 
Merhabalar Arkadaşlar,

Yaklaşık bir senedir burada sizinle kitapları konuşmaktan, okuduklarımızı paylaşmaktan çok faydalandım ve burada olmaktan mutlu oldum. Bu sayfayı bize açan PrensesPeri ve buradaki bütün katılımcı arkadaşlara teşekkür ederim.
Beni Kadınlar Kulübü’ne getiren zaten burada Kadınların Kitap Mekanı’nda okuduğum birkaç kitap yorumu olmuştu, okumayı sevdiğim için ben de paylaşıma katıldım.


Belki bir hata olarak, başka topiklere de bakıp zaman zaman ülkemizin gündemiyle ilgili de fikirlerimi belirttim. Birkaç kez ceza aldım. Tartışmaları asla kişisel almam ve bir tartışmada hakaret etmemeye kişilere saldırmamaya çok dikkat ederim. Günlük yaşamda da böyleyim.
O cezaları alınca siteye geldiğimde neden dolayı yasaklandığıma dair açıklamalar buldum.
Demek bu site yönetimi çok hassas, olabilir dedim ve önemsemedim. Sonuçta (olması gerektiği gibi) üye olarak bir insan olduğum hatırlanmış ve açıklama yapılmıştı. Kısaca cezayı haklı bulmadım fakat olabilir dedim. Yazamasam da siteyi takip edebiliyordum.

Birkaç gün önce ise, yeniden ceza almışım ve hiçbir şekilde siteye de giremedim. Mesajıma ve bildirimlerime ulaşamadım.

Haddimi daima bilirim. Kimseye hakaret etmem, bir tartışmada daima konuya yazarım.

Bu kez bana sadece şu bilgi veriliyordu: Polemikten dolayı ceza aldınız. 6 Ocak tarihine kadar.
Bu gece girince mesajıma ulaşabildim. Orada da hangi mesajımda ne yazdım da polemik oldu bilgisine ulaşamadım.
Şimdi, yöneticilerin farklı hassassiyetleriyle yine bence hak etmediğim bir ceza almışımdır, olabilir. Bana göre buraya kadar pek sorun yok.
Sorun şu ki; hangi polemikte neye göre ceza aldığım bana bildirilmemiş, siteye hiçbir şekilde ulaşamıyordum.

Anladığıma göre, bu olayla iyice anladım yani Yeni Türkiye var. O Yeni Türkiye’nin insanının istediği gibi konuşmaz, farklı olursak, fikrimizi açıkça yazarsak ve tartışmayı kişiselleştirenleri kavramlarla tartışmaya çağırırsak, bu polemik olacak,
üstelik hangi topikte polemik yaptığımızı bile bilmeden 3-4 gün yasaklı olacağız. İnsan yerine konmamak güzel bir duygu değil.

Sosyal medyada zaten çok vakit geçirmezken, böyle bir platformda bulunarak ne kimseyi rahatsız etmek isterim ne de kendim rahatsız olmak isterim. Yöneticilerden ricam üyeleğime son vermeleridir.

Ancak size veda etmeden ve şu günlerde okuduğum son kitapları yazmadan gitmek istemedim. Ben küçücükten beri din gibi kavramlara hiç inanmayan biriyim fakat hakka hukuka ve ilahi adalete çok inanırım. Hepiniz hakkınızı helal ediniz. Hepinize güzellikler ve mutluluklar dilerim. Sevgiyle kalınız.


Ocak 2015

1.Ceza Sömürgesi, Franz Kafka
( Metaforlarıyla ve düşünce dünyanızı çektiği noktalarla yine çok güzel yine çok ilginç hikayeler. )

2.Cahil Hoca, Jacques Ranciere ( Özellikle öğretmen olan arkadaşlar, lütfen lütfen bu kitabı okuyun. O kadar çok şey öğrendim ki anlatamam. En iyisi sizi kitabın tanıtım yazısıyla baş başa bırakıyorum:

Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot, Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... Fénelon'un ikidilli birTelemakbaskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızcayı ve kitabı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği.

Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyenCahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap. )

candan44-2
 
Gitmenize cok üzüldüm gercekten. Ben artik takilmiyorum kk daki siyaset gündemine. Orada gruplasmalar gördüm ve hakli da olsalar haksizda olsalar bir kisiyi hedef alip kirici yorumlar yapiyorlar. Kendini savunmana firsat vermiyorlar. Siteden uzaklastirilma noktalarini o kadar cok iyi bilip hemen yonetime sikayet ediveriyorlar. Bende bu sayfa haricinde pek fazla aktivitem yok. Vikitapta uyeliginiz varsa takip etmek isterim.
 

İletişim, söyleyenin neyi ne maksatla söylediğine göre değil dinleyenin algısına ve kattığı anlama göre şekilleniyor candancım. Anlatanın amacı değil, anlayanın amacı ilişkiyi şekillendiriyor.
Okuduğum bir kitapta, bir filozofun sözünden çok etkilenmiştim. ''Konuşmadan daha iyi iletişim kurulabilir.'' gibi bir ifadeydi. Filozofun adını unutmayacağımı sanmıştım ama unuttum maalesef. Aslında duygularımızla iletişim kuruyoruz. Duyguları farklı olan insanların birbirleriyle konuşmaları ya boş ya da boşuna oluyor.
Buradaki ifadeler pek çok farklı ve zıt fikirdeki insanlar tarafından değerlendirilip yanıt buluyor.
Benim, waayyy müthiş bir yorum, helal olsun dediğim bir ifade bir başka görüşten kib alabiliyor.
Karşı görüşe tahammülsüzlük hat safhada maalesef. Herkesin kendi birikimiyle ürettiği fikir önemli ve değerli.
Her fikir özgürce (saygı çerçevesinde) dile getirilebilmeli elbette ama dayatılmamalı.
Birikimlerinden, değerli fikirlerinden lütfen bizi mahrum etme candancım.
Kendi adıma bundan üzüntü duyacağım.
 
1-Aşkın Gözyaşları 1 Tebrizli Şems _____ Sinan Yağmur
2- Şiir_İstemeden Dünyaya Getirilmiş Bir Çocuğun intikamı ________ Yusuf Gürer
3-Sahipsiz İskele _____Yusuf Gürer

4- Dünden Bana _____ Yusuf Gürer

5-Sakız Sardunya ____ Elif Şafak
Görünüşte bir çocuk kitabı olsa da Sakız Sardunya yetişkinlerinde kesinlikle okuması gereken bir kitap.

Şuan Fi ye başladım. Bakalım övüldüğü kadar çıkacak mı? herkese iyi geceler

Elfmet ____5

 

Gitme istegimize uzuldum. Site bilgili, kulturlu, kitap kurdu bir uyeden mahrum kalacak. Yorumlarinizi cok ozleyecegim.
 

ben geç kalmısım geç görmüşüm ama hem yaşadıklarına hemde gitmene çok üzüldüm.Allah yolunu açık etsin
 
OCAK

1- TAAŞŞUK-U TAL'AT VE FİTNAT / ŞEMSEDDİN SAMİ

Kitap Açıklaması
Eski geleneğin kimi kalıplarını sürdürmekle birlikte, Taaşşuku Talat ve Fitnat (Talât ve Fitnatın Aşkı), yazınımızda Batılı yöntemle yazılmış roman türünün ilk örneği olarak kabul edilmektedir. 18 yaşında yetim bir çocuk olan Talat Bey, bir yaşındayken öksüz kalan, babasını tanımayan bir kız olan Fitnata ilk görüşte âşık olur. Ancak kızı sokağa bile çıkarmayan tutucu bir adam olan babalığı tütüncü Hacıbaba aksi, dediğim dedik bir adamdır ve üvey kızına kendi ölçütlerine göre bir koca bulmak istemektedir. Bunun üzerine Talat Bey, kız kılığına girerek Fitnatla arkadaş olur. Ancak Hacıbaba, kızıyla evlenmek isteyen ve zengin bir adam olan Ali Beyin önerisini kabul eder; Ali Bey, Fitnatın babası yaşındadır.Taaşşuk-u Talat ve Fitnat: Olanaksız bir aşk.

kedi83…..1
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…