- 8 Mart 2011
- 25.897
- 28.125
- 798
- Konu Sahibi PrensesPeri
- #10.401
Handan Gökçek _ Ah Mana Mu : 24' mübadelesini anlatiyor.. dili yalin da gelse icimi dagladi kimi yerler.
Donuk Pudra .......1
Donuk Pudra .......1
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Gitmenize cok üzüldüm gercekten. Ben artik takilmiyorum kk daki siyaset gündemine. Orada gruplasmalar gördüm ve hakli da olsalar haksizda olsalar bir kisiyi hedef alip kirici yorumlar yapiyorlar. Kendini savunmana firsat vermiyorlar. Siteden uzaklastirilma noktalarini o kadar cok iyi bilip hemen yonetime sikayet ediveriyorlar. Bende bu sayfa haricinde pek fazla aktivitem yok. Vikitapta uyeliginiz varsa takip etmek isterim.Merhabalar Arkadaşlar,
Yaklaşık bir senedir burada sizinle kitapları konuşmaktan, okuduklarımızı paylaşmaktan çok faydalandım ve burada olmaktan mutlu oldum. Bu sayfayı bize açan PrensesPeri ve buradaki bütün katılımcı arkadaşlara teşekkür ederim.
Beni Kadınlar Kulübü’ne getiren zaten burada Kadınların Kitap Mekanı’nda okuduğum birkaç kitap yorumu olmuştu, okumayı sevdiğim için ben de paylaşıma katıldım.
Belki bir hata olarak, başka topiklere de bakıp zaman zaman ülkemizin gündemiyle ilgili de fikirlerimi belirttim. Birkaç kez ceza aldım. Tartışmaları asla kişisel almam ve bir tartışmada hakaret etmemeye kişilere saldırmamaya çok dikkat ederim. Günlük yaşamda da böyleyim.
O cezaları alınca siteye geldiğimde neden dolayı yasaklandığıma dair açıklamalar buldum.
Demek bu site yönetimi çok hassas, olabilir dedim ve önemsemedim. Sonuçta (olması gerektiği gibi) üye olarak bir insan olduğum hatırlanmış ve açıklama yapılmıştı. Kısaca cezayı haklı bulmadım fakat olabilir dedim. Yazamasam da siteyi takip edebiliyordum.
Birkaç gün önce ise, yeniden ceza almışım ve hiçbir şekilde siteye de giremedim. Mesajıma ve bildirimlerime ulaşamadım.
Haddimi daima bilirim. Kimseye hakaret etmem, bir tartışmada daima konuya yazarım.
Bu kez bana sadece şu bilgi veriliyordu: Polemikten dolayı ceza aldınız. 6 Ocak tarihine kadar.
Bu gece girince mesajıma ulaşabildim. Orada da hangi mesajımda ne yazdım da polemik oldu bilgisine ulaşamadım.
Şimdi, yöneticilerin farklı hassassiyetleriyle yine bence hak etmediğim bir ceza almışımdır, olabilir. Bana göre buraya kadar pek sorun yok.
Sorun şu ki; hangi polemikte neye göre ceza aldığım bana bildirilmemiş, siteye hiçbir şekilde ulaşamıyordum.
Anladığıma göre, bu olayla iyice anladım yani Yeni Türkiye var. O Yeni Türkiye’nin insanının istediği gibi konuşmaz, farklı olursak, fikrimizi açıkça yazarsak ve tartışmayı kişiselleştirenleri kavramlarla tartışmaya çağırırsak, bu polemik olacak, üstelik hangi topikte polemik yaptığımızı bile bilmeden 3-4 gün yasaklı olacağız. İnsan yerine konmamak güzel bir duygu değil.
Sosyal medyada zaten çok vakit geçirmezken, böyle bir platformda bulunarak ne kimseyi rahatsız etmek isterim ne de kendim rahatsız olmak isterim. Yöneticilerden ricam üyeleğime son vermeleridir.
Ancak size veda etmeden ve şu günlerde okuduğum son kitapları yazmadan gitmek istemedim. Ben küçücükten beri din gibi kavramlara hiç inanmayan biriyim fakat hakka hukuka ve ilahi adalete çok inanırım. Hepiniz hakkınızı helal ediniz. Hepinize güzellikler ve mutluluklar dilerim. Sevgiyle kalınız.
Ocak 2015
1.Ceza Sömürgesi, Franz Kafka ( Metaforlarıyla ve düşünce dünyanızı çektiği noktalarla yine çok güzel yine çok ilginç hikayeler. )
2.Cahil Hoca, Jacques Ranciere ( Özellikle öğretmen olan arkadaşlar, lütfen lütfen bu kitabı okuyun. O kadar çok şey öğrendim ki anlatamam. En iyisi sizi kitabın tanıtım yazısıyla baş başa bırakıyorum:
Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot, Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... Fénelon'un ikidilli birTelemakbaskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızcayı ve kitabı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği.
Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyenCahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap. )
candan44-2
Merhabalar Arkadaşlar,
Yaklaşık bir senedir burada sizinle kitapları konuşmaktan, okuduklarımızı paylaşmaktan çok faydalandım ve burada olmaktan mutlu oldum. Bu sayfayı bize açan PrensesPeri ve buradaki bütün katılımcı arkadaşlara teşekkür ederim.
Beni Kadınlar Kulübü’ne getiren zaten burada Kadınların Kitap Mekanı’nda okuduğum birkaç kitap yorumu olmuştu, okumayı sevdiğim için ben de paylaşıma katıldım.
Belki bir hata olarak, başka topiklere de bakıp zaman zaman ülkemizin gündemiyle ilgili de fikirlerimi belirttim. Birkaç kez ceza aldım. Tartışmaları asla kişisel almam ve bir tartışmada hakaret etmemeye kişilere saldırmamaya çok dikkat ederim. Günlük yaşamda da böyleyim.
O cezaları alınca siteye geldiğimde neden dolayı yasaklandığıma dair açıklamalar buldum.
Demek bu site yönetimi çok hassas, olabilir dedim ve önemsemedim. Sonuçta (olması gerektiği gibi) üye olarak bir insan olduğum hatırlanmış ve açıklama yapılmıştı. Kısaca cezayı haklı bulmadım fakat olabilir dedim. Yazamasam da siteyi takip edebiliyordum.
Birkaç gün önce ise, yeniden ceza almışım ve hiçbir şekilde siteye de giremedim. Mesajıma ve bildirimlerime ulaşamadım.
Haddimi daima bilirim. Kimseye hakaret etmem, bir tartışmada daima konuya yazarım.
Bu kez bana sadece şu bilgi veriliyordu: Polemikten dolayı ceza aldınız. 6 Ocak tarihine kadar.
Bu gece girince mesajıma ulaşabildim. Orada da hangi mesajımda ne yazdım da polemik oldu bilgisine ulaşamadım.
Şimdi, yöneticilerin farklı hassassiyetleriyle yine bence hak etmediğim bir ceza almışımdır, olabilir. Bana göre buraya kadar pek sorun yok.
Sorun şu ki; hangi polemikte neye göre ceza aldığım bana bildirilmemiş, siteye hiçbir şekilde ulaşamıyordum.
Anladığıma göre, bu olayla iyice anladım yani Yeni Türkiye var. O Yeni Türkiye’nin insanının istediği gibi konuşmaz, farklı olursak, fikrimizi açıkça yazarsak ve tartışmayı kişiselleştirenleri kavramlarla tartışmaya çağırırsak, bu polemik olacak, üstelik hangi topikte polemik yaptığımızı bile bilmeden 3-4 gün yasaklı olacağız. İnsan yerine konmamak güzel bir duygu değil.
Sosyal medyada zaten çok vakit geçirmezken, böyle bir platformda bulunarak ne kimseyi rahatsız etmek isterim ne de kendim rahatsız olmak isterim. Yöneticilerden ricam üyeleğime son vermeleridir.
Ancak size veda etmeden ve şu günlerde okuduğum son kitapları yazmadan gitmek istemedim. Ben küçücükten beri din gibi kavramlara hiç inanmayan biriyim fakat hakka hukuka ve ilahi adalete çok inanırım. Hepiniz hakkınızı helal ediniz. Hepinize güzellikler ve mutluluklar dilerim. Sevgiyle kalınız.
Ocak 2015
1.Ceza Sömürgesi, Franz Kafka ( Metaforlarıyla ve düşünce dünyanızı çektiği noktalarla yine çok güzel yine çok ilginç hikayeler. )
2.Cahil Hoca, Jacques Ranciere ( Özellikle öğretmen olan arkadaşlar, lütfen lütfen bu kitabı okuyun. O kadar çok şey öğrendim ki anlatamam. En iyisi sizi kitabın tanıtım yazısıyla baş başa bırakıyorum:
Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot, Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... Fénelon'un ikidilli birTelemakbaskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızcayı ve kitabı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği.
Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyenCahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap. )
candan44-2
Merhabalar Arkadaşlar,
Yaklaşık bir senedir burada sizinle kitapları konuşmaktan, okuduklarımızı paylaşmaktan çok faydalandım ve burada olmaktan mutlu oldum. Bu sayfayı bize açan PrensesPeri ve buradaki bütün katılımcı arkadaşlara teşekkür ederim.
Beni Kadınlar Kulübü’ne getiren zaten burada Kadınların Kitap Mekanı’nda okuduğum birkaç kitap yorumu olmuştu, okumayı sevdiğim için ben de paylaşıma katıldım.
Belki bir hata olarak, başka topiklere de bakıp zaman zaman ülkemizin gündemiyle ilgili de fikirlerimi belirttim. Birkaç kez ceza aldım. Tartışmaları asla kişisel almam ve bir tartışmada hakaret etmemeye kişilere saldırmamaya çok dikkat ederim. Günlük yaşamda da böyleyim.
O cezaları alınca siteye geldiğimde neden dolayı yasaklandığıma dair açıklamalar buldum.
Demek bu site yönetimi çok hassas, olabilir dedim ve önemsemedim. Sonuçta (olması gerektiği gibi) üye olarak bir insan olduğum hatırlanmış ve açıklama yapılmıştı. Kısaca cezayı haklı bulmadım fakat olabilir dedim. Yazamasam da siteyi takip edebiliyordum.
Birkaç gün önce ise, yeniden ceza almışım ve hiçbir şekilde siteye de giremedim. Mesajıma ve bildirimlerime ulaşamadım.
Haddimi daima bilirim. Kimseye hakaret etmem, bir tartışmada daima konuya yazarım.
Bu kez bana sadece şu bilgi veriliyordu: Polemikten dolayı ceza aldınız. 6 Ocak tarihine kadar.
Bu gece girince mesajıma ulaşabildim. Orada da hangi mesajımda ne yazdım da polemik oldu bilgisine ulaşamadım.
Şimdi, yöneticilerin farklı hassassiyetleriyle yine bence hak etmediğim bir ceza almışımdır, olabilir. Bana göre buraya kadar pek sorun yok.
Sorun şu ki; hangi polemikte neye göre ceza aldığım bana bildirilmemiş, siteye hiçbir şekilde ulaşamıyordum.
Anladığıma göre, bu olayla iyice anladım yani Yeni Türkiye var. O Yeni Türkiye’nin insanının istediği gibi konuşmaz, farklı olursak, fikrimizi açıkça yazarsak ve tartışmayı kişiselleştirenleri kavramlarla tartışmaya çağırırsak, bu polemik olacak, üstelik hangi topikte polemik yaptığımızı bile bilmeden 3-4 gün yasaklı olacağız. İnsan yerine konmamak güzel bir duygu değil.
Sosyal medyada zaten çok vakit geçirmezken, böyle bir platformda bulunarak ne kimseyi rahatsız etmek isterim ne de kendim rahatsız olmak isterim. Yöneticilerden ricam üyeleğime son vermeleridir.
Ancak size veda etmeden ve şu günlerde okuduğum son kitapları yazmadan gitmek istemedim. Ben küçücükten beri din gibi kavramlara hiç inanmayan biriyim fakat hakka hukuka ve ilahi adalete çok inanırım. Hepiniz hakkınızı helal ediniz. Hepinize güzellikler ve mutluluklar dilerim. Sevgiyle kalınız.
Ocak 2015
1.Ceza Sömürgesi, Franz Kafka ( Metaforlarıyla ve düşünce dünyanızı çektiği noktalarla yine çok güzel yine çok ilginç hikayeler. )
2.Cahil Hoca, Jacques Ranciere ( Özellikle öğretmen olan arkadaşlar, lütfen lütfen bu kitabı okuyun. O kadar çok şey öğrendim ki anlatamam. En iyisi sizi kitabın tanıtım yazısıyla baş başa bırakıyorum:
Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot, Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... Fénelon'un ikidilli birTelemakbaskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızcayı ve kitabı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği.
Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyenCahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap. )
candan44-2
Merhabalar Arkadaşlar,
Yaklaşık bir senedir burada sizinle kitapları konuşmaktan, okuduklarımızı paylaşmaktan çok faydalandım ve burada olmaktan mutlu oldum. Bu sayfayı bize açan PrensesPeri ve buradaki bütün katılımcı arkadaşlara teşekkür ederim.
Beni Kadınlar Kulübü’ne getiren zaten burada Kadınların Kitap Mekanı’nda okuduğum birkaç kitap yorumu olmuştu, okumayı sevdiğim için ben de paylaşıma katıldım.
Bana çok uzak gelen bir aradan sonra nihayet buradayım. Yeni yılın yeni ayın ve uzun zamanın ilk kitabını bitirdim.
Ocak Ayı
1- Mine Sota - Siz Adamı Ölmekten Güldürürsünüz
Çok özlemiştim sizi.
hoşgelddiiinnn özlemişim seni gitme yine
Elbette katılabilirsin ATALANTE. Kıvanç duyarız.MErhaba bende aranıza katılabilirmiyim :)