24 saatim olsaydı, seninle doya doya geçirebileceğim.. ıstediğimiz yere gidebilceğimiz, akşam olunca lunaparkta çocuklar gibi eğlenebileceğimiz, sonra suratımıza bulaştırarak pamuk şekeri yiyebileceğimiz, en sonunda yorgunluktan bitkin düşüp uyuyabileceğimiz..
Ya da sadece 6 saatim.. Gözlerimi kaçırmak zorunda olmadan sana bakabildiğim, sadece vedalaşmalarda olan mecburi sarılmalardan değil, bir daha göremeyecek olmanın üzüntüsüyle ya da özlediğimden değil.. Sarılmak işte, sadece sarılmak..
Vazgeçtim, 1 saatim olsa da yeter. Hayır, tenine değmesem de olur. Konuşalım, dertleşelim.. Sen bana ısveç'i anlat yine, bense gözlerine bakarak dinleyeyim..
Tamam, bir kaç dakikaya da razıyım. Sadece göreyim.. Lütfen, gel..