Kadın kabuslarıma giriyor, travmam oldu.

Bir sey sormak istiyorum bu kadina dayin nasil katlaniyor peki ya cocuklari nasil bir karaktere sahip? Cunku boyle bir insan evin icinde kendi ailesine de kök söktürüyordur illaki, ve dayin gormuyor mu hic hani yurtdisinda falan ama hani insan az da olsa hisseder


Sent from my iPhone using Kadınlar Kulübü

Ya tam öyle değil işte. Konu komşusuna göre çok güler yüzlü, çok tatlı, şirin bi insan. Sesi filan incecik, pek kibar, görgülü falan. Herkesle iyi anlaşır filan.
Bize karşı çirkef. Altında pek çok sebebi olabilir.
Bunların evliliklerinde varlık içinde olmalarına rağmen ilk yedi sekiz sene çocukları olmadı. Ben de ilk olul orta okul sularındayım.
Dayım beni çok severdi, o zaman sılıntılarımız var tabi babamın işî vs. Dayım üst baş ayakkabı çok almıştır, sayamam alıp ettiklerini o derece. Üniversiteye kadar almaya da devam etmiştir sağ olsun. İhtiyaçları yok gerçî ama borçlu hissettiiğimden şimdi ben de onun çocuklarına almaya çalışacağım elimden geldiğince.
Çocukları olmadığı bir sene, hiç unutmam, dayımın çalıştığı şirketle alakalı olarak yurt dışından yabancı mühendisler gelmiş. Dayım da bunları gezdirecek yedirip içirecek filan. Aile ortamı gösterilecek filan.
Çocukları olmadığından dayım yeğeni olarak beni götürmüştü o yemeğe mesela.
Belki bu tarz konulardan ötürü kıskançlık vardır içinde. Yoksa cidden hiçbi zararım olmadı kadına bunları hak edecek.
Her şeyi geç, nasıl bi sebep kahvaltı masasında yediğim tabağı alıp masanın başka tarafına koymasını haklı çıkarabilir? Bunu anlamıyorum.
 
Ama insan bir yandan bu kadar iyi olurkan obur yandan bu kadar cirkef olmayi nasil basariyor hani onu anlamadim, bu kadin oyuncu falan olsaymis bari harcaniyor oralarda.


Sent from my iPhone using Kadınlar Kulübü
 
5 sene once olmus bu olay sizi hala bu kadar etkiliyorsa fazlasiyla hassas ve gucsuzsunuz. insanlar ne acilarin ustesinden geliyor hayatta, en buyuk derdin bu olsun diyesim geldi :)

Tamam, yengeniz buyuk terbiyesizlik yapmis ancak ben sizin ailenizde de hatalar oldugunu dusunuyorum. Bu kadinin karakteri malummus, ben olsam hic bir sekilde kizimi o evde kalmaya gondermezdim. gerekirse hastaneden ilk cikista bizde kalsin anneanne, hatta en kotusu kizim evde yalniz kalsin ama o ortamda kalmasin diye dusunurdum. bir de empati kurmak lazim yengeyle. zaten cok musfik ve verici olmayan bir kadin. bir de bir anda evine hasta bir anneanne, arti dede ve bir de bir genc kiz geliyor. evde zaten iki cocuk ki belli ki yaramazlar da, bir de koca. her gun 3 ogun 7 kisilik yemek, temizlik camasir aksam meyve cerez hic hic kolay degil ki buyuk ihtimal kendi rizasi da yoktu. bu islerin icinde bunalmisken evdeki genc kiz da hic bir ise karismadan kitap okuyorsa icinde tutup tutup sonunda patlamistir.

tabii ki tarzi cok cirkin, size once gelip ben cok yoruluyorum bana su konularda yardim eder misin demeliydi elbette. ama bu tarz bir kadin degil iste, o sizin cekingenliginizi biliyormus diyorsunuz ama siz de onun tarzini karakterini biliyorsunuz. ayni sekilde siz de hic o evde kalmaya kalkismamali veya kalmak zorunluysa da "yenge, sen bana ne is yapmami istiyorsan soyle, cok yoruluyosun uzerinde cok yuk var sana yardim etmek istiyorum vs" soylemeliydiniz. yani siz de cok dogru davranmamissiniz aslinda.siz buna cekingenliginizi bahane ederseniz o da sinirli yapisini ve uzerindeki is yukunu bahane eder.
ikinizin hatalarini kiyaslamak amacinda degilim ama emin olun yenge sizin bu kadar kirildiginizin farkinda bile degildir. belli ki kendisi guclu karakterli bir kadin, insanlarin bu kadar hassas olabileceklerini dusunmemistir hic.
 
Yengeniz böyle bir karaktere, böyle bir yapıya sahip biriyse; anneanne ve dedeniz neden sizin evde değil de yani kızının evinde, gelininin evinde kalıyor anlayamadım. Bir de üstüne k. Valide, k.peder varken siz kalmaya gitmişsiniz. Yada başka kalabileceği evladı yokmu?
 
O cinsten bizde de var.Yıllar önce Hata edip ömrümde sadece bir kere kalmaya gittim oda müşkül bi durumdandı aynı şehirde bile değiliz.İlk defa evlerine gitmiştim.Neyse anlıyorum seni.Fakat sen çok takmışsın kafana.Çok etkilenmişsin.Boş vermeyi dene bence.Herkesi bu kadar kafana takarsan kendine zarar verirsin.:KK31:
 
5 sene once olmus bu olay sizi hala bu kadar etkiliyorsa fazlasiyla hassas ve gucsuzsunuz. insanlar ne acilarin ustesinden geliyor hayatta, en buyuk derdin bu olsun diyesim geldi :)

Tamam, yengeniz buyuk terbiyesizlik yapmis ancak ben sizin ailenizde de hatalar oldugunu dusunuyorum. Bu kadinin karakteri malummus, ben olsam hic bir sekilde kizimi o evde kalmaya gondermezdim. gerekirse hastaneden ilk cikista bizde kalsin anneanne, hatta en kotusu kizim evde yalniz kalsin ama o ortamda kalmasin diye dusunurdum. bir de empati kurmak lazim yengeyle. zaten cok musfik ve verici olmayan bir kadin. bir de bir anda evine hasta bir anneanne, arti dede ve bir de bir genc kiz geliyor. evde zaten iki cocuk ki belli ki yaramazlar da, bir de koca. her gun 3 ogun 7 kisilik yemek, temizlik camasir aksam meyve cerez hic hic kolay degil ki buyuk ihtimal kendi rizasi da yoktu. bu islerin icinde bunalmisken evdeki genc kiz da hic bir ise karismadan kitap okuyorsa icinde tutup tutup sonunda patlamistir.

tabii ki tarzi cok cirkin, size once gelip ben cok yoruluyorum bana su konularda yardim eder misin demeliydi elbette. ama bu tarz bir kadin degil iste, o sizin cekingenliginizi biliyormus diyorsunuz ama siz de onun tarzini karakterini biliyorsunuz. ayni sekilde siz de hic o evde kalmaya kalkismamali veya kalmak zorunluysa da "yenge, sen bana ne is yapmami istiyorsan soyle, cok yoruluyosun uzerinde cok yuk var sana yardim etmek istiyorum vs" soylemeliydiniz. yani siz de cok dogru davranmamissiniz aslinda.siz buna cekingenliginizi bahane ederseniz o da sinirli yapisini ve uzerindeki is yukunu bahane eder.
ikinizin hatalarini kiyaslamak amacinda degilim ama emin olun yenge sizin bu kadar kirildiginizin farkinda bile degildir. belli ki kendisi guclu karakterli bir kadin, insanlarin bu kadar hassas olabileceklerini dusunmemistir hic.

Ben yeterince empati yapıyorum. Yok, yirmi senedir tanıdığım insandan eminim, dediğiniz gibi değil. Eminim.
Büyüdüm, empati yoksunu değiliz, artık ben de eşimin akrabalarını ağırlıyorum. Yeri geliyor ablasıgil annesi vs derken küçücük evin nüfusu 10 kişi oluyor, aynı şekilde eşimin yeğeni var, bir gün ne kadar bunalsam da o kız da işte 13-14 yaşında mümkün değil aklımdan geçmez geçemez bir gün olsun ne evimden kovmak, ne önünden yemeğini almak.
Bu karakter meselesi tamamen. Çok tembel olduğunu düşünürsem en fazla arada bir iş veririm filan. Nedir yani.
Karakter meselesi.
Evde kalmak zorundaydım bu arada, ailem de kestiremezdi evden kovmalar olacağını filan, tamam pek hoşlanmadığı bilinirdi ama bu kadar çirkinlik yapacağını kimse bilemezdi. Aman işte neyse ya, kadını anlatmaktan utanıyorum artık.
Daha başka bi sürü şey de var da..
 
Yengeniz böyle bir karaktere, böyle bir yapıya sahip biriyse; anneanne ve dedeniz neden sizin evde değil de yani kızının evinde, gelininin evinde kalıyor anlayamadım. Bir de üstüne k. Valide, k.peder varken siz kalmaya gitmişsiniz. Yada başka kalabileceği evladı yokmu?

Ya tabii ki vardı, onlar kendileri ısrar ettiler illa bizde kalsın diye. Anneannem bile yok demişti de çok ısrar edilince kabul etmiştik. Ondan sonra daha çok ameliyatlar yaşandı zaten, onlarda kalınmadı tekrar. O kırk yılda bir olacak bir şeydi yani.
Benim de gidişim ilk değildi, daha önce ortaokulda çocukken den beti anneannemle beraber gidip kalırdık.
Benim ameliyatlı anneannemi bırakmayıp orda kalacağımı zaten biliyordu anneannemi çağırırken.
Kaldı ki kvalidesi kpederi var "bi de siz gitmişsiniz" diyorsunuz ama ben orada varım yokum birdi yük olmak açısından. Ne çamaşırımı yıkattım, ne bir ekstra iş yaptı benim için. Yani bi de benim gitmiş olmamı kaldıramayıp da evinden kovduracak bir yük yaratmadım, onu geç çekinerek yapabildiğim kadar iş de yaptım.. Sonuçta benim her gün masayı toplayıp bulaşılları sudan geçirdiğimi biliyor. İşten kaçan insan her sabah bunu niye yapsın, o yüzden diyorum çekindiğimin farkında idi. İstese iş verebilen de bi insan.
E ne gerek vardı bunca çirkinliğe?
 
Ya tabii ki vardı, onlar kendileri ısrar ettiler illa bizde kalsın diye. Anneannem bile yok demişti de çok ısrar edilince kabul etmiştik. Ondan sonra daha çok ameliyatlar yaşandı zaten, onlarda kalınmadı tekrar. O kırk yılda bir olacak bir şeydi yani.
Benim de gidişim ilk değildi, daha önce ortaokulda çocukken den beti anneannemle beraber gidip kalırdık.
Benim ameliyatlı anneannemi bırakmayıp orda kalacağımı zaten biliyordu anneannemi çağırırken.
Kaldı ki kvalidesi kpederi var "bi de siz gitmişsiniz" diyorsunuz ama ben orada varım yokum birdi yük olmak açısından. Ne çamaşırımı yıkattım, ne bir ekstra iş yaptı benim için. Yani bi de benim gitmiş olmamı kaldıramayıp da evinden kovduracak bir yük yaratmadım, onu geç çekinerek yapabildiğim kadar iş de yaptım.. Sonuçta benim her gün masayı toplayıp bulaşılları sudan geçirdiğimi biliyor. İşten kaçan insan her sabah bunu niye yapsın, o yüzden diyorum çekindiğimin farkında idi. İstese iş verebilen de bi insan.
E ne gerek vardı bunca çirkinliğe?

Yengenizin yaptığını ben hiç doğru bulmadım, karakterini anlatıp eşinin tarafını istemediğini söylediğiniz için birde eşinin tarafından siz gitmişsiniz demek istedim. Anlattıklarınıza bakıldığında anneanneniz orada kaldığı için yengenize yük olmasın, bakımını ben üstleniyim diyerekten gitmişsiniz sanırım. Ayrıca yengenizin yükünü hafiflettiği için yengenizin bu durumdan hoşnut olması gerekirdi. Kafanızdan atmaya çalışın. Aynı ortamda bulunduğunuz da sizde lafınızı esirgemeyin, size laf sokmasına müsaade etmeyin. İnsanları hor gören ve kibirli insanlar etraflarında sevilen insanlar değil, itici insanlardır.
 
Ben yeterince empati yapıyorum. Yok, yirmi senedir tanıdığım insandan eminim, dediğiniz gibi değil. Eminim.
Büyüdüm, empati yoksunu değiliz, artık ben de eşimin akrabalarını ağırlıyorum. Yeri geliyor ablasıgil annesi vs derken küçücük evin nüfusu 10 kişi oluyor, aynı şekilde eşimin yeğeni var, bir gün ne kadar bunalsam da o kız da işte 13-14 yaşında mümkün değil aklımdan geçmez geçemez bir gün olsun ne evimden kovmak, ne önünden yemeğini almak.
Bu karakter meselesi tamamen. Çok tembel olduğunu düşünürsem en fazla arada bir iş veririm filan. Nedir yani.
Karakter meselesi.
Evde kalmak zorundaydım bu arada, ailem de kestiremezdi evden kovmalar olacağını filan, tamam pek hoşlanmadığı bilinirdi ama bu kadar çirkinlik yapacağını kimse bilemezdi. Aman işte neyse ya, kadını anlatmaktan utanıyorum artık.
Daha başka bi sürü şey de var da..

dedigim gibi, kadinin davranislarinda hic dogru bir taraf yok ama kilit nokta sizin o evde hic kalmamaniz gerektigi aslinda. kovacak vs kadar cirkinlesecegini tahmin edemediyseniz bile ortamin huzursuzlugu belli ki siz de en basindan beri igreti duruyorsunuz orada, yemek yemeye camasir yikamaya cekiniyorsunuz, huzurlu degilsiniz yani. iste ben sizin yerinizde olsam gerekirse evde yalniz kalir veya baska akrabamda kalir o ortama girmezdim. rahat edemeyecegim icin. hele ailenizin yerinde olsam kizimi oraya gondermek soz konusu bile olmazdi. boyle insanlarla akraba olduklari icin mecburen bayram seyran dugun cenaze gorusulur ama evlerinde kalinmaz yani kendi huzurunuz acisindan. sonu boyle veya buna benzer olur cunku.

yani her neyse bunlari da gecin artik, diyorsunuz buyudunuz evli barkli olmussunuz 5 sene once kadinin biri terbiyesizlik yapmis. eh olabilir, onun terbiyesizligi, dunyada boyle bir suru insan var cikar daha karsiniza. siz guclu olun kimseye ne minnet edin ne de sefkat bekleyin. biri boyle davranirsa da neden boyle yapti diye icinizi kemirmesin dusunceler, bazi insanlar boyle, terbiyesiz iste deyin gecin yani.
 
dedigim gibi, kadinin davranislarinda hic dogru bir taraf yok ama kilit nokta sizin o evde hic kalmamaniz gerektigi aslinda. kovacak vs kadar cirkinlesecegini tahmin edemediyseniz bile ortamin huzursuzlugu belli ki siz de en basindan beri igreti duruyorsunuz orada, yemek yemeye camasir yikamaya cekiniyorsunuz, huzurlu degilsiniz yani. iste ben sizin yerinizde olsam gerekirse evde yalniz kalir veya baska akrabamda kalir o ortama girmezdim. rahat edemeyecegim icin. hele ailenizin yerinde olsam kizimi oraya gondermek soz konusu bile olmazdi. boyle insanlarla akraba olduklari icin mecburen bayram seyran dugun cenaze gorusulur ama evlerinde kalinmaz yani kendi huzurunuz acisindan. sonu boyle veya buna benzer olur cunku.

yani her neyse bunlari da gecin artik, diyorsunuz buyudunuz evli barkli olmussunuz 5 sene once kadinin biri terbiyesizlik yapmis. eh olabilir, onun terbiyesizligi, dunyada boyle bir suru insan var cikar daha karsiniza. siz guclu olun kimseye ne minnet edin ne de sefkat bekleyin. biri boyle davranirsa da neden boyle yapti diye icinizi kemirmesin dusunceler, bazi insanlar boyle, terbiyesiz iste deyin gecin yani.

Doğru, haklısınız en baştan kalınmamalıydı. Ziyarete gittim, ancak ardından anneannemi bırakmaya içim elverrmedi, ona da ben moral veriyordum çünkü. Bi şekilde kaldım yani..
Ben de umursamamaya çalışıyorum, ama sanırım başka bi sebebi daha var.
 
akıcı anlatış tarzınızdan dolayı sabırla okudum...
ama anlamadığım nokta şu, neden babanlarda kalmıyordun dayınlarda kalıyordun??
anneannene bakmışsın tamam da, o kavgadan sonra neden gitmedin babanlara..iftara gitmişlerse bile, telefon edip baba böyle böyle oldu gel beni al vs diyemedin mi...
asla geri gitmemeliydin...
 
bende ablamın kayınvalidesini hoşlanmazdım
kadın gözleriyle yerdi beni
üstelik benden nefret ederdi, ablam evlendiğinde ben 7 yaşındaydım
7 yaşındanki bir çocuktan nefret eden bir kadın
ne zaman misafirliğe gitsek lokmamı sayar, çorabımdan başlar saçımdaki tokaya kadar incelerdi
yeren, küçümseyen bakışlarda cabası
o kadınla aynı ortamıpaylaştıgımda özgüvenim yerlere düşer, kendimi değersiz hissederdim
bi defasında ramazanda iftara çağırdılar kabus dolu bir kaç saat yaşamak istemediğimden yalvar yakar anneme ben gelmeyeceğim dedim
zaten okuldan çıkmadan ezan okunuyordu yetişmem zordu
annem tamam gelme evde bişeyler hazırla ye dedi
nasıl mutlu oldum anlatamam eve geldim çorba yaptım kendime içtim o anı hiç anlatamam bu seneki iftarı atlattım diye sevinçten nerdeyse ağlayacaktım
çok abartı saçma gelebilir belki bu tip şeyler ama inan bu kadınla aynı ortamda kalmak işkence gibiydi
annem de farkındaydı iyi ki gelmedin, korkumuzdan yemeği doğru düzgün yiyemedik diye
.......

o tip insanlar değişmez, onları öyle kabul edip fazla aynı ortamlarda bulunmamaya çalışacaksın
başka yapacak bişey yok
 
En nefret ettigim insan tipi yengenizin karakteri.
Yaninda diken üstünde oldugum, elini kolunu koyacak yer bulamadigim, sofrada lokmasini zorla cignedigim,
agzimdan cikacak her kelimede acaba ne diyecek tersleyecek mi diye tedirgin oldugum bi insanin birakin yengemin evi
annemin evi olsa bile ayak basmam.

Onun disariya olan kibarligi, nazikligi bana sökmezdi,
siddete karsiyim ama yengeniz benim yengem olsa inanin elimden bi kaza cikabilirdi.:KK14:
Kusura bakmayin cok sinirlendim yaziyi okuyunca.

Ve lütfen beyninizi bu gereksiz insanla mesgul edip uykularinizi haram etmeyin kendinize,
yengeniz gercekten karaktersizin teki, degmez.
 
Evet, kadın travma oldu benim için, ne zaman kötü bir gün geçirsem ne zaman alakasız bir konuda stresli bir akşam geçirsem, o gece gözlerimi kapatıp uyuduğumda kadını görüyorum kabusumda. bana bakıyor, laf sokuyor, rezil etmeye çalışıyor.
bazı geceler karşılık olarak cevap verebiliyorum, bazı geceler rüyamda dahi cevap veremiyorum ezikçe, susuyorum.
bu kadın dediğim, 50 yaşına merdiven dayamış, kırklarının sonunda olan süslü yengem efendim.
buraya bu konuyu açacağımı düşünmezdim ama, en son dün gece yine rüyama girince dayanamadım bugün, aklımdan çıkmadı.

Ben yetiştirilme tarzı gereği, sessiz, sakin bir tarzda yetiştirildim. Anneannemler, aman çocuğum yüksek sesle konuşma, insanlar rahatsız olur, aman çocuğum kimseyle kavga etme, herkesle iyi anlaş, aman çocuğum sen sus, Allah'a havale et gibi cümlelerle büyütüldüm.
Çocukluğumu maddi sıkıntılar içinde geçirdik ailemle. Belki bunun da ezikliği kazınmıştır biraz bünyeme.
Gelgelelim, haksızlığa uğradığımda, hakkımı savunabilmeyi bile üniverstede tek başıma kalınca öğrendim. Sesimi ancak çıkartabilmeye başladım.
18-19 yaşıma kadar eve giren insanlara "merhaba veya hoşgeldin" diyemeyen biriydim. O klasik laflar ağzımdan çıkamıyordu, eğreti duruyordu, samimiyetsiz ve resmi geliyordu. Oysaki en yakınım bile neden hoşgeldin demediğime dair saatlerce azarlıyordu beni.
bu resmi sözcüklere olan düşkünlüklerini anlayamıyordum.
nitekim hala anlayamıyorum; ama otoatik olarak hoşçakalın ve merhaba demeye alıştırdım kendimi. İnsanlara istediklerini veirir oldum.
Üniverste yıllarımda kendimi bu konuda oldukça geliştirdim, asosyal, çekinik tarzdaki çocuk gitti, normal, hatta sesini duyurmaktan zevk alan biri geldi. Neticede olağanüstü bir çabayla başardım, normal bir insn oldum neticede.

Üniversiteye yeni başladığım ikinci sene, henüz çok başarılı değilken bu konuda, ailemizde hastalıklar ve ölüm korkuları baş göstermeye başladı. Beni büyüten çok sevdiğim anneannem ve dedem büyük kalp ameliyatları olmaya başladı, ameliyathane kapısında korkuyla bekleyerek geçen saatlerin dehşet verici korkusunu hissettiğimiz, büyüdüğümüzü anladıgımız zamanlar başlamıştı.

Bu yengem dediğim insan, en büyük dayımın eşi. İki adet dünya tatlısı küçük kuzenim var onlardan.
Kuzenlerimi çok seviyorum orası ayrı. Dayım da her zaman örnek aldıgım, kariyerinde ve hayatında başarılı olmuş çok zeki bir adamdır, muhabbeti dinlenir, kafası uygundur, genç bakışlıdır filan ne bileyim işte her yönüyle sever ve örnek alırım.
Ancak eşi, yani yengem, ben beş yaşında evlendiklerinden beri, bizim ailemizi hor gören, küçümseyen, fazla umursamayan ve sevmeyen bir kadındı. kibirliyi, bencildi.
daha doğrusu bunları hep çevremdekiler söylerdi, ben inanmazdım konduramazdım. çocuk bakış açısı işte, ben daha yedi sekiz yaşındayken hayatımda hiç görmediğim malzemelerle aynanın karşısına geçip sürdüğü kırmızı rujlar, her ay kızıla boyadığı saçları, senelerdir hiç değişmeyen parfümüyle çocukluğumdan beri imrendiğim, güzl minyonlu hafif toplu bir kadındı. iki kere yüzüme gülse, naber okul nasıl gidiyor dese sevinirrdim.
dayımla ikisine çok özenir, hatta çocukluk aklıyla işte keşke bunlar benim anne babam olsa diye içimden geçirmişliğim bile olurdu.
Gelgelelim bu modern kadın, kaynanalık yapmak nedir bilmeyen, tıpkı bize öğütlediği gibi sessiz sakin, herkesle iyi anlaşan kaynanası yani anneanneme bile evinde misafir ettiği zamanlarda zulmeden birisiydi.
Hem yaşlı kadını dayım yurtdışına çıkıyor gel de bebeğe bakmaya yardım et diye evlerine çağırırlardı, hem de gelin hanım anneanneme psikolojik zulüm ederdi.
Öyle ki, anneannem çocukla ilgilenip bir yandan arada bir tv ye bakarken çocuk durduk yere ağladı diye mutfaktan koşarak gelip çocuğu yaşlı kadının kucağından kaptıgı gibi alan, televizyonu pat diye kapatıp "tv izle diye mi çağırdık seni buraya!" diyip çocuğu a alıp giden çirkef bir karakteri vardı. Yazık anneannem de, cebinde parası olmadıgından o hareketin üstüne kalkıp da orayı terk edemediğini, dayımı arayıp gel beni götür oğlum dediğini, ancak dayımın tüm ısrarlarına rağmen dayım üzülmesin diye olanı biteni anlatmayıp sessizce evine döndüğünü anlatmıştı bize. Ancak elden ne gelir.
Bu örnekler belki yüz tane olabilir şimdi saysam. Pek kıymetli evlerine misafir oldugumuzda en ufak bir bardağa bile çarpsak üç gün laf eden söylenen bir insan... Kendi akrabalarına yapmaz ama, komşularıyla falan konuşurken güleryüzlü, taptatlı şirindir filan..
Böyle bir kadın işte ne kadar anlatabildiysem..
Evine misafir gelen insanı kendi akrabası değilse "iş yapmaya gelmiş, köle" olarak gören bir kadın. Onun evi çünkü. Onun kuralları.
Neyse, bu kadın, o bahsettiğim sene anneannem bir ağır ameliyat olmuştu yine. Ameliyattan sonra çok hijyenik standartlarda bakılması gerekiyordu. Bu gelin hanım da dayımın ısrarıyla ameliyattan sonra bizde kalsın bir ay biz bakarız dedi. Anneannem de ameliyattan sonra onlara gitti haliyle. Dedem de yanında. Yaz tatilindeyiz.
Ben de tatile gelmişim okuldan, memlekette ne dede ne anneanne var. Benim için oraya gitmeye sebebim yok. annemler de kardeşimle beraber babamla beraber bu yenge hanımların oldugu şehirde bir akrabada kalıyolar yatılı. O sırada taşınma sürecindeler onların da işleri karışık.
Ben ya anneannemin yanına gidicem ya da o akrabalarda kalıcam babamlarla..
Ben de anneannemle kalmayı seçtim haliyle, kadın ameliyatlı, yatakta yatarken sağdan sola dönerken bile yardım alması gerekiyor tek başına bırak kalkmayı, yatakta dönemiyor bile. 10 dakkada bir dönmesi gerekiyor beli ağrıdığından ötürü.
Dedem de namaz falan kılıyor günde beş kere, camiye bakkala falan gidiyor. yenge hanım full mutfakta, ya da çocukları kursa yüzmeye aktiviteye götürme işleriyle uğraşıyor. Ve anneannem gündüz evde yalnız kaldıgı nadir de olsa anlar çok oluyor. Kısacası, ben orada anneannemin yanında oturmaya ona moral vermeye yardım etmeye çalışıyorum. Lazımım orda yani.
İlk babamlarla falan gittik, anneannemi gördük. Babamlar akrabaların evine döndüler. Ben kaldım tabi.
Neyse üç gün oldu beş gün oldu kalıyorum.
Kadından deli gibi çekiniyorum tabii ki, elimi bir şeyine sürsem kırılır birşey olur da azarlar surat yapar falan diye ödüm kopuyor çocukluktan beri öyle aşılamış çünkü.
Üç günden fazla kalan misafir sayılmaz evet, ama ben o kadar çekindiğimden ötürü, elimi birşeye süremiyorum.. İş olarak, sabah kalkınca yatağımı topluyorum, çocugun odasında kaldıgımdan dağınıksa odayı topluyorum.. hoş çocuk her gün dağıtıyor ama mümkün mertebede topluyorum.. kalkar kalkmaz kahvaltı hazır oluyor tabi, gidip kahvaltı yapıyoruz, o çayını alıp balkona çıkıyor, o balkondayken ben fırsat bu fırsat diyip o yokken hemen masayı topluyorum, siliyorum. bulaşık tabakları makinaya yerleştiriyor o elde yıkatmıyor. ben de yanlış yerleştiririm endişesiyle yine o işi bırakıyorum suya tutup kenara koyuyorum.
Kaldıgım iki hafta boyunca hiç çamaşırımı yıkatmadım ona, çamaşır vermeye korkuyorum, yük olacağım diye. yaz günü, iki günde bir duş alıyorum ama çıkardığım üstümü elmde yıkayıp kendim bi kenara asıyorum gizlice, az kıyafetim var yıkayıp yıkayıp giyiyorum..
Kısacası, orada benden memnun olmadıgını biliyorum ya, elimden geldiğince yük olmadan orada yokmuşum gibi hafif olup, sadece anneannemin yanında oturuyorum elimden geldiğince. Daha fazla bir iş çekindiğimden yapamıyorum dediğim gibi.. O da gelip birşey demiyor bana, sanki gelip böğürtlen bugün temizlik yapıcam yardım et dese ben yok yapamam diycem sanki.. ondan bi işaret bekliyorum ben de işte çekingenlikten.. koltukta otururken bile gündüzleri, fazla rahat oturmuyorum ki göze batmasın.. Bişey yapmadıgım zamanlarda kitap okumaya zararsız olmaya çalışıyorum vs vs..
Bu birkaç gün sonra acayiip davranışlarda bulunmaya başladı. Kahvaltıda dedeme çaktırmadan önümden yemeğimi aldığı oldu.
Akşam dayımlarla otururken, salonda ortada meyve çerez varken, ben yediğim halde gelip tabağı elimden kaldırdığı oldu, dayımdan da çekinmiyordu da dayım "napıyosun ya kız yiyo daha" deyince trip atarak yerine bırakmıştı.
Kısacası gidecek yerim yok, anneannemi bırakasım yok, katlanıyorum.. yanlış anlamışımdır öyle yapmamıştır falan diye düşünüyorum..
En son artık bir gün bu mutfakta. Çocuklar her zamanki gibi birbirine girdiler oyuncak meselesinden. ben de yanlarındayım, elimde kitap var okuyorum.
çocuklarla ilgileniyorum ben zaten gerektiğinde am ao an gerek görmedim. küçük olan kız çok şmarık oldugundan abisinin her hareketine ağlıyor zırlıyor deli gibi bağırıyor.
o anda da yine bişeyden kavga çıktı, kız bağırmaya başladı, ama ben meselenin oyuncak oldugunu bildiğimden karışmak istemedim bilerek, aralarında halletsinler diye. kendilerinin de önlerinde kavga çıktıgında karışmadıkları çok oluyor anne babalarının..
o an yenge hanım koşarak mutfaktan geldi, çocukları susturdu ve benim üstüme yürüdü. elimdeki kitabı aldı fırlattı, neredeyse suratıma vuracak zor tutuyor sinirden titriyor ama.
çocuklar kavga ediyormuş bn elimdekine dalmışım, ne biçim insanmışım.. insanlığım mı kaldı hayvanlığım mı.. çocukluğumdan beri insan değilmişim.. zaten evinde kalırken ondan izin almamışım.. izin aldın mı? diye soruyor bir de ciddi ciddi. cevap bekliyor.
ben şaşkınım, neye uğradıgımı şaşırmışım.. hayır izin almadım diye cevap veriyorum.. neden neye dayanarak diye soruyor, bağırıyor.. cevap bulamıyorum, yanaklarım kızarıyor gözlerim doluyor.
"sordum, dayından da izin almamışsın" diye bir cümle kuruyor, ki asıl o yaralıyor beni.. dayım da mı öyle düşünüyor, yoksa kadın mı uyduruyor?
buraı benim evim, benim kurallarım diye bağırıyor.. ben cevap veremiyorum. halbuki verecek o kadar çok cevap var ki.
en son cümlesinde beni evden kovuyor. çık git diyerek kapıyı gösteriyor.
ben kalıyorum koltuğa gömülüp.
sinirle çıkıp gidiyor salondan. ben ne yapacağımı bilemez oturuyorum. ilk kez bir yerden kovulmuşum, gitmeli mi? kalıp gerçekten de hata yapmış olabilir miyim diye düşünüp özür mü dilemeli? karar veremiyorum.
Önce çocuğun odasına gidiyorum, kapıyı kapatıp yarım saat sessizce ağlıyorum, susmaya çalışıyorum. yüzüm gözüm kızarıyor ama kendime yediremiyorum. çocuk yine odayı dağıtmış bi yandan onu topluyorum.
sonra kendimi susturup yüzümü silip çıkıyorum odadan. kadını salonda buluyorum. kendime yediremediğimden, kötü biri değilim ben diye bağırmak geliyor içimden.
iyi biri oldugumu onun beni yanlış anladığını kanıtlamak için var gücümle sesimi düzeltip " yenge, bugün temizlik yapacakmışsın, yardım edebilir miyim?" diyorum otomatik bi cümleyle.
cevap vermiyor, yüzüme bakmıyor. iki dakka sonra süpürgeyle geliyor yanıma, o gün akşama kadar bana evi temizletiriyor.
ben bi yandan iyi davranıp alttan alıyorum ki anlasın, beni yanlış anladıgını.. işten kaçmadıgımı, sebebimin farklı oldugunu..
ama kadında, yüzünde hiç değişiklik olmuyor. ben akşama kadar yer süpürüp siliyorum ama kadın zerre yumuşamıyor. nedensonra anlıyorum ki kadındaki anlık bi kızgınlık değil ki yumuşasın. meğer ezelden beri nefret ediyormuş yeni patlamış.
kadında yumuşama olmayınca ben yine kendime yediremiyorum, bu sefer kendimi savunmamış olup sustuguma kızıyorum. kendimi dışarı atıyorum. iki kilometre yürüyüp bi avm buluyorum, biraz alışveriş yapıyorum, kraker falan alıyorum. niye aldıgımı ben de bilmiyorum. telefonla birkaç kişiyi arıyorum, ama diyecek bişey bulamıyorum. hala gidecek bi yerim yok.
babamların yanına gideyim diyorum, şans mı tesadüf mü, o gün akrabalarla beraber toplanıp uzak bir yere iftara gidecekleri tutmuş. evde yoklar, şehir dışındalar. gidemiyorum. marketten tıpış tıpış geri dönüyorum.
akşam yemeği vakti olmuş dayım iştn gelmiş. bir şeyden haberi yok tabii, anlatmıyor kadın. ben de susuyorum.
yemeğe katılmıyorum, dayım ısrar ediyor yok diyorum. odaya kapanıp krakerlerimi yiyorum.
sonraki üç dört gün ne kahvaltıya ne yemeğe katılıyorum. yalnızca dayım şüphelenmesin diye akşamları bi çorba içiyorum.
3-4 gün daha geçiyor. bu arada o günkü olayı dedemle anneannem duymamışlar, ev baya büyü oldugundan en arka odadaydılar. ben de anlatmadım. anlatsam biliyorum, ameliyatlı kadın o haliyle kalkıp gitmek isteyecek. ona kıyamıyorum susuyorum, ama her gün gözüm yaşlı. kendime yediremediğimden.
en son 4 gün sonra anneannem soruyor, sen niye hiç genç kız gibi değilsin ya sürekli yüzün asık.. bişey mi var diyor? yok diyorum ama gözüm doluyor.
dedem durumu hissetmiş olacak, birşey sormuyor ama o pazar dayımın yanına gidip "oğlum sen bizi eve götür" diyor. dayım başta istemiyor, itiraz ediyor falan ama dedem ikna ediyor.
ameliyatlı kadını da alıp biniyouz arabaya, götürüyor dayım bizi. ben mutluluktan sırııtıyorum. kapıda yengemle vedalaşmıyoruz. yüzüme bakmıyor. ben de bakmıyorum.
yakın bir şehirdeyiz neyse ki. üç saate dönüyoruz. eve girince anneannem sevinçten ağlıyor, ben de mutluluktan sırıtmayı kesemiyorum..
Ben hala baktığımda, anlamaya çalışıyorum kadını, ama anlayamıyorum. Kanşı bıçaklı olduğum düşmanıma yapamazdım ben öyle. Hayır bir de genç olan benim, güya iki çocuk annesi, olgun olan o. Göya. Yarım yaşımdaki bi kıza, eşimin yeğeni üstelik, kadına ne zararım dokundu ki, hayır evine bile zaten en sıl gidişim iki senede birdir, düşündükçe hala üzülüyorum. Öyle sık sık gidip rahatsız ettiğim de yok. Meraklı da değilim zaten o kadar çekindiğim bir eve gitmeye.. Nasıl bîr egoistse kadın evini nasıl kıymetli görüyorsa artık, oraya tatile gidiyoruz falan sanıyor. En hassasolduğum konu, insanın önünden yemeğini almak nedir? Ne kadar düşmanım da olsa evime 15 günlüğüne gelmiş insana yapmam, ben yapamam. Hala da aklım almıyor.
üstünden yıllar geçti, kadınla hala karşılaştıgımız yerlerde konuşmuyoruz. ben bu meseleyi dayıma hiç anlatmadım. ama karısı kendi gözünden anlatmış. beni kötülemiş, iş yapmaktan bunalıma girdiğini dayanamadıgını da ekleyerek duygu sömürüsü yapmış. falan filan.
ben hiç konuşmadım. konuşmaya başlayacak olsam ağlamaktan anlatamıyorum çünkü.
garip gelebilir size ağlamam falan ama, çok dokunmuş içime. çok batmış içime, atamıyorum.
bazen kendi kendime konuşurken anlatmanın provasını yapayım diyorum, ilk üç sene boyunca kendi kendime provasını yaparken dahi ağlamaktan konuşamadım.
4 sene boyunca ne zaman kötü bi gün geçirsem o gece kabus görüyorum, yengem. ya bana laf sokuyor, ya azarlıyor. ben de cevap veremiyorum.
kadın travmam oldu. hala ara ara gördüğüm oluyor 5 sene olmasına rağmen.
içimi döktüm.
öncelikle kendinizi çok doğru ifade etmişsiniz normalde insanlar aa ne var bunda bu kadar kabus olacak aradan beş sene geçmiş bu mu dert diyebiliyorlar ama size benzer bir ortamda yetiştiğim için bu durumun sizi ne kadar etkilediğini anlayabiliyorum ve bende sizin gibi hep susmaya alıştırıldım heralde o büyüktür sen sus saygısızlık etme arkadaşlarla kavga ettiğini görmüyeyim şeklindeydi Allahtan sizin akraba gibi biri yoktu bizim ailede ama bana da konuşamadıkça küsüp kaçtıkça benim de adım yabani asi çocuk anlamıyor mu acaba bu şeklindeydi ama arkadaş ve diğer insanlarla olan ilişkilerimde bundan çok çektim
çok daha sonraları bu yaptığımın ne kadar yanlış olduğunu gördüm insanlar arasında bazen haklı olan değil en çok kendini savunan daha çok haklı gibi görünüyor tıpkı sizin gibi üniversite yıllarında değiştim ben de :KK6:
yengenin yaptığı şeyin elle tutulur tarafı yok aslında o yenge konu komşusuna kendi ailesine karşı çok iyi davranmasına bakılırsa aslında size ve ailenize karşı gerçek yüzü ortaya çıkar elbette herkes herkesi sevecek gibi bir kural yok ama önemli olan sevmediğin insana bile haklıyla davranabilmek misafirperverlikte kusur etmemektir insan sevdiği insanlara karşı veya ortada hiçç bir sorun yok herkes çok cici ve iyidir
sizin yengeniz de böyle işte elbette misafirliğin uzunu insanı sıkar ama burada hasta yaşlı kadın söz konusu hadi bakmak istemiyor bunu dayına açıkça söylese ya yok ama şimdi öyle söylese eşiyle kötü olur sürekli karşısına gelir sen zamanında benim annemi istemedin olur onun yerine siz orda olduğu müddetçe burnunuzda fitil fitil getirmeyi yeğliyor :KK19: ve sizin maddi durumunuzdan pek iyi olmadığından anaannezi hor görüyor anladığım kadarıyla nefret edilesi insan tiplerinden
ve ayrıca size karşı yaptığını savunmasını duyabiliyorum ben de ne yapayım kız bizdeydi somurtup duruyordu eli hiç bir işe gitmiyor bir şey yapmıyordu vs vs söylenip durmuştur kimsenin günahını almak istemem ama genelde bu tarz insanlar savunmayı iyi bilirler ve sizin de sessiz olduğunuzu bildiğinden nasıl olsa cevap vermez o kadın bu olayı çoktan unutmuştur ama sizin sürekli aklınızda çünkü insanların haksızlığa uğradıkları anlarda sesi çıkamayınca sürekli dert olabiliyor bu kendimden biliyorum benim de bir arkadaşımla durumum böyleydi niye cevap veremedim neden bir şey söylemediim
insan psikolojisi bu siz ne zaman bakın kendi kötü bir olay yaşadığınızda kötü bir gün geçirdiğiniz de kadın rüyanızda karşınıza çıkıyor çünkü bu kötü durumuda orda olduğu gibi atlatımayacak mıyım bir cevap veremeyecek miyim vs
size tavsiyem ise kadının sizi bu kadar rahatsız etmesine izin vermemeniz değmez ama eğer karşısına çıktığında alttan alta laf sokmak yaptığını yüzüne vurmak burdaki bir çok insan belki beni ayıplar ama inanın çok işe yarıyor denedim biliyorum :KK55:
 
Son düzenleme:
Canım çok genç yaşta içine çok dokunmuş bunu ancak yengenle yüzleşerek atlatabilirsin
Öte yandan düşünüyorum da KK da okuduğumuz konuları
Eyvah kayınvalidem geliyor diye yakınanlara, kocan tavır koymalı diye verilen öğütleri =)
Hayatta her şeyin iki tarafı var, belli ki yengen otoriter bir tip ve eşine ses çıkaramadı bu kalma konusunda, ortada hastalık olduğu için gelmesinler diyemedi ve hıncını senden aldı. Yerinde olsam anneme, babama söyler evime dönerdim bir şekilde ama olan olmuş. Bir gün yengenle karşı karşıya gelip içini dök bence, başkalarının bilmesine gerek yok ama seni çok rahatlatır.
 
akıcı anlatış tarzınızdan dolayı sabırla okudum...
ama anlamadığım nokta şu, neden babanlarda kalmıyordun dayınlarda kalıyordun??
anneannene bakmışsın tamam da, o kavgadan sonra neden gitmedin babanlara..iftara gitmişlerse bile, telefon edip baba böyle böyle oldu gel beni al vs diyemedin mi...
asla geri gitmemeliydin...

Babamlar da el evinde kalıyorlardı, mesele şu ki beni anneannem ve dedem büyüttü, ben anne baba bilmem pek. Anneannem ameliyatından ötürü "bi daha ayağa kalkamıcam" kafasındaydı, motivasyona ihtiyacı varken sırf kendi huzurum için onu bırakamadım.
Olay olduktan sonra dışarı çıkınca babamları hemen aradım evet, ama iftara gitmişler dediğim yer 5-6 saatlik yol. Başka bî şehir yani. Gelip alması diye bişey mümkün değildi. Sonraki iki gece de dönmediler. Üç gün sonunda geldiler. Gezip başka yerlere uğrayarak gelmişler vs. Ağlaya zırlaya da olsa dönmüştüm işte.
 
merhaba
Ben sizi cok iyi anlayabiliyorum.Sorun haksizliga ugramak ve kendini yeterince savunamamak.Buna dahil olmayan insanlargindan bu durumdan bihaber olmasi ve olayi tamamen yengenizin yansittigi gibi görmeleri.Bunun zayiflikla falan bir ilgisi yok.Insan psikolojisi inanilmaz bir sey.Cogu zaman neyi nasil yaptigimizi anlayamiyoruz.Öyle terapiler var ki ortaya cikan sonuclarla baglanti kuramak neredeyse imkansiz.hal böyleyken unutun gitsin demenin bir faydasi olmuyor.Bir kac arkadasin da dedigi gibi tek cözüm yengenizle dayiniz da yaninizdayken bu konuda yüzlesmeniz.Ki bence sizi en cok üzen ve yaralayan da sevdiginiz, onun tarafindan sevildiginizi bildiginiz dayinizin olayi yengeniz acisindan bilmesi.
 
Ayy ..İlk defa ağlamaklı oldum ben burda..Neden dayına söylemedin..

Çocukmuşsun ama,şimdi bari dayına söyle..Bilsin karısının ne olduğunu..

Böyleleri de rahat oluyor böyle yaa..

Ay nasıl sinirlendim kadına,aklıma dayımın eşi geldi.,,

...

Aynı bunun gibi oldu:

Geçtiğimiz ekimde işten bunalıp yıllık izin aldım..İstanbul'da dayım var..

Daha önce gitmiştim..5 gün kadar ilk defa kalmıştım..
,Ve hiç rahat edememiştim.

ilk gidişim:
Her gün gezmeye çıktım ,ozaman biri vardı hayatımda..
Bunlara söylemedim tabi..
Yenge:''nereye gidiyor ''bu havalarında..
Laf sokmalar falan..
Ki ben 30 un üstündeyim..
Gideceğim yere iki var,belli yere kadar ben götüreyim diyor dayım..
Vaya beni havaalanına götürmek istiyor giderken..
Ben giderim diyorum..
Karısı atılıyor.^''ben giderim dedi ya''diyor bilmiş bilmiş..
Ben ilk defa gelmişim ömrü hayatım da..
Zaten kendileri de toplasan 2 kez gelmişlerdir bizim şehrimize,küslük de yok..
sadece bağlar zayıf..
Büyük ablamlardan biri birkez dayımdan 200 tl kadar para istemiş,hani çoluk çocuk yok yanlarında ''dayımın durumu iyi diye..
Onu başıma kakıp durdu..
Az yesinlere kadar geldi konu..
Ablam güya demişki,bir oturuşta bir kilo portakal yiyorum''demiş..
Herhalde benden de korktu ama ben çalışıyorum zaten..
Benim suçum ne..
Belki de, bunu ileteyim de bir daha istemesin diye,yuh,bazılarında cahil cesareti olur ya hani ,kimbilir,herhalikarda yanlış ,ömrümde ilk kez gitmişime:44:
Aman ufak tefek daha ne inciler..


Ben onlara daha gitmem derken;aradan 4 yıl geçti..Belki daha iyi olmuştur,hatasını anlamıştır,dayım uyarmıştır derken..
En yakın orası diye yine oraya gittik bir kız arakdaşımla..
2.gidişim:
6 gün kaldık..Gündüz gezdik .Akşam da yemek,bulaşık...Sen yapma ,biz yaparız dedik..
yaptık ki ,laf söylemesin,hem yaşlıca biraz..
Ama evini öyle benimsemiş ki,
Buzluğun kapağı tam kapanmamış,dondurma alıp koymuştuk,biraz erime olmuş diye ciddi cidi diye söylendi..
Temzilemeye çaıştım,bırak'dedi,asık suratla..
..
En ufak bir şey de laf sokmalar falan..
Ben grip oldum ,sabah kalktım .Yakında ki polk. gideceğim.Dayım ''ben de geleyim ''diyor..Gelme desem de geldi.
Bana serum takıldı..İki saat falan durdum,dayım bekledi..
Eve gittik ''vay sen niye haber vermedin'' diye azarladı resmen adamı,surat astı..Dayım tlf kullanmıyor,70 yakın bir adam,karısı da o yaşlara yakın 65 falan
.Giderken çarşaflarımızı topladım .O gece çok terlemiştim,çarşaf nemlenmişti.'yenge al yıkarsın,gece terledim ''deme gafletinde bulundum.
Bilirim ben evimde ne yapacağımı''dedi.Evini sahiplenmeler,sanki elindne alacaz evini..Dayım değilmiş de 40 kat yabancıymış havaları..

Neyse diken üstünde tatil geçirip döndük.Ben bir tatil hatırası gümüş bir yüüzğü orda unutmuşum..
Aradım dayımı,kargoyla ödemeli gönder ''dedim.
Dayım bilmem kargoyu ben dedi.
Hemen teli eline aldı yenge..
Boşver sen onu,uğraşamaz dayın dedi..Ben takarım''dedi :KK53:
Takacaksan tak da takmayacaksan gönder''dedim.
Takarım''dedi sırf uğraşmamak için.
Ama ben bu şımarıklığa çok sinir oldum.
Biraz haddini bildirmek gerek diye düşünüp benim yaşındaki evli kızını aradım..Onla da samimni değiliz ama iyi bir kız..
Durumu(yüzük sadcee) anlattım,durumu garipsediğimi kibar cümlelerle anlattım..Anlayışla karşıladı zaten.
tamam ben gönderirim kargoyla oraya gitiğimde''dedi.
Sonra da gönderdi zaten..
Kadın dayımı parmağında oynatıyor..
Bir daha da gitmem..
Bizim aileden birini istemiyor kadın..,
Ama kendi akrabalarıyla görüşüyormuş,hepsi de İstanbul'daymış.
Bizimkilere anlattım döndüğümde''Kadın gençliğinde de öyleymiş''
Bu dünyanın öte tarafı da var,yazık..
Böylelleri el üstünde tutulup..
Biz terkediliyoruz ya yuhhh..
Ben eski evliliğimde eş ailesi bizden çıkmıyordu ,hadi neyse,laf sokuyorlardı da gıkımız çıkamıyordu, eş ailesine ,ayıp olur diyee..
.Ancak laf sokuldu diye eşimize söylüyorduk da yine korunamıyorduk.. ,ne dünyaaa:KK45:
 
Son düzenleme:
Hakkinizi arasaymissiniz keske yenilir yutulur cinsten seyler soylememis ne ayip ya ben olsam ailemi akrabami kim varsa artik arar o evde asla kalmazdim ne olursa olsun, sonuçta kovmus sizi nekadar ayip ya okudukca sinirlerim bozuldu yemin ederim en az sizin kadar sinirlendim , acaba siz gittiginizde dayiniza ne cevap verecekti
Keske o laflari ettiğine pisman etseymisiniz benim bile icimde kaldi sizi düşünemiyorum...
 
X