İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayları

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayım

  • Kadir Topbaş - AKP

    OY: 231 32,5%
  • Mustafa Sarıgül - CHP

    OY: 424 59,6%
  • Sırrı Süreyya Önder - HDP

    OY: 28 3,9%
  • Rasim Acar - MHP

    OY: 21 3,0%
  • Diğer / Bağımsız

    OY: 7 1,0%

  • Ankete Katılan
    711
  • Anket Kapalı .
yok. aileden kalan parayla aldım. yani miras.
teşekkürler. sizde güle güle oturun

Biz alamadık maalesef. Dedim ya aralık ayında baktık ve anlaştık ancak bizim baktığım dönem faiz oranları 0,8lerdeydi, 17 aralık sonrasında birden faizler artınca alamadık maalesef. Şu an suların durulmasını, tekrar eski duruma gelmesini bekliyoruz...
 
hayırlısı olsun o zaman. umarım istediğiniz gibi bir ev bulursunuz.
 
Reactions: fyz

Ah... Ne kadar talihsiz bir yorum yapmışsınız...
Ben üretim diyorum siz devlet memurluğu diyorsunuz.
Yarın fyz, üretim diyorum üretim...
Hani bir ülkenin asıl yükseldiğini gösteren parametre...
Yani, üretim sonsuz olan insan ihtiyaçlarını karşılamak için kıt mal ve hizmetlerin miktarını ya da faydalarını artırmaya yönelik çabalar olarak tanımlanabilir. Bu sebeple üretim, imalat kavramından ayrılır; zira imalat, üretimden farklı olarak sadece bir malın sayısını ya da faydasını arttırma çabasıdır.Ayrıca üretim, mal veya hizmet üreten bir işletmenin üç temel faaliyetlerinden birisidir.
Vikipediden alıntı.
Yani buradaki kıstasa göre eşinizin mesleği ile üretimin pek alakası yok değil mi?
Ben o ses yorumu ile alakalı durumu sadece size yazmamıştım ama yazdığınız yorumu bulup da okuyamadım zira sayfalar var önümde...
Her ne şekilde önüne geçilip kapatılacak olsa da gerçekler var bunlar sizin yorumunuzdan daha somut ve objektif ses kaydı konusunda ayakkabı kutuları konusunda...
500 bine ev alım gücüm olduğumu söylemedim piyasayı söyledim farkında mısınız?
Avrupa Yakasında Küçükköy adlı yerde Kağıthane adlı yerde ki buralar çok da refah seviyesi yüksek yerler değiller, en kötü dairelerin 350 binden başladığını söyleyebilirim.
Ha bir de, gerçek alım gücünü konuşalım lütfen...
Şişirilmiş fiyatlar ile değil, reel alım gücü ile
 

Mesajınızı şimdi buldum ve yorumlamak istiyorum.
3 senedir sürüp sürmeme kısmı şunla alakalı, cemaat ve polisleri ekmeklerine yağlarını sürerken herşey güzeldi.
Sonra kendilerine çevrilen oku ellerindeki kozlarla taçlandırdılar.
O sesin, Tayyip Erdoğan'a ait olduğu kesinleşiyor siz hala öyle miydi böyle miydi? O mu mantıklı bu mu mantıklı diyorsunuz.
Peki madem herşey haberliydi, herşey normaldi o zaman neden polis teşkilatındaki hemen hemen polis memurundan amirine kadar herkesin yeri değişti?
Sebep ne? Yağ satarım bal satarım oynamak için değil herhalde?
 

Eşimin üretim yaptığından bahseden kim? Asıl üretimi yapacak olan devlettir, kişilerde ona hizmet ederler ki üretim devam etsin. Ama eşimle, onun işiyle üretim konusunun hiçbir ilgisi yok siz yanlış anlamışsınız. "Memur maaşlarının" heeeer zaman şikayet edilmesinden dolayı memur olduğunu belirttim ve alım gücüne değindim. Yani her zaman şikayet eden grupta olduğu ileri sürülen kişiler bile çok rahat araba,ev sahibi olabiliyorsa dedim. Çevremdeki insanların %80inin arabası, %50sinin evi var. Ki çevremdekilerin çoğunluğu da hep maaşlarına üzülünen memur kesim.
 

Ses Tayyip Erdoğanın bunu ben de inkar etmiyorum. Ama sadece ses. Metin? O düşündürüyor açıkçası. Farklı konuşmalar içerisindeki kelimeler eklenip çıkarılarak, yer değiştirilerek elde edilebilir konuşmalar.

https://www.youtube.com/watch?v=slAfPcwdv1k gibi örnekleri yapıldığı gibi.

Ben şu haklı bu değil demiyorum ama ortada bir oyun sergileniyor ve kimin iyi, kimin kötü olduğunu oynayanlar oyunu bitirmeden kimse net anlayamaz. Yalnız polislerden herkesin yerinin neden değiştiğini biliyorum; pomem sınav soruları çalınarak, mülakatlarda torpil yapılarak haksız yere polis olan belirli düşüncedeki insanların irtibatlarının koparılması, yetkilerinin azalması için... Ha bu sadece polislikte mi? Hayır HSYKda, TSKda, her yerde bu şekilde düzen kurulmuş gidiyordu. Ve dediğiniz gibi malesef bu zamana kadar "ne gibi çıkar ilişkileri döndüyse" göz yumuluyordu. Bundan sonrası için en azından böyle olmayacak dendiği anda da işte durum ortada...
 
Son düzenleme:


Ben size üretimden bahsettim kalktınız bana eşinizden, onun işinden memurluğundan, aldığınız evden, çektiğiniz faizden bahsettiniz.
Ben de ironi yaparak sizin eşinizin mesleği ve aldığı zamla üretimin alakasını sordum.
Yani olayı baştan beri yanlış anlayıp körü körüne savunan sizsiniz.
Hem hanımefendi farkında mısınız şu an alakasız şeylerden bahsediyorsunuz...
Üretimi yapacak olan devlettir öyle mi?
Tamam o zaman söyleyelim de devlete ekonominin % 33'lük pazar kısmına hakim olan tekstil için de kumaş fabrikaları, konfeksiyon fabrikaları falan kursunlar.
Hatta ve hatta gıda fabrikaları kursunlar...
O da yetmezse nakliye işine girsinler o da üretim sektörü...
Hanımefendi kusura bakmayın ama konuya hakim değilsiniz.
Ben açıklama yaptıkça ama onu da devlet yapsın bunu da o yapsın deyip duruyorsunuz.
Reel alım gücü ile, üretim ile alakalı zerre bir bilginiz yok.
Gene de kızım sana söylüyorum gelinim sen anla mahiyetinde belirtmek istiyorum:
Bir devleti kalkındıran üretim ve reel alım gücüdür.
Üretimi de devlet yapmaz, özel sektör ağırlıklı olarak yapmakla birlikte; devlet sadece bazı konularda teşvik verir.
Teşvik ise sadece belli kıstaslarda olur ve asla bağlayıcı nitelikte olmaz ayrıca girişimcinin cebine girmez sadece yatırım yapmaya teşvik olur.
Bilmem anlatabildim mi?
Neyse size iyi günler çünkü boşuna nefes tüketiyorum.
Gerçekten gerek yok...
 

Devlet kalkıp fabrika kuracak sen sen gel çalış diyecek değil herhalde? Demek istediğim devlet desteği ve izni olmadan kim ithalat,ihracat vs yapabilir, kim fabrika kurabilir? Önce devlet desteği sonra üretim yapılacak tesis, sonra orada çalışacak iş gücü, en sonunda da alım gücü. Bu şekilde mi yazmalıydım yanlış anlamaya sebebiyet vermemek için? Kaldı ki ben hiç bir yazımda üretimden bahsetmedim kişilerin alım gücünden bahsettim. Konuyu siz değiştirdiniz farkındaysanız..

Başından beri "otobüse binecek parası olmayan halk" "kümes alacak parası olmayan halk" söylemlerinize cevaben kim miş o halk? Neredeymiş? Ben neden göremiyorum? Ben sadece kapısında 1 hatta 2 arabası olan, evi olan yada almaya çalışan insanlar görüyorum diyerek alım gücünden bahsettim. Ben alım gücü dedikçe siz üretim derken burada alakasız cevaplar veren ben mi oluyorum?
 
Son düzenleme:
ses kaydı skandalından sonra hala burada körü körüne savunanları görünce garipsiyorum.... allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin türkiye'nin bir yıllık bütün üretiminin 800'de birini evinde tuttuğundan bahsediyor... siz hala kimleri savunuyorsunuz takım tutmak giib benmsemişsiniz.... devekuşu gibi kafayı kuma gömmek bu..... üzlülüyorum cehalet bu..
 
arkadaşım bu saydığın azınlık.
türkiyede çoğunluğun evi ve 2 arabası yok. yapma lütfen.
 
Siz nerede yaşıyorsunuz?
 
arkadaşım bu saydığın azınlık.
türkiyede çoğunluğun evi ve 2 arabası yok. yapma lütfen.

evi ve 2 arabası demedim. Çoğunluğun ya evi ya arabası var. Hatta kiminin 2 arabası var. "ve" değil "veya".
Zamanında alınan "bis" marka minyatür arabaya bile sevindiğimizi, mahallede arabası olanların bir elin parmaklarını geçmediğini, araba almanın bile zenginlik göstergesi sayıldığını söyledim örnek olarak. Şimdi değil araba, ev almak bile çok kolaylaştı. Neden ev-araba örneğini veriyorum hep? Alım gücünü gösterebilecek pahalı şeyler olduğu için...

Ayrıca arkadaşa, otobüse binecek parası yok dediğiniz halkın evlerine örnek olacaksa eğer bu forumdaki "evim güzel evim" kısmını açıp bakmasının bile yeteceğini söyledim. Çok aramaya gerek yok, sadece forum içerisindeki o kısma bakın, otobüse binecek parası yok denen halkın evlerine...


Siz nerede yaşıyorsunuz?

Türkiye'de! İstanbul'da...
 
Son düzenleme:

evim güzel evime konan resimler kıstas olamazki. zaten kendine güvenen koyar oraya evinin resimlerini. bu sitede 300000 üye var. kaçı koymuş ki oraya resim. ayrıca bakalım hepsi kendi evlerimi. kiradır bir kısmı.
otobüs duraklarını hiç gördünüzmü. iş çıkışı istanbulda. her durakta yüzlerce insan bekliyor. arabası olsa durumu iyi olsa öyle itişkakış gitmeyi tercih edermi.
 

Arabamız var ve iş saatlerinde aşırı yoğun trafikten dolayı çoğu zaman metrobüsü kullanmayı tercih ediyoruz. Aşırı yoğun trafik nasıl oluşuyor? Otobüslerle mi?
 
Ben de tam "hayatı boyunca uçak bile görmemiş insanlar 3.havaalanını savunuyor ya,bana bi gülme geliyor sonra.." diyecektim ki....
 
arkadaşım ben belediye otobüs duraklarından bahsediyorum. aşırı trafik nüfusun fazlalığından dolayı oluyor.ve akp gelmedende vardı bu trafik.
. size kalırsa herkesin arabası var. refahtan delirmiş. bolluk içinde.
ütopya bile olsa güzelmiş tabi. keşke öyle olsa. ama değil. iyi akşamlar.
 
siz fazla lüks çevrede yaşıyorsunuz demek ki bu anlattiginz yaşam kosullarını ben görmedim üstelik çok da gezdim ama çok nadir gördüm
 
Son düzenleme:
Yahu Esenler gibi varoş bi semtte bile güneş görmeyen giriş kat daireler 300.000 lira.Maaşlı çalışan bir insan 300.000 lira krediyi kaç yılda öder hesap edebiliyor musunuz?

Milletin arabası,parası olsa niye mülteci tırı gibi otobüslerde kucak kucağa gitsin?Trafiğin sebebi arabaların artışından değil yol olmadığından yol...

İstanbul bundan 10 yıl önce de berbat bir şehirdi,şimdi daha da berbat.İstanbul dediğimiz şey koca bir beton yığını aslında.Beton dökerek şehirleşme OLMAZ.Sulukule gibi tarihi mahalleler yok edilip yerine zevksiz villalar dikiliyor.Ataköy sahil şeridinde,normalde imar yönetmeliğine göre herhangi bir yapının yapılmasının yasak olduğu deniz kıyısında kazulet gibi gökdelenler inşa ediliyor.Bu mu şehircilik anlayışı?!Şehircilik böyle yapılmaz.

Bundan sonra kim gelirse gelsin bu haliyle İstanbul'u adam etmesi çok zor.
 
Ben de tam "hayatı boyunca uçak bile görmemiş insanlar 3.havaalanını savunuyor ya,bana bi gülme geliyor sonra.." diyecektim ki....

uçağa binmemiş insanları küçümsüyormusunuz?
bi insan uçağa binmese bile,ülkesi için yapılan birşeye sevinemezlermi?
 
uçağa binmemiş insanları küçümsüyormusunuz?
bi insan uçağa binmese bile,ülkesi için yapılan birşeye sevinemezlermi?
Evet küçümsüyorum.Kendisinin ve çevresindekilerin yaşam koşullarının zorluğunu görmeyip,o koşullarda hiçbir iyileşme olmadığını farketmeyip,hayatı boyunca hiç kullanamayacağı bir havaalanıyla gözü boyanan bir insan için başka birşey düşünmem mümkün değil çünkü.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…