• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

İşi Bırakma İsteği

Hayat pismanliklar silsilesi.ben de infertilite tedavileri yuzunden kendim ayrildim 8 sene calistigim isimden.simdi 15 aylik oglum var oglumu dunyalara degismem ama issizlik de baska dert.maddiyat sorun olmasa da calisan kadina evde olmak zor
Allah bagıslasın canım , tekrar calısmayı dusunuyormusun . Bende 10 ay evdeydim , evden ıse nasıl dondum anlatamam . Ama gun ıcınde aklıma gelıp huzunlenıyorum , cok yorulup helak olmamızda ayrı zaten
 
Merhabalar hanımlar,
Yine bir derdim var, yine kafam karman çurman.
Son zamanlarda zaten olanlar, yaşananlar, beni çok kötü etkilediğinden.
Sağlıklı düşünemiyorum.

2 tane oğlum var, biri 2 yaşına girecek, diğeri de 5 yaşına.
Çalışıyorum, yıllardan beri çalışıyorum, 21-22 senelik bir iş hayatım var.
O kadar yorgun hissediyorum ki son zamanlarda kendimi.
Hem psikolojikman hem de bedenen.

İşi bırakmayı düşündüren sebeplerim çok.
Şu anda ufak oğluma bir bakıcı bulmak gibi bir arayışımın olmaması başta geliyor.
Önceki bakıcıdan ağzım yandı, ondan öncekinden de sorunlar yaşamıştık.
Annem şu an (şimdilik) idare ediyor bizi, ancak annem tam sağlıklı değil bana göre.
Benim için eve her gittiğim gün bir kaos, ne kendi düzenim var ne temizliğim ve ben takıntılı bir insanım.
Annem sağolsun her zaman açığımı kapatmaya çalışmıştır, elinden geldiğince.
Ancak ona da yüklenmek istemiyorum, bakıcı buluruz umuduyla annem idare ediyor şu an.
Fakat ben yeni birine güvenebileceğimi sanmıyorum, çocuğumu da yabancı ellere teslim etmek istemiyorum.
En büyük iş bırakma nedenim bu.
Hem çocuğum bensiz büyüyor diye üzülmem, hem de artık annemin idare edebileceğini düşünmemem.

Diğer yandan büyük oğlum kreşe gidiyor zaten.
Eğer işi bırakırsam, bir süre daha kreşe gidecek ve belki maddi anlamda yetersiz olacağımızdan onu artık kreşe gönderemeyeceğiz.
Kreş oğluma çok iyi geldi, her anlamda gelişimini görüyorum.
Bu beni sevindiriyor ve onu bu eğitimden mahrum bırakacak olmak beni üzüyor.

Kirada oturuyoruz.
Yakın zamanda ev alma planlarımız yok.
Kredilerin durumları ortada, emlak fiyatları aldı başını gidiyor zaten.
Sanırım kendi evimizin sahibi olmak hayal gibi birşey şu an bizim için.
İlerde ne gösterir zaman bilinmez tabii.
Kirada olmasaydık zaten bu kadar düşünmezdim işi bırakmalı mıyım diye.

Bir diğer neden ise, etrafıma bakıyorum, ömrü boyunca hiç çalışmamış kadınlar var.
Bunu eksi olarak söylemiyorum, hiç çalışma hayatı olmamış ancak ne kadar maddi sıkıntı yaşasalarsa bir şekilde çorbalarını kaynatmış aileler var.
Misal eşimin abisi çalışmıyor, eltim çalışmıyor, 1 tane çocukları var, hatta 1 tane köpekleri var.
Tencereleri nasıl kaynıyor benim de aklım almıyor gerçekten.
Hiç bir şeylerinden mahrum değiller.
Koltuklarını yeni kaplattı mesela, eşinin ve kendisinin elinde akıllı telefon mevcut, çocuklarında İpad var.
Filan gibi.
Eşimin ailesi (anne-babası) onları destekliyor farkındayım ve gerçekten gözüm yok Allah daha çok versin daha çok desteklesinler.
Ama benim zoruma giden ben yıllarca çalışarak birşeyleri edindim ve hiç hazır verilen birşeyim olmadı.
Şimdi bakıyorum da, herkes ne kadar yardımsever, bir tek bize karşı öyle değiller.
Karnım burnumda işe geldiğim günler geliyor aklıma ve eşimin abisinin bu kadar umarsızca çalışmamasını görüyorum, bazen diyorum elin delisi ben miyim?
Niye bu kadar kaygılanıyorum? Neden bu kadar kafaya takıyorum?
Evimin hanımı olmak varken neden bu kadar kendimi hırpalıyorum?

Son zamanlardaki derdim bu.
Sağlıklı düşünemiyorum ve moralim çok bozuk.
İşler zaten sakin, malum son yaşananlar piyasadaki bir çok firmayı etkiledi.
Ancak benim yerim sağlam, bana çık diyen yok, olumsuz bir konu yok iş hayatımda.
Kişisel hayatım beni yoruyor ve artık iş hayatını kaldıramaz hale geliyorum sanırım.
Bu yorgunluk hem bedenimde fiziki olarak hissediyorum hem de ruhumda.
Ne enerjim var, ne de bir tebessüm suratımda.
Hayatımdan bezgin bir şekilde yaşıyormuşum gibiyim.
Her gün yataktan kendimi kazıyarak çıkartıyorum ki bu böyle değildi 5-6 ay öncesine kadar.

Çalışmadan gününü tamamlayan insanları gözümün önüne getirdikçe çalışmak zor gelmeye başladı sanırım bana.
Çocuklarımın hayatlarından çaldığımı, eşime yeterince özeni gösteremediğimi düşünmeye başladım iyiden iyiye.
Evime düzenimi verebilecekken, yıllardan beri (çocuklar oldu olalı) benim haricimde herkesin benim evimde düzeni var (bakıcı, annem, kayınvalide).
Kendim haricinde herkes bir şekilde evime düzen sağladı bir ben sağlayamadım gibi hissediyorum.
Sanki evimi, özümseyemeyerek yaşıyorum.

Duygularımı dile getirmek benim için zor gerçekten.
Sanırım bir psikolog yardımı bile almayı düşüneceğim.
Kafam o kadar karışık ve yoğun.


Okuyan arkadaşlara teşekkür ederim, umarım anlamışsınızdır anlatmak istediğimi.
Bazen ben bile kendimi anlayamıyorum çünkü.
İşi bırakmak istemekte haklı mıyım?
Sizce herşeyi göze alıp, maddi sorunlar ile karşılaşmayı bile göze alıp evimde çocuklarımın başında olmalı mıyım?

Eşim bu konuda kararı tamamen bana bıraktı.
Bana dediği tek şey "gün 1 den beri çalışmak veya çalışmamak konusunda özgürsün, bu tamamen senin tercihin, hangi eş istemez ki karısı sıcacık evinde otursun, çocuklarını büyütsün... maddi sorunlar yaşarız, yaşamayız değil ama benim de adam olup evime bakmam lazım..."
Merhabalar hanımlar,
Yine bir derdim var, yine kafam karman çurman.
Son zamanlarda zaten olanlar, yaşananlar, beni çok kötü etkilediğinden.
Sağlıklı düşünemiyorum.

2 tane oğlum var, biri 2 yaşına girecek, diğeri de 5 yaşına.
Çalışıyorum, yıllardan beri çalışıyorum, 21-22 senelik bir iş hayatım var.
O kadar yorgun hissediyorum ki son zamanlarda kendimi.
Hem psikolojikman hem de bedenen.

İşi bırakmayı düşündüren sebeplerim çok.
Şu anda ufak oğluma bir bakıcı bulmak gibi bir arayışımın olmaması başta geliyor.
Önceki bakıcıdan ağzım yandı, ondan öncekinden de sorunlar yaşamıştık.
Annem şu an (şimdilik) idare ediyor bizi, ancak annem tam sağlıklı değil bana göre.
Benim için eve her gittiğim gün bir kaos, ne kendi düzenim var ne temizliğim ve ben takıntılı bir insanım.
Annem sağolsun her zaman açığımı kapatmaya çalışmıştır, elinden geldiğince.
Ancak ona da yüklenmek istemiyorum, bakıcı buluruz umuduyla annem idare ediyor şu an.
Fakat ben yeni birine güvenebileceğimi sanmıyorum, çocuğumu da yabancı ellere teslim etmek istemiyorum.
En büyük iş bırakma nedenim bu.
Hem çocuğum bensiz büyüyor diye üzülmem, hem de artık annemin idare edebileceğini düşünmemem.

Diğer yandan büyük oğlum kreşe gidiyor zaten.
Eğer işi bırakırsam, bir süre daha kreşe gidecek ve belki maddi anlamda yetersiz olacağımızdan onu artık kreşe gönderemeyeceğiz.
Kreş oğluma çok iyi geldi, her anlamda gelişimini görüyorum.
Bu beni sevindiriyor ve onu bu eğitimden mahrum bırakacak olmak beni üzüyor.

Kirada oturuyoruz.
Yakın zamanda ev alma planlarımız yok.
Kredilerin durumları ortada, emlak fiyatları aldı başını gidiyor zaten.
Sanırım kendi evimizin sahibi olmak hayal gibi birşey şu an bizim için.
İlerde ne gösterir zaman bilinmez tabii.
Kirada olmasaydık zaten bu kadar düşünmezdim işi bırakmalı mıyım diye.

Bir diğer neden ise, etrafıma bakıyorum, ömrü boyunca hiç çalışmamış kadınlar var.
Bunu eksi olarak söylemiyorum, hiç çalışma hayatı olmamış ancak ne kadar maddi sıkıntı yaşasalarsa bir şekilde çorbalarını kaynatmış aileler var.
Misal eşimin abisi çalışmıyor, eltim çalışmıyor, 1 tane çocukları var, hatta 1 tane köpekleri var.
Tencereleri nasıl kaynıyor benim de aklım almıyor gerçekten.
Hiç bir şeylerinden mahrum değiller.
Koltuklarını yeni kaplattı mesela, eşinin ve kendisinin elinde akıllı telefon mevcut, çocuklarında İpad var.
Filan gibi.
Eşimin ailesi (anne-babası) onları destekliyor farkındayım ve gerçekten gözüm yok Allah daha çok versin daha çok desteklesinler.
Ama benim zoruma giden ben yıllarca çalışarak birşeyleri edindim ve hiç hazır verilen birşeyim olmadı.
Şimdi bakıyorum da, herkes ne kadar yardımsever, bir tek bize karşı öyle değiller.
Karnım burnumda işe geldiğim günler geliyor aklıma ve eşimin abisinin bu kadar umarsızca çalışmamasını görüyorum, bazen diyorum elin delisi ben miyim?
Niye bu kadar kaygılanıyorum? Neden bu kadar kafaya takıyorum?
Evimin hanımı olmak varken neden bu kadar kendimi hırpalıyorum?

Son zamanlardaki derdim bu.
Sağlıklı düşünemiyorum ve moralim çok bozuk.
İşler zaten sakin, malum son yaşananlar piyasadaki bir çok firmayı etkiledi.
Ancak benim yerim sağlam, bana çık diyen yok, olumsuz bir konu yok iş hayatımda.
Kişisel hayatım beni yoruyor ve artık iş hayatını kaldıramaz hale geliyorum sanırım.
Bu yorgunluk hem bedenimde fiziki olarak hissediyorum hem de ruhumda.
Ne enerjim var, ne de bir tebessüm suratımda.
Hayatımdan bezgin bir şekilde yaşıyormuşum gibiyim.
Her gün yataktan kendimi kazıyarak çıkartıyorum ki bu böyle değildi 5-6 ay öncesine kadar.

Çalışmadan gününü tamamlayan insanları gözümün önüne getirdikçe çalışmak zor gelmeye başladı sanırım bana.
Çocuklarımın hayatlarından çaldığımı, eşime yeterince özeni gösteremediğimi düşünmeye başladım iyiden iyiye.
Evime düzenimi verebilecekken, yıllardan beri (çocuklar oldu olalı) benim haricimde herkesin benim evimde düzeni var (bakıcı, annem, kayınvalide).
Kendim haricinde herkes bir şekilde evime düzen sağladı bir ben sağlayamadım gibi hissediyorum.
Sanki evimi, özümseyemeyerek yaşıyorum.

Duygularımı dile getirmek benim için zor gerçekten.
Sanırım bir psikolog yardımı bile almayı düşüneceğim.
Kafam o kadar karışık ve yoğun.


Okuyan arkadaşlara teşekkür ederim, umarım anlamışsınızdır anlatmak istediğimi.
Bazen ben bile kendimi anlayamıyorum çünkü.
İşi bırakmak istemekte haklı mıyım?
Sizce herşeyi göze alıp, maddi sorunlar ile karşılaşmayı bile göze alıp evimde çocuklarımın başında olmalı mıyım?

Eşim bu konuda kararı tamamen bana bıraktı.
Bana dediği tek şey "gün 1 den beri çalışmak veya çalışmamak konusunda özgürsün, bu tamamen senin tercihin, hangi eş istemez ki karısı sıcacık evinde otursun, çocuklarını büyütsün... maddi sorunlar yaşarız, yaşamayız değil ama benim de adam olup evime bakmam lazım..."
 
evde kalınca 2 gün sonra sıkılmayacaksanız olabilir...güzelim işinizi kaybedeceksiniz ve iş bulmak gerçekten zor...ilerde emekli olunca sizde rahat edeceksiniz ve bu sefer eltin sana özenecek...ayrıca arkadaşların dediği gibi, çocuklar büyüdükçe masrafları aşırı artıyor...sizde yılların yorgunluğu oluşmuş, psikiyatriden rapor felan alıp bi süre dinlenin, bu arada bakıcı felanda bulursunuz...
 
Psikolojik olarak yorulmuşsunuz. Ben de sağlıklı zamanlarımda işe giderken hiç dert edinmem. Hamile hamile çalıştım kısmı üzüyo insanı. Diğer hamileler ev rahatlığında kusarken işe sürünme zorunluluğu çok zor. Ya da işte çocuk küçük bakıma ihtiyacı var millet evindeyken ben çocuğu niye ellere teslim edeyim diye düşünüyo. En baştan çalışmasam bu hayata girmezdim ama yılların emeği var. Bence işi bırakma. Paran var eve düzenli kadın al temizlesin iki günlük yemek yaptır. Eve kamera sistemi döşet bakıcıya da söyle. Düzgün durmak zorunda kalır. Bide kv kp muhtaç olmak da hoş değil bence. Eltin bu hayata alışmış olabilir ama senin gururun elvermez buna biliyorum
 
Evet iş hayatım ile bir sıkıntım yok, çalıştığım ortam düzgün.
Sorunlu bir çalışma ortamım olmadığından acaba doğru karar mı veriyorum diye düşünüyorum.
Ancak aşırı yorgun bünyem.
Sabahları kalkmak ayrı sorun, çocukların ihtiyaçlarına koşturmaktan, gece saat 12:00'den evvel yatamıyoruz.
Bu da haliyle beni yoruyor.

Eltim çalışmıyor ben niye çalışıyor derdinde değilim.
Ben onu bir örnek olarak verdim.
Çalışmadan insanlar bir şekilde hayatlarını idame ettiriyorlar, ancak ben neden yıllardır kendimi hırpalıyorum demek istedim.
Eltim değil bu X biri de olabilirdi.
Yakınımda olan bir örnek olduğu için o şekilde belirttim.

Kısaca bu kadar kendimi yıpratmaya ve çocuklarımın düzeni dışında kalmaya değer mi?
Asıl derdim ve sıkıntım bu sanırım.
Canım çok para girince eve çok gider,az para gelince az gider oluyor.Bende çalıştım,ama çalıştım süre içinde çok ahım şahım mi yaşadık,tabiki hayır.Şu an çalışmıyorum,çok şükür ayağımizi yorganimiza göre uzatıyoruz Ha noluyo,evin giderlerini ayarlayıp kizlarimla ilgileniyorum.Her gün et yemezsen haftada yersin.Ama nolur biraz kafanı dagit.Evlatlarinla ilgilen.Kendinle ilgilen.Ha sonra gene çalışırsın ama biraz zaman vermelisin kendine
 
Evet berekete bende inanıyorum.
Bir arkadaşım var, eşi çalışıyor sadece ve kendisi evde oturuyor 2 çocuğunu büyütüyor.
1 tanesi benim büyük oğlum ile yaşıt, onu kreşe gönderiyorlar.
Tek maaş ile bir şekilde evi döndürüyorlar.
Tamam kimse bol bereket içinde yaşayamaz tek maaş ile İstanbul gibi bir şehirde, hele ki kiracıysa.
Ancak bir şekilde tencere kaynar.

Bazen onlara bakıyorum, çocuklarının her alanında.
Bir anne olarak, tamamen kanatlarını germiş evlatlarına.
Ben onu yapamıyorum diye de üzülüyorum.
Ne kreş ile ilgilenebiliyorum yeri geliyor, ne de çocukların farklı sorunları ile.
Bedenim çok yorgun ve halsiz hissediyorum kendimi.
Yetemiyorum hiç birşeye...
Bende aynı durumdan bıraktım canım çalışmayı.Eve gelmem yediyi buluyordu.En son büyük kızım tam uyurken ,anne çalışmasan seni çok özlüyorum dedi.Zaten benimde aklımda vardı .Hemen bıraktım işi ,ha bu arada üçüncüyüde yaptim:halay:Yani Alican cadilarla uğraşıyorum ve cooookkkk mutluyum.İyiki bu kararı almisim.Sadece bir makarna yesek,yada sadece bir çorba gülerek , konuşarak,sohbet ederek yiyoruz.Merak etme çok daha iyi olur.Korkma ,insAllah çok daha iyi olursun:KK200:
 
Psikolojik olarak yorulmuşsunuz. Ben de sağlıklı zamanlarımda işe giderken hiç dert edinmem. Hamile hamile çalıştım kısmı üzüyo insanı. Diğer hamileler ev rahatlığında kusarken işe sürünme zorunluluğu çok zor. Ya da işte çocuk küçük bakıma ihtiyacı var millet evindeyken ben çocuğu niye ellere teslim edeyim diye düşünüyo. En baştan çalışmasam bu hayata girmezdim ama yılların emeği var. Bence işi bırakma. Paran var eve düzenli kadın al temizlesin iki günlük yemek yaptır. Eve kamera sistemi döşet bakıcıya da söyle. Düzgün durmak zorunda kalır. Bide kv kp muhtaç olmak da hoş değil bence. Eltin bu hayata alışmış olabilir ama senin gururun elvermez buna biliyorum
Canim ücretsiz izindeyim.Eşimin ek kredi kartı bende ve gün içinde yaptığım harcamayı soran biri değildir eşim.Oglenleri eve kendim ve bebeğim için yemek söylememi tembihler filan.Ama ben bu adamdan harçlık isteyemiyorum.Gucume gidiyor.Resmen onun teklif etmesi için bekliyorum.Belli bir yasa kadar çalışmış insanin eşi de olsa başkasından para istemesi zor oluyor.
 
Merhabalar hanımlar,
Yine bir derdim var, yine kafam karman çurman.
Son zamanlarda zaten olanlar, yaşananlar, beni çok kötü etkilediğinden.
Sağlıklı düşünemiyorum.

2 tane oğlum var, biri 2 yaşına girecek, diğeri de 5 yaşına.
Çalışıyorum, yıllardan beri çalışıyorum, 21-22 senelik bir iş hayatım var.
O kadar yorgun hissediyorum ki son zamanlarda kendimi.
Hem psikolojikman hem de bedenen.

İşi bırakmayı düşündüren sebeplerim çok.
Şu anda ufak oğluma bir bakıcı bulmak gibi bir arayışımın olmaması başta geliyor.
Önceki bakıcıdan ağzım yandı, ondan öncekinden de sorunlar yaşamıştık.
Annem şu an (şimdilik) idare ediyor bizi, ancak annem tam sağlıklı değil bana göre.
Benim için eve her gittiğim gün bir kaos, ne kendi düzenim var ne temizliğim ve ben takıntılı bir insanım.
Annem sağolsun her zaman açığımı kapatmaya çalışmıştır, elinden geldiğince.
Ancak ona da yüklenmek istemiyorum, bakıcı buluruz umuduyla annem idare ediyor şu an.
Fakat ben yeni birine güvenebileceğimi sanmıyorum, çocuğumu da yabancı ellere teslim etmek istemiyorum.
En büyük iş bırakma nedenim bu.
Hem çocuğum bensiz büyüyor diye üzülmem, hem de artık annemin idare edebileceğini düşünmemem.

Diğer yandan büyük oğlum kreşe gidiyor zaten.
Eğer işi bırakırsam, bir süre daha kreşe gidecek ve belki maddi anlamda yetersiz olacağımızdan onu artık kreşe gönderemeyeceğiz.
Kreş oğluma çok iyi geldi, her anlamda gelişimini görüyorum.
Bu beni sevindiriyor ve onu bu eğitimden mahrum bırakacak olmak beni üzüyor.

Kirada oturuyoruz.
Yakın zamanda ev alma planlarımız yok.
Kredilerin durumları ortada, emlak fiyatları aldı başını gidiyor zaten.
Sanırım kendi evimizin sahibi olmak hayal gibi birşey şu an bizim için.
İlerde ne gösterir zaman bilinmez tabii.
Kirada olmasaydık zaten bu kadar düşünmezdim işi bırakmalı mıyım diye.

Bir diğer neden ise, etrafıma bakıyorum, ömrü boyunca hiç çalışmamış kadınlar var.
Bunu eksi olarak söylemiyorum, hiç çalışma hayatı olmamış ancak ne kadar maddi sıkıntı yaşasalarsa bir şekilde çorbalarını kaynatmış aileler var.
Misal eşimin abisi çalışmıyor, eltim çalışmıyor, 1 tane çocukları var, hatta 1 tane köpekleri var.
Tencereleri nasıl kaynıyor benim de aklım almıyor gerçekten.
Hiç bir şeylerinden mahrum değiller.
Koltuklarını yeni kaplattı mesela, eşinin ve kendisinin elinde akıllı telefon mevcut, çocuklarında İpad var.
Filan gibi.
Eşimin ailesi (anne-babası) onları destekliyor farkındayım ve gerçekten gözüm yok Allah daha çok versin daha çok desteklesinler.
Ama benim zoruma giden ben yıllarca çalışarak birşeyleri edindim ve hiç hazır verilen birşeyim olmadı.
Şimdi bakıyorum da, herkes ne kadar yardımsever, bir tek bize karşı öyle değiller.
Karnım burnumda işe geldiğim günler geliyor aklıma ve eşimin abisinin bu kadar umarsızca çalışmamasını görüyorum, bazen diyorum elin delisi ben miyim?
Niye bu kadar kaygılanıyorum? Neden bu kadar kafaya takıyorum?
Evimin hanımı olmak varken neden bu kadar kendimi hırpalıyorum?

Son zamanlardaki derdim bu.
Sağlıklı düşünemiyorum ve moralim çok bozuk.
İşler zaten sakin, malum son yaşananlar piyasadaki bir çok firmayı etkiledi.
Ancak benim yerim sağlam, bana çık diyen yok, olumsuz bir konu yok iş hayatımda.
Kişisel hayatım beni yoruyor ve artık iş hayatını kaldıramaz hale geliyorum sanırım.
Bu yorgunluk hem bedenimde fiziki olarak hissediyorum hem de ruhumda.
Ne enerjim var, ne de bir tebessüm suratımda.
Hayatımdan bezgin bir şekilde yaşıyormuşum gibiyim.
Her gün yataktan kendimi kazıyarak çıkartıyorum ki bu böyle değildi 5-6 ay öncesine kadar.

Çalışmadan gününü tamamlayan insanları gözümün önüne getirdikçe çalışmak zor gelmeye başladı sanırım bana.
Çocuklarımın hayatlarından çaldığımı, eşime yeterince özeni gösteremediğimi düşünmeye başladım iyiden iyiye.
Evime düzenimi verebilecekken, yıllardan beri (çocuklar oldu olalı) benim haricimde herkesin benim evimde düzeni var (bakıcı, annem, kayınvalide).
Kendim haricinde herkes bir şekilde evime düzen sağladı bir ben sağlayamadım gibi hissediyorum.
Sanki evimi, özümseyemeyerek yaşıyorum.

Duygularımı dile getirmek benim için zor gerçekten.
Sanırım bir psikolog yardımı bile almayı düşüneceğim.
Kafam o kadar karışık ve yoğun.


Okuyan arkadaşlara teşekkür ederim, umarım anlamışsınızdır anlatmak istediğimi.
Bazen ben bile kendimi anlayamıyorum çünkü.
İşi bırakmak istemekte haklı mıyım?
Sizce herşeyi göze alıp, maddi sorunlar ile karşılaşmayı bile göze alıp evimde çocuklarımın başında olmalı mıyım?

Eşim bu konuda kararı tamamen bana bıraktı.
Bana dediği tek şey "gün 1 den beri çalışmak veya çalışmamak konusunda özgürsün, bu tamamen senin tercihin, hangi eş istemez ki karısı sıcacık evinde otursun, çocuklarını büyütsün... maddi sorunlar yaşarız, yaşamayız değil ama benim de adam olup evime bakmam lazım..."
Eşinizin maaşi ne kadar
Evin kirasi ne kadar
Eşinizin abisi ve karisı neden çalişmiyor merakettim
 
Neden işten çıkacaksınız ki. Burada, çalışmadığı için eşinden ayrılamayan, dayak yiyen kadınların dertlerini hiç mi okumadınız.

Milletin kıt kanaat geçinmesini neden kendinize örnek alıyorsunuz anlamıyorum. Çalışın, ayaklarınızın üstünde durun. Evin hanımı olmamak demek nedir anlamadım. Evinizde bırakın annenizin, bakıcınızın düzeni olsun ne fark eder. Çocuklarınızdan bir şey çaldığınız da yok. Eşinize özeni gösteremiyorum diye hayıflanmak da apayrı bir konu.

Aslında sağlıklı düşünemediğinizi siz de biliyorsunuz. Bence destek alın. Bakın ben 18 yaşından beri çalışıyorum. Şu anda 52 yaşındayım. Hem çalıştım, hem okudum, hem evlendim, hem çocuk doğurdum. Emekliliği düşünmüyorum bile.

Evet, evimin anahtarı hiç çantamda olmadı ama ben bunu asla kafaya takmadım. Evime isteyen istediği gibi girer çıkar istediğini yapar. Gönüllerin hoş olması evin bana ait olmasından daha cazip geldi bana.

Çocuklarımla 5 saat geçireceğime 1 saat geçirdim ama dolu dolu geçirdim. Hiç biri çıkıpta neden sen çalıştın bizi ihmal ettin demediler. Hatta bazen izin alıp evde olunca "ne oldu, neden evdesin" diye sorarlar ve beni evden göndermeye çalışırlar.

Ekonomik özgürlüğüm var, eşime tabi değilim. Evliyiz ve evin ve çocukların sorumluluklarını eşit paylaşıyoruz.

Ben kadına, evinde oturan yemek yapan, ev temizleyen, çocuk büyüten biri, erkeğe de çalışıp evindeki nüfusa bakan biri olarak bakmam. Kadın da erkek de eşittir ve böyle sorumluluklar yüklenilmemelidir.

Sizin yerinizde olsam, bir kaç gün kafamı dinlerim. Ayrıca hiç bir şey böyle şeyleri kafanıza takmaya değmez. Önce siz iyi olacaksınız ki çocuklarınız da iyi olsun.
 
Birde 5 yasindaki çocugu neden kreşe gönderiyorsunuz. Devlet anaokulları 5 yaş alıyor
 
Biraz yıllık isin falan alma sansınız var mı ise gitmeden evde sakin bir sekilde kendinizi dinleseniz..
cunku bazen bende boyle hissediyorum ve haftasonu bile dusunmeme yardımcı oluyor.. ortamdan uzaklasıp dusunmek bazen en faydalı sey olabiliyor...

Yıllık izin alamıyorum ama haftasonu kaçamağı yapmayı planlıyorum.
Bakalım eğer kayınvalideciğim çocuklara bu haftasonu bakabilirse, bana bir motivasyon olur belki.
Kısmet artık, ama işi bırakmamaya karar verdim.
En azından şimdilik.
 
Evet iş hayatım ile bir sıkıntım yok, çalıştığım ortam düzgün.
Sorunlu bir çalışma ortamım olmadığından acaba doğru karar mı veriyorum diye düşünüyorum.
Ancak aşırı yorgun bünyem.
Sabahları kalkmak ayrı sorun, çocukların ihtiyaçlarına koşturmaktan, gece saat 12:00'den evvel yatamıyoruz.
Bu da haliyle beni yoruyor.

Eltim çalışmıyor ben niye çalışıyor derdinde değilim.
Ben onu bir örnek olarak verdim.
Çalışmadan insanlar bir şekilde hayatlarını idame ettiriyorlar, ancak ben neden yıllardır kendimi hırpalıyorum demek istedim.
Eltim değil bu X biri de olabilirdi.
Yakınımda olan bir örnek olduğu için o şekilde belirttim.

Kısaca bu kadar kendimi yıpratmaya ve çocuklarımın düzeni dışında kalmaya değer mi?
Asıl derdim ve sıkıntım bu sanırım.

gayet güzel ifade etmişsiniz, demek istediğinizi çok iyi anladım.
Tek kişi çalışan evlerde de, gemi yürüyor ama ben bazen 2 kişi çalıştığımız halde, hesap kitap yapmayı kendime yediremiyorum. Yaz gelince 1 haftalık tatil bile bize lüks oluyor. Eeee?
Kış boyu yağmur çamur çalışmadın mı? Kazanmadın mı? Neyini hesap ediyorsun diyorum? Maddiyatı hallettik diyelim, senelik izin sorun oluyor, iznim eşimle denk gelmiyor. Bir de onu hesapla..
Üstelik ev hanımları sürekli evleriyle ilginiyor, değişiklik yapıyor.
Yastık koltuk halı yüzletiyor. Günlük temizliklerini yapıyor. camlarını siliyor...
Ben akşam olup bir çorba ve salata yapabildiysem şayet; kendimi dünyanın en becerikli insanı hissediyorum.
Göz kapaklarıma direnerek iki sohbet muhabbet edebildiysem eşimle, oğlumla çok şükür diyorum.
Çalışmak güzel ama
kesintisiz, tatilsiz ve süresiz olunca boğuyor cidden..
Kadın olarak daha esnek çalışma saatlerine, ekstra izinlere ve insiyatiflere ihtiyacımız var.
Aybaşı için bile mazeret izni olmalı misal :KK31:

İşinizi bırakmayın derim, (bu kadar da tutarsızım:) iş yoğunluğu yoksa 1-2 hafta izin kullanmayı deneyebilirsiniz.

Bir arkadaşım vaktin birinde ''kadının çalıştığı evde bereket olmuyor'' demişti.. Çoğu zaman aklıma gelir bu söz .. :KK51:



 
Hayat pismanliklar silsilesi.ben de infertilite tedavileri yuzunden kendim ayrildim 8 sene calistigim isimden.simdi 15 aylik oglum var oglumu dunyalara degismem ama issizlik de baska dert.maddiyat sorun olmasa da calisan kadina evde olmak zor

Keşke hayatımızda masraflarımızı en azından düşünmeyeceğimiz kadar bolluğumuz olsa.
Kısmet, herkes kendi kısmetine düşeni yaşıyor malesef.
Allah hayırlısını versin herkes için.
Bebeğiniz de hayırlı uğurlu olsun, sağlıkla büyüsün inşallah...
 
Arkadaşım çıkma işinden.
Bak ben çıktım 7-8 senelik çalışma hayatımdan sonra, deliriyorum. 20 sene çalışmış adam hayli hayli delirir. Ev yetmez, yetmiyor. İncik boncuk sararsın, temizlik bir yetmez iki yetmez üçe katlarsın. Çalışana ev iyi gelmiyor her zaman. Seninki bir süreç, çocuklar küçük diye, geçer bu günler kalmaz ama eve oturunca da hamlamaya başlarsın bi değişik hal gelir. Bana geldi bak el işinde çalışmam artık dedim kendi işimi kurmaya çalışıyorum. Yaza umarım olacak turistik bir sanat işi. Sende durum ne olur bilmiyorum ama bi psikolog ile görüşmeden karar verme derim. Sonra hala istersen ok, ama bu kafayla yapma. Ben çocuk sonrası bıraktım ve bir miktar pişman da oldum açıkçası.

Maddi olarak eski halimiz yok elbette ama yetiyor ev kira değil vb artılarımız var ama siz zorlanırız diyorsanız ele güvenip asla girmeyin bu düzene. Çocuklar cidden küçük, daha ne masrafları olacak. Bi psikolog ile görüşün diyorum ısrarla.

Haklısınız.
En son büyük oğlumun hamilelik sürecinde ve sonrasında olmak üzere 2 sene evde oturdum.
Titizlik hastalığı bulaştı, dediğiniz gibi insan çalışmayınca birşeye sarıyor.
Ve hala bu titizlik durumlarının sıkıntılarını yaşıyorum malesef.

Sizin evinizin kendinizin olması gayet iyi, çünkü her ay kira ödemek gibi bir yükümlülük zaten insanı bitiriyor.
Keşke bizim de kendi evimiz olsaydı masraflarımız en azından bu kadar yoğun olmazdı.
Kısmet, inşallah biz de kendi evimizi edindiğimiz günleri görürüz.

Evet küçükler çocuklar, ilerde masraflarının yaşları ile büyüyeceğinin farkındayım.
O yüzden de bu kadar kafayı yoruyorum.
Onlar için bu kadar endişelenmesem çoktan işi bırakmıştım.
O kadar da bunalmış vaziyetteyim açıkçası.

Ama dediğiniz gibi, işi bırakma konusunu şimdilik askıya aldım.
Zorunlu bir hal olmadığı taktirde şimdilik işi bırakmayacağım.
 
valla benim çevreden gördüğüm çalışan ile çalışmayan insanların yaşam standartları aynı. bunu geçenlerde bir akrabamızda benim yuzume vurdu. ben çalışıyorum memurum o ev hanımı eşi de asgari ücretli ayrıca benim eşimde uzman 5000 tl geliri var. bana dediki sen çalışıyorsun ben çalışmıyorum ama yaşam standardımız aynı sadece sen çocuğunu kolejde okutuyorsun. ben devlette tek fark bu. durum aynen dediği gibi evi giyimi eşyaları tatilleri bizdende iyi. ama şurasıda var bence bereketi olsun olmasın bir kadının ekonomik özgürlüğü olmalı. zamanın ne getireceği belli olmaz.
Tek bir asgari ücretle geçinen ve çift maaş alan iki ailenin geçim standartları aynı olabilir mi?
Arkadaşınız bunu söylemiş olabilir ama hiç inandırıcı değil.
Asgari ücretle ancak kirasını,faturalarını öder ve karnını doyurur.
Aileden bir desteği yoksa aksi mümkün değil,hesap ortada.
Ayrıca bu hanımefendi her an sizin yanınızda mı ki böyle garip bir yorum yapıyor?
Belki o kahvaltıda lor peynir yerken, siz ezine ve Kars kaşarı yiyorsunuz.
Lafın gelişi söylüyorum o Avondan parfüm kullanır, ben para kazanan bir kadın olarak üst düzey marka alırım.
Ayakkabı ve çantayı da az ama kaliteli kullanırım mesela.
Nasıl aynı standartta oluyoruz bu durumda?

Diyeceğim o ki -sözüm meclisten dışarı- sözkonusu hanım, züğürt tesellisi modunda.
Yanlış anlaşılmak istemem,hiç kimseyi küçümsemiyorum, herkesin ekonomik durumu farklı olabilir, ama fakirliği, az para kazanmayı,çalışmamayı övecek,
'ay asgari ücretle hayat bize güzel' diyecek bir durum da yok ortada...
 
Merhabalar hanımlar,
Yine bir derdim var, yine kafam karman çurman.
Son zamanlarda zaten olanlar, yaşananlar, beni çok kötü etkilediğinden.
Sağlıklı düşünemiyorum.

2 tane oğlum var, biri 2 yaşına girecek, diğeri de 5 yaşına.
Çalışıyorum, yıllardan beri çalışıyorum, 21-22 senelik bir iş hayatım var.
O kadar yorgun hissediyorum ki son zamanlarda kendimi.
Hem psikolojikman hem de bedenen.

İşi bırakmayı düşündüren sebeplerim çok.
Şu anda ufak oğluma bir bakıcı bulmak gibi bir arayışımın olmaması başta geliyor.
Önceki bakıcıdan ağzım yandı, ondan öncekinden de sorunlar yaşamıştık.
Annem şu an (şimdilik) idare ediyor bizi, ancak annem tam sağlıklı değil bana göre.
Benim için eve her gittiğim gün bir kaos, ne kendi düzenim var ne temizliğim ve ben takıntılı bir insanım.
Annem sağolsun her zaman açığımı kapatmaya çalışmıştır, elinden geldiğince.
Ancak ona da yüklenmek istemiyorum, bakıcı buluruz umuduyla annem idare ediyor şu an.
Fakat ben yeni birine güvenebileceğimi sanmıyorum, çocuğumu da yabancı ellere teslim etmek istemiyorum.
En büyük iş bırakma nedenim bu.
Hem çocuğum bensiz büyüyor diye üzülmem, hem de artık annemin idare edebileceğini düşünmemem.

Diğer yandan büyük oğlum kreşe gidiyor zaten.
Eğer işi bırakırsam, bir süre daha kreşe gidecek ve belki maddi anlamda yetersiz olacağımızdan onu artık kreşe gönderemeyeceğiz.
Kreş oğluma çok iyi geldi, her anlamda gelişimini görüyorum.
Bu beni sevindiriyor ve onu bu eğitimden mahrum bırakacak olmak beni üzüyor.

Kirada oturuyoruz.
Yakın zamanda ev alma planlarımız yok.
Kredilerin durumları ortada, emlak fiyatları aldı başını gidiyor zaten.
Sanırım kendi evimizin sahibi olmak hayal gibi birşey şu an bizim için.
İlerde ne gösterir zaman bilinmez tabii.
Kirada olmasaydık zaten bu kadar düşünmezdim işi bırakmalı mıyım diye.

Bir diğer neden ise, etrafıma bakıyorum, ömrü boyunca hiç çalışmamış kadınlar var.
Bunu eksi olarak söylemiyorum, hiç çalışma hayatı olmamış ancak ne kadar maddi sıkıntı yaşasalarsa bir şekilde çorbalarını kaynatmış aileler var.
Misal eşimin abisi çalışmıyor, eltim çalışmıyor, 1 tane çocukları var, hatta 1 tane köpekleri var.
Tencereleri nasıl kaynıyor benim de aklım almıyor gerçekten.
Hiç bir şeylerinden mahrum değiller.
Koltuklarını yeni kaplattı mesela, eşinin ve kendisinin elinde akıllı telefon mevcut, çocuklarında İpad var.
Filan gibi.
Eşimin ailesi (anne-babası) onları destekliyor farkındayım ve gerçekten gözüm yok Allah daha çok versin daha çok desteklesinler.
Ama benim zoruma giden ben yıllarca çalışarak birşeyleri edindim ve hiç hazır verilen birşeyim olmadı.
Şimdi bakıyorum da, herkes ne kadar yardımsever, bir tek bize karşı öyle değiller.
Karnım burnumda işe geldiğim günler geliyor aklıma ve eşimin abisinin bu kadar umarsızca çalışmamasını görüyorum, bazen diyorum elin delisi ben miyim?
Niye bu kadar kaygılanıyorum? Neden bu kadar kafaya takıyorum?
Evimin hanımı olmak varken neden bu kadar kendimi hırpalıyorum?

Son zamanlardaki derdim bu.
Sağlıklı düşünemiyorum ve moralim çok bozuk.
İşler zaten sakin, malum son yaşananlar piyasadaki bir çok firmayı etkiledi.
Ancak benim yerim sağlam, bana çık diyen yok, olumsuz bir konu yok iş hayatımda.
Kişisel hayatım beni yoruyor ve artık iş hayatını kaldıramaz hale geliyorum sanırım.
Bu yorgunluk hem bedenimde fiziki olarak hissediyorum hem de ruhumda.
Ne enerjim var, ne de bir tebessüm suratımda.
Hayatımdan bezgin bir şekilde yaşıyormuşum gibiyim.
Her gün yataktan kendimi kazıyarak çıkartıyorum ki bu böyle değildi 5-6 ay öncesine kadar.

Çalışmadan gününü tamamlayan insanları gözümün önüne getirdikçe çalışmak zor gelmeye başladı sanırım bana.
Çocuklarımın hayatlarından çaldığımı, eşime yeterince özeni gösteremediğimi düşünmeye başladım iyiden iyiye.
Evime düzenimi verebilecekken, yıllardan beri (çocuklar oldu olalı) benim haricimde herkesin benim evimde düzeni var (bakıcı, annem, kayınvalide).
Kendim haricinde herkes bir şekilde evime düzen sağladı bir ben sağlayamadım gibi hissediyorum.
Sanki evimi, özümseyemeyerek yaşıyorum.

Duygularımı dile getirmek benim için zor gerçekten.
Sanırım bir psikolog yardımı bile almayı düşüneceğim.
Kafam o kadar karışık ve yoğun.


Okuyan arkadaşlara teşekkür ederim, umarım anlamışsınızdır anlatmak istediğimi.
Bazen ben bile kendimi anlayamıyorum çünkü.
İşi bırakmak istemekte haklı mıyım?
Sizce herşeyi göze alıp, maddi sorunlar ile karşılaşmayı bile göze alıp evimde çocuklarımın başında olmalı mıyım?

Eşim bu konuda kararı tamamen bana bıraktı.
Bana dediği tek şey "gün 1 den beri çalışmak veya çalışmamak konusunda özgürsün, bu tamamen senin tercihin, hangi eş istemez ki karısı sıcacık evinde otursun, çocuklarını büyütsün... maddi sorunlar yaşarız, yaşamayız değil ama benim de adam olup evime bakmam lazım..."
Ahh ah sadece tek farkla sizinle aynı şeyleri yaşıyorum o da çocuğumun olmaması :(
Ve sanırım bu yıllarca böyle devam edecek gibime geliyor.8 yıldır evliyim toplasam 4 yıl evde oturmamışımdır.Aslında ben de çalışmak istemiyorum ama,çocuk sıkıntımız olduğundan kendimi çalışmaya mecbur hissediyorum.Ne zaman bitecek bu işkence hiç bilmiyorum
 
mesleginiz ara vermeyi kaldiracaksa, bu yorgunlukla bir yil ara vermek iyi fikir olabilir bence.

bir de cocugunuz 2 yasina girecek ve calisiyorsaniz, dogumdan sonra cok mu erken dondunuz?
dogumdan sonra 6 aydan once ise donenlerde genelde gozlemliyorum bu tukenmisligi.
 
Son düzenleme:
Tek bir asgari ücretle geçinen ve çift maaş alan iki ailenin geçim standartları aynı olabilir mi?
Arkadaşınız bunu söylemiş olabilir ama hiç inandırıcı değil.
Asgari ücretle ancak kirasını,faturalarını öder ve karnını doyurur.
Aileden bir desteği yoksa aksi mümkün değil,hesap ortada.
Ayrıca bu hanımefendi her an sizin yanınızda mı ki böyle garip bir yorum yapıyor?
Belki o kahvaltıda lor peynir yerken, siz ezine ve Kars kaşarı yiyorsunuz.
Lafın gelişi söylüyorum o Avondan parfüm kullanır, ben para kazanan bir kadın olarak üst düzey marka alırım.
Ayakkabı ve çantayı da az ama kaliteli kullanırım mesela.
Nasıl aynı standartta oluyoruz bu durumda?

Diyeceğim o ki -sözüm meclisten dışarı- sözkonusu hanım, züğürt tesellisi modunda.
Yanlış anlaşılmak istemem,hiç kimseyi küçümsemiyorum, herkesin ekonomik durumu farklı olabilir, ama fakirliği, az para kazanmayı,çalışmamayı övecek,
'ay asgari ücretle hayat bize güzel' diyecek bir durum da yok ortada...
Herşeyi bir kenara bırak çocuklarimi su an özel doktora götürmeye devam edebilmemi ,devlet tarafından karşılanmayan aşılarını yaptırabilmemizi benim dogumumdan 1 hafta öncesine kadar çalışmama ve o dönemden birikim yapmamıza borçluyuz.Su an eşimin maaşıyla başabaş yaşayıp bu tür -bana göre zorunlu-harcamalari bu birikimden karşılıyoruz.
 
Yanliş hatirlamiyorsam eşin ilede sorunlarin vardi. Şu an işi birakman büyük bir hata olur. Küçügüde kreşe yazdir. Onun içinde olumlu olur, diğer çocuklardan birşeyler öğrenir. Büyük zaten seneye okula başlayacak. Yani şimde sen evde kalsan bile, büyük evde kalmayacak.

Ve eğer eşin ile işler kötü giderse en azindan maddi bağimsizliğin olur.

Sen eltine bakma. Şimdi bir şekilde çorbalari kaynatir, ya sonra? Türkiyede okul ve eğitim para demek. Çocuğun elinde ipad var diye, iyi eğitim almiyor. Bu tür insanlarin bide yarin birgün haciz işleri olur. Yani onlari hiç örnek alma.

Küçüğü kreşe yazdir ve sadece arada bir annenlere birak. Spor yap, bir yerde (eşin ile beraber) yemek ye çay iç,..

Ve bir psikologa git. Bu huzursuzluğunu çozmen lazim. Işi birakmak çözüm değil.
 
Neden işten çıkacaksınız ki. Burada, çalışmadığı için eşinden ayrılamayan, dayak yiyen kadınların dertlerini hiç mi okumadınız.

Her gün görüyorum ve okuyorum.
Ancak benim eşim hamd olsun onlar gibi değiller.
Eşimden yana bir sıkıntım yok, boşanma gibi bir düşüncem yok. En azından şimdilik.
Zaten öyle bir eşim olsaydı, 2 çocuğum olmazdı.
Yorum için teşekkür ederim ama bu kısım gereksiz bir bölüm olmuş.


Milletin kıt kanaat geçinmesini neden kendinize örnek alıyorsunuz anlamıyorum. Çalışın, ayaklarınızın üstünde durun. Evin hanımı olmamak demek nedir anlamadım. Evinizde bırakın annenizin, bakıcınızın düzeni olsun ne fark eder. Çocuklarınızdan bir şey çaldığınız da yok. Eşinize özeni gösteremiyorum diye hayıflanmak da apayrı bir konu.

Aslında sağlıklı düşünemediğinizi siz de biliyorsunuz. Bence destek alın. Bakın ben 18 yaşından beri çalışıyorum. Şu anda 52 yaşındayım. Hem çalıştım, hem okudum, hem evlendim, hem çocuk doğurdum. Emekliliği düşünmüyorum bile.

Herkesin görüşü ve hayata bakış açısı farklıdır.
Ben de 16 yaşımdan beri çalışıyorum ve çalışma hayatına girmeyi isteyen de kendimim.
Zira bir evin bir kız çocuğu olduğum için babam beni asla çalıştırma taraftarı değildi.
Ama özellikle tek çocuk olmam beni kendi geleceğimi düşünmeye ittiğinden babamı ikna etmiştim.
Bugün de bunun haklı paylarını görüyorum.
Yaşadığım zorluklar ve hayatın bana gösterdikleri doğrultusunda ne kadar kadının çalışmasının önemli olduğunun bilincinde ve farkındayım.

Ek olarak ailenin de ne kadar önemli olduğunun farkındayım.
Yıllardır çalışıp emek vermiş ve emekli olmuş bir yakınım en basitinden şöyle bir cümle kurabiliyor "keşke çalışmak zorunda olmasaydım da iki kızımında hayatından bu kadar şey kaçırmasaydım, evet emekliyim artık, çalıştığım yılların hakkını alıyorum şu an, ancak kızlarımın bebek hallerini bir daha asla yaşayamayacağım" der gözleri yaşlı bir vaziyette.
Bu kişinin kızları da aynı ortamdaysa "keşke o kadar yıllar boyunca kreşe gitmek zorunda kalmasaydık" derler.
Ek olarak babaannelerine hala "anne" diye hitap ediyorlar.
Çünkü onları büyüten o.
Ancak kimse bundan rahatsız değil, sadece anektod olarak söyledim.

Evet, evimin anahtarı hiç çantamda olmadı ama ben bunu asla kafaya takmadım. Evime isteyen istediği gibi girer çıkar istediğini yapar. Gönüllerin hoş olması evin bana ait olmasından daha cazip geldi bana.

Çocuklarımla 5 saat geçireceğime 1 saat geçirdim ama dolu dolu geçirdim. Hiç biri çıkıpta neden sen çalıştın bizi ihmal ettin demediler. Hatta bazen izin alıp evde olunca "ne oldu, neden evdesin" diye sorarlar ve beni evden göndermeye çalışırlar.

Ekonomik özgürlüğüm var, eşime tabi değilim. Evliyiz ve evin ve çocukların sorumluluklarını eşit paylaşıyoruz.

Ben kadına, evinde oturan yemek yapan, ev temizleyen, çocuk büyüten biri, erkeğe de çalışıp evindeki nüfusa bakan biri olarak bakmam. Kadın da erkek de eşittir ve böyle sorumluluklar yüklenilmemelidir.

Sizin yerinizde olsam, bir kaç gün kafamı dinlerim. Ayrıca hiç bir şey böyle şeyleri kafanıza takmaya değmez. Önce siz iyi olacaksınız ki çocuklarınız da iyi olsun.
Haklı açılardan da bakıyorsunuz lafım yok.
Gerçekten.
Ancak işte dediğim gibi herkes bir değil ve sizin gibi düşünmüyor.
Evet evin düzeni sizin için önemli olmayabilir ancak benim için önemli.
Ben kontrolümden çıkan şeylere kafayı takarım, onu sorun ederim.
Kontrolün bende olmasını severim, bu birazcık karakteristik bir özellik, değiştiremiyorum.
Bunu kırmak için çok uğraştım olmuyor, bende olduğu gibi kabullenip etrafından dolanmaya çalışıyorum.

Evde oturan kadınlara haksızlık oluyor biraz söyledikleriniz.
Şahsen maddi anlamda bir sıkıntım olmasa, bal gibi evimde otururum ve eşimin bana bakmasını beklerim.
Daha detayına inmek istemiyorum bu konunun.
Farklı bakış açılarına sahibiz bu noktada.
Ancak size saygım sonsuz, teşekkür ederim yorumunuz için.
 
Back