- 2 Temmuz 2019
- 1.470
- 1.488
kızlar biraz uzun haberiniz olsun. ben katlanılması zor şeyler yaşadım şu son bir kaç sene içerisinde ve hepsi tecrübe oldu bana, biraz daha büyüdüm olgunlaştım. lakin aşamadığım çok fazla şey var. örneğin bir konunun üzerinde çok duruyorum. öyle mi yoksa böyle mi derken. boşa koysam dolmuyor doluya koysam olmuyor. karar verme mekanizmamda bir sıkıntı mı var nedir bilmiyorum, nasıl düzeltirim bilmiyorum. 'konu' diye örneklendirdiğim şey somut bir şey değil, örneğin bir konu hakkında iki farklı kişiden bir şeyler duyuyorsunuz hangisi doğru söylüyor hangisi yalan söylüyor somut bir kanıtınız olmadığı için ikileme düşüyorsunuz. onun gibi bir şey. yalan söylenildiği zaman eğer önemsediğim bir konuysa bunu genelde anlıyorum ama anlasamda nafile kanıtlı ispatlı şekilde ortaya çıkaramıyorum ve bu yüzden kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar vermek çok zorluyor beni ve beynim yorulmak bilmiyor. düşün allah düşün. gün içerisinde o kadar çok uğraş ediniyorumki kendime hem evin içerisinde hem dışarıda. bir işe girip çalışsam bu kadar yorulmam belki. sırf kafam dağılsın diye. elbette kafam bir tık dağılıyor fakat kendimi yine düşünürken buluyorum. yaşanılan olayları, uğradığım haksızlıkları, yaptığım hataları, mutsuz olmak kolayken mutlu olmaya giden yolun zorluğu vb... mesela eskiden param yok diye mutsuzum zannederdim param olunca çok mutlu olacağım diye düşünürdüm. buna belirlenmiştim ve para elime geçince mutlu olmadığımı görünce bildiğiniz dumura uğradım. bu bile mutlu etmeye yetmemişti beni. çünkü yaşadığım her şeyi maddiyatımın kötü olmasına bağladığım için bir ara para her şeyi çözer her şey düzelir ve güzelleşir diye düşünüyordum. hayal ettiğim gibi olmadığı için öyle bir dumura uğradımki aylardır psikolojik tedavi görüyorum o derece kötü oldum. bu arada yanlış anlaşılmasın paracı biri olduğumdan değil sadece varlığını bilmediğim için eksik olan şeyi o sanıyordum. her neyse üstüne 6 senelik ilişkim bitti, zaten mutlu bir ilişki değildi, zorla her şeyi güzelleştirmeye iyileştirmeye çalışan bi tarafım vardı ve karşımdaki, hep bana, hep bana diyordu, kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyordu. gerçi son zamanlarda yaptığım her iyi şeye kayıtsız kaldığı yetmezmiş gibi canımı yakarak karşılık veriyordu. haliyle bende iyi olarak yaptığım ne varsa yakıp yıkıyordum. çünkü içimde öfke kin nefret gibi duyguları besledi bana bunu yaparak ve inanın onunla cebelleşicem diye ne kadar güzel huyum varsa kaybettim. neşemi, özbakımımı, özgüvenimi, özsaygımı, yaşama arzumu, her şeyimi elimden alan sürekli aşağıya çekmeye çalışan biriydi. olmayacak bir şeyi oldurtmaya çalışıyordum, beni sevmediğini bildiğim halde kendimi beni sevdiğine ikna etmeye çalışıyordum senelerce işkence ettim kendime resmen bir gün düzeleceğiz umuduyla. iyi yönleri var mıydı elbette vardı, zaman zaman ondan uzaklaştığımı anladığında sevgi bombardımanına tutup sonrasında tüm ilgisini çekerdi. bir de kafası iyi çalışan biri olduğu için hayatımdaki bazı konularda güzel yön verirdi. allah razı olsun. neyse, biliyorum ben bu enkazın altından bir şekilde kalkarım çünkü bir şeyleri yerine koyabilmeyi öğrendim, sağolsun onuda öğretti. okula gitmiyorum çalışmıyorum bu yüzden boş vaktim çoktu. boş geçen zamanımda enerji ile alakalı araştırmalar yaptım, bana iyi geleceğine inandığım ne varsa yapmaya çalıştım. ilk etapta evimin eşyalarını feng shui ye göre tekrardan dizayn ettim, eski, kullanmadığım veya hüzün veren kötü anısı olan her şeyi çöpe attım.
( normalde istifçiliğimle bilinirdim ) eskiye nazaran daha sağlıklı besleniyorum. eskisi gibi bar mekan gezmek yerine, daha çok doğaya yöneldim, bazen deniz kenarına veya ormana plastikleri toplamaya gidiyorum. içimde bastıramadığım birilerine karşı iyi davranma ve sevgi gösterme isteğimide en azından gereksiz insanlar yerine doğaya sunuyorum hatta delirmiş bu diyeceksiniz ama ağaçlara sarıldığımda bana çok iyi geliyor. çok uzun zamandır düşlediğim ama kendimi o sorumlulukta görmediğim için ertelediğim bir hayalimi gerçekleştirdim, barınaktan yavru bir köpek sahiplendim ve ondaki o sevgi ve şefkat bana çok iyi geldi ve öyle sevdirdiki kendini evladım gibi oldu. onun dışında daha önce binmediğim işlek olmayan yerlere giden belediye otobüslerine biniyorum merak ediyorum acaba nasıl bir yere gidiyor diye. daha önce görmediğim bir sürü güzel yeri görmüş oldum öyle veya böyle derken bir şekilde hayata tutunuyorum yaşamaya çalışıyorum arada bir ayrılık acısı baskın geliyor zor elde ettiğim bu mutluluğu kolayca kaptırabiliyorum o çok koyuyor. yani ben bunuda bir şekilde atlatacağım biliyorum ama ömür boyu böyle yalnız mı olacağım yani insanlar olmadanda mutluyum ama ben insanlarlada mutlu ilişkiler kurmak istiyorum. fakat tek o değilki mutsuz eden, insanların neredeyse hepsi mutsuz ediyor. çok düşündüm bendeki problemler nelerdir diye, bazılarını biliyorum, mesela eminim iletişimde hatalarım var, yanlış anlaşılabiliyorum. nasıl sınır çizeceğimide bilmiyorum, ikili ilişkilerde karar verirken mantık mı kullanılmalı vicdan mı bunuda bilemiyorum. karar verirken hata yapmaktan ve sonrasında pişman olmaktanda bir o kadar korkuyorum. insanlara karşı kendimi koruyabilmek istiyorum. en azından etkilenmeyecek düzeyde dönüşüm istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum, sizce bu işin tek yolu deneme yanılma döngüsünden mi ibaret yoksa farklı bir çözüm var mı insanları anlamanın veya zararlı davranışlarından korunmanın?
( normalde istifçiliğimle bilinirdim ) eskiye nazaran daha sağlıklı besleniyorum. eskisi gibi bar mekan gezmek yerine, daha çok doğaya yöneldim, bazen deniz kenarına veya ormana plastikleri toplamaya gidiyorum. içimde bastıramadığım birilerine karşı iyi davranma ve sevgi gösterme isteğimide en azından gereksiz insanlar yerine doğaya sunuyorum hatta delirmiş bu diyeceksiniz ama ağaçlara sarıldığımda bana çok iyi geliyor. çok uzun zamandır düşlediğim ama kendimi o sorumlulukta görmediğim için ertelediğim bir hayalimi gerçekleştirdim, barınaktan yavru bir köpek sahiplendim ve ondaki o sevgi ve şefkat bana çok iyi geldi ve öyle sevdirdiki kendini evladım gibi oldu. onun dışında daha önce binmediğim işlek olmayan yerlere giden belediye otobüslerine biniyorum merak ediyorum acaba nasıl bir yere gidiyor diye. daha önce görmediğim bir sürü güzel yeri görmüş oldum öyle veya böyle derken bir şekilde hayata tutunuyorum yaşamaya çalışıyorum arada bir ayrılık acısı baskın geliyor zor elde ettiğim bu mutluluğu kolayca kaptırabiliyorum o çok koyuyor. yani ben bunuda bir şekilde atlatacağım biliyorum ama ömür boyu böyle yalnız mı olacağım yani insanlar olmadanda mutluyum ama ben insanlarlada mutlu ilişkiler kurmak istiyorum. fakat tek o değilki mutsuz eden, insanların neredeyse hepsi mutsuz ediyor. çok düşündüm bendeki problemler nelerdir diye, bazılarını biliyorum, mesela eminim iletişimde hatalarım var, yanlış anlaşılabiliyorum. nasıl sınır çizeceğimide bilmiyorum, ikili ilişkilerde karar verirken mantık mı kullanılmalı vicdan mı bunuda bilemiyorum. karar verirken hata yapmaktan ve sonrasında pişman olmaktanda bir o kadar korkuyorum. insanlara karşı kendimi koruyabilmek istiyorum. en azından etkilenmeyecek düzeyde dönüşüm istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum, sizce bu işin tek yolu deneme yanılma döngüsünden mi ibaret yoksa farklı bir çözüm var mı insanları anlamanın veya zararlı davranışlarından korunmanın?