insanlardan çok soğudum alıp başımı dağlara kaçasım var

ladylena

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
2 Temmuz 2019
1.470
1.488
kızlar biraz uzun haberiniz olsun. ben katlanılması zor şeyler yaşadım şu son bir kaç sene içerisinde ve hepsi tecrübe oldu bana, biraz daha büyüdüm olgunlaştım. lakin aşamadığım çok fazla şey var. örneğin bir konunun üzerinde çok duruyorum. öyle mi yoksa böyle mi derken. boşa koysam dolmuyor doluya koysam olmuyor. karar verme mekanizmamda bir sıkıntı mı var nedir bilmiyorum, nasıl düzeltirim bilmiyorum. 'konu' diye örneklendirdiğim şey somut bir şey değil, örneğin bir konu hakkında iki farklı kişiden bir şeyler duyuyorsunuz hangisi doğru söylüyor hangisi yalan söylüyor somut bir kanıtınız olmadığı için ikileme düşüyorsunuz. onun gibi bir şey. yalan söylenildiği zaman eğer önemsediğim bir konuysa bunu genelde anlıyorum ama anlasamda nafile kanıtlı ispatlı şekilde ortaya çıkaramıyorum ve bu yüzden kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar vermek çok zorluyor beni ve beynim yorulmak bilmiyor. düşün allah düşün. gün içerisinde o kadar çok uğraş ediniyorumki kendime hem evin içerisinde hem dışarıda. bir işe girip çalışsam bu kadar yorulmam belki. sırf kafam dağılsın diye. elbette kafam bir tık dağılıyor fakat kendimi yine düşünürken buluyorum. yaşanılan olayları, uğradığım haksızlıkları, yaptığım hataları, mutsuz olmak kolayken mutlu olmaya giden yolun zorluğu vb... mesela eskiden param yok diye mutsuzum zannederdim param olunca çok mutlu olacağım diye düşünürdüm. buna belirlenmiştim ve para elime geçince mutlu olmadığımı görünce bildiğiniz dumura uğradım. bu bile mutlu etmeye yetmemişti beni. çünkü yaşadığım her şeyi maddiyatımın kötü olmasına bağladığım için bir ara para her şeyi çözer her şey düzelir ve güzelleşir diye düşünüyordum. hayal ettiğim gibi olmadığı için öyle bir dumura uğradımki aylardır psikolojik tedavi görüyorum o derece kötü oldum. bu arada yanlış anlaşılmasın paracı biri olduğumdan değil sadece varlığını bilmediğim için eksik olan şeyi o sanıyordum. her neyse üstüne 6 senelik ilişkim bitti, zaten mutlu bir ilişki değildi, zorla her şeyi güzelleştirmeye iyileştirmeye çalışan bi tarafım vardı ve karşımdaki, hep bana, hep bana diyordu, kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyordu. gerçi son zamanlarda yaptığım her iyi şeye kayıtsız kaldığı yetmezmiş gibi canımı yakarak karşılık veriyordu. haliyle bende iyi olarak yaptığım ne varsa yakıp yıkıyordum. çünkü içimde öfke kin nefret gibi duyguları besledi bana bunu yaparak ve inanın onunla cebelleşicem diye ne kadar güzel huyum varsa kaybettim. neşemi, özbakımımı, özgüvenimi, özsaygımı, yaşama arzumu, her şeyimi elimden alan sürekli aşağıya çekmeye çalışan biriydi. olmayacak bir şeyi oldurtmaya çalışıyordum, beni sevmediğini bildiğim halde kendimi beni sevdiğine ikna etmeye çalışıyordum senelerce işkence ettim kendime resmen bir gün düzeleceğiz umuduyla. iyi yönleri var mıydı elbette vardı, zaman zaman ondan uzaklaştığımı anladığında sevgi bombardımanına tutup sonrasında tüm ilgisini çekerdi. bir de kafası iyi çalışan biri olduğu için hayatımdaki bazı konularda güzel yön verirdi. allah razı olsun. neyse, biliyorum ben bu enkazın altından bir şekilde kalkarım çünkü bir şeyleri yerine koyabilmeyi öğrendim, sağolsun onuda öğretti. okula gitmiyorum çalışmıyorum bu yüzden boş vaktim çoktu. boş geçen zamanımda enerji ile alakalı araştırmalar yaptım, bana iyi geleceğine inandığım ne varsa yapmaya çalıştım. ilk etapta evimin eşyalarını feng shui ye göre tekrardan dizayn ettim, eski, kullanmadığım veya hüzün veren kötü anısı olan her şeyi çöpe attım.
( normalde istifçiliğimle bilinirdim ) eskiye nazaran daha sağlıklı besleniyorum. eskisi gibi bar mekan gezmek yerine, daha çok doğaya yöneldim, bazen deniz kenarına veya ormana plastikleri toplamaya gidiyorum. içimde bastıramadığım birilerine karşı iyi davranma ve sevgi gösterme isteğimide en azından gereksiz insanlar yerine doğaya sunuyorum hatta delirmiş bu diyeceksiniz ama ağaçlara sarıldığımda bana çok iyi geliyor. çok uzun zamandır düşlediğim ama kendimi o sorumlulukta görmediğim için ertelediğim bir hayalimi gerçekleştirdim, barınaktan yavru bir köpek sahiplendim ve ondaki o sevgi ve şefkat bana çok iyi geldi ve öyle sevdirdiki kendini evladım gibi oldu. onun dışında daha önce binmediğim işlek olmayan yerlere giden belediye otobüslerine biniyorum merak ediyorum acaba nasıl bir yere gidiyor diye. daha önce görmediğim bir sürü güzel yeri görmüş oldum öyle veya böyle derken bir şekilde hayata tutunuyorum yaşamaya çalışıyorum arada bir ayrılık acısı baskın geliyor zor elde ettiğim bu mutluluğu kolayca kaptırabiliyorum o çok koyuyor. yani ben bunuda bir şekilde atlatacağım biliyorum ama ömür boyu böyle yalnız mı olacağım yani insanlar olmadanda mutluyum ama ben insanlarlada mutlu ilişkiler kurmak istiyorum. fakat tek o değilki mutsuz eden, insanların neredeyse hepsi mutsuz ediyor. çok düşündüm bendeki problemler nelerdir diye, bazılarını biliyorum, mesela eminim iletişimde hatalarım var, yanlış anlaşılabiliyorum. nasıl sınır çizeceğimide bilmiyorum, ikili ilişkilerde karar verirken mantık mı kullanılmalı vicdan mı bunuda bilemiyorum. karar verirken hata yapmaktan ve sonrasında pişman olmaktanda bir o kadar korkuyorum. insanlara karşı kendimi koruyabilmek istiyorum. en azından etkilenmeyecek düzeyde dönüşüm istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum, sizce bu işin tek yolu deneme yanılma döngüsünden mi ibaret yoksa farklı bir çözüm var mı insanları anlamanın veya zararlı davranışlarından korunmanın?
 
Konumun tamamını okuyamadım, uzun olduğu iÇin değil ama bilmiyorum okurken yoruldum.

Belki bir arayış içindesiniz.
Hepimizin hayatında ‘hiç bir şeyden mutlu olmayıp, haz almadığı’ dönemler olur belli ki böyle bir dönemden geçiyorsunuz.
Ve sanırım herşey söylediğiniz şu cümlede yatıyor ‘gün içerisinde o kadar çok uğraş ediniyorumki kendime hem evin içerisinde hem dışarıda. bir işe girip çalışsam bu kadar yorulmam belki. sırf kafam dağılsın diye. elbette kafam bir tık dağılıyor fakat kendimi yine düşünürken buluyorum.’
Belki çalışsanız bu kadar yorulmazsınız ama bu kadar düşünecek vakitte bulamazsınız.
Konuyu anlamadığım iÇin başka yorum yapamayacağım ☀️
 
Sizi şüpheye düşüren, ikilemde bırakan samimiyetine inanmadığınız kişileri hayatınızdan çıkararak baslayabilirsiniz. Ben beni üzen, samimiyetine inanmadıgım, iyi niyet görmediğim insanları tek tek çıkardım hayatımdan. Akrabam, arkadaşım farketmiyor. Hafiflemiş, rahatlamış, fazlalıklarımdan arınmış hissediyorum. Keske daha önce yapsaymışım diyorum. Sildiklerimden pisman değilim, aklım hala silmediklerimde. :) Az insan çok huzur diyorum.
 
Negatif veren sizi aşağı çeken sadece sevgili değil olursa olsun hayatınızdan çıkarın ben yakın zamanda böyle bir temizlik yaptım çok rahatladım.ama doğaya yonelmeniz harika olmuş .sağlık açısından da çok iyi gelir. Şimdi herşey otomatik gelmeye başlayacak.yavas yavaş. Kaybettiğiniz özgüven. Gitti sandığınız güzellik.(oysaki hep vardır ama biz farketmiyoruz). Bana mesela masaja kuaföre cilt bakımlarına gitmekte çok iyi geliyor deneyin derim. Sizin adınıza çok sevindim
 
kızlar biraz uzun haberiniz olsun. ben katlanılması zor şeyler yaşadım şu son bir kaç sene içerisinde ve hepsi tecrübe oldu bana, biraz daha büyüdüm olgunlaştım. lakin aşamadığım çok fazla şey var. örneğin bir konunun üzerinde çok duruyorum. öyle mi yoksa böyle mi derken. boşa koysam dolmuyor doluya koysam olmuyor. karar verme mekanizmamda bir sıkıntı mı var nedir bilmiyorum, nasıl düzeltirim bilmiyorum. 'konu' diye örneklendirdiğim şey somut bir şey değil, örneğin bir konu hakkında iki farklı kişiden bir şeyler duyuyorsunuz hangisi doğru söylüyor hangisi yalan söylüyor somut bir kanıtınız olmadığı için ikileme düşüyorsunuz. onun gibi bir şey. yalan söylenildiği zaman eğer önemsediğim bir konuysa bunu genelde anlıyorum ama anlasamda nafile kanıtlı ispatlı şekilde ortaya çıkaramıyorum ve bu yüzden kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar vermek çok zorluyor beni ve beynim yorulmak bilmiyor. düşün allah düşün. gün içerisinde o kadar çok uğraş ediniyorumki kendime hem evin içerisinde hem dışarıda. bir işe girip çalışsam bu kadar yorulmam belki. sırf kafam dağılsın diye. elbette kafam bir tık dağılıyor fakat kendimi yine düşünürken buluyorum. yaşanılan olayları, uğradığım haksızlıkları, yaptığım hataları, mutsuz olmak kolayken mutlu olmaya giden yolun zorluğu vb... mesela eskiden param yok diye mutsuzum zannederdim param olunca çok mutlu olacağım diye düşünürdüm. buna belirlenmiştim ve para elime geçince mutlu olmadığımı görünce bildiğiniz dumura uğradım. bu bile mutlu etmeye yetmemişti beni. çünkü yaşadığım her şeyi maddiyatımın kötü olmasına bağladığım için bir ara para her şeyi çözer her şey düzelir ve güzelleşir diye düşünüyordum. hayal ettiğim gibi olmadığı için öyle bir dumura uğradımki aylardır psikolojik tedavi görüyorum o derece kötü oldum. bu arada yanlış anlaşılmasın paracı biri olduğumdan değil sadece varlığını bilmediğim için eksik olan şeyi o sanıyordum. her neyse üstüne 6 senelik ilişkim bitti, zaten mutlu bir ilişki değildi, zorla her şeyi güzelleştirmeye iyileştirmeye çalışan bi tarafım vardı ve karşımdaki, hep bana, hep bana diyordu, kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyordu. gerçi son zamanlarda yaptığım her iyi şeye kayıtsız kaldığı yetmezmiş gibi canımı yakarak karşılık veriyordu. haliyle bende iyi olarak yaptığım ne varsa yakıp yıkıyordum. çünkü içimde öfke kin nefret gibi duyguları besledi bana bunu yaparak ve inanın onunla cebelleşicem diye ne kadar güzel huyum varsa kaybettim. neşemi, özbakımımı, özgüvenimi, özsaygımı, yaşama arzumu, her şeyimi elimden alan sürekli aşağıya çekmeye çalışan biriydi. olmayacak bir şeyi oldurtmaya çalışıyordum, beni sevmediğini bildiğim halde kendimi beni sevdiğine ikna etmeye çalışıyordum senelerce işkence ettim kendime resmen bir gün düzeleceğiz umuduyla. iyi yönleri var mıydı elbette vardı, zaman zaman ondan uzaklaştığımı anladığında sevgi bombardımanına tutup sonrasında tüm ilgisini çekerdi. bir de kafası iyi çalışan biri olduğu için hayatımdaki bazı konularda güzel yön verirdi. allah razı olsun. neyse, biliyorum ben bu enkazın altından bir şekilde kalkarım çünkü bir şeyleri yerine koyabilmeyi öğrendim, sağolsun onuda öğretti. okula gitmiyorum çalışmıyorum bu yüzden boş vaktim çoktu. boş geçen zamanımda enerji ile alakalı araştırmalar yaptım, bana iyi geleceğine inandığım ne varsa yapmaya çalıştım. ilk etapta evimin eşyalarını feng shui ye göre tekrardan dizayn ettim, eski, kullanmadığım veya hüzün veren kötü anısı olan her şeyi çöpe attım.
( normalde istifçiliğimle bilinirdim ) eskiye nazaran daha sağlıklı besleniyorum. eskisi gibi bar mekan gezmek yerine, daha çok doğaya yöneldim, bazen deniz kenarına veya ormana plastikleri toplamaya gidiyorum. içimde bastıramadığım birilerine karşı iyi davranma ve sevgi gösterme isteğimide en azından gereksiz insanlar yerine doğaya sunuyorum hatta delirmiş bu diyeceksiniz ama ağaçlara sarıldığımda bana çok iyi geliyor. çok uzun zamandır düşlediğim ama kendimi o sorumlulukta görmediğim için ertelediğim bir hayalimi gerçekleştirdim, barınaktan yavru bir köpek sahiplendim ve ondaki o sevgi ve şefkat bana çok iyi geldi ve öyle sevdirdiki kendini evladım gibi oldu. onun dışında daha önce binmediğim işlek olmayan yerlere giden belediye otobüslerine biniyorum merak ediyorum acaba nasıl bir yere gidiyor diye. daha önce görmediğim bir sürü güzel yeri görmüş oldum öyle veya böyle derken bir şekilde hayata tutunuyorum yaşamaya çalışıyorum arada bir ayrılık acısı baskın geliyor zor elde ettiğim bu mutluluğu kolayca kaptırabiliyorum o çok koyuyor. yani ben bunuda bir şekilde atlatacağım biliyorum ama ömür boyu böyle yalnız mı olacağım yani insanlar olmadanda mutluyum ama ben insanlarlada mutlu ilişkiler kurmak istiyorum. fakat tek o değilki mutsuz eden, insanların neredeyse hepsi mutsuz ediyor. çok düşündüm bendeki problemler nelerdir diye, bazılarını biliyorum, mesela eminim iletişimde hatalarım var, yanlış anlaşılabiliyorum. nasıl sınır çizeceğimide bilmiyorum, ikili ilişkilerde karar verirken mantık mı kullanılmalı vicdan mı bunuda bilemiyorum. karar verirken hata yapmaktan ve sonrasında pişman olmaktanda bir o kadar korkuyorum. insanlara karşı kendimi koruyabilmek istiyorum. en azından etkilenmeyecek düzeyde dönüşüm istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum, sizce bu işin tek yolu deneme yanılma döngüsünden mi ibaret yoksa farklı bir çözüm var mı insanları anlamanın veya zararlı davranışlarından korunmanın?
Oncelikle kendinizi çok iyi ifade ediyorsunuz.
İnsanları anlamak zorunda değilsiniz
Herseyi akışına bırakın
 
bende hayalim var..
şehirden köye kaçmak istiyorum..
büyük bahçeli müstakil bir ev almak..
içini yaptırmak..
bahçede ne varsa ekmek...
huzur istiyorum o derece.. hiç kimseyi istemiyorum tek başıma..
ama huzurlulara hiç rahat yok ya..
 
Farkında olmak güzeldir. Farketmissiniz çoğu şeyi bundan sonra harekete geçin. Toksik insanları hayatınızdan çıkarın. Ve sonra kendinize yönelin. Kendi içinizde ne kadar mutlu,üretken,pozitif olursanız etrafınıza da bu yansıyor. İnsanlar sizinle yakınlaşmak istiyor. Sonra aralarından size uygun olanları secersiniz
 
Topiğime bir göz atmanızı çok tavsiye ederim. Enerji dönüşümü ve olumlamalar. Sizin dönüşmeniz için bir sürü çalışmalar var.

Bir de biz dünya okuluna tekamül için geldik. Karşımıza çıkan sert olaylarla büyümemiz sağlanıyor. Burada bizlerin yapacağı şey, o olaydan ders çıkarmak ve uyanışa geçmek. İşte o zaman o konu tamamen kapanır.

Gerçek diye bir teknik var. Önce bilincinizi susturmak için şöyle deyin “Her şey göründüğünün tersidir, hiçbir şey göründüğünün tersi değildir’ (birkaç kez) sonra ardından kapatın gözlerinizi ve elinizi kalbinize koyun. “Gerçek (2 saniye dur) ….. bana karşı dürüst mü?’ diye sorun. Kalbinize evet veya hayır’ın bilgisi gelecek.

Bilincinizi susturmak istediğiniz, uyuyamadığınız, birileriyle sorun yaşadığınızda, tartışan birilerini gördüğünüzde vs vs her şey göründüğünün tersidir …….. olan cümleyi sıklıkla tekrar edin. Bilicin susması için harika bir yöntemdir.
 
Sizi şüpheye düşüren, ikilemde bırakan samimiyetine inanmadığınız kişileri hayatınızdan çıkararak baslayabilirsiniz. Ben beni üzen, samimiyetine inanmadıgım, iyi niyet görmediğim insanları tek tek çıkardım hayatımdan. Akrabam, arkadaşım farketmiyor. Hafiflemiş, rahatlamış, fazlalıklarımdan arınmış hissediyorum. Keske daha önce yapsaymışım diyorum. Sildiklerimden pisman değilim, aklım hala silmediklerimde. :) Az insan çok huzur diyorum.

Ben hatayı aslında arkadaş olsun sevgili olsun fark etmeksizin onlara kalıcı gözle baktığım için yapıyorum yani bu kişi hayatımda ve hep öyle kalacak diye şartlıyorum kendimi. aslında bunu yaparken bunun altında yatan başka travmalarım var onlar çok ayrı bir konu. Bir diğer hatam ise zoru sevmek. güven veren, dürüst gözüken, iyi kalpli olduğu belli olan çok fazla insanla tanışmışımdır bugüne kadar ama hiç biri ile arkadaş olamadım. nerede iki yüzlü, haset, fesat insan var onları tercih ettim. onların arkadaşlığını elde edebilmek daha matah bir şeymiş gibi gelirdi bana hep. bir de gereksiz bir özgüven vardı o zamanlar bende ben zarar görmem kendimi koruyabilirim diye düşünüyordum. cin olmadan adam çarpmaya kalkınca doğal olarak sırtımda şef bıçak seti ile gezdim bir süre :KK70: yani bir insan kendine niye bunu yapar dediğim bir çok şey var aslında yaz yaz bitmez ama en azın artık daha bilinçli daha farkında biriyim büyümek böyle bir şeymiş ben biraz geç tecrübe ettim
 
Negatif veren sizi aşağı çeken sadece sevgili değil olursa olsun hayatınızdan çıkarın ben yakın zamanda böyle bir temizlik yaptım çok rahatladım.ama doğaya yonelmeniz harika olmuş .sağlık açısından da çok iyi gelir. Şimdi herşey otomatik gelmeye başlayacak.yavas yavaş. Kaybettiğiniz özgüven. Gitti sandığınız güzellik.(oysaki hep vardır ama biz farketmiyoruz). Bana mesela masaja kuaföre cilt bakımlarına gitmekte çok iyi geliyor deneyin derim. Sizin adınıza çok sevindim

evet gerçekten doğaya yönelmek çok iyi geldi yani köpeğimin aşılarının tamamlanmasını bekliyorum onunla birlikte gidebilmek için gerçekten bunun hayali bile mutlu ediyor beni. benim içimde aslında hep doğa ile bir bağ vardı ama hayatımdaki hiç kimse böyle değildi bende yalnız başıma bir şeyler yapabilen biri değildim. aslında inanın çevremdeki kişilere uyum sağlayabilmem ama onların bana sağlayamaması bu bile istemsizce aşağıya çekilmeme neden oluyordu belkide tabi yinede onları böyle oldukları için suçlayamam sonuçta tercih edip hayatıma alan bendim. masadan dostlar tek tek eksilince uzaktan izleme fırsatı doğuyor bazı şeyleri ve özellikle kendi başına kalınca bir ayna oluyorsun kendine. bunları yaşadığım için pek sitem edesimde yok çünkü yaşadıklarım beni güzel bir noktaya taşıdılar
 
bende hayalim var..
şehirden köye kaçmak istiyorum..
büyük bahçeli müstakil bir ev almak..
içini yaptırmak..
bahçede ne varsa ekmek...
huzur istiyorum o derece.. hiç kimseyi istemiyorum tek başıma..
ama huzurlulara hiç rahat yok ya..

ben küçükkende bu yaşımdada bir ev hayal ederken asla apartman dairesi hayal etmezdim hep bahçeli iki katlı şirin doğa ile iç içe bir ev hayal ederdim halada öyle hayal ediyorum. bu gibi isteklerin insanlarda çok daha yoğun bir şekilde belirmesi bana çok normal geliyor çünkü içinde bulunduğumuz sistem gerçekten insan ruhuna göre aykırı bir sistem ve bunu fark edip aydınlanmaya başladık diye düşünüyorum
 
Topiğime bir göz atmanızı çok tavsiye ederim. Enerji dönüşümü ve olumlamalar. Sizin dönüşmeniz için bir sürü çalışmalar var.

Bir de biz dünya okuluna tekamül için geldik. Karşımıza çıkan sert olaylarla büyümemiz sağlanıyor. Burada bizlerin yapacağı şey, o olaydan ders çıkarmak ve uyanışa geçmek. İşte o zaman o konu tamamen kapanır.

Gerçek diye bir teknik var. Önce bilincinizi susturmak için şöyle deyin “Her şey göründüğünün tersidir, hiçbir şey göründüğünün tersi değildir’ (birkaç kez) sonra ardından kapatın gözlerinizi ve elinizi kalbinize koyun. “Gerçek (2 saniye dur) ….. bana karşı dürüst mü?’ diye sorun. Kalbinize evet veya hayır’ın bilgisi gelecek.

Bilincinizi susturmak istediğiniz, uyuyamadığınız, birileriyle sorun yaşadığınızda, tartışan birilerini gördüğünüzde vs vs her şey göründüğünün tersidir …….. olan cümleyi sıklıkla tekrar edin. Bilicin susması için harika bir yöntemdir.

diğer sosyal medya uygulamalarında hep bu tarz şeyleri takip ediyorum artık ve gerçekten bana çok iyi geldi çok kısa sürede çok güzel yol kat ettim. severek vakit geçirdiğim bu forumdada size rastladığıma çok mutlu oldum forumda böyle birinede ihtiyaç vardı ( bu tarz paylaşımlar yapan ilk ankaenerjisi 'ni gördüğüm için böyle söylüyorum başka yapan arkadaşlar varsa beni affetsinler :) topiğinizi biraz inceleyip cevap vermek için döndüm şimdi tekrar doğru dürüst incelemeye gidiyorum 💗
 
ah benimde tek isteğim. kedimi alcam. başbaşa insansız yaşayalım beraber.
 
kızlar biraz uzun haberiniz olsun. ben katlanılması zor şeyler yaşadım şu son bir kaç sene içerisinde ve hepsi tecrübe oldu bana, biraz daha büyüdüm olgunlaştım. lakin aşamadığım çok fazla şey var. örneğin bir konunun üzerinde çok duruyorum. öyle mi yoksa böyle mi derken. boşa koysam dolmuyor doluya koysam olmuyor. karar verme mekanizmamda bir sıkıntı mı var nedir bilmiyorum, nasıl düzeltirim bilmiyorum. 'konu' diye örneklendirdiğim şey somut bir şey değil, örneğin bir konu hakkında iki farklı kişiden bir şeyler duyuyorsunuz hangisi doğru söylüyor hangisi yalan söylüyor somut bir kanıtınız olmadığı için ikileme düşüyorsunuz. onun gibi bir şey. yalan söylenildiği zaman eğer önemsediğim bir konuysa bunu genelde anlıyorum ama anlasamda nafile kanıtlı ispatlı şekilde ortaya çıkaramıyorum ve bu yüzden kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar vermek çok zorluyor beni ve beynim yorulmak bilmiyor. düşün allah düşün. gün içerisinde o kadar çok uğraş ediniyorumki kendime hem evin içerisinde hem dışarıda. bir işe girip çalışsam bu kadar yorulmam belki. sırf kafam dağılsın diye. elbette kafam bir tık dağılıyor fakat kendimi yine düşünürken buluyorum. yaşanılan olayları, uğradığım haksızlıkları, yaptığım hataları, mutsuz olmak kolayken mutlu olmaya giden yolun zorluğu vb... mesela eskiden param yok diye mutsuzum zannederdim param olunca çok mutlu olacağım diye düşünürdüm. buna belirlenmiştim ve para elime geçince mutlu olmadığımı görünce bildiğiniz dumura uğradım. bu bile mutlu etmeye yetmemişti beni. çünkü yaşadığım her şeyi maddiyatımın kötü olmasına bağladığım için bir ara para her şeyi çözer her şey düzelir ve güzelleşir diye düşünüyordum. hayal ettiğim gibi olmadığı için öyle bir dumura uğradımki aylardır psikolojik tedavi görüyorum o derece kötü oldum. bu arada yanlış anlaşılmasın paracı biri olduğumdan değil sadece varlığını bilmediğim için eksik olan şeyi o sanıyordum. her neyse üstüne 6 senelik ilişkim bitti, zaten mutlu bir ilişki değildi, zorla her şeyi güzelleştirmeye iyileştirmeye çalışan bi tarafım vardı ve karşımdaki, hep bana, hep bana diyordu, kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyordu. gerçi son zamanlarda yaptığım her iyi şeye kayıtsız kaldığı yetmezmiş gibi canımı yakarak karşılık veriyordu. haliyle bende iyi olarak yaptığım ne varsa yakıp yıkıyordum. çünkü içimde öfke kin nefret gibi duyguları besledi bana bunu yaparak ve inanın onunla cebelleşicem diye ne kadar güzel huyum varsa kaybettim. neşemi, özbakımımı, özgüvenimi, özsaygımı, yaşama arzumu, her şeyimi elimden alan sürekli aşağıya çekmeye çalışan biriydi. olmayacak bir şeyi oldurtmaya çalışıyordum, beni sevmediğini bildiğim halde kendimi beni sevdiğine ikna etmeye çalışıyordum senelerce işkence ettim kendime resmen bir gün düzeleceğiz umuduyla. iyi yönleri var mıydı elbette vardı, zaman zaman ondan uzaklaştığımı anladığında sevgi bombardımanına tutup sonrasında tüm ilgisini çekerdi. bir de kafası iyi çalışan biri olduğu için hayatımdaki bazı konularda güzel yön verirdi. allah razı olsun. neyse, biliyorum ben bu enkazın altından bir şekilde kalkarım çünkü bir şeyleri yerine koyabilmeyi öğrendim, sağolsun onuda öğretti. okula gitmiyorum çalışmıyorum bu yüzden boş vaktim çoktu. boş geçen zamanımda enerji ile alakalı araştırmalar yaptım, bana iyi geleceğine inandığım ne varsa yapmaya çalıştım. ilk etapta evimin eşyalarını feng shui ye göre tekrardan dizayn ettim, eski, kullanmadığım veya hüzün veren kötü anısı olan her şeyi çöpe attım.
( normalde istifçiliğimle bilinirdim ) eskiye nazaran daha sağlıklı besleniyorum. eskisi gibi bar mekan gezmek yerine, daha çok doğaya yöneldim, bazen deniz kenarına veya ormana plastikleri toplamaya gidiyorum. içimde bastıramadığım birilerine karşı iyi davranma ve sevgi gösterme isteğimide en azından gereksiz insanlar yerine doğaya sunuyorum hatta delirmiş bu diyeceksiniz ama ağaçlara sarıldığımda bana çok iyi geliyor. çok uzun zamandır düşlediğim ama kendimi o sorumlulukta görmediğim için ertelediğim bir hayalimi gerçekleştirdim, barınaktan yavru bir köpek sahiplendim ve ondaki o sevgi ve şefkat bana çok iyi geldi ve öyle sevdirdiki kendini evladım gibi oldu. onun dışında daha önce binmediğim işlek olmayan yerlere giden belediye otobüslerine biniyorum merak ediyorum acaba nasıl bir yere gidiyor diye. daha önce görmediğim bir sürü güzel yeri görmüş oldum öyle veya böyle derken bir şekilde hayata tutunuyorum yaşamaya çalışıyorum arada bir ayrılık acısı baskın geliyor zor elde ettiğim bu mutluluğu kolayca kaptırabiliyorum o çok koyuyor. yani ben bunuda bir şekilde atlatacağım biliyorum ama ömür boyu böyle yalnız mı olacağım yani insanlar olmadanda mutluyum ama ben insanlarlada mutlu ilişkiler kurmak istiyorum. fakat tek o değilki mutsuz eden, insanların neredeyse hepsi mutsuz ediyor. çok düşündüm bendeki problemler nelerdir diye, bazılarını biliyorum, mesela eminim iletişimde hatalarım var, yanlış anlaşılabiliyorum. nasıl sınır çizeceğimide bilmiyorum, ikili ilişkilerde karar verirken mantık mı kullanılmalı vicdan mı bunuda bilemiyorum. karar verirken hata yapmaktan ve sonrasında pişman olmaktanda bir o kadar korkuyorum. insanlara karşı kendimi koruyabilmek istiyorum. en azından etkilenmeyecek düzeyde dönüşüm istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum, sizce bu işin tek yolu deneme yanılma döngüsünden mi ibaret yoksa farklı bir çözüm var mı insanları anlamanın veya zararlı davranışlarından korunmanın?
yengeç burcumusun
 
Eskiden arkadaşlarıma çok önem verirdim. Artik vermiyorum kimseyle doğru düzgün görüşmüyorum zamanla yaşadıklarımız bizi bu hale getiriyor.2 3 arkadaşım kaldı onlarlada 2 ayda bir falan anca görüşüyorum. Aşk meşk konuları desen orda da pek yüzümüz gülmedi. Evde böyle kendi kendime kaldım. Sonra psikolojik sorunlarım gün yüzüne çıktı. Doğada hayatta kalabilme yeteneğim olsa ben de alıp başımı gitmek istiyorum dağa bayıra.Bir zamanlar sizin düşündüğünüz gibi para kazanmadan ve calısmadan mutlu olunmaz fikrindeyim bunu asamiyorum siz kendi kendinizi nasıl iyilestirdiginiz merak ettim. Bir şeyler anlatmışsınız hayvan sahiplenme vs gibi ama bir yerden sonra yine para kazanma gereği duymayacak miyiz? Çalışmayıp mutlu olan insanlara özeniyorum valla.
 
Eskiden arkadaşlarıma çok önem verirdim. Artik vermiyorum kimseyle doğru düzgün görüşmüyorum zamanla yaşadıklarımız bizi bu hale getiriyor.2 3 arkadaşım kaldı onlarlada 2 ayda bir falan anca görüşüyorum. Aşk meşk konuları desen orda da pek yüzümüz gülmedi. Evde böyle kendi kendime kaldım. Sonra psikolojik sorunlarım gün yüzüne çıktı. Doğada hayatta kalabilme yeteneğim olsa ben de alıp başımı gitmek istiyorum dağa bayıra.Bir zamanlar sizin düşündüğünüz gibi para kazanmadan ve calısmadan mutlu olunmaz fikrindeyim bunu asamiyorum siz kendi kendinizi nasıl iyilestirdiginiz merak ettim. Bir şeyler anlatmışsınız hayvan sahiplenme vs gibi ama bir yerden sonra yine para kazanma gereği duymayacak miyiz? Çalışmayıp mutlu olan insanlara özeniyorum valla.

Bunca yıl çabaladım uğruna inandığım şeyler için savaştım ve tabiki yol kat ettiğim konularda oldu, kat edemediğim konularda oldu. Ben hala iyileşme sürecindeyim tam olarak iyileşebilmiş değilim fakat iyileşeceğim. Ben mental anlamda büyük bir kırılma noktasındayım bu öyle bir kırılmaki aslında bir kabulleniş ve teslim olma durumu. Ben güzel olan iyi olan her şeyi hak ettiğine inanan bir insandım her zaman ve hala pozitifim bu konuda. Yaptığım yanlış ise buna inanmama rağmen kendi hak ettiğimden çok daha fazlasını sevdiğim insanlara sunmaya çalışmak ve karşılık beklemekti. Hüsranla sonuçlandı hep. Bende kendimle kalakaldım. Bu cümle beni rahatsız etmiyor kullanılırken mesela. Nasıl baktığınızla çok alakalı, yani aslında bir teslimiyet bir kabul ediş. Kendimle kalmam için gereken şartlar bir anda oluşuverdi ve her şeye rağmen kendime sahibim demek bana göre. Çalışarak tabiki mutlu olunabilir yeterki sevdiğimiz işi yapabilelim buna mecbur olmayalım bunu isteyelim. Herkes belli şartlar çerçevesince kendisi için en iyi olanı yapmaya çalışır ama şartlar katı olduğunda insan severek başladığı bir işten bile soğuyabilir. Planlı şekilde sorumluluk azaltmaya odaklanılmalı böyle durumlarda. Hayati önem taşıyan şeylerden bahsetmiyorum. Mesela birinin sizden küçük bir şey istemeside size bir sorumluluk yükler, bazen bu devamlı hale gelebilir. Sorumluluk azaltmak istendiğinde bu istek siz karşılamak isteseniz bile o an kibarca reddedebilirsiniz. Bu tarz denemeler bana çok iyi geldi biraz daha hayır demeyi öğrendim ve bunun hafifliğini rahatlığını yaşıyorum o an. Normalde bağış yapan biriyimdir, zor durumda olduğunu gördüğüm ihtiyaç sahibi olduğuna inandığım kişilere yardım ederim, bu artık bende bir sorumluluk haline gelmişti. Bir gün yine böyle bir isteğim oldu fakat kendimi durdurdum, tıpkı yoldan geçen bir sürü insan gibi bende kendi sebebimce reddettim. Buna karar verirken kendimi duyarsızlıkla suçlamıştım ve kötü hissetmiştim ama sonrasında her şeye karşı duyarlı olmak zorunda olmadığımı bilmekte bana iyi geldi. Mesela benim çalışmaya ihtiyacım yok ve şu an kendimle ilgilenmekle iyileştirmekle meşgulüm fakat bana iyi geleceğini düşündüğüm sevebileceğim bir iş karşıma çıkarsa seve seve giderim. Doğada hepimizin hayatta kalma yeteneği var aslında fakat günümüz insanları olarak bu özelliğimiz oldukça körelmiş durumda fakat tamiri mümkün. Aşk konusuna gelince yüzüm güldü desem yalan olur, gülmedi desem yalan olur. Ben hikayenin sonunu hep merak etmişimdir aşk konularında. Yaşadığım o çok büyük aşklar hep hüsranla sonuçlandı. Ben kişilerden almam gereken dersi aldığım gibi aşk konusundada almam gereken dersi aldım. Ben aşk insanıyımdır insanların sevgi enerjisi ile beslenip, aynı enerji ile insanları beslerim. Fakat bu konudaki alma verme dengesi bozulduğunda bu zehirli bir hale dönüşüyor. Her şeyin fazlası zarar diye boşuna demiyorlar. Artık aldığımdan fazla vermem, verdiğimden fazlasını talep etmem. Artık mücadele etmem, yorulmam, geçmişi veya geleceği düşünmem. Tekrar aşık olursam bir gün, uçsuz bucaksız bir nehir gibi akıp gitmek isterim. Yaşadığım her anın keyfini çıkarmak isterim. Gerçekten güzel bir akış yakalamışsam akıp gidiyorsa bunu olmasından korktuğum şeyleri düşünerek duraksatmam. Artık kontrol etmem ve edilmem. Kendimi severim, ilgilenirim, mutlu ederim, olabildiğince fazlasını önce kendime veririmki bendeki fazlalıktan dolup taşanlarla o da aynı şekilde iyi etkilenir. Bu karşımdakine direkt vermekten kendimi es geçmekten çok daha iyi olur. Karşımdakide bu düşünce biçimine hazır biri olsun isterim. Ben kendimi iyileştirme sürecimde en çok kendimi ne kadar tanıyorum buna odaklanarak başladım. Neyi sevip sevmediğimi veya neyden mutlu olup olmadığımı sorguladım. Sorgulamalar devam ettikçe kendim için doğru olanı doğru bir biçimde nasıl yapabilirim bunu öğrenmeye başladım. Kendi değerimi başkalarının bana verdiği değer üzerinden belirlemeyi bıraktım, kendimle savaşmak yerine kendim olmanın ve olabilmenin rahatlığını yaşıyorum. İnsanlardan eskisi gibi şefkat, sevgi, ilgi dilenmiyorum. Beğenilme arzumu törpüledim artık aynaya kendi kendimi beğenip beğenmediğimi merak ettiğim için bakıyorum, iyi bir halde olup olmadığımı önemsiyorum daha doğrusu. Eskiden insanların gözünden nasıl gözüktüğümü anlamak için bakardım. Onaylanma ihtiyacı gütmüyorum. Kendi yolumda ilerlediğimi ve herkesin kendine ait bir yolu olduğuna inanıyorum. İnsanların bu perspektifime zarar vermesine izin vermiyorum. Kendimle ilgili aldığım kararları ben onaylıyorsam ve iyi olanı yapmaya çalışmışsam, yargılandığımda, kınandığımda, ben öyle uygun gördüm diyorum. Hatalarım için kendimi suçlamayı ve yüklenmeyi bıraktım. Bu ara odaklandığım şey hatalarımda benim varoluşumun bir parçasıysa hangi konularda hata yapmaya elverişliyim bunları ölçüp biçip tartıyorum, bugüne kadar hangi hatamın aslında bana ve hatayı gören mağdura karşı bir zarardan çok karşılıklı olarak yarar sağladığına bunun mümkünlüğünü sorguluyorum. Herkesi ve her şeyi affedip zihnimde onları serbest bırakmaya çalışıyorum. Şimdilik bu kadar ilerleyebildim :)
 
O kadar aynı yollardan geçiyoruz, geçmişiz ki bir an bunları ben mi yazdım dedim.iyileşiyoruz daha da iyi olacağız 😍
 
kızlar biraz uzun haberiniz olsun. ben katlanılması zor şeyler yaşadım şu son bir kaç sene içerisinde ve hepsi tecrübe oldu bana, biraz daha büyüdüm olgunlaştım. lakin aşamadığım çok fazla şey var. örneğin bir konunun üzerinde çok duruyorum. öyle mi yoksa böyle mi derken. boşa koysam dolmuyor doluya koysam olmuyor. karar verme mekanizmamda bir sıkıntı mı var nedir bilmiyorum, nasıl düzeltirim bilmiyorum. 'konu' diye örneklendirdiğim şey somut bir şey değil, örneğin bir konu hakkında iki farklı kişiden bir şeyler duyuyorsunuz hangisi doğru söylüyor hangisi yalan söylüyor somut bir kanıtınız olmadığı için ikileme düşüyorsunuz. onun gibi bir şey. yalan söylenildiği zaman eğer önemsediğim bir konuysa bunu genelde anlıyorum ama anlasamda nafile kanıtlı ispatlı şekilde ortaya çıkaramıyorum ve bu yüzden kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar vermek çok zorluyor beni ve beynim yorulmak bilmiyor. düşün allah düşün. gün içerisinde o kadar çok uğraş ediniyorumki kendime hem evin içerisinde hem dışarıda. bir işe girip çalışsam bu kadar yorulmam belki. sırf kafam dağılsın diye. elbette kafam bir tık dağılıyor fakat kendimi yine düşünürken buluyorum. yaşanılan olayları, uğradığım haksızlıkları, yaptığım hataları, mutsuz olmak kolayken mutlu olmaya giden yolun zorluğu vb... mesela eskiden param yok diye mutsuzum zannederdim param olunca çok mutlu olacağım diye düşünürdüm. buna belirlenmiştim ve para elime geçince mutlu olmadığımı görünce bildiğiniz dumura uğradım. bu bile mutlu etmeye yetmemişti beni. çünkü yaşadığım her şeyi maddiyatımın kötü olmasına bağladığım için bir ara para her şeyi çözer her şey düzelir ve güzelleşir diye düşünüyordum. hayal ettiğim gibi olmadığı için öyle bir dumura uğradımki aylardır psikolojik tedavi görüyorum o derece kötü oldum. bu arada yanlış anlaşılmasın paracı biri olduğumdan değil sadece varlığını bilmediğim için eksik olan şeyi o sanıyordum. her neyse üstüne 6 senelik ilişkim bitti, zaten mutlu bir ilişki değildi, zorla her şeyi güzelleştirmeye iyileştirmeye çalışan bi tarafım vardı ve karşımdaki, hep bana, hep bana diyordu, kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyordu. gerçi son zamanlarda yaptığım her iyi şeye kayıtsız kaldığı yetmezmiş gibi canımı yakarak karşılık veriyordu. haliyle bende iyi olarak yaptığım ne varsa yakıp yıkıyordum. çünkü içimde öfke kin nefret gibi duyguları besledi bana bunu yaparak ve inanın onunla cebelleşicem diye ne kadar güzel huyum varsa kaybettim. neşemi, özbakımımı, özgüvenimi, özsaygımı, yaşama arzumu, her şeyimi elimden alan sürekli aşağıya çekmeye çalışan biriydi. olmayacak bir şeyi oldurtmaya çalışıyordum, beni sevmediğini bildiğim halde kendimi beni sevdiğine ikna etmeye çalışıyordum senelerce işkence ettim kendime resmen bir gün düzeleceğiz umuduyla. iyi yönleri var mıydı elbette vardı, zaman zaman ondan uzaklaştığımı anladığında sevgi bombardımanına tutup sonrasında tüm ilgisini çekerdi. bir de kafası iyi çalışan biri olduğu için hayatımdaki bazı konularda güzel yön verirdi. allah razı olsun. neyse, biliyorum ben bu enkazın altından bir şekilde kalkarım çünkü bir şeyleri yerine koyabilmeyi öğrendim, sağolsun onuda öğretti. okula gitmiyorum çalışmıyorum bu yüzden boş vaktim çoktu. boş geçen zamanımda enerji ile alakalı araştırmalar yaptım, bana iyi geleceğine inandığım ne varsa yapmaya çalıştım. ilk etapta evimin eşyalarını feng shui ye göre tekrardan dizayn ettim, eski, kullanmadığım veya hüzün veren kötü anısı olan her şeyi çöpe attım.
( normalde istifçiliğimle bilinirdim ) eskiye nazaran daha sağlıklı besleniyorum. eskisi gibi bar mekan gezmek yerine, daha çok doğaya yöneldim, bazen deniz kenarına veya ormana plastikleri toplamaya gidiyorum. içimde bastıramadığım birilerine karşı iyi davranma ve sevgi gösterme isteğimide en azından gereksiz insanlar yerine doğaya sunuyorum hatta delirmiş bu diyeceksiniz ama ağaçlara sarıldığımda bana çok iyi geliyor. çok uzun zamandır düşlediğim ama kendimi o sorumlulukta görmediğim için ertelediğim bir hayalimi gerçekleştirdim, barınaktan yavru bir köpek sahiplendim ve ondaki o sevgi ve şefkat bana çok iyi geldi ve öyle sevdirdiki kendini evladım gibi oldu. onun dışında daha önce binmediğim işlek olmayan yerlere giden belediye otobüslerine biniyorum merak ediyorum acaba nasıl bir yere gidiyor diye. daha önce görmediğim bir sürü güzel yeri görmüş oldum öyle veya böyle derken bir şekilde hayata tutunuyorum yaşamaya çalışıyorum arada bir ayrılık acısı baskın geliyor zor elde ettiğim bu mutluluğu kolayca kaptırabiliyorum o çok koyuyor. yani ben bunuda bir şekilde atlatacağım biliyorum ama ömür boyu böyle yalnız mı olacağım yani insanlar olmadanda mutluyum ama ben insanlarlada mutlu ilişkiler kurmak istiyorum. fakat tek o değilki mutsuz eden, insanların neredeyse hepsi mutsuz ediyor. çok düşündüm bendeki problemler nelerdir diye, bazılarını biliyorum, mesela eminim iletişimde hatalarım var, yanlış anlaşılabiliyorum. nasıl sınır çizeceğimide bilmiyorum, ikili ilişkilerde karar verirken mantık mı kullanılmalı vicdan mı bunuda bilemiyorum. karar verirken hata yapmaktan ve sonrasında pişman olmaktanda bir o kadar korkuyorum. insanlara karşı kendimi koruyabilmek istiyorum. en azından etkilenmeyecek düzeyde dönüşüm istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum, sizce bu işin tek yolu deneme yanılma döngüsünden mi ibaret yoksa farklı bir çözüm var mı insanları anlamanın veya zararlı davranışlarından korunmanın?
Kacacaksan konum at gelırım bende🤣🤣
 
X