İngilizce pratik yapalım diyenler burası sizin mekanınız artık

i must wash the dishes---------bulaşıkları yıkamalıyım
i have to wash the dishes-------bulaşıkları yıkamalıyım( bu benim görevim kural gereği ben yıkamalıyım)
i have got to wash the dishes-------bulaşıkları yıkamalıyım( bir sefere özgü gereklilik)
have i to wash the dishes? bulaşıkları yıkamak zorunda mıyım?
will i have to wash the dishes? bulaşıkları yıkamak zorunda olacak mıyım?
had you got to wash the dishes? bulaşıkları yıkamak zorunda kaldın mı?(geçmiş zaman yaparken have in geçmiş hali olan had sözcüğü cümlenin başına geliyor)
ya da
did you have to wash the dishes? bulaşıkları yıkamak zorunda kaldın mı?( yada do nun geçmiş hali olan did cümle başına geliyor iki cümle arasında anlam farkı yok)


ne kadar tembel olduğum ortaya çıktı bulaşık yıkamak bu kadar zorunluluk benim için makina da olmasa napçam bilmem :))
 
ingilizceyi öğrenmek için ne zamana kadar ders çalışmak zorundayım?
dersi çalıştım cümle kuramıyorum yine yaa....bu cümleyi bana çevirir misiiniz please?
 
will i have to study for learn english until what time?
bakalım nasıl olmuş.
 
ingilizceyi öğrenmek için ne zamana kadar ders çalışmak zorundayım?
dersi çalıştım cümle kuramıyorum yine yaa....bu cümleyi bana çevirir misiiniz please?

will i have to study for learn english until what time?
bakalım nasıl olmuş.


How long will I have to study in order to learn English?

Doğrusu sakın bu olmasın tatlım yerimsenibenŞeniz
 

Say bakem annem kaç kelimesi tutmuş :roflol: :roflol: :roflol:
 

şartların uyuyorsa bence git .ben de halk eğitimle bu işin olmayacağını biliyorum fakat.çok istekli kişiler için de bir düzen getiriyor. bir hafta boyunca işte fırsat buldukça çalışıyorum. haftasonu gidip takıldığım yerleri soruyorum.bunun yanında işlediğimiz seri kitaplar çok güzel ve keyifli sana yükleme yapmadan keyiflice öğretiyor.ben de kendim öğrenmeye çalışırken ingilizce ne bulsam çalışıyordum bir hafta sonra unutuyordum ya da karıştırıyordum.
kursu tavsiye ederim.
 
o.k. understood... so, we do it a bit slower for you... what if you write some sentences in present continuous tense? write some (+ ), ( - ) , ( ? ) sentences... we check and correct them.. it is always the best way...

right on ...I writing some sentences


first . simple present tence

I study to english everyday(+)
I don't study to english everyday(-)
Do you study to english everyday?

she studies to english everyday
she doesn't study to english everyday
Does she study to english everyday?


burada öğrendiğim ayrıntıları da not düşeyim.(aslında önceden biliyordum ama yine de tekrar yapıyorum) do /does sorularına yes /no ile yanıtlarız. tıpkı to be (am,is,are )sorularında olduğu gibi

he/she/ıt özneleri için verb +s
I,you ,we ,they verb yalın halde

fakat he ,she , ıt özneleri ile soru ve olumsuz cümle yaparken. do fiili es takısı aldığından fiil-s alamaz..

bu konu içinde bir ayrıntıda ''y'' ile biten fiillerde y düşer ve kendisinden önceki harf sessiz ise'' -ies'' gelir. yukarıdaki gibi.
cry_cries for example

eğer ''y'' harfinden önce sesli bir harf geliyorsa sadece -s alır (plays)
birde -ch -ss - o ile biten filller ''es'' takısı alır.



yazılanların hepsini kendi yorumlarımla kafamdan yazdım bazı şeyleri atlamış ya da yanlış yazmış olabilirim öğretmenim sen kontrol edersen sevinirim.


second lesson

the present continuous tense

burada da verbler -ing takısı alır.
tüm kişi zamirleri için kural değişmez.
example;
I am studying to english now
You are studying to english now (etc)

I am not studying to english now(am not için kısaltma yapamıyoruz)
you aren't studying to english now

Am I studying to english now?
Are you sleeping?


bu sorulara da yes /no question deriz.

burada da küçük bir kaç ayrıntı var. bazı fiiler -ing alırken en son ses çift yazılır.bunlar bir kurala bağlı olarak çift yazılmıyor.ezberlemek gerekir. zaten çok az bu şekilde kelime var.
sit- sitting run - runnig vs...
diger bir durumda son sesi ''e'' olan fiiler -ing alırken ''e'' sesi düşer.
write - writing come - coming



bu zamanları sadece takılarla değil cümlelerle de pekiştiririz.
geniş zamanlı cümlelerin sonuna - everyday - every time - every weekend etc. rutin ve devamlı o faaliyeti yaptığımızı gösterir.prensent continuous tensede de -now, - at the moment gibi

- I visit my grandmother every weekend.
- I am visiting my grandmother now.
 
hi everone how are you guys doing I found a good excercise about needn't and mustn't check this out you may like it :))

fill the blanks needn't or mustn't

I don't mind at all. You ______ apologize.

It's a secret. You ______ tell anybody.

It's not urgent. You ______ do it now.

You can type those letters later. You ______ do it now.

I can find my own way there. You ______ wait for me.

If I show you my new hat you ______ laugh.

You ______ come if you don't want to but we will be very pleased if you do.

Keep quiet. You ______ talk so loudly in here. People are trying to work.

I want a new house. It ______ have a swimming pool but it must have a nice

garden.

I'm not deaf. You ______ shout.

You ______ touch that switch, whatever you do.
 
ya bide benim bir fikrim var ama ne dersiniz bilmiyorum simdi bana daldan dala atliyormusuz gibi geliyor acaba her hafta icin bir konu belirlesek ve 1 hafta boyunca onun uzerinde yogunlassak mesela bu konu bir hikaye olabilir veya tenslerden biri olabilir veya ne bileyim silanin en son ekledigi needn't mustn't gibi alistirmalar olabilir . Hepimiz ayni konu ile ilgili cumleler alistirmalar cozsek konuyu tam anlayincada baska konuya gecsek ogretmenlerimiz bizi yonlerdirebilir . Arada eklenen kelimeler falan bana bosa gidiyor gibi geliyor cunku gelisi guzel bir kelimeyi hafizanin direk kabul etmesinden ziyade uzerinde tartisilan konu ile ilgili kelimeler daha hatirlanabilir gibi geliyo bana konu ile ilgili yorumlarinizi bekliyorum kizlarrrrrr...
 

kesinlikle katılıyorum...:dance:a.s.
 
dediğin doğru.......... aslında bende bunu yapmaya çalıştım yani iki üç günde bir konu koydum (kitabımdan sırayla) hikaye koymuştum baya bi ama baktım kendim koy kendm çöz oluyor kimse katılmadı yani.....tek öğrenci ben kaldım diye de söylemiştim......... ama test koyabilirsiniz ben konuyu çalışsamda testi yapamıyorum. birde herkes düzenli katlmıyor ki mesela test konur biri çözer diğeri gelmez çözen bekliyecek bu seferde.... istersen son koyduğum kelimeler alice harikalar diyarından onun hikayesini koyayım. siz okuyun ya da çözün. ben çeviremem onu yani bana ağır geldi.... kelimeler zaten arka sayflarda altına alırım olmazsa........
 
Alice in Wonderland

Lewis Carroll

It was a warm summer day and Alice was getting bored sitting beside her sister, who had her nose buried in a book. Suddenly, a little White Rabbit with pink eyes ran in front of her shouting, "On dear, oh dear, I'm late."
The Rabbit pulled a watch out of his pocket to check the time. He shook his head, then disappeared down a rabbit's hole. "I must find out why he's in such a hurry !" cried Alice. Filled with curiosity, she ran to the rabbit's hole and peeped through the entrance.


The hole dropped suddenly and Alice fell. "When will I ever reach the bottom of this dreadful hole?" she shouted, while falling helplessly downwards.
Finally she landed in a long, narrow hallway with doors of many sizes. On a three-
legged table, Alice found a tiny gold key and a green bottle that said "DRINK ME". "This key must fit one of the doors," she said.
"It's the one behind the table," she cried, "but I'm too big to fit through such a little door. May be the potion in that bottle will help me," she decided. And she drank it.
Alice began to shrink until she was no bigger than a doll. She opened the door and quickly ran through it. "What a splendid garden !" she exclaimed. "Why, I'm no bigger than the insects that crawl on these flowers." But the excitement soon wore off. Alice grew bored with her tiny size. "I want to be big again," she shouted.
Her shouts startled the White Rabbit, who ran past her again. Mistaking her for his maid, he ordered, "Go to my cottage and fetch my gloves and fan."
Alice was confused by the Rabbit's behaviour. "May be I'll find something at the cottage to help me," she said hopefully.
A piece of chocolate cake was kept on a table by the doorway. Next to the cake was a note that read "EAT ME". "I'm so hungry," Alice said as she ate the cake. "I feel strange. Oh no ! I've grown larger than this house !" she cried.
"Get out of my way ! You're blocking thedoor !" shouted the White Rabbit. Alice managed to pick up his fan. Immediately, she began to shrink.
"Oh, I'll never get back to the right size," Alice cried. She went looking for help. Soon, she saw a green caterpillar dressed in a pink jacket. He was sitting on the top of a large mushroom, smoking a bubble pipe. "One side makes you big, the other side makes you small," he said to Alice before slithering away.
"One side of what?" Alice called after him."The mushroom, silly," he answered.
Alice ate a piece of the mushroom."Thank goodness, I'm growing !" she cried, "But
which way do I go?"
"That path leads to the Mad Hatter. The other way leads to -Lae March Hare," said a voice. Alice turned to find a smiling Cheshire Cat in a tree. "I'll see you later at the Queen's croquet game," he said before disappearing.
Alice walked down a path, "How lovely ! A tea party," she thought.
"There's no room for you !" shouted the Mad Hatter, "You may stay if you answer my riddle." Alice smiled. She loved riddles.
After several riddles, Alice became confused. "Every time I answer, you ask a question," she told the Mad Hatter.
"We don't know any answers," he giggled. "This is a waste of time," scolded Alice. The others ignored her. They were trying to wake the Dormouse.
Alice continued her walk. She found herself in the middle of a field where the Queen of Hearts was playing croquet. Her guards and gardeners were shaped like cards. One gardener had planted white roses by mistake and then painted them red, "Off with their heads !" shrieked the Queen. "I hate white roses !" "Have you ever played croquet?" the Queen asked Alice.
"Yes," Alice timidly answered. "But I've never used a flamingo or a hedgehog." "Play with me !" ordered the Queen."And let me win or I'll have your head !" Alice tried her best to play we,l, but she had trouble with her flamingo. "Off with her head !" cried the Queen. Just then a trumpet sounded at the distance calling court to session.
Everyone rushed into the courtroom. "Court is now in session," announced the White Rabbit, "Will Alice please come to the stand?" Alice took the stand and looked at the jury box, where the March Hare and the Mad Hatter were making noise. The Dormouse slept and the Cheshire Cat smiled at her. "What's going on?" asked Alice.
"You are guilty of stealing the delicious heart-shaped tarts !" accused the Queen, "And now you must be punished. Off with her head Off with her head!" yelled the Queen.
"How silly," replied Alice. "I did not have the slightest idea what you were talking about ! I was only playing croquet."
Alice felt someone touch her shoulder, "Wake up. You've been sleeping for too long," said her sister softly.
"I had a strange dream," said Alice. She told her sister about the White Rabbit, the mad tea party, the Queen of Hearts and the trial. But her sister wasn't paying attention. "You're reading again," mumbled Alice. As she stretched, Alice saw a little White Rabbit with pink eyes scurry behind a tree.
 
doll: oyuncak bebek
insect: böcek
confuse:kafasını karıştırmak,şaşırtmak
behaviour: davranış
pick up: kaldırmak
hare yabani tavşan
smiling: tebessüm
riddle: bilmece
several: değişik
waste: işe yaramaz
scold: azarlamak
ignore: aldırmamak, anlamazlıktan gelmek, görmezden gelmek
dormouse: fındık faresi
mushroom: mantar (maşrum)
timidly: korkak
hedgehog: kirpi (HECHOG)
session: celse ( seşın)
court: mahkeme (kort)
 
bu arada nartçan girmedin beş gündür filan nerlerdesin? tatoşun da nette problem vardı galiba...
 
ekimde düşünücem ufaklığı kreşe verirsem. neden halkeğitimle olmayacağını düşünüyorsun diğer kurslardan farkı ne sence? ben de evde bazen vaktim oluyor çalışmak için ama sıkılıyorum tek olunca kursa gitsem biliyorum ki daha fazla çalışırım seversem ortamı. o seri kitaplar nasıl acaba onu merak ettim. hikaye kitaplarımı?
 
 
 
fill the blanks needn't or mustn't

I don't mind at all. You _needn’t__ apologize.

It's a secret. You _must not_____ tell anybody.

It's not urgent. You _needn’t_____ do it now.

You can type those letters later. You _needn’t_____ do it now.

I can find my own way there. You _need not__ wait for me.

If I show you my new hat you _must not_ laugh.

You _need not__ come if you don't want to but we will be very pleased if you do.

Keep quiet. You _must not_ talk so loudly in here. People are trying to work.

I want a new house. It _need not_ have a swimming pool but it must have a nice
garden.

I'm not deaf. You _need not_ shout.

You _must not_ touch that switch, whatever you do.

Mind: ????? ( cümlede ne demek istiyor anlamadım normalde akıl anlamı ama)
Apologize: özür dilemek
Urgent: acil
own way: ????
loudly: gürültüyle
switch: elektrik şalteri
whatever:
 
Son düzenleyen: Moderatör:
OK .anlıyorum.bak burda olanlar buna gönüllü kişilerdir .sonra ne olur birbirimize yardım etmekten.öğretmenliğin kutsallığı burada.öğretmenler özverili kişilerdir.demek sen cümlelerinin düzeltilmesini istiyorsun.ben doğru yapamamışım diye düşünüp kırılmandan korkarım.bu herkes için geçerli .neyse ok.
my brother came from russıa for that reason we are dealing with work so ı am a bit busy with work.
and you know my son..
bye bye
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…