İngilizce pratik yapalım diyenler burası sizin mekanınız artık

thank you canim. yes i 've heard that about mina too.
how long have you been studying english for ? what happened you going overseas? any news about that?

akademik olarak 4 yıl ama onun öncesinde sadece dili öğrenme amaçlı çok küçük yaşlardan beri. normal bir işte çalışsam daha çok kazanabilirim belkide, kısmet canım ya bu konular çok başımı ağrıtıyor benim ne olacak benim sonum fisfisfis
hayırlısı olsun Şeniz
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu sabah otobüste çok hoş bi kız vardı . diğerlerinden çok farklıydı. Öğlen onu tekrar gördüm bu akşam müzik sarayına gelir misin diye bana sordu. O beni götürmek istediği başka dünyayı anlattı.' Eve ' bu onun adı. beni aldı büyük kaldıraçla kaldırdı bizi gerçek dünyanın üstüne getirdi. Başlangıçta etrafımızda çok gürültü vardı. İnsanlar para için çalışmak zorundaydı. Onlar aileleriyle yaşar büyür yaşlanır ve ölürler. Ben evenin yaşlı ailesinin çizgili yüzleri ve beyaz saçlarına bakamadım. bana göre korkunçtu ve bütün insanların genç ve mutlu olduğu eden şehrine beni götümesi için eve ya sordum.
 
the another world
There was a very pretty girl on the bus this morning. She was different from the others. At noon I saw her again and she asked me to come to the palace of music this evening. There she told me about the "Other world", where she wanted to take me. Eve, that's her name, took me to the big lift that brought us up to the "real world". At first there was much noise around us. The people have to work for money. They live in families, grow old and die. I couldn't even look at Eve's old parents with their lined faces and white hair. It was horrible for me and I asked Eve to bring me back to Eden City where all the people are young and happy.

woww Eden city is heaven ( garden of eden diye de geçer, bu bahçede Hz Havva ve Hz Adem yasak meyveyi yani elmayı yiyip kovuluyorlar cennetten)
Eve is the name of Hz. Havva in english.
 
Bu sabah otobüste çok hoş bi kız vardı . diğerlerinden çok farklıydı. Öğlen onu tekrar gördüm bu akşam müzik sarayına gelir misin diye bana sordu. O beni götürmek istediği başka dünyayı anlattı.' Eve ' bu onun adı. beni aldı büyük kaldıraçla kaldırdı bizi gerçek dünyanın üstüne getirdi. Başlangıçta etrafımızda çok gürültü vardı. İnsanlar para için çalışmak zorundaydı. Onlar aileleriyle yaşar büyür yaşlanır ve ölürler. Ben evenin yaşlı ailesinin çizgili yüzleri ve beyaz saçlarına bakamadım bile. bana göre korkunçtu ve bütün insanların genç ve mutlu olduğu eden şehrine beni götümesi için eve ya sordum(İSTEDİM de denilebilir.).

perfect :smiley-cool:
 
Son düzenleyen: Moderatör:
CROCODILE! (K.R. Cripwell)
Bob Kay's Diary
I am Bob Kay and live with my family on an Australian farm with lots of cows. Near the farm is a river with crocodiles and the biggest and oldest and most dangerous was "Old Big". It killed the cows just for fun and so my father tried to kill it, but it was quicker and hurt him. When one neighbour, Mr. Mason, went away to Sydney he gave me his dog "Caesar". He became my best friend and I taught him many things. When I tried to kill "Old Big" one day, it also hurt me and Caesar saved me and was so killed by "Old Big". At last I killed the crocodile with a bullet of my gun in his eye. My happiness about that was great and all my friends and my family were happy with me.
 
Bob KAY in günlüğü
Ben bob kay ve biçok inekle ve ailemle avustralyada bi çiftlikte yaşıyorum. Çiftliğin yanında timsahlar ve bir nehir var. Ve en büyük ve en yaşlı ve çok tehlikeli olan ‘ büyük yaşlı’ olandı. O inekleri sacece eğlence için öldürdü ve bu yüzden babam onu öldürmeyi denedi. Ama o çok süratliydi ve ona zarar verdi. Bir komşu mr mason, buradan sydneye taşındığı zaman köpeğini caesarı bana verdi. O benim en iyi arkadaşım oldu. Ve ben ona biçok şey öğrettim. Bir gün ben ‘büyük yaşlı’yı öldürmeyi denediğim zaman ve bana zarar verdi ve caesar beni kurtardı ve buyüzden old big tarafından öldürüldü. Sonunda timsahı Silahımdaki bir kurşunla onun gözlerinden öldürdüm. Benim mutluluğum için bu harikaydı ve bütün arkadaşlarım ve ailem benimle birlikte mutluydu.
 
Bob KAY in günlüğü
Ben bob kay ve biçok inekle ve ailemle avustralyada bi çiftlikte yaşıyorum. Çiftliğin yanında timsahlar ve bir nehir var. Ve en büyük ve en yaşlı ve çok tehlikeli olan ‘ büyük yaşlı’ olandı. O inekleri sadece eğlence için öldürdü ve bu yüzden babam onu öldürmeyi denedi. Ama o DAHA HIZLIYDI ve ona zarar verdi. Bir komşu mr mason, buradan sydneye taşındığı zaman köpeğini caesarı bana verdi. O benim en iyi arkadaşım oldu. Ve ben ona biçok şey öğrettim. Bir gün ben ‘büyük yaşlı’yı öldürmeyi denediğim zaman ve bana zarar verdi ve caesar beni kurtardı ve buyüzden old big tarafından öldürüldü. Sonunda timsahı Silahımdaki bir kurşunla onun gözlerinden öldürdüm. BUNUNLA İLGİLİ MUTLULUĞUM ÇOK BÜYÜKTÜ ve bütün arkadaşlarım ve ailem benimle birlikte mutluydu.[/QUOTE

cool!... sengözlerimebaksanab
 
Sila biraz daha bekleyelim belki baska yapanlar da olur dedim ama senden caliskan cikmadi :))))


1. She caught them while they were talking ( talk) ( while: past continuous)
2. I _will visit____ my grandmother next week. ( visit )

3. You should always _eat--____ healthy food. ( eat ) (you : ''s'' yok )

4. The bus _arrived__ before I reached the bus-stop. ( arrive )

5. Look! The boy _ is climbing___ the hill. ( climb )

6. I _took __ the pen before she did. ( take ) ( take : past: took )

7. I _have studied__ in this school for ten years. ( study ) ( anlik degil uzun süreli oldugu icin )

8. I _will write___ a letter tomorrow. ( write )

9. She _likes____ cooking food daily. ( like )

10. I _ am doing___ my work now. Do not disturb me. ( do

11. The baby _has____ usually well __behaved_____. ( behave ) ( genis zaman da olumlu cümlede does ayrilmaz.. burda en uygun perfect olur)
12. Scientists have_____ just ___discovered___ a new planet. ( discover ) ( just: perfect tense en uygunu )

13. She _went____ to London yesterday. ( go )

14. If I __had known ___ the address, I would have gone there. ( know) ( if clause type 3. )

15. I met Jane while I _was walking __ on the beach. ( walk ) (while: past cont.)

16. She never _came__ late to school. ( come )

17. The manager _is arriving ____ soon. ( arrive ) ( soon: biraz sonra.. gelecek zaman fakat kesin oldugu icin simdiki zaman kullanilir)

18. If she asks for money, I _will give___ her. ( give ) if cl type 1

19. I did my homework when I _watched__ television. ( watch ) bu soruya dikkat etmeden kopyalamisim... aslinda when degil while olmali... cevapta I was watcing

20. London __has changed___ a lot since 1975. ( change ) ( anlik degil uzun süreli oldugundan )
 
Sila biraz daha bekleyelim belki baska yapanlar da olur dedim ama senden caliskan cikmadi :))))
canım ben kursa yada işe gitmiyorum. sadece buraya bağlıyım. aslında bu testi yapmayacaktım ben zor geldi:)) tam anlamamıştım ama ii olmuş şimdi karşılaştırdım çok faydası oldu benim için. teşekkürler :))
 
mushroom: mantar
timidly: korkak
hedgehog: kirpi
session: celse
court: mahkeme
 
Son düzenleyen: Moderatör:
canım ben kursa yada işe gitmiyorum. sadece buraya bağlıyım. aslında bu testi yapmayacaktım ben zor geldi:)) tam anlamamıştım ama ii olmuş şimdi karşılaştırdım çok faydası oldu benim için. teşekkürler :))


aslinda zor olabilecegini düsündügüm icin özellikle bunu sectim... hatalardan daha kolay ögreniliyor... hem eksiklerini görüp aciklamalardan faydalanirsin diye düsündüm... ise yaradi sanfisfisfisirim
 
aslinda zor olabilecegini düsündügüm icin özellikle bunu sectim... hatalardan daha kolay ögreniliyor... hem eksiklerini görüp aciklamalardan faydalanirsin diye düsündüm... ise yaradi sanfisfisfisirim
evet while past continus olduğunu öğrendim üç tane soruda şimdiki zaman geniş zaman yanlışlık yapmışım hatayla. diğer zamanları anlamamşım ve if li cümlelerde type 1 type 3 yazmışsın o konuyu bilmiyorum çalışınca tekrar bakıcam bu teste bi dosyam var kaydettim benim cevapları ve senin doğruları açıklama olunca süper oldu benim için zaten açıklamasaydın anlamazdım çoğunu.
 
when ya da while baglac cümleleri icin kücük bir aciklama yapiyim ... her ikisi de gecmiste ve ayni zamanda olan olaylari birbirine baglayarak anlatmak icin kullanilir... mesela televizyon izlerken babam geldi... burada 2 cümle var aslinda.... 1. si televizyon izlemem, 2. si babamin gelmesi....

yapmam gereken hangisi anlik, hangisi uzun süreli onu bulmak... örnek cümlede tabiki televizyon izlemek süren bu yüzden past cont. yani '' I was watching tv'', babamin gelmesi anlik olay bu durumda past tense yani '' my father came''

sira baglamaya geldi.... baglaci istersek ''my father came'' den önce , istersek '' I was watching tv'' den önce kullanabiliriz... ama bir farkla.... past cümleden önce kullanacaksak ''when'', past cont. den önce kullanacaksak '' while''

cümle siralamasi hangisiyle basladigim hic önemli degil... mesela bu örnekten hemen 4 tane ayni anlama gelen cümle cikar :

When my father came, I was watching tv.
I was watching tv when my father came
While I was watching tv, my father came
My father came while I was watching tv

simdilik bu kadar... if clause ile ilgili de daha sonra aciklama yaparim... ama sen simdilik istersen bu konuyla ilgili birkac cümle yazabilirsin...
 
Sevgili Bonibon
haklısın aslında ödev isteyen bendim ama yapamadım geçen hafta çok yoğundum.
kurstada daha present continuous tense teyiz.yavaş yavaş kalıcı öğrenmek istediğim için bu testede dikkatli bakmadım açıkçası..
şutarafagitti
 
when ya da while baglac cümleleri icin kücük bir aciklama yapiyim ... her ikisi de gecmiste ve ayni zamanda olan olaylari birbirine baglayarak anlatmak icin kullanilir... mesela televizyon izlerken babam geldi... burada 2 cümle var aslinda.... 1. si televizyon izlemem, 2. si babamin gelmesi....

yapmam gereken hangisi anlik, hangisi uzun süreli onu bulmak... örnek cümlede tabiki televizyon izlemek süren bu yüzden past cont. yani '' I was watching tv'', babamin gelmesi anlik olay bu durumda past tense yani '' my father came''

sira baglamaya geldi.... baglaci istersek ''my father came'' den önce , istersek '' I was watching tv'' den önce kullanabiliriz... ama bir farkla.... past
cümleden önce kullanacaksak ''when'', past cont. den önce kullanacaksak '' while''

cümle siralamasi hangisiyle basladigim hic önemli degil... mesela bu örnekten hemen 4 tane ayni anlama gelen cümle cikar :

When my father came, I was watching tv.
I was watching tv when my father came
While I was watching tv, my father came
My father came while I was watching tv

simdilik bu kadar... if clause ile ilgili de daha sonra aciklama yaparim... ama sen simdilik istersen bu konuyla ilgili birkac cümle yazabilirsin...
while i was laughing (gülerken), the piece of breads crumb came into my mouth(ekmek kırıntısı boğazıma kaçtı.)
while i was using the computer(bilgisayar kullanırken),the electricity was cut
while i was studing lesson (ders çalışıyorken) the telephone rang.(telefon çaldı)
while i was strolling in the supermarket, (markette geziyorken), i saw very beatiful a dress( çok güzel bi kıyafet gördüm)
when visitor came( misafir geldinde),i was sweeping (süpürge yapıyordum)
i was getting into a bus, when i understood to forgat my key. (anahtarı unuttuğumu anladığım zaman otobüse biniyordum.)
when i opened the light , he was sleeping.
the raining was cats and dogs when i opened the window.


boğazına kaçmak, boğazına takılmak ne demek bulamadım. bende uydurdum. merakla bekliyorum az olduğuna bakma çok uğraştım.ayrıca bu konuyu iki ay kadar önce işlemştim örnek cümlelerde kkurmuştum ama unutuyor işte insan buda bana tekrar oldu. if konusuna gelince buraya yazarım bi ara şimdi need konusunu işlicem.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Sevgili Bonibon
haklısın aslında ödev isteyen bendim ama yapamadım geçen hafta çok yoğundum.
kurstada daha present continuous tense teyiz.yavaş yavaş kalıcı öğrenmek istediğim için bu testede dikkatli bakmadım açıkçası..
şutarafagitti
bende geçen hafta halkeğitime gittim ekimde başlıyormuş kursbenneyaptımki dört ay sürüyormuş. devamı varmı ikinci dönem anlamadım tam olarak dört aylık ücret 100 ytl miş. bu yıl için tabi seneye değişir. 190 saat sürüyormuş. bakalım nasip belki seneye giderim bende.
 
while i was laughing (gülerken), a piece of bread stucked fast in my throat (ekmek kırıntısı boğazıma kaçtı.)
while i was using the computer(bilgisayar kullanırken),the electricity was cut
while i was studing lesson (ders çalışıyorken) the telephone rang.(telefon çaldı)
while i was strolling in the supermarket, (markette geziyorken), i saw very beatiful a dress( çok güzel bi kıyafet gördüm)
when the guest came( misafir geldinde),i was sweeping (süpürge yapıyordum)
i was getting into a bus, when i understood that I forgot my key. (anahtarı unuttuğumu anladığım zaman otobüse biniyordum.)
when i opened the light , he was sleeping.
It was raining was cats and dogs when i opened the window.


boğazına kaçmak, boğazına takılmak ne demek bulamadım. bende uydurdum. merakla bekliyorum az olduğuna bakma çok uğraştım.ayrıca bu konuyu iki ay kadar önce işlemştim örnek cümlelerde kkurmuştum ama unutuyor işte insan buda bana tekrar oldu. if konusuna gelince buraya yazarım bi ara şimdi need konusunu işlicem.

süper olmus ... ellerine saglik.... şutarafagitti

it is better if you make more and more sentences to check what you learnt. go on like this... sure you will be too good in a short time
 
Sevgili Bonibon
haklısın aslında ödev isteyen bendim ama yapamadım geçen hafta çok yoğundum.
kurstada daha present continuous tense teyiz.yavaş yavaş kalıcı öğrenmek istediğim için bu testede dikkatli bakmadım açıkçası..
şutarafagitti

o.k. understood... so, we do it a bit slower for you... what if you write some sentences in present continuous tense? write some (+ ), ( - ) , ( ? ) sentences... we check and correct them.. it is always the best way...
 
bonibon how have you learnt to english?fisfisfis do you live abroad actually?
 
NEED
need fiili iki şekilde kullanılır biri normal fiil olarak ikincisi yardımcı fiil olarak. normal bir fiil olarak kullanıldığında verdiği anlam ' ihtiyacı olmaktır'

i need your help--------yardımına ihtiyacım var
do you need any money?-------hiç paraya ihtiyacın varmı?

need yardımcı fiil olarak kullanıldığında geçmiş zaman şekli yoktur. geniş zamn ve gelecek zaman olarak kullanılır.

you must not answer them----------onlara cevap vermemelisin
they neednt bring their food with them-----------yiyeceklerini beraberlerinde getirmelerine gerek yok

needn't ve have ile fiilin 3.şeklinin kullanılması
bu yapıda kullanılan bir fiilin gereksiz yere, boşuna yapıldığı anlatılmış olur.

she needn't have written the letters.
mektupları yazmasına gerek yoktu( boşuna yazdı)

you neednt have bought such an expensive toy.
böyle pahalı bir oyuncağı almana gerek yoktu.

need soru cümlesi

must ile yapılan soruda olduğu gibi need ile soruda da kendisine soru yöneltilen kişinin şahsi fikri sorulmaktadır.

must i give you my passport? size pasaportumu vermeli miyim?
vermemi gerekli görüyor musunuz?

need i give you my passport? size pasaportumu vermem gerekli mi? vermemi gerekli görüyor musunuz?

need ile yapılan soruda olumsuz bir cevap umulmaktadır. örneğin yukarıda ki soruda pasaportumu vermemi gerekli görmüyorsunzu değil mi? analmı vardır.

need i get up early tomorrow? yarın erken kalkmama gerek var mı?
 
X