- 4 Eylül 2011
- 11.003
- 23.685
Boşanma sürecinde olduğun büyük yanılgım daha doğru ama uzun :))Eşim dememekle işe başlayın lütfen. Olan olmuş önünüze bakın. Çok yıpranmışsiniz. Bir psikolojik destek alsanız iyi olacak. Hakkınızda hayırlısı olsun.
Sen kendine kötülük yapmışsın. Bunca şeye rağmen ayrılamadım...ayrılamadım...diyorsun. ayrılma zaten.. çocuklar doğur bu adama sen. Bir de üniversite mezunusun. Ailen seni kendi ayakların üzerinde durabilesin diye okutmuş senin yaptığına bak! Kusura bakma canım. İlk tokat tan sonraki senin suçun. Burda uzun uzadıya dert yazmayı seviyorsunuz, okumuyorum hepsini. Dert okumayı sevmiyorum. Konuyu anlayacak kadar olanı yetiyor bana. mazoşistmisiniz anlamadım ki!Yaşadıklarımın hepsini bir arada yaşayan var mı bilmiyorum ama anlatıp rahatlamak istedim. Sizlerden tecrübelerinizi yorumlarınızı bekliyorum. Uzun olacak biraz...
Şiddet görmenin ötesinde, hiçe sayıldığım, sürekli saygısızlık sevgisizlik gördüğüm , kişiliğimin sindirilmeye çalışıldığı, yediğim lokmanın bile sorun olduğu bir evlilik yaşadım. İyi bir üniversiteden ve bölümden mezunum. Mezun olacağım sene eşimle tanıştık. Alelacele evlendik. Çocuğum yok. Eşim lise mezunu ,çalışkan biri.
Geçimimiz ekonomik olarak iyiydi. Eşim istersem çalışabileceğimi ,yoksa hiç çalışmasam da olacağını söyleyerek evlenmişti. Ben de çalışmama engel olmamasını şart koşmuştum evlenirken. Ancak eşimin babası sürekli bir menfaat peşindeydi. Bana sürekli ikiniz de çalışın sana iş bulayım diyordu ama daha mezun olmamıştım. Babası bütün hayatı boyunca eşimi çalıştırmış. Kendisinde içki,kumar ne ararsan var.. Annesi desen çok görgüsüz bir insan... Böyle söylediğim için üzgünüm ama annesinin babası kızlarına kaşık düşmanı dermiş öyle bir aile.. Benim ailemin durumu ise,kendimizi zar zor geçindiriyoruz, maddi olarak güçlü değiliz ama şerefimize, namusumuza ,görgümüze bilgimize düşkün bir aileyiz. Soframız açık, dost olana kapımız açık.
Ailemde herkes de eğitimlidir. Aksine eşimin ailesinde herkes en iyi ihtimalle lise mezunu. Aşağılamıyorum tabi ki ama annemin üniversite bitirmesi bile ailenin diline düşen çok olumsuz bir olaymış. Sonra öğrendim.
Derken evlendik ama ilk günden beri eşim söylediğim her şeyi yanlış anlıyor. Herşeyde kötülük arıyor. Tüm dünyası çıkarları, menfaatleri, parası... Aldığı pek bir şey de yok ama sürekli eşya aldığını söylemesi, onun parasıymış, onun eviymiş,o çalışıyormuş... Yoruldum... Sürekli ailemde bir kusur buluyor, bende bir hata arıyor , her şeyi eleştiriyor... Eşyaları kırıyor, en ufak şeylerde aşırı tepkiler verip üstünü başını yırtıyor, yeter diye bağırıyor ,başını duvarlara vuruyor mesela ... evde iki güne bir cinnet geçiren, o zamanlar anlayamadığım ama şimdi hasta olduğuna kanaat getirdiğim eşim gün gün beni bitiriyor, enerjimi, zekamı iyi niyetlerimi sömürüyor... Bir kaç ay sonra ben de sesimi yükselttim diye tokat atıyor, sonra tokatları sürdürüyor... Böyle bir ortamda yaşadım. Bu süreç boyunca iki defa ailemin yanına gittim. Beni öyle suçlu hissettirip, kendini acındırmış ki kendim geri döndüm. Sürekli kendini öldürme tehditleri ,ağlayıp zırlamalar...ilginçtir özür yok. Suçluyor, bağırıyor,üste çıkıyor özür yok. Ve sıklıkla zekam,ruh sağlığıma saydırıyor. Evden kovuyor... Bana ilk attığı tokadın sebebi de onun emaili açıkken telefonu elime aldım. Tepsiyi duvara fırlatıp sesimi yükselttim diye tokat attı. Sonra hamile kaldım, bebeğim düştü. O hamilelik sürecinde annem kulağını çekti iki ay biraz insana benzedi. O da ucundan.
Şunu hiç unutamıyorum, bir gün evlilik sitesinden bir e mail gelmiş pembepanjur diye bir yerden, sevgili bilmem ne profilinizdeki eğitim bilgisini değiştirdiniz. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü tabi. Zaten güvenimi iyice kaybetmiştim. Efkan bilmem ne diye profil açmış, bana bir hafta önce de efkan sence güzel bir isim mi diye soruyor... Gerizekalı... karşıma bunlarla çıkma ben bu siteye girmedim diyor.
Bir mutlu huzurlu günü mü geçmez insanın... hatırlamıyorum ben öyle bir gün.
Bir gün ekmek teknesinin çekildiği yere gidelim dedik, Kuzguncuk tarafına gittik. Yolda acıktım diye tutturdu, benim de çok midem bulanıyordu o da balık ekmek yemek istemiş. Ben yemesem olur mu vapur da tuttu dedim. Karşımda balık ekmek yiyip bana da hiçbir şey almamıştı. Karşımda yemişti. O kadar üzülmüştüm ki anlatmam... Bebeğimi yeni kaybetmiştim, hastaydım... Güya moral olsun diye gezdirmeye çıkarmış beni. Bütün gün asabım bozuldu. Ağladım durdum. Her hareketi böyle iğrençti neden kalkıp gitmedim, defalarca eşyalarımı topladım ,terk ettim ama bir türlü bırakamadım ondan kurtulamadım kabus gibi dünyama çektim o pisliği.
Bebeğimin düşmesine çok üzüldüm... bunalıma girdim. Şimdi bir hayır varmış diyorum... Eşim hastaneye ailesini çağırmış, beni görür görmez ağır mı kaldırdın kaldırmasan düşmezdi dediler. Geçmiş olsun bile demeden...
Düşük yaptıktan sonra kürtaj oldum ve çok ağrım vardı. Ayakta zor duruyordum. Eşime ekmek almasını söyledim. Gitmedi. Ben de sürünerek ekmek yapmaya gittim. Yaparken de söylendim Allah aşkına yardım et diye. İçerden küfür etmeye başladı telefon da elinde. Ben de tepki gösterdim içeri girip küfür etti, ben de kötü bir şey söyledim istemsizce. Zaten bütün hormon dengem,sağlığım bozuk ve düşüncesizce evime misafir gönderiyorlar. Beni defalarca tokatladı o halimle. O kadar moralim bozuktu ki gidemedim tepki bile gösteremedim sadece ağlıyordum.
Babaannesi bize geldi. Bana sürekli nereye gidiyorsun, kadınlar dışarı çıkmaz, kocan hariç kimseye kapıyı açma, bu mutfak ne böyle pislik içinde, şura dağınık bura dağınık... Evde durmadan kadın programı açık yüksek sesle. Sabrettim. Annemi aradım beni götür diye. Annemin yanında sus pus oldu ezik ezik davrandı. Son bir defa deneyeyim diye kaldım. Babaannesi anneme de terbiyesizlik yaptı annem kalmadı bile bir gün sonra gitti...çok pişmanım.
En son bana yumruklarla tekmelerle anlattı ne biçim iğrenç biri olduğunu. Şimdi bana ulaşmaya bile yüzü yok. Şiddet göstermememiş, ben onun parasına puluna göz dikmişim, güya düğün altınlarını çalmışım, ben hastaymışım, ailem boşanmış olduğu için psikolojim bozukmuş. Mahkemeye yalancı şahitler bulmuş utanmaz. Benim ona ettiğim küfürlere şahitlermiş.
Oradan kendimi resmen kurtardım. O değersiz insanların vereceği değer kendilerine kalsın... Ne olur dua edin benim için ...
Kurana el basarak yeminler etti evlenmeden önce öyle farklı biri gibiydi ki... Sonradan sonradan para ile tamahkarlıkla alakası ortaya çıktı. İğrenç yüzünü açığa vurdu... Aile desen çamur ... Ruslarla eşini aldatan ev tutanlar, kocasını aldatan teyzeler, aldattı diye karısını aldatan damatlar, sarhoşlar, kumarbazlar, kadın =yarı köle anlayışıyla 5 tane çocuk sahibi olup kadına semer vuranlar, kaşık düşmanı zihniyeti, dedikoducular, altın tapıcısı manyaklar... ailedeki eksik figür de eşim. Yok dayakçı koca da halasının eşi, o da bipolar sosyopat. Her türlü suça açık.
Bak yine kendi çukuruna kendi kendini itiyorsun . Bunlar bahane değil ki ..sağlıklı bir kafanın yapabileceği şeyler de değil ..korkmadin mi hiç birgün beni de keser diye ? Hiç tedbir almayıp ,tamamen teslim olmak doğru mu ? Ben senin için kötü birşey söylemiyorum ki ..gardını alıp karşıma dikilmene gerek yok ..Hamileyken bir sabrettim. Yeni evliyim bir daha olmaz dedim sabrettim. Bileklerini kesti sabrettim,korktum. Kendimi aştım sabrettim. Evime geldim ailem bana en büyük destekçi, sonuna kadar arkamdalar. Kimseden bir kötü söz duymadım. Eşimin ailesinden bahsetme sebebim bütün ailenin aynı karakterde olması. Bundan bahsetmek de bana kalmış. Fıkranız da çok seviyeli.
her şerde bir hayır vardır gerçekten. eğer bebeğiniz halen karnınızda olsaydı bebeğimiz olunca değişir belki aile olabiliriz diyip sabretmeye devam edebilirdini. ve asla değişmezdi bir insanın bir özü vardır hangi şartlarda olursa olsun hep o özden bi parça gösterir iyiyse iyi kötüyse kötü. anlattıklarını gözümün önünde canlandı öyle üzüldüm ki size.. neyse ki kurtulmuşsunuz umarım böyle kötü günler görmeyin bir daha. anlaşılan eski eşiniz aileyi böyle bir şey sanıyor kadına böyle davranıldığını sanıyor. böyle büyümüş çünkü. kadına değer vermekten aciz onu da geçtim köle olarak ‘zaten yapmak zorunda, zaten evlendik bir yere gidemez’ zihniyetinde bir ailede yetişmiş. doğrusunu görmediği doğruyu bu sanıyor. be adam bunca yaşa gelmişsin hiç mi etrafında arkadaşlarında görmüyorsun aile nedir diye. hoş belki de şimdiye kadar ailelerine gelen gelinlerin ailesi de bu yapıda olduğu için kadınlar bırakıp gidemiyorlardı ailelerini arkalarında hissetmiyorlardı. emin olun anne-babanın ayrı olmasının verdiği psikolojiden çok daha vahim bir durum. ayrı anne-babanız bile olsa size sahip çıkan bir aileniz olduğu için şanslısınız. kalite gerçekten böyle bir şeyYaşadıklarımın hepsini bir arada yaşayan var mı bilmiyorum ama anlatıp rahatlamak istedim. Sizlerden tecrübelerinizi yorumlarınızı bekliyorum. Uzun olacak biraz...
Şiddet görmenin ötesinde, hiçe sayıldığım, sürekli saygısızlık sevgisizlik gördüğüm , kişiliğimin sindirilmeye çalışıldığı, yediğim lokmanın bile sorun olduğu bir evlilik yaşadım. İyi bir üniversiteden ve bölümden mezunum. Mezun olacağım sene eşimle tanıştık. Alelacele evlendik. Çocuğum yok. Eşim lise mezunu ,çalışkan biri.
Geçimimiz ekonomik olarak iyiydi. Eşim istersem çalışabileceğimi ,yoksa hiç çalışmasam da olacağını söyleyerek evlenmişti. Ben de çalışmama engel olmamasını şart koşmuştum evlenirken. Ancak eşimin babası sürekli bir menfaat peşindeydi. Bana sürekli ikiniz de çalışın sana iş bulayım diyordu ama daha mezun olmamıştım. Babası bütün hayatı boyunca eşimi çalıştırmış. Kendisinde içki,kumar ne ararsan var.. Annesi desen çok görgüsüz bir insan... Böyle söylediğim için üzgünüm ama annesinin babası kızlarına kaşık düşmanı dermiş öyle bir aile.. Benim ailemin durumu ise,kendimizi zar zor geçindiriyoruz, maddi olarak güçlü değiliz ama şerefimize, namusumuza ,görgümüze bilgimize düşkün bir aileyiz. Soframız açık, dost olana kapımız açık.
Ailemde herkes de eğitimlidir. Aksine eşimin ailesinde herkes en iyi ihtimalle lise mezunu. Aşağılamıyorum tabi ki ama annemin üniversite bitirmesi bile ailenin diline düşen çok olumsuz bir olaymış. Sonra öğrendim.
Derken evlendik ama ilk günden beri eşim söylediğim her şeyi yanlış anlıyor. Herşeyde kötülük arıyor. Tüm dünyası çıkarları, menfaatleri, parası... Aldığı pek bir şey de yok ama sürekli eşya aldığını söylemesi, onun parasıymış, onun eviymiş,o çalışıyormuş... Yoruldum... Sürekli ailemde bir kusur buluyor, bende bir hata arıyor , her şeyi eleştiriyor... Eşyaları kırıyor, en ufak şeylerde aşırı tepkiler verip üstünü başını yırtıyor, yeter diye bağırıyor ,başını duvarlara vuruyor mesela ... evde iki güne bir cinnet geçiren, o zamanlar anlayamadığım ama şimdi hasta olduğuna kanaat getirdiğim eşim gün gün beni bitiriyor, enerjimi, zekamı iyi niyetlerimi sömürüyor... Bir kaç ay sonra ben de sesimi yükselttim diye tokat atıyor, sonra tokatları sürdürüyor... Böyle bir ortamda yaşadım. Bu süreç boyunca iki defa ailemin yanına gittim. Beni öyle suçlu hissettirip, kendini acındırmış ki kendim geri döndüm. Sürekli kendini öldürme tehditleri ,ağlayıp zırlamalar...ilginçtir özür yok. Suçluyor, bağırıyor,üste çıkıyor özür yok. Ve sıklıkla zekam,ruh sağlığıma saydırıyor. Evden kovuyor... Bana ilk attığı tokadın sebebi de onun emaili açıkken telefonu elime aldım. Tepsiyi duvara fırlatıp sesimi yükselttim diye tokat attı. Sonra hamile kaldım, bebeğim düştü. O hamilelik sürecinde annem kulağını çekti iki ay biraz insana benzedi. O da ucundan.
Şunu hiç unutamıyorum, bir gün evlilik sitesinden bir e mail gelmiş pembepanjur diye bir yerden, sevgili bilmem ne profilinizdeki eğitim bilgisini değiştirdiniz. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü tabi. Zaten güvenimi iyice kaybetmiştim. Efkan bilmem ne diye profil açmış, bana bir hafta önce de efkan sence güzel bir isim mi diye soruyor... Gerizekalı... karşıma bunlarla çıkma ben bu siteye girmedim diyor.
Bir mutlu huzurlu günü mü geçmez insanın... hatırlamıyorum ben öyle bir gün.
Bir gün ekmek teknesinin çekildiği yere gidelim dedik, Kuzguncuk tarafına gittik. Yolda acıktım diye tutturdu, benim de çok midem bulanıyordu o da balık ekmek yemek istemiş. Ben yemesem olur mu vapur da tuttu dedim. Karşımda balık ekmek yiyip bana da hiçbir şey almamıştı. Karşımda yemişti. O kadar üzülmüştüm ki anlatmam... Bebeğimi yeni kaybetmiştim, hastaydım... Güya moral olsun diye gezdirmeye çıkarmış beni. Bütün gün asabım bozuldu. Ağladım durdum. Her hareketi böyle iğrençti neden kalkıp gitmedim, defalarca eşyalarımı topladım ,terk ettim ama bir türlü bırakamadım ondan kurtulamadım kabus gibi dünyama çektim o pisliği.
Bebeğimin düşmesine çok üzüldüm... bunalıma girdim. Şimdi bir hayır varmış diyorum... Eşim hastaneye ailesini çağırmış, beni görür görmez ağır mı kaldırdın kaldırmasan düşmezdi dediler. Geçmiş olsun bile demeden...
Düşük yaptıktan sonra kürtaj oldum ve çok ağrım vardı. Ayakta zor duruyordum. Eşime ekmek almasını söyledim. Gitmedi. Ben de sürünerek ekmek yapmaya gittim. Yaparken de söylendim Allah aşkına yardım et diye. İçerden küfür etmeye başladı telefon da elinde. Ben de tepki gösterdim içeri girip küfür etti, ben de kötü bir şey söyledim istemsizce. Zaten bütün hormon dengem,sağlığım bozuk ve düşüncesizce evime misafir gönderiyorlar. Beni defalarca tokatladı o halimle. O kadar moralim bozuktu ki gidemedim tepki bile gösteremedim sadece ağlıyordum.
Babaannesi bize geldi. Bana sürekli nereye gidiyorsun, kadınlar dışarı çıkmaz, kocan hariç kimseye kapıyı açma, bu mutfak ne böyle pislik içinde, şura dağınık bura dağınık... Evde durmadan kadın programı açık yüksek sesle. Sabrettim. Annemi aradım beni götür diye. Annemin yanında sus pus oldu ezik ezik davrandı. Son bir defa deneyeyim diye kaldım. Babaannesi anneme de terbiyesizlik yaptı annem kalmadı bile bir gün sonra gitti...çok pişmanım.
En son bana yumruklarla tekmelerle anlattı ne biçim iğrenç biri olduğunu. Şimdi bana ulaşmaya bile yüzü yok. Şiddet göstermememiş, ben onun parasına puluna göz dikmişim, güya düğün altınlarını çalmışım, ben hastaymışım, ailem boşanmış olduğu için psikolojim bozukmuş. Mahkemeye yalancı şahitler bulmuş utanmaz. Benim ona ettiğim küfürlere şahitlermiş.
Oradan kendimi resmen kurtardım. O değersiz insanların vereceği değer kendilerine kalsın... Ne olur dua edin benim için ...
Kurana el basarak yeminler etti evlenmeden önce öyle farklı biri gibiydi ki... Sonradan sonradan para ile tamahkarlıkla alakası ortaya çıktı. İğrenç yüzünü açığa vurdu... Aile desen çamur ... Ruslarla eşini aldatan ev tutanlar, kocasını aldatan teyzeler, aldattı diye karısını aldatan damatlar, sarhoşlar, kumarbazlar, kadın =yarı köle anlayışıyla 5 tane çocuk sahibi olup kadına semer vuranlar, kaşık düşmanı zihniyeti, dedikoducular, altın tapıcısı manyaklar... ailedeki eksik figür de eşim. Yok dayakçı koca da halasının eşi, o da bipolar sosyopat. Her türlü suça açık.
haklısınız tamamen , ben çok geç kaldım hep kendimi çiğnedim.Sen kendine kötülük yapmışsın. Bunca şeye rağmen ayrılamadım...ayrılamadım...diyorsun. ayrılma zaten.. çocuklar doğur bu adama sen. Bir de üniversite mezunusun. Ailen seni kendi ayakların üzerinde durabilesin diye okutmuş senin yaptığına bak! Kusura bakma canım. İlk tokat tan sonraki senin suçun. Burda uzun uzadıya dert yazmayı seviyorsunuz, okumuyorum hepsini. Dert okumayı sevmiyorum. Konuyu anlayacak kadar olanı yetiyor bana. mazoşistmisiniz anlamadım ki!
Evli misiniz bilmiyorum. Bir ilişkiyi başından sonuna kadar ne olursa olsun götürmek başarı değil bunu biliyorum, asıl başarı kangren olan kolu kesebilmektir bazen. İnsanız, içimizde neler yaşandığını, şartların hepimiz için farklı olduğunu bilmemiz gerekir. Ancak yuva için atılan bazı adımlar kutsaldır. Bir tokat attı diye dava açtım örneğin. Sonra çok ağladı özür diledi bir şeyler oldu merhamet gibi hisleri kullandı mesela çektim. Sonra bir şans daha verdim . En sonunda da boşadım. Ailesinin hareketleri ve karakteri kapı dışarı kalmasaydı bu yüzden boşanmış olurdum zaten. Nitekim benim aileme dil uzatması, hırsızlık ve çıkarcılıkla suçlaması da bu aile yapısından kaynaklı. Bir sıkıntımı anlatırken bunlardan bahsetmem bundan. Gard almak değil de ,başka türlü ifade etseniz güzel olurdu.Bak yine kendi çukuruna kendi kendini itiyorsun . Bunlar bahane değil ki ..sağlıklı bir kafanın yapabileceği şeyler de değil ..korkmadin mi hiç birgün beni de keser diye ? Hiç tedbir almayıp ,tamamen teslim olmak doğru mu ? Ben senin için kötü birşey söylemiyorum ki ..gardını alıp karşıma dikilmene gerek yok ..
Ayrıca seviyeli ailene ancak Bu kadar seviyelisini bulabildim
Sabrın sonu selamettir sözünü tamamen yanlış anlamışsınHamileyken bir sabrettim. Yeni evliyim bir daha olmaz dedim sabrettim. Bileklerini kesti sabrettim,korktum. Kendimi aştım sabrettim. Evime geldim ailem bana en büyük destekçi, sonuna kadar arkamdalar. Kimseden bir kötü söz duymadım. Eşimin ailesinden bahsetme sebebim bütün ailenin aynı karakterde olması. Bundan bahsetmek de bana kalmış. Fıkranız da çok seviyeli.
Belki gözden kaçırdığım olmuştur. Ama şahsın şöyle bir özelliği vardı, kafasında bir şey idelize ediyordu. Örneğin ideal bir eş,sevgili. Onu oynardı ve asla hata yapmazdı. Ailemin yanında arkadaşlarımın yanında da böyle yapardı. Biz bizeyken...malum .mutlaka ama mutlaka evlilik öncesinde kendini belli etmiştir.
siz görmek istememişsinizdir sadece...
mutlaka flört şiddeti de yaşamışsınızdır. ama bunu sevgi zannetmiş olabilirsiniz.
aşağılamıştır ama siz espri zannetmişsinizdir. sevimli bile bulmuş olabilirsiniz o dönemde.
11 ay evli kalabildim.24 yaşımKaç yil evli kaldınız ?
Yaşınız kaç ?
Ayrilmakla en iyisini yapiyorsunuz . Yaşınız çok kucukmus , çocuğunuz da yok . Yepyeni bir sayfa açın hayatınıza . Kurtuluyorsunuz sukredin . Çalışın ,kazanın . Kendinize denk biri ile hayat kurarsaniz . Cidden denklik çok önemli ,hayat görüşlerinin benzer olması çok önemli ..11 ay evli kalabildim.24 yaşım
hiçbir boşanmış aile çocuğu böyle bir şey yaşamamıştır zaten. Kaldı ki annemle babamın boşanması sessiz sedasız oldu bitti. Biz etkilenmeyelim diye boşandılar, huzursuz ortamda büyümeyelim diye. Biz etkilenmeyelim diye de her türlü şeyi yaptılar. Tutacak hiç bir noktası yok. Bu yüzden şiddeti reddedip benim psikolojimi bozuk,boşanmış ailesi diye komik bir savunma yapmış. Eksiksiz bir şekilde eski eşime muamele etmeye çalıştım, düzelir dedim sonra yeni evliliklerin oturması zaman alırmış filan... bu saçmalıklarla oyaladım kendimi. Tokat attı dava açtım, çektim. Tekrarladı, dozu arttırdı bir sabır daha. Düşen çocuğumdan bile belki o suçlu. Sonra uzatmaları oynadı zaten ve bitti.her şerde bir hayır vardır gerçekten. eğer bebeğiniz halen karnınızda olsaydı bebeğimiz olunca değişir belki aile olabiliriz diyip sabretmeye devam edebilirdini. ve asla değişmezdi bir insanın bir özü vardır hangi şartlarda olursa olsun hep o özden bi parça gösterir iyiyse iyi kötüyse kötü. anlattıklarını gözümün önünde canlandı öyle üzüldüm ki size.. neyse ki kurtulmuşsunuz umarım böyle kötü günler görmeyin bir daha. anlaşılan eski eşiniz aileyi böyle bir şey sanıyor kadına böyle davranıldığını sanıyor. böyle büyümüş çünkü. kadına değer vermekten aciz onu da geçtim köle olarak ‘zaten yapmak zorunda, zaten evlendik bir yere gidemez’ zihniyetinde bir ailede yetişmiş. doğrusunu görmediği doğruyu bu sanıyor. be adam bunca yaşa gelmişsin hiç mi etrafında arkadaşlarında görmüyorsun aile nedir diye. hoş belki de şimdiye kadar ailelerine gelen gelinlerin ailesi de bu yapıda olduğu için kadınlar bırakıp gidemiyorlardı ailelerini arkalarında hissetmiyorlardı. emin olun anne-babanın ayrı olmasının verdiği psikolojiden çok daha vahim bir durum. ayrı anne-babanız bile olsa size sahip çıkan bir aileniz olduğu için şanslısınız. kalite gerçekten böyle bir şey
Yeterince evliyim :)Evli misiniz bilmiyorum. Bir ilişkiyi başından sonuna kadar ne olursa olsun götürmek başarı değil bunu biliyorum, asıl başarı kangren olan kolu kesebilmektir bazen. İnsanız, içimizde neler yaşandığını, şartların hepimiz için farklı olduğunu bilmemiz gerekir. Ancak yuva için atılan bazı adımlar kutsaldır. Bir tokat attı diye dava açtım örneğin. Sonra çok ağladı özür diledi bir şeyler oldu merhamet gibi hisleri kullandı mesela çektim. Sonra bir şans daha verdim . En sonunda da boşadım. Ailesinin hareketleri ve karakteri kapı dışarı kalmasaydı bu yüzden boşanmış olurdum zaten. Nitekim benim aileme dil uzatması, hırsızlık ve çıkarcılıkla suçlaması da bu aile yapısından kaynaklı. Bir sıkıntımı anlatırken bunlardan bahsetmem bundan. Gard almak değil de ,başka türlü ifade etseniz güzel olurdu.
Eski eşim tarzı şeyler söylenince sinirleniyorumYeterince evliyim :)
Bak boşanma davasına kadar çok güzel ilerlemissin ama sonrasındaki merhamet maraz doğurmuş ..sen bu adamı biliyorsun ,basiretin mi bağlanıyor nedir anlamadım .çünkü hiç normal biri değil ..bunu görmemek için de deli gibi aşık olup gözüne perde inmesi gerekir .gerçi öyle aşklara da uyuz oluyorum :) tamam biz de delirdik aşık olduk ama kimse kişilik haklarimiza tecavüz edemedi . Bunun için bir hışım yazıyorum . Yani ederi ne ki bu adamın bütün hayatını yoluna sermişsin. .
Valla ifade şeklimde sıkıntı yok bana göre ,sen Bu durumlardan ötürü biraz alıngansin sanırım ..
Kız her şeyin farkındaydı. Gelip gidip sürekli dert yanardi. Çok acayipti.Bilemiyorum hic denk gelmedim boyle bir seye , o yuzden anlayamiyorum belki de nasil kendilerini sakladiklarini
Gerci siz gorup uyarmissiniz arkadasiniz bile bile lades demis
gerçekten şükredin henüz gençsiniz daha iyi birine layıksınız ve eminim bulacaksınız. şu günleri de atlatınca ne diye çekmişim bunca eziyeti diyeceksiniz çok rahatlayacaksınızhiçbir boşanmış aile çocuğu böyle bir şey yaşamamıştır zaten. Kaldı ki annemle babamın boşanması sessiz sedasız oldu bitti. Biz etkilenmeyelim diye boşandılar, huzursuz ortamda büyümeyelim diye. Biz etkilenmeyelim diye de her türlü şeyi yaptılar. Tutacak hiç bir noktası yok. Bu yüzden şiddeti reddedip benim psikolojimi bozuk,boşanmış ailesi diye komik bir savunma yapmış. Eksiksiz bir şekilde eski eşime muamele etmeye çalıştım, düzelir dedim sonra yeni evliliklerin oturması zaman alırmış filan... bu saçmalıklarla oyaladım kendimi. Tokat attı dava açtım, çektim. Tekrarladı, dozu arttırdı bir sabır daha. Düşen çocuğumdan bile belki o suçlu. Sonra uzatmaları oynadı zaten ve bitti.