- 14 Nisan 2018
- 236
- 618
- 31
Yaşadıklarımın hepsini bir arada yaşayan var mı bilmiyorum ama anlatıp rahatlamak istedim. Sizlerden tecrübelerinizi yorumlarınızı bekliyorum. Uzun olacak biraz...
Şiddet görmenin ötesinde, hiçe sayıldığım, sürekli saygısızlık sevgisizlik gördüğüm , kişiliğimin sindirilmeye çalışıldığı, yediğim lokmanın bile sorun olduğu bir evlilik yaşadım. İyi bir üniversiteden ve bölümden mezunum. Mezun olacağım sene eşimle tanıştık. Alelacele evlendik. Çocuğum yok. Eşim lise mezunu ,çalışkan biri.
Geçimimiz ekonomik olarak iyiydi. Eşim istersem çalışabileceğimi ,yoksa hiç çalışmasam da olacağını söyleyerek evlenmişti. Ben de çalışmama engel olmamasını şart koşmuştum evlenirken. Ancak eşimin babası sürekli bir menfaat peşindeydi. Bana sürekli ikiniz de çalışın sana iş bulayım diyordu ama daha mezun olmamıştım. Babası bütün hayatı boyunca eşimi çalıştırmış. Kendisinde içki,kumar ne ararsan var.. Annesi desen çok görgüsüz bir insan... Böyle söylediğim için üzgünüm ama annesinin babası kızlarına kaşık düşmanı dermiş öyle bir aile.. Benim ailemin durumu ise,kendimizi zar zor geçindiriyoruz, maddi olarak güçlü değiliz ama şerefimize, namusumuza ,görgümüze bilgimize düşkün bir aileyiz. Soframız açık, dost olana kapımız açık.
Ailemde herkes de eğitimlidir. Aksine eşimin ailesinde herkes en iyi ihtimalle lise mezunu. Aşağılamıyorum tabi ki ama annemin üniversite bitirmesi bile ailenin diline düşen çok olumsuz bir olaymış. Sonra öğrendim.
Derken evlendik ama ilk günden beri eşim söylediğim her şeyi yanlış anlıyor. Herşeyde kötülük arıyor. Tüm dünyası çıkarları, menfaatleri, parası... Aldığı pek bir şey de yok ama sürekli eşya aldığını söylemesi, onun parasıymış, onun eviymiş,o çalışıyormuş... Yoruldum... Sürekli ailemde bir kusur buluyor, bende bir hata arıyor , her şeyi eleştiriyor... Eşyaları kırıyor, en ufak şeylerde aşırı tepkiler verip üstünü başını yırtıyor, yeter diye bağırıyor ,başını duvarlara vuruyor mesela ... evde iki güne bir cinnet geçiren, o zamanlar anlayamadığım ama şimdi hasta olduğuna kanaat getirdiğim eşim gün gün beni bitiriyor, enerjimi, zekamı iyi niyetlerimi sömürüyor... Bir kaç ay sonra ben de sesimi yükselttim diye tokat atıyor, sonra tokatları sürdürüyor... Böyle bir ortamda yaşadım. Bu süreç boyunca iki defa ailemin yanına gittim. Beni öyle suçlu hissettirip, kendini acındırmış ki kendim geri döndüm. Sürekli kendini öldürme tehditleri ,ağlayıp zırlamalar...ilginçtir özür yok. Suçluyor, bağırıyor,üste çıkıyor özür yok. Ve sıklıkla zekam,ruh sağlığıma saydırıyor. Evden kovuyor... Bana ilk attığı tokadın sebebi de onun emaili açıkken telefonu elime aldım. Tepsiyi duvara fırlatıp sesimi yükselttim diye tokat attı. Sonra hamile kaldım, bebeğim düştü. O hamilelik sürecinde annem kulağını çekti iki ay biraz insana benzedi. O da ucundan.
Şunu hiç unutamıyorum, bir gün evlilik sitesinden bir e mail gelmiş pembepanjur diye bir yerden, sevgili bilmem ne profilinizdeki eğitim bilgisini değiştirdiniz. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü tabi. Zaten güvenimi iyice kaybetmiştim. Efkan bilmem ne diye profil açmış, bana bir hafta önce de efkan sence güzel bir isim mi diye soruyor... Gerizekalı... karşıma bunlarla çıkma ben bu siteye girmedim diyor.
Bir mutlu huzurlu günü mü geçmez insanın... hatırlamıyorum ben öyle bir gün.
Bir gün ekmek teknesinin çekildiği yere gidelim dedik, Kuzguncuk tarafına gittik. Yolda acıktım diye tutturdu, benim de çok midem bulanıyordu o da balık ekmek yemek istemiş. Ben yemesem olur mu vapur da tuttu dedim. Karşımda balık ekmek yiyip bana da hiçbir şey almamıştı. Karşımda yemişti. O kadar üzülmüştüm ki anlatmam... Bebeğimi yeni kaybetmiştim, hastaydım... Güya moral olsun diye gezdirmeye çıkarmış beni. Bütün gün asabım bozuldu. Ağladım durdum. Her hareketi böyle iğrençti neden kalkıp gitmedim, defalarca eşyalarımı topladım ,terk ettim ama bir türlü bırakamadım ondan kurtulamadım kabus gibi dünyama çektim o pisliği.
Bebeğimin düşmesine çok üzüldüm... bunalıma girdim. Şimdi bir hayır varmış diyorum... Eşim hastaneye ailesini çağırmış, beni görür görmez ağır mı kaldırdın kaldırmasan düşmezdi dediler. Geçmiş olsun bile demeden...
Düşük yaptıktan sonra kürtaj oldum ve çok ağrım vardı. Ayakta zor duruyordum. Eşime ekmek almasını söyledim. Gitmedi. Ben de sürünerek ekmek yapmaya gittim. Yaparken de söylendim Allah aşkına yardım et diye. İçerden küfür etmeye başladı telefon da elinde. Ben de tepki gösterdim içeri girip küfür etti, ben de kötü bir şey söyledim istemsizce. Zaten bütün hormon dengem,sağlığım bozuk ve düşüncesizce evime misafir gönderiyorlar. Beni defalarca tokatladı o halimle. O kadar moralim bozuktu ki gidemedim tepki bile gösteremedim sadece ağlıyordum.
Babaannesi bize geldi. Bana sürekli nereye gidiyorsun, kadınlar dışarı çıkmaz, kocan hariç kimseye kapıyı açma, bu mutfak ne böyle pislik içinde, şura dağınık bura dağınık... Evde durmadan kadın programı açık yüksek sesle. Sabrettim. Annemi aradım beni götür diye. Annemin yanında sus pus oldu ezik ezik davrandı. Son bir defa deneyeyim diye kaldım. Babaannesi anneme de terbiyesizlik yaptı annem kalmadı bile bir gün sonra gitti...çok pişmanım.
En son bana yumruklarla tekmelerle anlattı ne biçim iğrenç biri olduğunu. Şimdi bana ulaşmaya bile yüzü yok. Şiddet göstermememiş, ben onun parasına puluna göz dikmişim, güya düğün altınlarını çalmışım, ben hastaymışım, ailem boşanmış olduğu için psikolojim bozukmuş. Mahkemeye yalancı şahitler bulmuş utanmaz. Benim ona ettiğim küfürlere şahitlermiş.
Oradan kendimi resmen kurtardım. O değersiz insanların vereceği değer kendilerine kalsın... Ne olur dua edin benim için ...
Kurana el basarak yeminler etti evlenmeden önce öyle farklı biri gibiydi ki... Sonradan sonradan para ile tamahkarlıkla alakası ortaya çıktı. İğrenç yüzünü açığa vurdu... Aile desen çamur ... Ruslarla eşini aldatan ev tutanlar, kocasını aldatan teyzeler, aldattı diye karısını aldatan damatlar, sarhoşlar, kumarbazlar, kadın =yarı köle anlayışıyla 5 tane çocuk sahibi olup kadına semer vuranlar, kaşık düşmanı zihniyeti, dedikoducular, altın tapıcısı manyaklar... ailedeki eksik figür de eşim. Yok dayakçı koca da halasının eşi, o da bipolar sosyopat. Her türlü suça açık.
Şiddet görmenin ötesinde, hiçe sayıldığım, sürekli saygısızlık sevgisizlik gördüğüm , kişiliğimin sindirilmeye çalışıldığı, yediğim lokmanın bile sorun olduğu bir evlilik yaşadım. İyi bir üniversiteden ve bölümden mezunum. Mezun olacağım sene eşimle tanıştık. Alelacele evlendik. Çocuğum yok. Eşim lise mezunu ,çalışkan biri.
Geçimimiz ekonomik olarak iyiydi. Eşim istersem çalışabileceğimi ,yoksa hiç çalışmasam da olacağını söyleyerek evlenmişti. Ben de çalışmama engel olmamasını şart koşmuştum evlenirken. Ancak eşimin babası sürekli bir menfaat peşindeydi. Bana sürekli ikiniz de çalışın sana iş bulayım diyordu ama daha mezun olmamıştım. Babası bütün hayatı boyunca eşimi çalıştırmış. Kendisinde içki,kumar ne ararsan var.. Annesi desen çok görgüsüz bir insan... Böyle söylediğim için üzgünüm ama annesinin babası kızlarına kaşık düşmanı dermiş öyle bir aile.. Benim ailemin durumu ise,kendimizi zar zor geçindiriyoruz, maddi olarak güçlü değiliz ama şerefimize, namusumuza ,görgümüze bilgimize düşkün bir aileyiz. Soframız açık, dost olana kapımız açık.
Ailemde herkes de eğitimlidir. Aksine eşimin ailesinde herkes en iyi ihtimalle lise mezunu. Aşağılamıyorum tabi ki ama annemin üniversite bitirmesi bile ailenin diline düşen çok olumsuz bir olaymış. Sonra öğrendim.
Derken evlendik ama ilk günden beri eşim söylediğim her şeyi yanlış anlıyor. Herşeyde kötülük arıyor. Tüm dünyası çıkarları, menfaatleri, parası... Aldığı pek bir şey de yok ama sürekli eşya aldığını söylemesi, onun parasıymış, onun eviymiş,o çalışıyormuş... Yoruldum... Sürekli ailemde bir kusur buluyor, bende bir hata arıyor , her şeyi eleştiriyor... Eşyaları kırıyor, en ufak şeylerde aşırı tepkiler verip üstünü başını yırtıyor, yeter diye bağırıyor ,başını duvarlara vuruyor mesela ... evde iki güne bir cinnet geçiren, o zamanlar anlayamadığım ama şimdi hasta olduğuna kanaat getirdiğim eşim gün gün beni bitiriyor, enerjimi, zekamı iyi niyetlerimi sömürüyor... Bir kaç ay sonra ben de sesimi yükselttim diye tokat atıyor, sonra tokatları sürdürüyor... Böyle bir ortamda yaşadım. Bu süreç boyunca iki defa ailemin yanına gittim. Beni öyle suçlu hissettirip, kendini acındırmış ki kendim geri döndüm. Sürekli kendini öldürme tehditleri ,ağlayıp zırlamalar...ilginçtir özür yok. Suçluyor, bağırıyor,üste çıkıyor özür yok. Ve sıklıkla zekam,ruh sağlığıma saydırıyor. Evden kovuyor... Bana ilk attığı tokadın sebebi de onun emaili açıkken telefonu elime aldım. Tepsiyi duvara fırlatıp sesimi yükselttim diye tokat attı. Sonra hamile kaldım, bebeğim düştü. O hamilelik sürecinde annem kulağını çekti iki ay biraz insana benzedi. O da ucundan.
Şunu hiç unutamıyorum, bir gün evlilik sitesinden bir e mail gelmiş pembepanjur diye bir yerden, sevgili bilmem ne profilinizdeki eğitim bilgisini değiştirdiniz. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü tabi. Zaten güvenimi iyice kaybetmiştim. Efkan bilmem ne diye profil açmış, bana bir hafta önce de efkan sence güzel bir isim mi diye soruyor... Gerizekalı... karşıma bunlarla çıkma ben bu siteye girmedim diyor.
Bir mutlu huzurlu günü mü geçmez insanın... hatırlamıyorum ben öyle bir gün.
Bir gün ekmek teknesinin çekildiği yere gidelim dedik, Kuzguncuk tarafına gittik. Yolda acıktım diye tutturdu, benim de çok midem bulanıyordu o da balık ekmek yemek istemiş. Ben yemesem olur mu vapur da tuttu dedim. Karşımda balık ekmek yiyip bana da hiçbir şey almamıştı. Karşımda yemişti. O kadar üzülmüştüm ki anlatmam... Bebeğimi yeni kaybetmiştim, hastaydım... Güya moral olsun diye gezdirmeye çıkarmış beni. Bütün gün asabım bozuldu. Ağladım durdum. Her hareketi böyle iğrençti neden kalkıp gitmedim, defalarca eşyalarımı topladım ,terk ettim ama bir türlü bırakamadım ondan kurtulamadım kabus gibi dünyama çektim o pisliği.
Bebeğimin düşmesine çok üzüldüm... bunalıma girdim. Şimdi bir hayır varmış diyorum... Eşim hastaneye ailesini çağırmış, beni görür görmez ağır mı kaldırdın kaldırmasan düşmezdi dediler. Geçmiş olsun bile demeden...
Düşük yaptıktan sonra kürtaj oldum ve çok ağrım vardı. Ayakta zor duruyordum. Eşime ekmek almasını söyledim. Gitmedi. Ben de sürünerek ekmek yapmaya gittim. Yaparken de söylendim Allah aşkına yardım et diye. İçerden küfür etmeye başladı telefon da elinde. Ben de tepki gösterdim içeri girip küfür etti, ben de kötü bir şey söyledim istemsizce. Zaten bütün hormon dengem,sağlığım bozuk ve düşüncesizce evime misafir gönderiyorlar. Beni defalarca tokatladı o halimle. O kadar moralim bozuktu ki gidemedim tepki bile gösteremedim sadece ağlıyordum.
Babaannesi bize geldi. Bana sürekli nereye gidiyorsun, kadınlar dışarı çıkmaz, kocan hariç kimseye kapıyı açma, bu mutfak ne böyle pislik içinde, şura dağınık bura dağınık... Evde durmadan kadın programı açık yüksek sesle. Sabrettim. Annemi aradım beni götür diye. Annemin yanında sus pus oldu ezik ezik davrandı. Son bir defa deneyeyim diye kaldım. Babaannesi anneme de terbiyesizlik yaptı annem kalmadı bile bir gün sonra gitti...çok pişmanım.
En son bana yumruklarla tekmelerle anlattı ne biçim iğrenç biri olduğunu. Şimdi bana ulaşmaya bile yüzü yok. Şiddet göstermememiş, ben onun parasına puluna göz dikmişim, güya düğün altınlarını çalmışım, ben hastaymışım, ailem boşanmış olduğu için psikolojim bozukmuş. Mahkemeye yalancı şahitler bulmuş utanmaz. Benim ona ettiğim küfürlere şahitlermiş.
Oradan kendimi resmen kurtardım. O değersiz insanların vereceği değer kendilerine kalsın... Ne olur dua edin benim için ...
Kurana el basarak yeminler etti evlenmeden önce öyle farklı biri gibiydi ki... Sonradan sonradan para ile tamahkarlıkla alakası ortaya çıktı. İğrenç yüzünü açığa vurdu... Aile desen çamur ... Ruslarla eşini aldatan ev tutanlar, kocasını aldatan teyzeler, aldattı diye karısını aldatan damatlar, sarhoşlar, kumarbazlar, kadın =yarı köle anlayışıyla 5 tane çocuk sahibi olup kadına semer vuranlar, kaşık düşmanı zihniyeti, dedikoducular, altın tapıcısı manyaklar... ailedeki eksik figür de eşim. Yok dayakçı koca da halasının eşi, o da bipolar sosyopat. Her türlü suça açık.
Son düzenleme: