İç Döküş

Merhabalar. Daha önceden açtığım tonla konu ile buraları bir hayli meşgul etmiştim. Belki o muhteşem iç açıcı konularımı hatırlayanlar vardır. Şu an çok buruk hissediyorum. Biraz içimdekileri döküp rahatlamak istedim.

Önceki konularımdan hatırlayanlar vardır. En son uzaklaştırma kararımız olmasına rağmen babamın ölüm tehditleri sebebiyle eve gidemiyorduk. Amcamların yanında kalıyorduk. Ben bu ultra zor şartların içinde KPSS çalışmaya çalışıyordum. Hatta bunu eleştirenler olmuştu. Senin durumunda olan birinin acil özele girmesi lazım tarzı çok mesaj görmüştüm. Aileden maddi ve manevi tam destek almasına rağmen KPSS için çabalayan tonla genç varken benim bir tecrübesiz eleman olarak işe başlayıp, komik maaşım ile kendime ev tutabileceğimi, dayayıp döşeyebileceğimi söyleyen üyeler olmuştu. Pek gerçekçi bulamasam da elbette saygı duyuyorum. Yine de bu leş gibi şartlar altında sınav için elimden geleni yaptım, sonucu bir ay sonra göreceğim artık.

Tüm bu süreç boyunca "İşe gir. Annene kardeşlerine bak. Atanınca da onları yine yanına alırsın, evlenene kadar bakarsın." diye inanılmaz bir baskı gördüm. Bunu istemediğimi bin defa akraba tayfasına anlattım. Kabul etmeyeceğim noktasında ikna olmaya başladıklarına inanıyorum. Olmamış olabilirler de. Takamıyorum artık. Kırk ellili yaşlardaki çocuklarına bile hâlâ maddi açıdan destek olan sevgili bunaklar beni hayırsız evlat ilan ettiler. Herkes alt soyuna bakmakla yükümlüdür. Üstelik ben hep çok çalıştım, bu sayede burslar kazandım, bu şekilde okudum. Evden dört büyük boy valiz elbise çıkarttım, bir parça bile onlar tarafından alınmamış. Bir silgi almışlıkları zaten yok. Ne vermişler de ne istiyorlar, anlamak zor. Ama her şeye değişik bir bahane. Onlar feleğin çemberinden geçmişler ben cahil olduğum için bu şekilde konuşuyormuşum. Sıkıntı yok. Cahil de desinler.

Bu süreçte baba şerefsizinden şikayetçi ve davacı olmak zorunda kaldım. Çünkü orada burada bizi öldüreceğini söylüyordu. Eve uzaklaştırma çıktı. Zaten boşanma davası açıldıktan sonra da muhtemelen ev bize tahsis edilecekti. Yine de annem eve gitmeye cesaret edemedi. Çünkü hep tehdit hep tehdit...

Sonunda annem memleketine taşınma kararı aldı. Orada işe girecekmiş. 46 yaşından sonra çocukları için iş hayatına atılacak artık yapar mı bilemiyorum. Sınav öncesi eşyalarımızı toplamak için eve gittik. Komşulardan eve bir kadın ile birlikte geldiğini öğrendik. Sağ olsunlar görüp dedikodu yapmışlar sadece, biri elinden düşürmediği telefonunun kamerasını çevirip bir delil bırakmamış köşeye. Ve evde yeni olan her şeyim çalınmış. Marka çantalarım, marka kemerlerim, marka şemsiyelerim, elbiselerim, hatta südyenlerim ve pedim bile yok. Bu arada marka diye belirtme sebebim sağ olsunlar ucuz eşyalarıma dokunmamışlar, fiyatı yüksek olanları çalmışlar. Üzüldüm ama kahrolmadım. Ben yine çanta, kemer, şunu, bunu alırım. Bunların karakterinden hırsızlık silinir mi, asla.

Eve son kez dönüp baktığımda çok buruk hissettim. Aslında hep bir gün pılımı pırtımı toplayıp yok olacağıma, onları geride bırakacağıma inanarak büyümüştüm. Ama o dördü o evde, orada kalacaklardı. O ev yine orada olacaktı. Boşanma süreci veya sonrasında muhtemelen ev satılacak. Artık orada evim diye gideceğim, bahsedeceğim bir yer yok. Alışveriş sitelerinde ki "Ev" diye kaydettiğim o adresi artık silmeliyim. Bu, çok tuhaf hissettiriyor.

Annem ve iki kardeşim birkaç hafta önce memlekete gittiler. Ben sınava gireceğim için İstanbul 'da kaldım. Şimdi sınav bitti. Ben de gitmek zorundayım. Zorundayım diyorum. Aslında önceki konularımda da bahsetmiştim. İstanbul' u çok seviyorum. Ama o adam onu şikayet ettiğim için kafayı bana takmış durumda. Üstelik südyenimi çalma şerefsizliğini yapan biri burada bana rahat huzur verir mi, zannetmiyorum. İstanbul onun emrinde değil ama her yerde o ve hırsız uğursuz arkadaşları var. Bu, insana güvensiz hissettiriyor. Akrabalar benden bir miktar ümidi kesmiş olmalılar ki "Tamam, gel. Atamana kadar kal. Atanınca canın nereyi isterse oraya gidersin tek başına." diyorlar. Bunu da istemiyorum. Oraya gitmek, bir süs biberi gibi bir kenarda oturmak, İstanbul çevresi tüm özel hastanelere başvurmak ve iş bulunca da tüymek istiyorum. İş bulmak da benim için bir mesele elbette. Çünkü insan kaynakları ile görüştüğümde bir senedir neden çalışmadığımı kurcalıyıp sonuç ise KPSS çalışmış ve atanma planı olan bir hemşireyi boşuna işe almak istemediklerine geliyor. Yine de bir şehirde, bir hastanede, bir kısmetim vardır diye düşünüyorum.

Az önce annem aradı ve orada bir ev tuttuklarını söyledi. "Kardeşlerine bulduğumuz okullara o ev yakındı." dedi. Bu cümle içimi acıttı. Bu sıradan cümle insanın içini acıtır mı diye soracaksınız. Benim üniversite tercih dönemim çok sıkıntılı geçti. Baba şahsı çok baskı kurdu asla İstanbul dışına gitmeyeceksin diye. İstediğim bölüme puanım tutmasına rağmen gidemedim. Çok ağladım. Kendimi öldüreceğimi söyledim. Çok yıprandım. Sevmediğim bir bölümü okumak zorunda kaldım. Anne şahsının bir taraflarının umrunda bile olmadı. Şimdi bahsedince söz hakkı olmadığını falan söylüyor. Ama tabloya bakıyorum, alt tarafı biri ortaokula biri liseye gidiyor (Beğendikleri okulları kendileri seçtiler.) ve ev tutmada onların istedikleri okullara yakın olması tek kriter oluyor. Muhtemelen elinden gelenin bin katını yapıp onları istedikleri şehirlere de yollayacak. Her şey çocukların istediği gibi olsun inşallah, ben burada değilim asla. Ama canı istediğinde üstelik bu yaştan sonra bir şeyler yapabilme özelliği varmış demek ki.


Biliyorum, herkes "Hâlâ bu adamdan bu kadından bir şey mi bekliyorsun? Önüne baksana." yazacak. Ama insanın kalbinde geçmişte oluşmuş kırıklar yeni görüp duydukları ile yeniden ve yeniden çatlıyor ve bu insanın kendi kontrolünde olmuyor.
Geçmişinde çok şey yaşamış biri olarak, evet bırakabiliyorsun bu senin elinde. Ancak olayların içindeyken haliyle bu zor oluyor, ben başka ülkede bir sene hiç görüşmeyerek kendime geldim. Ama bakınca başka çaren var mı? Bunları dert ettikçe yıllardır zaten zehirlenmişsin, zehirlemeye kendini sen devam ediyorsun. Bu yıkıma bir son vermen gerekiyor. Ailen ne yaptıysa yaptı, ne yaşayacaklarsa yaşayacaklar. Kimse ne alt soyuna ne üst soyuna bakmak zorunda değil, baksa güzel olur da işte… yapmadıklarını yapmadılar ve hep öyle kalacak, sen ne kadar içerlersen içerle. O okula gidemedin ve bu hiç değişmeyecek. Baban iğrenç biriymiş ve asla melek olmayacak. Sen değişmeyen bir şeyi kurcalayıp durarak biten her şeyin yükünü sırtlamaya devam ediyorsun. Lütfen at gitsin, içine gelen içerleme duyguları geldiği gibi at, geçmişi deştipini farkettiğin an başka işe yönel. Anneni kardeşlerini sırtlama, elinden gelirse bir şeyler geldiği kadarını yaparsın, o da içinden gelirse. Hiçbir şeye zorunluluğun yok ve olan her şey bitti. Hakkında hayırlısı olsun, çekim yasasını da araştır derim🙏🏻
 
23 yaşındayım ve gerçekten tükendim. Tam dediğiniz gibi, annemi herkes çilekeş ve melek gibi kadın olarak tanımlar. Benim içinse toksik bir ebeveynden başka bir şey değil. Ve ne yazık ki bir bana toksik ebeveyn. Beğenilen okullara yakın ev tutması belki çok ilginç bir şey değil. Ama bana asla yapmazdı. O kadar yıl başıma ne gelirse gelsin kılını kıpırdatmadı. Şimdi aramış bu şekilde anlatıyor. Ne kadar sinir oldum asla anlatamam.

Sizin açınızdan da üzgünüm. Evli ve çocuklu olduğumu ve annemin hâlâ benimle yaşadığını şöyle bir düşündüğümde, sanki intihara bir sebep gibi.

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
30 yaşımı geçtikten sonra bazı şeylere kulak tıkamayı öğrendim en azından kendi sağlığım açısından 😶 aynen öyle mesela ben sahip çıktım ona evet yanımda kalıyor ama hiç arayıp sormayan oğlundan konu açılınca gözlerinin içi gülüyor. Boşverin herkes kendi yaşamına bakmayı öğrensin. Bakın bir anne olarak söylüyorum doğurmak, yedirmek, içirmek en kolayı bunlar.
Sevgiyle, saygıyla emekle çocuk büyütmek farklı birşey. Bırakın babasının oğluma el kaldırmasını bağırdığı zaman bile tahammülüm olmaz bu böyledir.
Dua edin Allah kimseyi elden ayağa bırakmasın. O zaman bakmazsanız yine hayırsız nankör evlat siz olursunuz! Onlar hayatlarında mutlu olup size bulaşmasınlar sizde kalan hayatınızı huzurlu ve mutlu geçirirsiniz inşallah 🤍
 
Çalışmak konusundaki tavrı derken bu saatten sonra çalışması gerektiğini anlamış olmasından mı bahsediyorsunuz, başka bir şeyden mi?

Elli yıl boyunca yapacağın meslek bu. Üstelik her şeyi kendi emeklerim ile yaptım. Bir fedakarlık yapabilirdi. Zaten berbat bir evliliği vardı. Hiç okula göndermese yine sesi soluğu çıkmazdı. Umrunda olmadım. Şimdi yine beş kuruşsuz. Ama çocukları için bir şeylere cesaret edebiliyor. Anne baba ile bir düzen değil aslında, onlar hep çok kötülerdi. Hiç olmamalarını arzu ederdim.
Çalışmak konusundaki tavrı derken eski konunuzda görmüştüm namusa bağlamıştı meseleyi ondan bahsediyorum. Şuan çalışması gerektiğini anlaması tabi ki sonunda yani dedirtti. Onun dışında evet kolay bir hayat değil ama babanıza karşı siz anneniz ve kardeşleriniz berabersiniz. Saçma sapan öğütler veren diğer akrabalarınızı zaten saymıyorum ama siz çekirdek aile olarak birbirinize sahip çıkmalısınız. İçiniz nefret üzüntü ve hesaplaşma dolu olduğu için fark etmiyorsunuz ama herşey çok iyiye gitmeye başlıyor sizler için, yolunuz açık olsun
 
Geçmişinde çok şey yaşamış biri olarak, evet bırakabiliyorsun bu senin elinde. Ancak olayların içindeyken haliyle bu zor oluyor, ben başka ülkede bir sene hiç görüşmeyerek kendime geldim. Ama bakınca başka çaren var mı? Bunları dert ettikçe yıllardır zaten zehirlenmişsin, zehirlemeye kendini sen devam ediyorsun. Bu yıkıma bir son vermen gerekiyor. Ailen ne yaptıysa yaptı, ne yaşayacaklarsa yaşayacaklar. Kimse ne alt soyuna ne üst soyuna bakmak zorunda değil, baksa güzel olur da işte… yapmadıklarını yapmadılar ve hep öyle kalacak, sen ne kadar içerlersen içerle. O okula gidemedin ve bu hiç değişmeyecek. Baban iğrenç biriymiş ve asla melek olmayacak. Sen değişmeyen bir şeyi kurcalayıp durarak biten her şeyin yükünü sırtlamaya devam ediyorsun. Lütfen at gitsin, içine gelen içerleme duyguları geldiği gibi at, geçmişi deştipini farkettiğin an başka işe yönel. Anneni kardeşlerini sırtlama, elinden gelirse bir şeyler geldiği kadarını yaparsın, o da içinden gelirse. Hiçbir şeye zorunluluğun yok ve olan her şey bitti. Hakkında hayırlısı olsun, çekim yasasını da araştır derim🙏🏻
Dilim iyi seviye olsa ben de yurt dışına çıkmak isterdim. Alt soy ile çocukları kastetmiştim aslında. Zihnim tam olarak sizin söylediklerinizi fısıldıyor. Şu an kendimi bin parçaya ayırsam da geçmişte bana yapılanı da yapılmayanı da değiştirmem mümkün değil. Ama bilirsiniz işte boğazınıza bir düğüm oturur. O düğüm oraya oturmak için izin istemez. Başka ile yönelirsiniz. Tam o an pıt pıt göz yaşları süzülmeye başlar. Keşke elimde olsa ama değil işte. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
 
Benim de çok ihtiyacım vardı. Ama o bana hiç destek olmadı.
ne olursa büyük çocuğa olur derler.. doğruymuş dedirtti bu konu bana
sizin zamanınızda anneniz daha cahil toydu belki.. sizi daha aklı başında kardeşlerinizi daha aklı bir karış havada görüyor demek ki
boşverin.. artık kimseden bişey beklemeyin derim
boşvermeye çalışın

Rabbim hayırlısı ile iyi bir yere atanmayı nasip etsin
 
ne olursa büyük çocuğa olur derler.. doğruymuş dedirtti bu konu bana
sizin zamanınızda anneniz daha cahil toydu belki.. sizi daha aklı başında kardeşlerinizi daha aklı bir karış havada görüyor demek ki
boşverin.. artık kimseden bişey beklemeyin derim
boşvermeye çalışın

Rabbim hayırlısı ile iyi bir yere atanmayı nasip etsin
Kesinlikle öyle. Büyük çocuk olmak çok lanet bir şey. Ya aslında o da çevresi de beni tüm sorumlulukların altından en iyi şekilde kalabilecek bir rehber olarak görüyorlar tuhaf bir biçimde. O bu arıyor "Sen aslan gibi bir kızsın." falan diyorlar. Boşanma davasını bile açmamış. Sen gelmeden asla avukata da gitmem açmam da diyor. Ben aslan olmak, güçlü olmak falan istemiyorum. 23 yaşında daha ergenlik evresinde bile çıkamamış bir bireyim. Sadece bu olmak istiyorum artık. Olgun olmaktan da birçok şeyi araştırıp bilip etrafın bilgesi olmaktan da çok sıkıldım. Benim başım sıkışınca annemin gölgesine koşmam gerekir. Ben bir şey beklesem de onlar vermez zaten. Şimdi çok mu güçlü, parası mı var, eski gençliği mi var? Ama ev tutacakken kriteri uygun olması, güzel olması falan değil sadece kardeşlerimin beğendikleri (ortaokulun da nesi beğeniliyorsa sanki puanla alınıyor) okullara yakın olması. Onların kalplerinin kırılmaması ve yorulmamaları. Lanet olsun böyle anneye de babaya da.
 
Kesinlikle öyle. Büyük çocuk olmak çok lanet bir şey. Ya aslında o da çevresi de beni tüm sorumlulukların altından en iyi şekilde kalabilecek bir rehber olarak görüyorlar tuhaf bir biçimde. O bu arıyor "Sen aslan gibi bir kızsın." falan diyorlar. Boşanma davasını bile açmamış. Sen gelmeden asla avukata da gitmem açmam da diyor. Ben aslan olmak, güçlü olmak falan istemiyorum. 23 yaşında daha ergenlik evresinde bile çıkamamış bir bireyim. Sadece bu olmak istiyorum artık. Olgun olmaktan da birçok şeyi araştırıp bilip etrafın bilgesi olmaktan da çok sıkıldım. Benim başım sıkışınca annemin gölgesine koşmam gerekir. Ben bir şey beklesem de onlar vermez zaten. Şimdi çok mu güçlü, parası mı var, eski gençliği mi var? Ama ev tutacakken kriteri uygun olması, güzel olması falan değil sadece kardeşlerimin beğendikleri (ortaokulun da nesi beğeniliyorsa sanki puanla alınıyor) okullara yakın olması. Onların kalplerinin kırılmaması ve yorulmamaları. Lanet olsun böyle anneye de babaya da.
hani dediniz ya olgun olmak bişeyleri araştırıp çıkarmak vs
işte böyle olduğunuz için insanlar ve anneniz çekip çeviren kendi başını beceren olarak görüyor
o yüzden de bizler itelenmiş amaaaan bulur bir yolunu çocukları/ eşleri/ arkadaşları oluyoruz çevremizde :KK43:
huy meselesi işte isteseniz de bu sorunlar yaşanırken çocuk modunda kalamazdınız..
sessiz sessiz oturamazdınız
annenize çevrenize bu güveni verdiniz bu rahatlık ondan maalesef
ama dediğim gibi huy.. isteseniz de vurdum duymaz olamazsınız
ve bu saatten sonra da herkes sizi suçlar
 
hani dediniz ya olgun olmak bişeyleri araştırıp çıkarmak vs
işte böyle olduğunuz için insanlar ve anneniz çekip çeviren kendi başını beceren olarak görüyor
o yüzden de bizler itelenmiş amaaaan bulur bir yolunu çocukları/ eşleri/ arkadaşları oluyoruz çevremizde :KK43:
huy meselesi işte isteseniz de bu sorunlar yaşanırken çocuk modunda kalamazdınız..
sessiz sessiz oturamazdınız
annenize çevrenize bu güveni verdiniz bu rahatlık ondan maalesef
ama dediğim gibi huy.. isteseniz de vurdum duymaz olamazsınız
ve bu saatten sonra da herkes sizi suçlar
Aslında şunun da etkisi var. Konuda da bahsettiğim gibi ilkokula giden ufacık bir çocukken bile az da olsa ekonomik özgürlüğüm vardı. Kimseden bir kez olsun para istemişliğim yok. Şimdi bakınca garip geliyor. Ama o zamanlar koca bir insan gibi para hesabı yapıyordum, ayı çıkartmaya çalışıyordum falan. Ama şimdi kardeşlerime bakıyorum. Azıcık ayakkabısı mı aşındı, bu zor şartlarda bile nereden para bulursan bul yenisini temin et diyor. Gerekirse küfür ediyor, annemi aşağılıyor, ağlayıp sızlıyor ama istediğini yaptırıyor. Belki haklı belki haksız, yorum yapamıyorum. Ama işte bu şekilde ki evlatlar da çok daha kıymetli oluyor. Ben deneme tahtasıydım, kıymetsizdim. Şimdi beni çağırıyor sürekli. Acaba bir lise öğrencisi olsaydım şimdi yine arayıp bu şekilde gelmemi ister miydi? Geçmişi değiştirmek mümkün değil, biliyorum. Bu saatten sonra kendi zihnimde de ona karşı da verdiğim her savaş benim ruh sağlığıma ekstra bir hasardan başka bir şey değil. Ama işte elimde de değil. Bazen haline üzülüyorum. Bazen düşüncelerimin ağırlığını kaldıramayıp boğazına yapışmak istiyorum. Üzgünüm. Mutsuzum. Bambaşka bir şehre gitmek ve numaramı bile değiştirmek istiyorum.
 
Aslında şunun da etkisi var. Konuda da bahsettiğim gibi ilkokula giden ufacık bir çocukken bile az da olsa ekonomik özgürlüğüm vardı. Kimseden bir kez olsun para istemişliğim yok. Şimdi bakınca garip geliyor. Ama o zamanlar koca bir insan gibi para hesabı yapıyordum, ayı çıkartmaya çalışıyordum falan. Ama şimdi kardeşlerime bakıyorum. Azıcık ayakkabısı mı aşındı, bu zor şartlarda bile nereden para bulursan bul yenisini temin et diyor. Gerekirse küfür ediyor, annemi aşağılıyor, ağlayıp sızlıyor ama istediğini yaptırıyor. Belki haklı belki haksız, yorum yapamıyorum. Ama işte bu şekilde ki evlatlar da çok daha kıymetli oluyor. Ben deneme tahtasıydım, kıymetsizdim. Şimdi beni çağırıyor sürekli. Acaba bir lise öğrencisi olsaydım şimdi yine arayıp bu şekilde gelmemi ister miydi? Geçmişi değiştirmek mümkün değil, biliyorum. Bu saatten sonra kendi zihnimde de ona karşı da verdiğim her savaş benim ruh sağlığıma ekstra bir hasardan başka bir şey değil. Ama işte elimde de değil. Bazen haline üzülüyorum. Bazen düşüncelerimin ağırlığını kaldıramayıp boğazına yapışmak istiyorum. Üzgünüm. Mutsuzum. Bambaşka bir şehre gitmek ve numaramı bile değiştirmek istiyorum.
işte dedim ya hep becerikli iş halleden çocuğu olmuşsunuz annenizin
o yüzden size kafa yormamış ve lafını geçirebilmiş maalesef
atanınca inşallah en kısa sürede destek almaya bakın
küfür hakaret mi ediyor kardeşleriniz annenize
 
Son düzenleme:
30 yaşımı geçtikten sonra bazı şeylere kulak tıkamayı öğrendim en azından kendi sağlığım açısından 😶 aynen öyle mesela ben sahip çıktım ona evet yanımda kalıyor ama hiç arayıp sormayan oğlundan konu açılınca gözlerinin içi gülüyor. Boşverin herkes kendi yaşamına bakmayı öğrensin. Bakın bir anne olarak söylüyorum doğurmak, yedirmek, içirmek en kolayı bunlar.
Sevgiyle, saygıyla emekle çocuk büyütmek farklı birşey. Bırakın babasının oğluma el kaldırmasını bağırdığı zaman bile tahammülüm olmaz bu böyledir.
Dua edin Allah kimseyi elden ayağa bırakmasın. O zaman bakmazsanız yine hayırsız nankör evlat siz olursunuz! Onlar hayatlarında mutlu olup size bulaşmasınlar sizde kalan hayatınızı huzurlu ve mutlu geçirirsiniz inşallah 🤍
Çok haklısınız. Ben bu çalışıp bakmanın çok yanlış bir yaklaşım olduğu noktasında çok direttim, işe girmesi bundan dolayı çıktı. Ben bu kadar net olmasaydım, sesiz kalsaydım zaten işe girmek falan böyle bir şey onun için inanılmaz imkansızdı. Kendi kendilerine yetsinler. Benden uzak dursunlar. Ev mi kiralıyorlar, villa mı, onların olsun. Allah bana da herkesten uzakta bir iş nasip etsin inşallah. Tek dileğim bu.
 
Çalışmak konusundaki tavrı derken eski konunuzda görmüştüm namusa bağlamıştı meseleyi ondan bahsediyorum. Şuan çalışması gerektiğini anlaması tabi ki sonunda yani dedirtti. Onun dışında evet kolay bir hayat değil ama babanıza karşı siz anneniz ve kardeşleriniz berabersiniz. Saçma sapan öğütler veren diğer akrabalarınızı zaten saymıyorum ama siz çekirdek aile olarak birbirinize sahip çıkmalısınız. İçiniz nefret üzüntü ve hesaplaşma dolu olduğu için fark etmiyorsunuz ama herşey çok iyiye gitmeye başlıyor sizler için, yolunuz açık olsun
Ben bu çalışıp anneye kardeşlere bakmanın asla doğru ve mantıklı olmadığı noktasında çok ama çok direttim. Bundan ötürü çalışması gerektiğini anladı. Sessiz kalsaydım, kafa sallasaydım asla çalışmayı düşünmezdi bile. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
 
Gratis indirimlerinden bir sürü otuz altılı ped alıp dolaba yerleştirmiştim. Almışlar. İnanabiliyor musunuz? Evden pedim çalınmış. Bu sadece benim başıma gelmiştir.

Anneme dışarıdan bir kadın olarak bakınca üzülüyorum. Ama ona kendi annem olarak bakınca sevemiyorum.

İnşallah dediğiniz gibi olur. Çok teşekkür ederim.
Çok özür dileyerek söylüyorum lütfen kızmayın ama babanız gerçekten ahlak değerleri temelden sarsılmış iğrenç bir insan.

Diğer yorumlarınızı da okudum, anneniz bence siz hep tek başınıza durabildiğiniz için o da sizi kızı gibi pek görememiş olabilir. Doğru mu? Asla, berbat bir şey hatta. Aslında sizin ona uzaktan bakabiliyor olmanız onun size tavrının bir sonucu olabilir.

Son dediğimde de ciddiydim, benim de babam (çok detay verip konunuzu sabote edecek şeyler yazmak istemiyorum) bana çok farklı yaralar açtı. Herkesin rahatlıkla yaptığı şeyleri yapamam mesela ben 30 yaşındayım iki aya 31 olucam hala öyle. Bunlardan dolayı önce kendimi eleştirmeyi bıraktım, sonra da onu saldım. Zamanla oluyor bu. Muhtemelen siz de benim gibi asla çok derin ilişkiler kurmayacaksınız insanlarla ama bu da bir açıdan bakınca sizi güvende tutacak. İçgüdüleriniz daha kuvvetli olacak. Siz var olan bir toplumun kenarında büyümüş bir bireysiniz, her zaman daha farklı olacaksınız, insanlar size daha çabuk güvenecekler çünkü korkusuz olacaksınız. Bu yaşantınız eğer bir önceki mesajımda dediğim gibi üzüntüye tutunmazsanız sizi çok farklı bir insan haline getirecek. Sizi için her şey çok güzel olur umarım 🧡
 
Kesinlikle öyle. Büyük çocuk olmak çok lanet bir şey. Ya aslında o da çevresi de beni tüm sorumlulukların altından en iyi şekilde kalabilecek bir rehber olarak görüyorlar tuhaf bir biçimde. O bu arıyor "Sen aslan gibi bir kızsın." falan diyorlar. Boşanma davasını bile açmamış. Sen gelmeden asla avukata da gitmem açmam da diyor. Ben aslan olmak, güçlü olmak falan istemiyorum. 23 yaşında daha ergenlik evresinde bile çıkamamış bir bireyim. Sadece bu olmak istiyorum artık. Olgun olmaktan da birçok şeyi araştırıp bilip etrafın bilgesi olmaktan da çok sıkıldım. Benim başım sıkışınca annemin gölgesine koşmam gerekir. Ben bir şey beklesem de onlar vermez zaten. Şimdi çok mu güçlü, parası mı var, eski gençliği mi var? Ama ev tutacakken kriteri uygun olması, güzel olması falan değil sadece kardeşlerimin beğendikleri (ortaokulun da nesi beğeniliyorsa sanki puanla alınıyor) okullara yakın olması. Onların kalplerinin kırılmaması ve yorulmamaları. Lanet olsun böyle anneye de babaya da.

Anne babaları kahrını büyük çocuklar çekiyor ; biz de 4 kardeşiz, ablamın ve benim yaşadıklarımızın yüzde birini bile kardeşlerim yaşamadı. Onların aklı başına geldiğinde annem boşanma travmasını atlatmış, işini gücünü kurmuş güçlü bir kadındı, bize hep derdi evlat keyfine onlarla vardım çünkü derdim azalmıştı. Ben bir şekilde kurtardım kendimi ama ablamın hayatı tümden mahvoldu... Sonra ayağa kalktım, ablamı da yanıma aldım ve başka bir hayat kurdum, zamanla rayına girdi herşey, 40 yaşından sonra çözdüm bazı şeyleri, size de tavsiyem kendinizi yormayın, bana şunu yaptılar bunu yaptılar diye vahlanmayın, şimdiki nesil bizden akıllı, beni erkek kızım diye diye eşeğe çevirdiler senelerce, siz her şeyin farkındasınız, sadece kendinizi kurtarmaya odaklanın ve değiştiremeyeceğiniz şeyler için üzülmeyin, Allah yardımcınız olsun
 
Çok özür dileyerek söylüyorum lütfen kızmayın ama babanız gerçekten ahlak değerleri temelden sarsılmış iğrenç bir insan.

Diğer yorumlarınızı da okudum, anneniz bence siz hep tek başınıza durabildiğiniz için o da sizi kızı gibi pek görememiş olabilir. Doğru mu? Asla, berbat bir şey hatta. Aslında sizin ona uzaktan bakabiliyor olmanız onun size tavrının bir sonucu olabilir.

Son dediğimde de ciddiydim, benim de babam (çok detay verip konunuzu sabote edecek şeyler yazmak istemiyorum) bana çok farklı yaralar açtı. Herkesin rahatlıkla yaptığı şeyleri yapamam mesela ben 30 yaşındayım iki aya 31 olucam hala öyle. Bunlardan dolayı önce kendimi eleştirmeyi bıraktım, sonra da onu saldım. Zamanla oluyor bu. Muhtemelen siz de benim gibi asla çok derin ilişkiler kurmayacaksınız insanlarla ama bu da bir açıdan bakınca sizi güvende tutacak. İçgüdüleriniz daha kuvvetli olacak. Siz var olan bir toplumun kenarında büyümüş bir bireysiniz, her zaman daha farklı olacaksınız, insanlar size daha çabuk güvenecekler çünkü korkusuz olacaksınız. Bu yaşantınız eğer bir önceki mesajımda dediğim gibi üzüntüye tutunmazsanız sizi çok farklı bir insan haline getirecek. Sizi için her şey çok güzel olur umarım 🧡
😂 Babama bildiğiniz tüm küfür ve hakaretleri yazabilirsiniz. Hiç kızmam.

Annem hakkında söylediklerinizde haklısınız. Öyle olabilir.

Babamla ilişkimiz hiçbir zaman doğru düzgün olmadı. Ondan hep nefret ettim. Artık aynı evde yaşamayacağımız için mutluyum. Geriye kalanlardan da kurtulabilsem çok iyi olacak.

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
 
Anne babaları kahrını büyük çocuklar çekiyor ; biz de 4 kardeşiz, ablamın ve benim yaşadıklarımızın yüzde birini bile kardeşlerim yaşamadı. Onların aklı başına geldiğinde annem boşanma travmasını atlatmış, işini gücünü kurmuş güçlü bir kadındı, bize hep derdi evlat keyfine onlarla vardım çünkü derdim azalmıştı. Ben bir şekilde kurtardım kendimi ama ablamın hayatı tümden mahvoldu... Sonra ayağa kalktım, ablamı da yanıma aldım ve başka bir hayat kurdum, zamanla rayına girdi herşey, 40 yaşından sonra çözdüm bazı şeyleri, size de tavsiyem kendinizi yormayın, bana şunu yaptılar bunu yaptılar diye vahlanmayın, şimdiki nesil bizden akıllı, beni erkek kızım diye diye eşeğe çevirdiler senelerce, siz her şeyin farkındasınız, sadece kendinizi kurtarmaya odaklanın ve değiştiremeyeceğiniz şeyler için üzülmeyin, Allah yardımcınız olsun
Bu hayatta en büyük çocuk olmaktan da abla olmaktan da öyle bir tiksindim ki anlatmam mümkün değil. Özellikle bizlerinki gibi anne baba olmayı en çok hak etmeyen insanların büyük çocuğu olmak deneme tahtası olmak, dert tahtası olmak ile aynı anlama geliyor.
Çok teşekkür ederim. Allah sizin de yardımcınız olsun.
 
işte dedim ya hep becerikli iş halleden çocuğu olmuşsunuz annenizin
o yüzden size kafa yormamış ve lafını geçirebilmiş maalesef
atanınca inşallah en kısa sürede destek almaya bakın
küfür hakaret mi ediyor kardeşleriniz annenize
Ohoo istedikleri olmayınca ağza alınmayacak küfürler ediyorlar. Tabi yarım saat sonra annem yine otomatik olarak uşakları moduna geçiş yapıyor.
 
Her yer mutsuz kadınlarla mutsuz adamların, umutsuz evlilikleriyle dolu demişler ve eklemişler: Mutsuz kadın mutlu çocuk yetiştiremez diye..

Biraz genelleme belki ama çoğu kişi de tutuyor üzgünüm ki..

Kendimi seviyorum kısmı öyle narsistlik tadında olmamalı en çok diyerek değil, öz eleştiri içererek..
İşte o zaman sevme kısmı gerçekleşiyor..
Otursun bundan sonra kıymetli çocuklarını mutlu mesut yetiştirsin. Bana zarardan ziyandan başka bir şeyi dokunmadı. Elimde olsa yüzünü yeniden görmeyi hiç istemiyorum.
 
X