hanımlar merhaba, bu aralar her zamankinden fazla sıkılıyorum, konu falan açmazdım aslında ama öyle içimi dökmek istedim. cümle baş harflerini büyük yazmadığım için özür diliyorum, böylesi daha basit geldi şimdilik.
bende bu aralar birşeyler var, ne olduğunu bilmiyorum. devamlı sıkılma halindeyim, yani bunalıyorum. hiçbir şeyden memnun olamıyorum bu aralar, her şeyden şikayet eder oldum. dışarı çıkıp gezsem kalabalık beni boğuyor, insanların kabalıkları, saçmalıkları beni bıktırdı. evde otursam ailem ufacık şeylerde bile gözüme batıyor. her şeyi de sorgular oldum, en basitinden mesela ailemiz bizi dünyaya getirirken zaten bize sormuyorlar, bunun imkanı da yok, düzen böyle falan filan biliyorum ama aile dünyaya getiriyor... her ailenin her şeyi birbirinden farklı, benimkiler mesela 14-15 sene sonunda ayrıldı, hiçbir maddi varlığa sahip değiller, ne ev var ne araba, ancak geçinecek kadar para var hepsi o. ben hayatımda doğru düzgün tatil bile yapmadım, yapamadım, onlar da aynı şekilde. 1 aydır falan neredeyse böyleyim, bir durum yaşadım ve o zamandan beri düşünüyorum, üniversiteyi bitirdim ama bitirmem gerekiyordu, onu bile kredi borcuyla (kyk) bitirebildim, yurtta kaldım 4 sene, her şeyim kıt kanaatti bir de o kadar insanla yaşamak zorunda kaldım, sinirlerim o kadar çok yıprandı ki artık daha tahammülsüz ve sinirliyim mesela. ailem beni dünyaya getirmiş de birşey olduğunda ve ne bileyim paraya falan ihtiyaç olduğunda "biz bu kadar yapabiliyoruz, bizden bu kadar" falan deyip kenara çekildi. halime her zaman şükreden bir insanım, sıkıntım varken bile bunu asla ihmal etmem ama hep bizden daha kötü hayatlara bakıp bakıp "buna da şükür" diye diye geçiyor hayatımız. bu ne kadar doğru ki? mesele oradan bakınca para gibi gözükebilir aslında ama değil, ben sadece örnek verdim. parayı elbette kazanabilirim, şimdilik kendime yetecek kadar kazanıyorum da zaten ama mutlu muyum? hayır.
sürekli sorgulama modundayım, bir taciz haberi çıkar mesela, yahu kadın olmak zor, mesela ben (empati yaptığım için) neden kadın olmam sebebiyle tacize uğruyorum? neden benim kıyafetime karışma hakkı görüyor insanlar? neden benden iş-güç yapmam beklenirken erkeklerden beklenmiyor (evimizde örneği var), ben neden sırf cinsiyetimden dolayı sıkıntı yaşıyorum bu ülkede? gibi gibi şeyler geçiyor aklımdan öyle zamanlarda. aile çocuğu dünyaya getiriyor ve iyi bir bölüm falan bitirmesini, iyi bir yerde çalışmasını bekliyor, beraberinde daha farklı beklentiler falan oluyor hep yaşıyoruz bunu... ya iyi de ben mi istedim dünyaya gelmeyi? ben bu beklentileri karşılamaya mecbur muyum? ailem,ne annem ne babam, bir kere bile hayatımda olan biteni sormadı, canın mı sıkkın, iyi miyim, mutlu muyum, kafam mı karışık, ne istiyorum ne istemiyorum vs. bunların hiçbiri yok. ben her şeyle kendi başıma uğraştım hep, aynı şeyi kardeşime de yapıyorlar, çocuğun dersleri kötüydü, debeleniyordu ama tembelleşiyordu... annemin falan umrunda olmadı, ben uğraştım da biraz düzeldi.
sadece benim hayatım, benim ailem de değil, bazı ailelere bakıyorum mesela daha fenalar. arkadaşlarımın ailesi evlen falan diye baskı yapıyor örneğin, düşünsenize, kızı doğurmuş, bir şekilde okutmuş kız 24 yaşına gelmiş, işsizlik var tabi iş bulamamış, küçük yerde yaşıyor üstelik ve kalkıp kıza "evlen artık, yaşın geliyor, torun sevelim" diye baskı kuruyor. pardon da ne hakla? tam cinnetlik bana göre ama ülkemizde çoğu kişiye göre bu çok normal. evlilikte, bir evde çalışsa da çalışmasa da evin iş güç yükünün kadının üzerinde olması, öyle kabul edilmesi, kadının göreviymiş gibi lanse edilmesi, erkek de bir işin ucundan tutunca sanki herif lütfediyormuş gibi "ay ne iyi kocan var yardım ediyor, öp başına koy" denmesi... ya bunlar normal mi?
çok uzattım farkındayım, şimdi buraya gelip "okumadım/kör oldum" falan yazanlar olacak :) işte kısasını arayanlar için SIKILDIM, BUNALDIM, HER ŞEYİ SORGULUYORUM BEN NEDEN BURADAYIM, HATTA BEN NEDEN YAŞIYORUM Kİ falan gibi şeyler. uzun lafın kısası bu. geldiler yani bana... e bana birşeyleri sevdirecek birisi de yok, aşksız da bişeyler yapamıyorum, içim almıyor. hayatımda aşk varken her şeyi o kadar güzel görüyorum, o kadar güzel görüyorum, içim öyle güzel bir huzurla kaplanıyor ki sormayın. ama o da yok bu aralar işte.
çalışır daha çok para kazanırım, araba da alırım ev de alırım kazanabildikten sonra, sorun bu değil. 4 sene yurtta kaldım mesela, üniversiteyi o şekilde okudum ve o dönem benim için güzel değildi, hep bunaldım, sinir ve stres doluydu. o günler geçip gitti, geride kaldı ama ben insanlardan ciddi ölçüde uzaklaştım. güven yok, samimiyet yok, herkes tek ayak üstünde kaç yalan söylüyor acaba diye diye milletten de iyice bıktım. burada da geldim gözlerinizi kör ettim, kafanızı şişirdim, kusura bakmayın...