• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

iç dökmesi midir nedir?

Wurstria

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
3 Ocak 2015
14.178
25.548
598
hanımlar merhaba, bu aralar her zamankinden fazla sıkılıyorum, konu falan açmazdım aslında ama öyle içimi dökmek istedim. cümle baş harflerini büyük yazmadığım için özür diliyorum, böylesi daha basit geldi şimdilik.

bende bu aralar birşeyler var, ne olduğunu bilmiyorum. devamlı sıkılma halindeyim, yani bunalıyorum. hiçbir şeyden memnun olamıyorum bu aralar, her şeyden şikayet eder oldum. dışarı çıkıp gezsem kalabalık beni boğuyor, insanların kabalıkları, saçmalıkları beni bıktırdı. evde otursam ailem ufacık şeylerde bile gözüme batıyor. her şeyi de sorgular oldum, en basitinden mesela ailemiz bizi dünyaya getirirken zaten bize sormuyorlar, bunun imkanı da yok, düzen böyle falan filan biliyorum ama aile dünyaya getiriyor... her ailenin her şeyi birbirinden farklı, benimkiler mesela 14-15 sene sonunda ayrıldı, hiçbir maddi varlığa sahip değiller, ne ev var ne araba, ancak geçinecek kadar para var hepsi o. ben hayatımda doğru düzgün tatil bile yapmadım, yapamadım, onlar da aynı şekilde. 1 aydır falan neredeyse böyleyim, bir durum yaşadım ve o zamandan beri düşünüyorum, üniversiteyi bitirdim ama bitirmem gerekiyordu, onu bile kredi borcuyla (kyk) bitirebildim, yurtta kaldım 4 sene, her şeyim kıt kanaatti bir de o kadar insanla yaşamak zorunda kaldım, sinirlerim o kadar çok yıprandı ki artık daha tahammülsüz ve sinirliyim mesela. ailem beni dünyaya getirmiş de birşey olduğunda ve ne bileyim paraya falan ihtiyaç olduğunda "biz bu kadar yapabiliyoruz, bizden bu kadar" falan deyip kenara çekildi. halime her zaman şükreden bir insanım, sıkıntım varken bile bunu asla ihmal etmem ama hep bizden daha kötü hayatlara bakıp bakıp "buna da şükür" diye diye geçiyor hayatımız. bu ne kadar doğru ki? mesele oradan bakınca para gibi gözükebilir aslında ama değil, ben sadece örnek verdim. parayı elbette kazanabilirim, şimdilik kendime yetecek kadar kazanıyorum da zaten ama mutlu muyum? hayır.

sürekli sorgulama modundayım, bir taciz haberi çıkar mesela, yahu kadın olmak zor, mesela ben (empati yaptığım için) neden kadın olmam sebebiyle tacize uğruyorum? neden benim kıyafetime karışma hakkı görüyor insanlar? neden benden iş-güç yapmam beklenirken erkeklerden beklenmiyor (evimizde örneği var), ben neden sırf cinsiyetimden dolayı sıkıntı yaşıyorum bu ülkede? gibi gibi şeyler geçiyor aklımdan öyle zamanlarda. aile çocuğu dünyaya getiriyor ve iyi bir bölüm falan bitirmesini, iyi bir yerde çalışmasını bekliyor, beraberinde daha farklı beklentiler falan oluyor hep yaşıyoruz bunu... ya iyi de ben mi istedim dünyaya gelmeyi? ben bu beklentileri karşılamaya mecbur muyum? ailem,ne annem ne babam, bir kere bile hayatımda olan biteni sormadı, canın mı sıkkın, iyi miyim, mutlu muyum, kafam mı karışık, ne istiyorum ne istemiyorum vs. bunların hiçbiri yok. ben her şeyle kendi başıma uğraştım hep, aynı şeyi kardeşime de yapıyorlar, çocuğun dersleri kötüydü, debeleniyordu ama tembelleşiyordu... annemin falan umrunda olmadı, ben uğraştım da biraz düzeldi.

sadece benim hayatım, benim ailem de değil, bazı ailelere bakıyorum mesela daha fenalar. arkadaşlarımın ailesi evlen falan diye baskı yapıyor örneğin, düşünsenize, kızı doğurmuş, bir şekilde okutmuş kız 24 yaşına gelmiş, işsizlik var tabi iş bulamamış, küçük yerde yaşıyor üstelik ve kalkıp kıza "evlen artık, yaşın geliyor, torun sevelim" diye baskı kuruyor. pardon da ne hakla? tam cinnetlik bana göre ama ülkemizde çoğu kişiye göre bu çok normal. evlilikte, bir evde çalışsa da çalışmasa da evin iş güç yükünün kadının üzerinde olması, öyle kabul edilmesi, kadının göreviymiş gibi lanse edilmesi, erkek de bir işin ucundan tutunca sanki herif lütfediyormuş gibi "ay ne iyi kocan var yardım ediyor, öp başına koy" denmesi... ya bunlar normal mi?

çok uzattım farkındayım, şimdi buraya gelip "okumadım/kör oldum" falan yazanlar olacak :) işte kısasını arayanlar için SIKILDIM, BUNALDIM, HER ŞEYİ SORGULUYORUM BEN NEDEN BURADAYIM, HATTA BEN NEDEN YAŞIYORUM Kİ falan gibi şeyler. uzun lafın kısası bu. geldiler yani bana... e bana birşeyleri sevdirecek birisi de yok, aşksız da bişeyler yapamıyorum, içim almıyor. hayatımda aşk varken her şeyi o kadar güzel görüyorum, o kadar güzel görüyorum, içim öyle güzel bir huzurla kaplanıyor ki sormayın. ama o da yok bu aralar işte.

çalışır daha çok para kazanırım, araba da alırım ev de alırım kazanabildikten sonra, sorun bu değil. 4 sene yurtta kaldım mesela, üniversiteyi o şekilde okudum ve o dönem benim için güzel değildi, hep bunaldım, sinir ve stres doluydu. o günler geçip gitti, geride kaldı ama ben insanlardan ciddi ölçüde uzaklaştım. güven yok, samimiyet yok, herkes tek ayak üstünde kaç yalan söylüyor acaba diye diye milletten de iyice bıktım. burada da geldim gözlerinizi kör ettim, kafanızı şişirdim, kusura bakmayın...
 
Yanlız değilsiniz bugünlerde sıkça duyuyorum böyle şikayetler
Kimler mutlu gözlemleyin onlar duruma ayak uydurabilen insanlar
Onlar adaptasyona uym sağlıyorlar bazıları ise eleniyorlar
Ha adapte mi olmak istersin dersen elenmeyi tercih ederim
 
seni anlıyorum, ben de çocukluğumdan beri bu moddayım. ders çalışmak, makyaj yapmak, güzel giyinmek, işe gitmek, evlenmek, çocuk yapmak... hepsi vazifeymiş gibi.
mutluluk para kazanmak, ev araba almak olmamalı ya.
"mandıra filozofu" filmi bu durumu çok iyi anlatıyor. izledin mi bilmiyorum.
 
istediğin hedeflediğin başarılara ulaşınca geçecek bunlar.eski maddi manevi sıkıntılarını unutacaksın inan.kendinle gurur duyacaksın hatta vay be diyeceksin şartlarım ne olursa olsun ben başardım başardım diye çığlık atacaksın.ülke koşulları şimdilik çoğumuzun hayallerine hedeflerine uygun değil.ama umuyoruz düzelecek .maalesef hiç birimiz bir isveç bir kanada vatandaşı değiliz.şartlarımız imkanlarımız bu.bu şartlarda azami mutlu olmaya çalışmalıyız başka çare yok diyorum burdan seni seven ve takip edip takdir eden bir ablan olarak.
 
Olumsuz durumlar biriktiğinde böyle bir dönemden geçiyor insan.
Sorgulama ve mutsuzluk dönemi.
Ardından sormayı bırakma kendini salma geliyor ama mutsuzluk devam sadece alışmanın verdiği daha bir tahammül edilir duygu durumu..

Kimin hayatı kolay..
Inan yazsam kendini bırakıp bana üzülürsün. Ben de başkasını okuyunca kendimi bırakıp ona üzülüyorum mesela..
Allah kolaylik versin herkese..
 
Olumsuz durumlar biriktiğinde böyle bir dönemden geçiyor insan.
Sorgulama ve mutsuzluk dönemi.
Ardından sormayı bırakma kendini salma geliyor ama mutsuzluk devam sadece alışmanın verdiği daha bir tahammül edilir duygu durumu..

Kimin hayatı kolay..
Inan yazsam kendini bırakıp bana üzülürsün. Ben de başkasını okuyunca kendimi bırakıp ona üzülüyorum mesela..
Allah kolaylik versin herkese..
sen güçlü kadınlardan birisin bana göre.sen diyorum kusura bakma uzun zamandır konularını takip ettiğim için yakın gördüm.Herşeye rağmen mutlusun ve dirayetlisin.ha bir de burda en ufak koca sorununa hemencecik boşan yazan sanki kendileri pamuklarla sarılıyormuş gibi aaa o kocayı derhal boşa yazan k.k hatunlarına kanmayıp yuvanı içinden affedemesen de tam olarak genede yıkmadığın için şans tanıdığın için seni tebrik ediyorum.konu sahibi senin gibi kadınları örnek almalı.hayat uzun herkes aynı şansa sahip değil.inadına yaşamalı inadına mutlu olmalı diyorum ben.delicesine ağlayıp zehiri akıtmalı ve kaldığımız yerden mücedeleye devam etmeli
 
sen güçlü kadınlardan birisin bana göre.sen diyorum kusura bakma uzun zamandır konularını takip ettiğim için yakın gördüm.Herşeye rağmen mutlusun ve dirayetlisin.ha bir de burda en ufak koca sorununa hemencecik boşan yazan sanki kendileri pamuklarla sarılıyormuş gibi aaa o kocayı derhal boşa yazan k.k hatunlarına kanmayıp yuvanı içinden affedemesen de tam olarak genede yıkmadığın için şans tanıdığın için seni tebrik ediyorum.konu sahibi senin gibi kadınları örnek almalı.hayat uzun herkes aynı şansa sahip değil.inadına yaşamalı inadına mutlu olmalı diyorum ben.delicesine ağlayıp zehiri akıtmalı ve kaldığımız yerden mücedeleye devam etmeli

Aslında ben güçlü olabilirim ama mutlu değilim sanırım..
Hep kaygılıyım ve acabalarla doluyum.
Doğru olandan emin değilim.
Bu durumda bana boşan diyenler hakkında çoğu zaman belki de haklılar diye düşünüyorum.
Umarım mücadeleye gerçekten değer.
Herkes için beklenen sonu görüp vah giden zamanıma demem.
Gönülden mutlu olmasam da yine hayata küsmedim, yaşıyorum, geziyorum, gülüyorum.
Çok şükür. .
Sağlık var umut var..
Teşekkür ederim yorumunuza bunları özellikle bu gece duymaya çok ihtiyacım vardı hissettiniz mi nedir. :)
 
Aslında ben güçlü olabilirim ama mutlu değilim sanırım..
Hep kaygılıyım ve acabalarla doluyum.
Doğru olandan emin değilim.
Bu durumda bana boşan diyenler hakkında çoğu zaman belki de haklılar diye düşünüyorum.
Umarım mücadeleye gerçekten değer.
Herkes için beklenen sonu görüp vah giden zamanıma demem.
Gönülden mutlu olmasam da yine hayata küsmedim, yaşıyorum, geziyorum, gülüyorum.
Çok şükür. .
Sağlık var umut var..
Teşekkür ederim yorumunuza bunları özellikle bu gece duymaya çok ihtiyacım vardı hissettiniz mi nedir. :)
50 yaş üstü çocuk sahibi olsanız ben de derhal boşan ekonomik özgürlüğün var çocuğunda var bir daha da evlenme hayatını yaşa gez toz kitap oku tek başına bir cafe de kahveni yudumla derdim.ama dayak gibi ağır şiddet aşırı sorunlar yoksa hadi boşandık diyelim e o adamdan kurtulduk.daha gençsin yeniden evlenmek çocuk sahibi olmak isteyeceksin doğal olarak.e kim garantisini verecek yeni eşin boşandığın adamdan daha iyi olacağına ya olmazsa o zaman ne olacak daha buyuk pişmanlıklar daha buyuk keşkelerle boğuşulacak o zamanda .biraz zaman tanımak hayat ve kendine ve acele karar vermemek en doğrusu bana göre.bu da senin sınavın bence belki de sonu güzel olacak kimbilir.hangi şerden hayır hangi hayırdan şer gelir biz bilemiyoruz yaşarken
 
Yanlız değilsiniz bugünlerde sıkça duyuyorum böyle şikayetler
Kimler mutlu gözlemleyin onlar duruma ayak uydurabilen insanlar
Onlar adaptasyona uym sağlıyorlar bazıları ise eleniyorlar
Ha adapte mi olmak istersin dersen elenmeyi tercih ederim

Bu aralar herkes mutsuz,herkes gergin.

seni anlıyorum, ben de çocukluğumdan beri bu moddayım. ders çalışmak, makyaj yapmak, güzel giyinmek, işe gitmek, evlenmek, çocuk yapmak... hepsi vazifeymiş gibi.
mutluluk para kazanmak, ev araba almak olmamalı ya.
"mandıra filozofu" filmi bu durumu çok iyi anlatıyor. izledin mi bilmiyorum.

istediğin hedeflediğin başarılara ulaşınca geçecek bunlar.eski maddi manevi sıkıntılarını unutacaksın inan.kendinle gurur duyacaksın hatta vay be diyeceksin şartlarım ne olursa olsun ben başardım başardım diye çığlık atacaksın.ülke koşulları şimdilik çoğumuzun hayallerine hedeflerine uygun değil.ama umuyoruz düzelecek .maalesef hiç birimiz bir isveç bir kanada vatandaşı değiliz.şartlarımız imkanlarımız bu.bu şartlarda azami mutlu olmaya çalışmalıyız başka çare yok diyorum burdan seni seven ve takip edip takdir eden bir ablan olarak.

Olumsuz durumlar biriktiğinde böyle bir dönemden geçiyor insan.
Sorgulama ve mutsuzluk dönemi.
Ardından sormayı bırakma kendini salma geliyor ama mutsuzluk devam sadece alışmanın verdiği daha bir tahammül edilir duygu durumu..

Kimin hayatı kolay..
Inan yazsam kendini bırakıp bana üzülürsün. Ben de başkasını okuyunca kendimi bırakıp ona üzülüyorum mesela..
Allah kolaylik versin herkese..

sıcaklardan mıdır nedir anlamadım ki son 1 haftadır hava gayet hoş, rüzgarlı.
ya en basidinden, biz kiracıyız mesela ama yeşil alanlarımız falan var yani Allah'ın, devletin yolu, ağaç, çimen vs. evin arka tarafı ağaçlı çimenli güzel bir yola bakıyor, yürüyüş yolu. benim bundan bir süre önce kedim öldü, yavru kedi. evde bakıyorduk, öldü sağlık sorunları vardı, direnemedi. ben de o gittikten sonra sokak kedilerine falan vermeye başladım kalan mamalarını. öyle öyle derken kedileri beslemeye başladım, bazen köpekler de yiyor, gelirlerse. şimdi apartmanın bahçesine de hep kediler geliyor ama apartmandakiler yani bahçeyi kullananlar bana "bahçede besleme, arka yolda (bahçe sınırı dışında) besle, biz bahçeye bişeyler ekiyoruz kediler zarar veriyor" dediler, tamam dedim. insanların özel mülküdür, istemez, tamam. arka tarafta veriyorum mesela, bahçenin sınırı dışında. aman neymiş de geçen gün bahçeye kediler gelmiş, ekinleri kırmış, ben besliyorum diye gelmişler, ben alıştırmışım bilmem ne bi yığın laf ettiler. benimle alakası yok ben arka taraftayım diyorum hala daha beni her gördükleri yerde "kızım arkada besle buraya gelmesinler" diyorlar. tamam diyorum hala aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar. sizin ekinleri benim kediler kırmadı, komşu bahçelerden geliyorlar diyorum anlamıyorlar. kendi aralarında konuşmalarını duydum "arkada besle dedik, onun yüzünden kediler geliyor bahçeye, kediyi beslersen böyle yapar, alıştırdı" bilmem ne. çileden çıkıyorum ya! en son dün oldu, ay hepsi de yaşlı. laf anlatamıyorsun, annem hiç uğraşma diyor ama sinir oluyorum ki. en son dedim, yan bahçelerden geliyor benimle ilgisi yok... hala aynı laflar söyleniyor, taciz ediliyorum resmen. e yan bahçedeki apartmandakiler de su koymuş, mama koymuş, ona ne diyecekler? elaleme de laf etsinler göreyim. bir daha laf ederlerse "ekip biçecekseniz köye taşının o zaman teyze, burası şehir" falan desem susarlar mı acaba? mahalledeki herkes sokaktakiler için su koyar, mama koyar, bizim apartmandakiler hayvan düşmanı çıktı. alt tarafı kedi yahu, ama yok gördüler ya beni onlara mama götürürken, her şeyin sorumlusu ben olurum artık. o hayvanlar beni her gördüğünde zıplaya zıplaya bana koşturuyor ama huzur namına bişey kalmadı, yeter.
 
Özellikle şu erkeklerin LuTFEN iş yapması olayındaki lafına ayriyeten katılıyorum.esim yapıyor ıkinizde normal görüyoruz ama millet gelip de ovunce acaba bende mi sorun var diyorum.
Onun dışında hayat böyle malesef o kadar cok ki anlattığın tarzda aileler.
Inşallah sen kendi ailen de bu hataları telrarlamazsin
 
sıcaklardan mıdır nedir anlamadım ki son 1 haftadır hava gayet hoş, rüzgarlı.
ya en basidinden, biz kiracıyız mesela ama yeşil alanlarımız falan var yani Allah'ın, devletin yolu, ağaç, çimen vs. evin arka tarafı ağaçlı çimenli güzel bir yola bakıyor, yürüyüş yolu. benim bundan bir süre önce kedim öldü, yavru kedi. evde bakıyorduk, öldü sağlık sorunları vardı, direnemedi. ben de o gittikten sonra sokak kedilerine falan vermeye başladım kalan mamalarını. öyle öyle derken kedileri beslemeye başladım, bazen köpekler de yiyor, gelirlerse. şimdi apartmanın bahçesine de hep kediler geliyor ama apartmandakiler yani bahçeyi kullananlar bana "bahçede besleme, arka yolda (bahçe sınırı dışında) besle, biz bahçeye bişeyler ekiyoruz kediler zarar veriyor" dediler, tamam dedim. insanların özel mülküdür, istemez, tamam. arka tarafta veriyorum mesela, bahçenin sınırı dışında. aman neymiş de geçen gün bahçeye kediler gelmiş, ekinleri kırmış, ben besliyorum diye gelmişler, ben alıştırmışım bilmem ne bi yığın laf ettiler. benimle alakası yok ben arka taraftayım diyorum hala daha beni her gördükleri yerde "kızım arkada besle buraya gelmesinler" diyorlar. tamam diyorum hala aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar. sizin ekinleri benim kediler kırmadı, komşu bahçelerden geliyorlar diyorum anlamıyorlar. kendi aralarında konuşmalarını duydum "arkada besle dedik, onun yüzünden kediler geliyor bahçeye, kediyi beslersen böyle yapar, alıştırdı" bilmem ne. çileden çıkıyorum ya! en son dün oldu, ay hepsi de yaşlı. laf anlatamıyorsun, annem hiç uğraşma diyor ama sinir oluyorum ki. en son dedim, yan bahçelerden geliyor benimle ilgisi yok... hala aynı laflar söyleniyor, taciz ediliyorum resmen. e yan bahçedeki apartmandakiler de su koymuş, mama koymuş, ona ne diyecekler? elaleme de laf etsinler göreyim. bir daha laf ederlerse "ekip biçecekseniz köye taşının o zaman teyze, burası şehir" falan desem susarlar mı acaba? mahalledeki herkes sokaktakiler için su koyar, mama koyar, bizim apartmandakiler hayvan düşmanı çıktı. alt tarafı kedi yahu, ama yok gördüler ya beni onlara mama götürürken, her şeyin sorumlusu ben olurum artık. o hayvanlar beni her gördüğünde zıplaya zıplaya bana koşturuyor ama huzur namına bişey kalmadı, yeter.
 
Özellikle şu erkeklerin LuTFEN iş yapması olayındaki lafına ayriyeten katılıyorum.esim yapıyor ıkinizde normal görüyoruz ama millet gelip de ovunce acaba bende mi sorun var diyorum.
Onun dışında hayat böyle malesef o kadar cok ki anlattığın tarzda aileler.
Inşallah sen kendi ailen de bu hataları telrarlamazsin
ya geçenlerde tv'de bir sahne var, dizinin biri. genç bir çift, yataktan kalktılar. oğlan kızdan kahvaltı istedi, kız da hazırlamak istemedi. öyle bi sahneydi yani tam hatırlamıyorum da. annem de şey dedi "e ne var kahvaltı istemiş, hazırlasana" dedi (televizyonla konuşur, kavga falan eder bizimkiler) ben de dayanamadım, "oğlan da hazırlayabilir, engelli falan değil eli ayağı tutuyor" dedim. annem kızdı bana, "ileride kocana da elin ayağın tutuyor kendin hazırla dersin sen" dedi. "derim tabi ne var bunda? hep kadın mı yapmalı?" dedim, neymiş ben boş konuşuyormuşum. çok biliyormuşum da falan filan. "valla o ileride kocamla benim aramda, herkes kendine baksın" dedim kapadım konuyu ama kafaları öyle çalışıyor, bir de biz moderniz diyorlar. mesela bir olay olsun, tv'de, haberlerde ya da ne bileyim, dedikodu yapıyorlarken, anneannemle ikisi. kadın erkek ilişkisiyse hemen kadına suç buluyorlar. bişey olur, "şimdiki kızlar fena, bozuk" derler. böyle çok fazla örnek var ve ben artık onlarla hiçbir şey konuşmak istemiyorum. bunu onlara da söyledim, siz hep kadını suçluyorsunuz falan dedim bana mısın bile demediler. kaldı ki bu iki kadın da kocaları sepetlemiş insanlar yani ikisi de boşandı, anneannem dedemden, annem de babamdan. ironik.
 
uykum geldi kafam karıştı.konu sahibi bak hayvanlar konusunda haksızsın bence.herkes bu kadar hayvan sevmek zorunda değil bazıları yakınında olmasını bile istemiyor.sen boşuna canını sıkıyorsun.apartmandan uzağa koy yemeklerini sularını hem hayvanlar mutlu olsun hem de sen rahat ol.şu hayatta herşeyi başarırsın ama insanların önyargısını kıramazsın.lisans mezunusun okumaya devam sınavlara devam kariyerli iş aramaya devam ki ilerde bahçeli ev alıp bu köpekleri kimseden çekinmeden besleyebilesin nedersin fikrime.Bak sana bir hedef işte
 
sıcaklardan mıdır nedir anlamadım ki son 1 haftadır hava gayet hoş, rüzgarlı.
ya en basidinden, biz kiracıyız mesela ama yeşil alanlarımız falan var yani Allah'ın, devletin yolu, ağaç, çimen vs. evin arka tarafı ağaçlı çimenli güzel bir yola bakıyor, yürüyüş yolu. benim bundan bir süre önce kedim öldü, yavru kedi. evde bakıyorduk, öldü sağlık sorunları vardı, direnemedi. ben de o gittikten sonra sokak kedilerine falan vermeye başladım kalan mamalarını. öyle öyle derken kedileri beslemeye başladım, bazen köpekler de yiyor, gelirlerse. şimdi apartmanın bahçesine de hep kediler geliyor ama apartmandakiler yani bahçeyi kullananlar bana "bahçede besleme, arka yolda (bahçe sınırı dışında) besle, biz bahçeye bişeyler ekiyoruz kediler zarar veriyor" dediler, tamam dedim. insanların özel mülküdür, istemez, tamam. arka tarafta veriyorum mesela, bahçenin sınırı dışında. aman neymiş de geçen gün bahçeye kediler gelmiş, ekinleri kırmış, ben besliyorum diye gelmişler, ben alıştırmışım bilmem ne bi yığın laf ettiler. benimle alakası yok ben arka taraftayım diyorum hala daha beni her gördükleri yerde "kızım arkada besle buraya gelmesinler" diyorlar. tamam diyorum hala aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar. sizin ekinleri benim kediler kırmadı, komşu bahçelerden geliyorlar diyorum anlamıyorlar. kendi aralarında konuşmalarını duydum "arkada besle dedik, onun yüzünden kediler geliyor bahçeye, kediyi beslersen böyle yapar, alıştırdı" bilmem ne. çileden çıkıyorum ya! en son dün oldu, ay hepsi de yaşlı. laf anlatamıyorsun, annem hiç uğraşma diyor ama sinir oluyorum ki. en son dedim, yan bahçelerden geliyor benimle ilgisi yok... hala aynı laflar söyleniyor, taciz ediliyorum resmen. e yan bahçedeki apartmandakiler de su koymuş, mama koymuş, ona ne diyecekler? elaleme de laf etsinler göreyim. bir daha laf ederlerse "ekip biçecekseniz köye taşının o zaman teyze, burası şehir" falan desem susarlar mı acaba? mahalledeki herkes sokaktakiler için su koyar, mama koyar, bizim apartmandakiler hayvan düşmanı çıktı. alt tarafı kedi yahu, ama yok gördüler ya beni onlara mama götürürken, her şeyin sorumlusu ben olurum artık. o hayvanlar beni her gördüğünde zıplaya zıplaya bana koşturuyor ama huzur namına bişey kalmadı, yeter.
O ekinler boy boy,sizi öpsün kovboy,diyesim geldi.
Zavallı hayvancıklara yaşam alanı bırakmadık yaaa.
 
uykum geldi kafam karıştı.konu sahibi bak hayvanlar konusunda haksızsın bence.herkes bu kadar hayvan sevmek zorunda değil bazıları yakınında olmasını bile istemiyor.sen boşuna canını sıkıyorsun.apartmandan uzağa koy yemeklerini sularını hem hayvanlar mutlu olsun hem de sen rahat ol.şu hayatta herşeyi başarırsın ama insanların önyargısını kıramazsın.lisans mezunusun okumaya devam sınavlara devam kariyerli iş aramaya devam ki ilerde bahçeli ev alıp bu köpekleri kimseden çekinmeden besleyebilesin nedersin fikrime.Bak sana bir hedef işte
zaten hayvanları uzakta besliyorum, bahçe sınırı dışındayız, bahçeye bişey soktuğum yok ki. :) ben bahçede besliyor olsam tamam laf etmekte haklı olur ama ben Allah'ın yolunda, herkesin ortak kullandığı kocaman çimenli bir alanda besliyorum, kendi evinin sınırı dışındaki bişeye de karışamazlar. bana karışacak cesareti yan komşusuna neden bulamıyor? ben kaç kere gözümle gördüm yan bahçeden kedilerin geldiğini, birbirlerini kovalarken etrafı dağıttığını... benim beslediğim kediler bizim bahçeye uzakta takılıyor zaten, ağaçların oradalar. ama bunlar hala daha yakında kedi olmasın diyorlarsa gökdelende otursun o zaman, ben beslemeden önce de bir sürü kedi bahçeye gelirdi. ben beslemeye başladım, bu da onlara battı herhalde onlar da hınç çıkaracak birini bulmuş oldular. birini günah keçisi ilan et, her suçu onun üstüne at oh valla hayat böylelerine güzel. ben de ben niye mutsuzum diyorum, kötü kalpli olmadığım için mutsuzum sanırım.
 
ya geçenlerde tv'de bir sahne var, dizinin biri. genç bir çift, yataktan kalktılar. oğlan kızdan kahvaltı istedi, kız da hazırlamak istemedi. öyle bi sahneydi yani tam hatırlamıyorum da. annem de şey dedi "e ne var kahvaltı istemiş, hazırlasana" dedi (televizyonla konuşur, kavga falan eder bizimkiler) ben de dayanamadım, "oğlan da hazırlayabilir, engelli falan değil eli ayağı tutuyor" dedim. annem kızdı bana, "ileride kocana da elin ayağın tutuyor kendin hazırla dersin sen" dedi. "derim tabi ne var bunda? hep kadın mı yapmalı?" dedim, neymiş ben boş konuşuyormuşum. çok biliyormuşum da falan filan. "valla o ileride kocamla benim aramda, herkes kendine baksın" dedim kapadım konuyu ama kafaları öyle çalışıyor, bir de biz moderniz diyorlar. mesela bir olay olsun, tv'de, haberlerde ya da ne bileyim, dedikodu yapıyorlarken, anneannemle ikisi. kadın erkek ilişkisiyse hemen kadına suç buluyorlar. bişey olur, "şimdiki kızlar fena, bozuk" derler. böyle çok fazla örnek var ve ben artık onlarla hiçbir şey konuşmak istemiyorum. bunu onlara da söyledim, siz hep kadını suçluyorsunuz falan dedim bana mısın bile demediler. kaldı ki bu iki kadın da kocaları sepetlemiş insanlar yani ikisi de boşandı, anneannem dedemden, annem de babamdan. ironik.
Sizinkiler beni görse tefe korlar demek :D
Tam da ağız tadıyla suçlayacakları tipim :KK53:
 
O ekinler boy boy,sizi öpsün kovboy,diyesim geldi.
Zavallı hayvancıklara yaşam alanı bırakmadık yaaa.
evet ya aynen. ben yine de onların isteğini yaptım, bahçede besleme dediler, tamam dedim, özel mülktür yapmam. gittim, bahçe sınırı dışına çıktım, arka taraf zaten kedi köpek cenneti. az ileride park var. 5 senedir sokaktan oradan buradan gelen hayvanlar dert olmadı da ben tee ebesinin nikahındaki yerde besliyorum diye "ekinler kırılmış, aa wurstria kedi besliyor kesin onun yüzünden oldu" dediler resmen.
 
Sizinkiler beni görse tefe korlar demek :KK70:
Tam da ağız tadıyla suçlayacakları tipim :KK53:
işin ilginç tarafı bu kadın erkek ilişkilerinde suçlu taraf gerçekten ben olsam bu kez beni suçlamazlar, ondan da eminim nedense. bi onlar iyi, temiz çünkü :D zamanında dayım gül gibi sevgilisini aldatmıştı, güya aşıktı kıza, ölüp bitiyordu. gitmiş başka bi kızla abuk sabuk mesajlaşmış, kız da görmüş tabi hepsini telefonda, arkasına bile bakmadan gitti kız. çok uğraştı geri döndürmek için, yok ikna edemedi. bunalımlara mı girmedi, diplere sonlara mı düşmedi, ne ararsanız oldu, yok, helal olsun o kıza, dönmedi. anneannem falan kızın arkasından neler neler dedi, yok çok vicdansızmış da, çocuk neler neler yapmış da, neymiş hataymış, affedilmeyecek bişey değilmiş bilmem ne... ne affetmesi ayol mide bulandırıcı. annemle teyzem o konuda anneannem gibi düşünmüyordu Allah'tan da anneannem kendine destek bulamadı. :D
 
istediğin hedeflediğin başarılara ulaşınca geçecek bunlar.eski maddi manevi sıkıntılarını unutacaksın inan.kendinle gurur duyacaksın hatta vay be diyeceksin şartlarım ne olursa olsun ben başardım başardım diye çığlık atacaksın.
Öyle mi oluyor dersiniz, yoksa başarı kanıksanıyor ve insan hep daha fazlasını isteyip başarıdan bile mutsuzluk mu çıkarıyor. Başkasında görüp hayalini kurduğumuz o şeyler bizde olunca değerini yitirmiyor mu? En azından benim için böyle, belki de sorun bendedir.
 
Back