Namaz Kılmamak İçin 4 Bahane
Bismillahirrahmanirrahim. Velhamdulillahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
1- Üşengeçlik
Öncelikli olarak namaz hiç bitmiyor günde beş defa ağır geliyor gibi cümlelerin şeytanın bir fısıldaması olduğunun farkına varmamız lazım. Unutmayalım ki şeytan bize lezzetli, güzel, mükâfatı çok ve aslında hiç de ağır olmayan Allah’ın emirlerini, zor ve ulaşılmaz gösterir.
“Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”
(A’raf 200)
Vesveseyi yenmenin ilk adımı onun şeytandan geldiğini bilmektir. Bunu idrak edip Allah a sığınırsak ve görev bilinciyle ibadetlerimizi yerine getirirsek Allah da bize mutlaka yardım edecektir.
Nefsin dediklerini değil gerçekleri düşünmemiz lazım. Mesela Çok vakit alır gibi görünen namaz, günde toplam bir saat ediyorsa üşenmenin bir manası kalmıyor demektir. Bizlere ebedi bir ömür vaad eden Rabbimiz için bir saat çok olmasa gerek..
Sürekli aynı şeyler olduğu bahanesiyle namazdan usanç duyan bizler her gün yemek yemekten, su içmekten, uyumaktan nefes almaktan vs usanç duymayız. Nasıl ki bedenin ihtiyaçları bunlarsa ruhun ihtiyacıda ibadetlerimizdir. İhtiyacımız olan, bizim yararımıza bir meseleden usanç duymamak gerekir. İşte bunları idrak edip tefekkür ederek üşengeçliği azaltma yolunda adım adım ilerleyebiliriz.
2-Ertelemek
Ebedi olmayan bu dünya hayatımızda, özellikle ibadetler hakkında<yaşlanınca yaparım, pazartesi başlayacağım, ygs-lys sınavından sonra kılacağım gibi bahaneleri nefsimizden duyabiliyoruz. Ölüm saatimizi hiçbirimiz bilmiyoruz ve bu ertelemelerin de sonu gelmiyor. Öyleyse bizlere emredilen ibadetleri emredilen vakitlerde yapmamız lazım gelir. Her an ölebilecek yaşta olan bizler her daimde hazırlıklı olmalıyız.
Düşünelim ki bizler bir hastane randevusunu, arkadaşlarla buluşma etkinliklerini vs ertelemiyoruz, hatta kaçırmıyoruz. Peki bizleri en güzel şekilde yaratan Rabbimize karşı olan sorumluluklarımızda ne kadar hassasız?
3-Hastalık
Hastalık namaza engel değildir. Hatta bedenin ruhun zayıf düştüğü bu dönemde bizlere motivasyon ve güç verir. İslam da zorlama yoktur bu yüzden de hastalık gibi bazı hallerde bize ibadetleri kolaylaştıran ehliyetler vardır. Mesela ayakta duramayan hasta namazı oturarak kılar. Oturamayan da yatarak ima ile kılar. Bu kadar insanı ve onun hallerini düşünen ve gözeten bir dine karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek de hepimize farzdır, zor da değildir.
Ayrıca hastalıkta şifayı beklediğimiz Yaratıcımıza karşı, zor olmayan aksine ruhumuzu ve kalbimizi besleyen ibadetlere özen göstermek önemlidir. Nitekim ;
“Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz”
(Bakara 286)
4-Ortam
Namaz kılamamanın en yaygın bahanelerinden biri de ortamdır. İş yerinde, okulda vs. abdesthane yok, temiz değil gibi söylemler oldukça meşhurdur. Unutmayalım ki iman varsa imkân da vardır. İnsan isterse her ortamda her yerde namaz kılacak yer bulabilir.Velhamdulillahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
*****Her Namazda Zikrettiğimiz 7 Esmâ-ül Hüsnâ*****
Bismillahirrahmanirrahim
En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır. [ Araf, 180 ]
Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. En güzel isimler O’nundur. [ Ta Ha, 8 ]
De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut. [ İsra, 110 ]
Esma’ül- Hüsna, o müthiş isimler… Hepimiz çok hürmet duyarız, öğreniriz, zikrederiz. Ancak hayatımıza ne kadar yansıdığı konusunda bir düşünürüz. İşte o hikmetle baktığımız isimleri yaşama vakti geldi. Aslında her an yanımızdalar ama görmüyoruz, bilmiyoruz, sadece okuyoruz. Tıpkı namazdaki gibi. Bakın namazın nelerinde hangi isimleri okuyoruz, o isimlerin nasıl hikmetleri var?
Eğer namazınızda biraz daha huşu olsun istiyor, biraz daha namazla bütünleşmek istiyorsanız, bu esmalar size yardımcı olabilir. (Esmaların geniş açıklamaları için isimlerin üstüne tıklayabilirsiniz.)
1. Euzü Besmeledeki Rahman ve Rahim İsimleri
Gün boyunca sünnetleriyle namazımızı kılıyorsak, sadece besmelelerle tam 73 kez bu esmaları zikretmiş oluyoruz.SubhanAllah. Fatihaları da eklersek 113 oluyor.
الرحمن – Rahmân: Şefkat Dünyada tüm mahlukata merhamet eden.
Rahmet, Allah için kullanıldığı zaman, ihsan ve lütuf; insanlar için kullanıldığı zaman ise acıma, bağış ve kalp yumuşaklığı kastedilir. Kur’an, Allah’ı tanıtırken öncelikle O’nun Rahmân ve Rahîm oluşundan söz eder. Allah’ın rahmet özelliği ile ilgili olarak Esmâ-i Hüsnâ’ da otuza yakın isim geçmektedir. Rabbimizin kullar hakkında en çok işleyen ve en belirgin özelliği rahmettir. Allah’ın kullarına gazap etmesi veya onları cezalandırması bir şarta bağlı iken, rahmet sıfatı herhangi şarta bağlı değildir. Allah’ın rahmeti bütün yaratıklar hakkında geneldir.
الرحيم – Râhim: Merhamet eden Ahirette yalnız müminlere merhamet eden.
Rahmân, Allah’a ait özel bir isim ve sıfattır. Pek fazla ve sürekli merhamet sahibi demektir. “Fa’lan ” kalıbında olan Rahmân ismi hem ihsan ve bağışın bolluğunu hem de sürekli ve sonsuz olduğunu ifade eder. Allah’ın şefkat ve merhametinin en yüksek derecesini gösterir. O’nun rahmeti tıpkı kendisi gibi ezelî ve ebedîdir, yani başlangıcı ve sonu yoktur. Rahmân ismi genellikle ibadet ve ulûhiyyet ifade eder.
2. Fatiha'daki Malik İsmi
مالك الملك – Malikül Mülk: Mülkün Sahibi. Fatiha suresinde de ‘Din gününün sahibi’ olarak geçiyor.
Milk ve mülk mastarlarından türemiş olan Maliku’l-Mülk ismi, her türlü hükümranlığın sahibi, her şeyin üzerinde saltanat ve otorite sahibi anlamlarına gelmektedir.
3. Rükudaki Zikrimizde Azim İsmi
العظيم – El Azim: Hakiki ve mutlak büyük.
Azame kökünden türemiş olana el-Azim ismi; kütle, hacim ve bazı özellikler yönünden üstünlük, ululuk ve yücelik ifade eder. Kur’an’da Allah’a nispet edilerek sadece 6 kez geçmektedir.
4. Rükudan Doğrulurken Semi İsmi
السميع – Es Semi: Her şeyi işiten.
Semea kelimesinden türemiş olan es-Semi’ ismi sözlükte; işitmek, duymak, icabet etmek, işittiğinin gereğini yerine getirmek anlamlarına gelmektedir. Mübalağa ve sübut ifade eder. Kur’an’da yaklaşık 45 defa zikredilmektedir. Bir defa el-Garib ismiyle, sekiz defa el-Basir ismiyle ve 32 defa da el-Alîm ismiyle beraber zikredilmiştir.
5. Son Oturuştaki Salli-Barik Dualarında Hamid ve Mecîd İsimleri
الحميد – El Hamid: Övgü ve senaya layık.
Hamd kelimesinden türemiş olan el-Hamid ismi, yaptığı iyilik ve ihsanlardan dolayı ta’zim ve teşekkür kastıyla övmek, yüceltmek, methüsenada bulunmak, büyüklemek anlamlarına gelmektedir.
المجيد – El Mecid: Şanı yüce, kadri büyük.
Mecd kelimesinden türemiş olan el-Mecîd ismi; çokluk, bolluk, genişlik, imkan, hayır ve menfaatin çok olması, izzet, şeref ve onur anlamlarına gelmektedir. Araplar; hayvana bolca yem verdim derken “Emcettu” fiilini kullanırlar.
Rasulullah (s.a.v) tahiyyatta okumamızı emrettiği “Allahumme salli ve Allahumm barik” dualarının sonunda “Hamid ve Mecîd” isimleri yan yana kullanılır. “Şüphesiz sen hamde ve övgüye layık olan, şerefi ve ikramı bol olansın.” Buhari, Daavat 33.