Hayatıma yön vermek istiyorum ama nereden başlayım bilmiyorum ?

babanı İstanbul daki evi satıp Ankara ya dönmeye ikna edemez misin acaba İstanbul daki evden gelecek parayla Ankara da rahatlıkla ev alınır çünkü geçenlerde doktorumda vardı emekli olup başka bir şehre yerleşmek depresyon yaratabiliyormuş arkadaşlardan, alışık olunan çevreden ve işten uzaklaşmak nedeniyle en büyük hatalardandır demişti doktor

Ankara ya dönseniz hem baban arkadaşlarına kavuşur hem de sen rahatlıkla iş bulursun, diğer sorunların da fazla kilon dahill çözülür evde olmak da kilo aldırır zaten

ya da baktın ikna olmuyor KPSS var 2012 de Ankara ya atanacak puanı almak için çalış sen oraya atanınca baban zaten Ankara ya dönmek zorunda kalır ki eminim ona çok yi gelecektir

yaşlı insanlar gerçekten komşuyla arkadaşla yaşıyor benim babaannem de yıllarca kızına yakın yere bile taşınmdaı sırf komşularım var sıkılırım başka yerde diye
 

çok dil döküyorum hatta ablamı bile araya sokuyorum evi satıp ankaraya yerleşsin diye ama malesef nuh diyor peygamber demiyor...o da istanbulun denizine aşık bırakamıyor...evin de bir sürü hatırası olduğunu söylüyor annemden dolayı...ve annem istanbulda gömülü diye bırakmak istemiyor...evini de çok seviyor..oysaki benim burada çok mutsuz olduğumu da biliyor ama beni umursamadığı belli

ablamın iş icabı ankaraya tayini çıktı ama bu konu bile onu ankaraya yerleşme konusunda ikna edemedi....hatta ileri gittim...sana birşey olursa ben tek başına istanbulda napıcam baba dedim...o da dedi ki burda benim de kimsem yok ben ne yapıyorsam sen de onu yapacaksın...savaşmalısın ayakta durmak için dedi.....gelir var ev var araba var..önemli olan başkasına muhtaç olmamak maddi olarak dedi...gerisi gelir dedi....daha ne olması gerekiyor bilmiyorum...benim aklıma gelen tek şey de ankarada kısmet bulup evlilik bahanesiyle ankaraya yerleşmek...
evet gerçekten büyük depresyon yaratıyor doğru söylemişler...ben 15-16 yaşında istanbula taşındım şu an 29 um ama hala içim acıyor..kendimi hiçbiryere ait hissedemiyorum..millet hayatını yaşıyor ben yutkunup uzaktan izliyorum...arafta gibi hissediyorum kendimi...ne yaşıyorum ne de ölüyüm...Allah düşmanıma vermesin...
 
Son düzenleme:

canım seni anlıyorum ama bu anlattıklarında tamamen sosyal sıkıntıların bi yansıması, bence içinde bişey sana bahane üretiyo
ben kıssadan hisseleri hiç sevmem hatta nefret ederim, ama bi tane sevdiğim bi hikaye var hatırladığım kadarıyla yazmak istiyorum
bi aile yaşadığı köyde hiç mutlu değilmiş, köyün insanlarından şikayetçilermiş, pılını pırtısını toplayıp, arabalarına yüklemişler ve kendilerine başka bi köy aramaya başlamışlar, bi köy bulup önce bi muhtarına danışalım demişler
köyün muhtarına sormuşlar buranın insanları nasıldır
muhtar sizin geldiğiniz yerde insanlar nasıldı ki demiş
adam başlamış anlatmaya, şöyle kötüydüler böyle yalancı, şöyle çıkarcı vs.. vs..
tekrar sormuş muhtara sizin köyde insanlar nasıl
muhtarda demişki o zaman benim köyümde de insanlar böyle!!!
güzellik bakan gözde, biraz pozitif bakmaya çalış
bence ankaraya gitsende içindeki o şey sana bahane üretip durcak, bunun yaşadığın yerle ilgisi yok, heleki büyük şehirlerden bahsediyorsak
 
Son düzenleme:
ben senin yerinde olsaydım işe başlardım işe başlaman sosyal olmak için atacağın en iyi admlardan biri ..
hadi işe gitmek istemedin valla muhasebeydi dikişti nakıştı el işi kursuydu derken oralarda bi kısmet çıkma ihtinali çok çok yüksek..
yani demem oki kendine uğraşlar bul ev dışında uğraşlar..
 
Yazdıklarınız, bi şehrin insanın hayatında ne kadar büyük önemi olduğunun bi göstergesi aslında. İşe başlamanız, kursa yazılmanız yönünde tavsiyelerde bulunulmuş size ama ben açıkçası sizin İstanbul'da hayatınızla ilgili bi adım atacağınızı düşünmüyorum. Kalbiniz, aklınız tamamen Ankara'da ve burada yapacağınız her başlangıcın sizin oraya gitmeniz yönünde bi engel ya da gerileme yaşatacağınızı düşünüyorsunuz. Eğer bir kaç yıldır orada bulunsaydınız, geçer denilebilirdi ama bahsedilen süre 15 yıl...O yüzden eğer Ankara'daki kişiye güvenebiliyorsanız sizin için ufak da olsa bi iş bulmasını rica edebilirsiniz, eğer imkanınız varsa orda kalıcak bi yer bulmaya çalışın ki açıkta kalmayın. Ankara'da olan biriyle evlenmek istediğinizi de belirtmişsiniz ama yeni başlayan bir ilişkinin mesafeler rağmen yürümesi oldukça zor. Bütün şartlar sizin gitmeniz yönünde...
Babanızla olan ilişkinizde ise... söz konusu anne ve baba olunca maalesef akan sular duruyor, zaman zaman yanlış ya da bencillik yaptıklarını düşünsek bile bi adım geride durabiliyoruz. Giden bizim zamanımız ve hayatımız oluyor...Konuşmak, elinizden geldiğince İstanbul'da mutlu olmadığınızı söylemek zorundasınız, eğer onun da desteğini alabilirsiniz, belki iş konusunda tanıdıkları yardımıyla size destek olur. Ayrıca sık sık onun yanına geleceğinizi de belirtin.
Uzaktan akıl vermek kolay, bu yüzden kusura bakmayın bu kadar konuştuğum için :) ama insanın istemediği bi şehirde yaşamak zorunda olmasının ne kadar zor ve yorucu olduğunun bilen biriyim. Umarım her şey gönlünüzce olur :)
 


güzel yorumlarınız için teşekkür ederim...evet haklısınız..insanın yaşadığı şehir insanın mutluluğunda belki de en önemli yere sahip..
daha önce istanbulda zaten bir iş hayatım olmuştu ve berbat geçmişti..orada da arkadaş edinme sorunları gibi sosyal sorunlar yaşadım..
o yüzden 2. kere istanbulda bir işe girmek bana cazip gelmiyor...bunun kesinlikle evde oturmaya alışmamla bir ilgisi yok...seneler içinde
ben kendimi değiştiremedim..insanlar da değişmedi o yüzden aynı hüsranı yaşayacağımdan çok eminim...
ve babamı da tekrar işe girmeye ikna etmem çok zor çünkü kendi emekli maaşı dolgun olduğu için ikimizi fazlasıyla geçindiriyor..
ve beni başkasının emri altında ezilirken görmek istemiyormuş..

ankaradaya tayini çıkan ablama daha yakın olabilmek için ve yanlızlık çekmemesi için ankaradan kiralık ev tutmayı düşündük ancak depozitosu, aylık kirasının yanısıra
evi de yaşanır hale getirmek için içini eşyayla doldurmak zorunda olmak bize epey masraf olacaktı bir de istanbuldaki evin aidatları ve faturaları var..o yüzden vazgeçtik...
olabilseydi ankarada kalma süremiz daha uzun olacaktı ama yaşantımız yine 2 ye bölünecekti 3 ay ankara 3 ay istanbul gibisinden..
kiralık evden vazgeçildi ama misafirhane ayarlayabilirmişiz ordan...ama iş misafirhane olunca tabi çok uzun kalamayacağız 15 gün veya
taş çatlarsa 1 ay.....senede kaç defa gidip gelicez o da belli değil...bu biraz da babamın keyfine bağlı ama evlat zoruna gitmek zorunda..babam istanbuldaki evi satmam diye tutturunca yaşantımız 2 ye bölünecek şimdi birnevi...

beni düşündüren bu kısa süre içinde orda nasıl iş bulacağım ve nasıl çalışacağım ?
yaşantımız 2 ye bölüneceğine göre ben istanbulda da Ankarada da bir işte çalışamam...2 gün orda 3 gün burda türünde çalışmayı da istemem..
diğer düşündüren şey de orada nasıl kısmetimi bulacağım ? gerçi bu tip gezmelerde bir anda kısmetini bulanlar da çıkmıyor değil ama
bilmiyorum..iş o raddeye gelene kadar bazı zorluklar olacaktır tabi ki...ablama söyledim orada olacak çevresinden bana uygun bekar birisi
varsa çevreye bakıcak..ama sadece ona bel bağlamanın da doğru olmadığının farkındayım...
Ankaraya git-gel yapıcaksak elim boş dönmek istemiyorum derdim bu..çünkü orası sevdiğim bir şehir...insanları da öyle...yada bilmiyorum acaba bunu iş ve eş fırsatı olarak görmekte hata mı ediyorum ki...sadece ablamı görmek adına ufak bir gezinti gözüyle mi bakmalıyım ?
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar , sizce Ankaraya yapacağım kısa ziyaretleri iş veya eş için fırsat olarak mı görmeliyim ?
yoksa sadece ablamı ziyaret etmek adına kısa bir gezinti olarak mı bakmalıyım ?
sizce ankarayı unutmalı mıyım ?

orada sürekli olarak uzun süre kalamayacağız...mesela senede 3-4 defa gitmiş olsak her gidişte ortalama en fazla 15 er gün kalabileceğiz....
 
Son düzenleme:
Güneşcim seni başka bir topicteki yazılarından tanıyorum... Yorumlarını özellikle takip ettiğim ve çok mantıklı bulduğum bir insansın öncelikle bunu belirteyim. Bence sorun sadece İstanbul'da yaşıyor olman değil. Ankara'da nasıl bir çevren, nasıl bir hayatın vardı bilmiyorum tabi ama İstanbul'a geleli de 15 sene olmuş. 16 yaşında geldiğini yazmışsın, yani neredeyse Ankara'da yaşadığın süre kadar İstanbul'da da yaşamışsın. Bir şehre alışmak için yeterli bir süre sayılabilir aslında ama işte hayat bazen öyle bir yerde düğümleniyor ki çözmek için insanın elinden hiçbirşey gelmiyor malesef. Sence Ankara'ya dönmek sana istediğin gibi bir hayat sağlayacak mı yoksa farklı bir şehirde aynı duygularla mı yaşıyor olacaksın? İstanbul'a geldiğinde anneciğini kaybetmek gibi oldukça zor bir durum yaşamışsın. Bu durum seni yaşadığın evden ve şehirden soğutmuş olabilir mi? Çünkü memnuniyetsizliğin kendinden kaynaklanıyor gibi geldi bana sanki biraz. Bence yapman gereken ilk şey seni gerçekten mutsuz eden şeyin ne olduğunu bulmak. Ama bunu yaparken kendine karşı dürüst olman gerek. Aksi halde şehir değiştirmek de sonuç vermeyebilir. Ankaraya yapacağın ziyareti de kafanı dinlemek ve duygularını gözden geçirmek için bir fırsat olarak görebilirsin bence.
 

güzel sözlerin için çok teşekkür ederim canım :)
çocukluğum Ankarada geçtiği için artık iyice oranın insanına yapısına alışmıştım..
tam kendime çevre yaptım tam yerime ısındım kendimi buldum derken hop istanbula taşındık...
istanbula geldiğimden beri yüzüm gülmedi...zaten taşınırken ağlayarak geldim istanbula...
ondan sonrasında ise lise hayatım berbattı..lise bitti işe girdim iş hayatı berbattı...derken annem vefat etti ve sonrasında
babam yaş haddinden emekli olup eve çekildi ve herşey benim üzerime yıkıldı...

tabi ki annemin istanbulda vefat etmesinin de etkileri vardır..şimdi o hayatta olsaydı babam benim yaşamımı bu kadar engellemeyecekti
çünkü evin işlerini yürüten ve babama arkadaşlık eden birisi olacaktı evde...ve belki babam da özel hayatıma karışmayacaktı...
karışsa bile annem araya girecekti....ama şimdi arada kimse olmayınca her yaptığım göze daha çok batıyor...
ben malesef şimdi hem evin kadını gibiyim hem de evladı gibiyim
ve bu arada kendi kişisel dertlerimle de uğraşıyorum...ve hayatı bu denli çokyönlü yaşamak beni çok yoruyor...annemim evde yaptığı görevler
de benim üzerime kaldı..
üstüne üstlük deşarj olabileceğim arkadaş çevresi veya eğlence gibi imkanlarım da yok...
hani hiç değilse nasip bulup evlensem evimin kadını olsam hiç değilse ne olduğumu ne yaptığımı bilirim..
birtane sıfatım olur..."ben buyum" derim...bazen bizi dışarıda görenler beni babamın hanımı sanıyorlar ve ters ters bakanlar oluyor..yaşlı adam genç kadın almış diye...bu durumlardan da utanıyorum artık...

ankara memur şehri olması dolayısıyla belli bir nizam intizam vardı orada...yani taşkınlık yapan kişiler çok azınlıktaydı..
yani ankaranın insanlarının belli bir profili vardı..yani tahmin edilebilir insanlar vardı...

istanbul ise malum ipini koparan iş imkanı var diye buraya geliyor 50 çeşit insan var...hatta yabancılar bile var...
şehir çok büyük...yaşam şartları zor...trafik konusuna değinmiyorum bile...
insanlar pek hoşgörülü değiller ve çok tahammülsüz sabırsız tavırlar içindeler...yani böyle kendi halinde yaşayan etliye sütlüye
bulaşmayan insanlara
burada yer yok...istanbulda insan yaşamak için savaşıyor ve güçlü olan ayakta kalıyor...ve bu atmosfer beni çok olumsuz etkiliyor..açıkcası kendimi istanbulda güvende hissetmiyorum...Ankarada tek başına çıkıp gezebilirdim ama burada yapamıyorum...zaten benden fazla babam karşı çıkıyor buna..burası istanbul it köpek dışarıda..gideceğin yere ben götüreyim diyor..ben de vazgeçip evde oturmayı tercih ediyorum dışarıda babamla görülmektense...

ankarada yaşam istanbula göre daha monoton olabilir belki....ve akşam belli bir saatten sonra herkes evine çekilip oturur ancak orada da
huzur vardı...şu an evde mutlu olmadığım gibi dışarıda da mutlu olamıyorum..çünkü çevredeki insanlar bana ve babama hiç benzemiyorlar..profilleri
tamamen farklı...ben istanbuldan arkadaş veya eş bulacak olsam aile yapıları görenekler vesaireler uymadığı için yine kabul etmeyecektir..
babam da kendi motifinden farklı olan insanlara karşı oldukça katıdır zaten o yüzden kendisi de istanbulda çevre edinemedi..
ama istanbulun güzelliğini gördükten sonra da Ankaraya dönmeye hiç niyeti yok...
ama sonuç olarak haklısın canım acele davranıp yanlış karar vermek de var...belki şimdi ankaraya gittiğimde 15 sene önceki ankarayı ve o profildeki
insanları da göremeyebilirim...hele bi gidip bakayım öyle düşüneyim ne yapacağımı senin dediğin gibi :)
 
Son düzenleme:
Haklısın canım, İstanbul'da yaşayan çok çeşitli insan karakteri var. O anlamda rahatsız olmakta çok haklısın. Bir de evinizin bulunduğu muhit çok önemli. Babanın tedirgin olmaması ve senin rahatça dışarıya çıkabilmen açısından. Eğer Ankara'ya dönemez ve hayatınıza burada devam etmeye karar verirseniz belki buradaki evinizi kiraya verip daha rahat hissedebileceğiniz bir muhitte kiraya çıkabilirsiniz. Burada çalışmaya başlarsan sen de kiraya yardımcı olursun. İstanbul o kadar büyük ki artık, sizin de sevebileceğiniz ve rahat edebileceğiniz bir muhit mutlaka bulunur. Evde olmak insanı depresyona sokuyor gerçekten. İster istemez herşeyi sorgular hale geliyorsun. Çalışmaya başlayınca çok daha ferahlamış hissedeceğini düşünüyorum ben. Daha önceki iş hayatında kötü deneyimler yaşamış olman bundan sonrakilerin de öyle olacağı anlamına gelmez. Ben daha önce çalıştığım bir yerde yaşadıklarımı anlatsam oturur ağlarsın =)) İş hayatı duygusal olmayı kaldırmıyor. Eş konusunda Ankara'nın erkekleri ile İstanbul'un erkekleri arasında anlamlı bir fark olacağı konusunda şüpheliyim açıkçası. Senin de söylediğin gibi İstanbul'da çeşit çeşit insan var ve yerleşmiş bir kültür yok. Yani bu İstanbul'un geleneği göreneğidir gibi birşey söz konusu değil. Dolayısıyla yerleşik bir insan profili de yok. O yüzden eş konusunda kendini Ankara ile kısıtlama derim. İleride çalışmaya başladığında mutlaka karşına birileri çıkacaktır. Önemli olan istediğin gibi biri olması =))
 
Son düzenleme:
canım iyi bir kısmet bulursan evlenmeyi düşün ama bunun için kendini şartlama yanlış bir karar verebilirsin karar aşamasında sağlıklı düşünmene engel olabilir.bu kısmet işleri hiç belli olmuyor canım ya kendine bak görünümüne önem ver kendini geliştir vs. ama bunu kendin için yap zaten gerisi gelir.inan karşına seni seven birisi çıktığı zaman hiçbirini bahane olarak görmeyecektir.ve sen bunun zamanını ayarlayamazsın.ama belki çabuklaştırabilirsin bir kursa gidebilirsin arkadaşların dediği gibi,bir işe girersen kendini daha bağımsız hissedebilirsin ayrıca,bu senin için çok iyi olacaktır ama ha dedimi bulunmaz o ayrı mesele..en iyisi bir kpss kursuna gidip 2012 kpssye hazırlanmak olabilir.kadrolu memur olarak atanırsan zaten hayatın kurtulur gerisi çorap söküğü gibi gelir inan.bu arada muhakkak seveceğin birisiyle karşılaşırsın..ve insan her zaman mükemmmel olunca sevilmiyor yada tercih edilmiyor inan,yada sevilmek için kusursuz olmak gerekmiyor.yada evlenen çiftlere bak hangisi kusursuz dört dörtlük?

neyse ki ablan da varmış tamamıyle yalnız değilsin bunları onunla paylaş onun da fikrini al belki yardım olur sana.ömrünü babana adayarak geçirme güneş evlenmek güzel birşey kendine ait bir yuvanın olması kendine ait sözünün geçtiği bir hayatın olmasından daha güzel ne olabilir ama tabi doğru insanla.en önemlisi bu.seni anlayacak bu kusur saydığın eksiklerinle seni çok sevecek bir insanla.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…