- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.557
-
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #1
Güncel: Sayfa 3
Merhaba hanımlar, yine, yeni bir dertle daha karşınızdayım.
Biraz ayrıntı vereceğim, bir açıdan kendimi rahatlatmak için de yazacağım, uzun olacak, affola.
Aslında dert değil, kendimde yakaladığım farklı bir korku, emniyet istemi üzerine, yazmak istiyorum, benzer şekilde kendini geri çeken var mıdır, çocuklu olduktan sonra minik takıntılar edinenler burada mıdır, "Ben de böyle oldum sanki" diyenleri görmek, kendime "Normalsin, geçecek" demek istiyorum.
Hanımlar, buna annelik güdüsü mü denir, nedir bilmiyorum; ben ki kendimi bildim bileli direksiyondayım, yollarda, trafiğin içindeyim, birini sollama konusunda şu yaşıma kadar bir kere bile kararsız kalıp bocalamadım, ki sollama sırasında kötü anda karar değiştirmenin kaza sebebi olduğunu iyi bilirim... Ama bana bir haller olmuş gibi çocuktan sonra.
Baya oluyor, 1 ayı geçmiştir belki, annemleri de peşimize takıp dağ yollarından yüksek, uzak yaylalara günübirlik bir geziye çıkmıştık yollarda piknik yaparak. İki araba, tıngır mıngır gittik, eşim az hızlanacak olsa "Yavaş lütfen" diye sanırım bir 30 kez tekrarladım bu yolculuk boyunca. Uçurumlu yollarda hop oturdum hop kalktım, adam seyir halinde araba-kamyon sollayacak oldu, ben elimi ayağımı sıktım araç içinde. Bir yandan annemleri keserim arkamızdalar mı diye, "Baba sakın sollama şimdi" diye söylenirim sanki duyar gibi, bir yandan "Yavaşla önümüze geçsinler, göreyim" der dururum adama. Düşününce, iyi sabretmiş bana ya. Yol boyu, içim dışıma çıkmıştı zaten arkada çocukla uğraşırken, öyle 4-5 saat kendimi kastığım bir gidiş ile minik bir ilçede memur olan kuzenimin evine uğradık çay içmeye. Durup da oturunca, dayak yemiş gibi tüm kaslarım salmıştı, o kadar sıkmışım kendimi.
Dönüş yolunda, babam biraz yorulmuştu, yolu da uzattık şehirler arası yolu kullanmak adına (Geldiğimiz yoldan dönecektik ama ben çok ısrar ettim, karanlığa kalacağız, dağ yolundan gitmeyelim, normal yola geçelim, hem bir yerlerde yemek yeriz filan diye); bir yol üstü restoranında mola verdik. Annem "Baban yoruldu, istersen sen geç direksiyona, o da dinlensin" filan dedi; babamı eşimin yanına gönderdik, ben de çocuğu aldım, babamların arabaya geçtim. Kardeşim ön koltukta, arkada annem ile oğlum, ben direksiyonda düştük yola. Eşim önümüzden gidiyordu, tabi hızı arada 110u görüyor, sonra yine 90a iniyor filan... Art arda gidiyoruz, kamyonlar var solluyoruz filan; yol geniş, açık, iki kez tereddüt ettim araç sollarken, kalbim ağzıma geldi ve oldukça şaşırdım kendime. Bir sollama sırasında, karşıdan gelen araç uzakta olduğu ve geçebilecek pozisyona girdiğim halde frene basıp geri şeridime girdim. 80-90 arası, kıyın kıyın gittim durdum.
5-6 saate kadar şehir merkezine vardık ama, bu kadar stres olduğum bir yolculuk deneyimi daha önce yaşamamıştım. Eve geldiğimde boynumun arkası, omuzlarım ağrı içindeydi kendimi sıkmaktan.
Bunu fikirlerine güvendiğim, samimi bir arkadaşımla konuştuk, kendisi "İlk kez bebeğinle şehirler arası yolculuğa çıktıysan, gayet normal böyle kendini sıkman, zamanla alışacaksın ama tamamen geçmez. Benim bir tanıdığım da aynı şekilde, çocuk olduktan sonra hız yapamaz hale gelmişti, aslında bir açıdan iyi bir şey." dedi. İçime su serpildi, çünkü "Unuttum mu araba kullanmayı, hamladım mı, panik atak mı olacağım nedir bu?" diye kendi kendime kuruyordum.
Hamilelikte ve sonrası süreçte baya ara da vermiştim araç kullanmaya. Bir işim olsa, eşim alır, getirir, götürürdü (Adamı özel şoförüm gibi kullanmışım valla, düşününce, aay ay.) Bugün, tek başıma alış-verişe çıktım, trafiğin yoğun olduğu saatlere denk geldi. Aracı aldım eşimden, geçtim direksiyona, bacaklarıma nedensiz bir titreme geldi. Şaka gibi... Yine kıyın kıyın köşeden sürdüm gittim mağazaya ama araç içindeki halimi yadırgadım. Cidden belki de bu konuda, trafiğe çıkma korkusu edinecek son insanım, direksiyona doğdum desem yeridir ve kendimi en berbat hissettiğim zamanlarda, kmlerce araba kullanarak rahatlayan bir insan olmuşumdur. Şimdi ürkek bir tavşan gibiyim. Öyle büyük bir kaza vb. de yaşamadım ömrümce, dikkatli ve seri kullanırım da, kolay kolay öfkelenmem de direksiyonda, relaks bir insandım.
Son bayram zamanı, çok kaza haberi okudum, birinde bebekleriyle ölen, tamamen yitip giden bir ailenin haberi vardı hatta; kalbime saplanmıştı. Onun da etkisi mi var, nedir bilemedim; millet delirmiş gibi kullanıyor bazen, motorlular, yayalar insanın önüne önüne atlıyor, korkmazdım, şimdi korkuyorum. Annemin bir duası vardı "Allah'ım eceli gelmişleri karşımıza çıkarma" diye, ben de böyle diye diye kullanır oldum, hatta dediğim gibi, böyle bi kasılır gibi, bi rahatsız kullanır haldeyim.
Konuyu eşime de açtım; "Tatile giderken sen kullanırsın, bu korku üzerine gidilerek aşılır, şimdi kendini geri çekersen, soğur, iyice kullanamaz hale gelirsin. Sen iyi bir sürücüsün, direksiyondan bir süre uzak kaldığın için oluyor sadece." dedi sağ olsun.
Size de oldu mu hiç böyle kızlar?
Merhaba hanımlar, yine, yeni bir dertle daha karşınızdayım.
Biraz ayrıntı vereceğim, bir açıdan kendimi rahatlatmak için de yazacağım, uzun olacak, affola.
Aslında dert değil, kendimde yakaladığım farklı bir korku, emniyet istemi üzerine, yazmak istiyorum, benzer şekilde kendini geri çeken var mıdır, çocuklu olduktan sonra minik takıntılar edinenler burada mıdır, "Ben de böyle oldum sanki" diyenleri görmek, kendime "Normalsin, geçecek" demek istiyorum.
Hanımlar, buna annelik güdüsü mü denir, nedir bilmiyorum; ben ki kendimi bildim bileli direksiyondayım, yollarda, trafiğin içindeyim, birini sollama konusunda şu yaşıma kadar bir kere bile kararsız kalıp bocalamadım, ki sollama sırasında kötü anda karar değiştirmenin kaza sebebi olduğunu iyi bilirim... Ama bana bir haller olmuş gibi çocuktan sonra.
Baya oluyor, 1 ayı geçmiştir belki, annemleri de peşimize takıp dağ yollarından yüksek, uzak yaylalara günübirlik bir geziye çıkmıştık yollarda piknik yaparak. İki araba, tıngır mıngır gittik, eşim az hızlanacak olsa "Yavaş lütfen" diye sanırım bir 30 kez tekrarladım bu yolculuk boyunca. Uçurumlu yollarda hop oturdum hop kalktım, adam seyir halinde araba-kamyon sollayacak oldu, ben elimi ayağımı sıktım araç içinde. Bir yandan annemleri keserim arkamızdalar mı diye, "Baba sakın sollama şimdi" diye söylenirim sanki duyar gibi, bir yandan "Yavaşla önümüze geçsinler, göreyim" der dururum adama. Düşününce, iyi sabretmiş bana ya. Yol boyu, içim dışıma çıkmıştı zaten arkada çocukla uğraşırken, öyle 4-5 saat kendimi kastığım bir gidiş ile minik bir ilçede memur olan kuzenimin evine uğradık çay içmeye. Durup da oturunca, dayak yemiş gibi tüm kaslarım salmıştı, o kadar sıkmışım kendimi.
Dönüş yolunda, babam biraz yorulmuştu, yolu da uzattık şehirler arası yolu kullanmak adına (Geldiğimiz yoldan dönecektik ama ben çok ısrar ettim, karanlığa kalacağız, dağ yolundan gitmeyelim, normal yola geçelim, hem bir yerlerde yemek yeriz filan diye); bir yol üstü restoranında mola verdik. Annem "Baban yoruldu, istersen sen geç direksiyona, o da dinlensin" filan dedi; babamı eşimin yanına gönderdik, ben de çocuğu aldım, babamların arabaya geçtim. Kardeşim ön koltukta, arkada annem ile oğlum, ben direksiyonda düştük yola. Eşim önümüzden gidiyordu, tabi hızı arada 110u görüyor, sonra yine 90a iniyor filan... Art arda gidiyoruz, kamyonlar var solluyoruz filan; yol geniş, açık, iki kez tereddüt ettim araç sollarken, kalbim ağzıma geldi ve oldukça şaşırdım kendime. Bir sollama sırasında, karşıdan gelen araç uzakta olduğu ve geçebilecek pozisyona girdiğim halde frene basıp geri şeridime girdim. 80-90 arası, kıyın kıyın gittim durdum.
5-6 saate kadar şehir merkezine vardık ama, bu kadar stres olduğum bir yolculuk deneyimi daha önce yaşamamıştım. Eve geldiğimde boynumun arkası, omuzlarım ağrı içindeydi kendimi sıkmaktan.
Bunu fikirlerine güvendiğim, samimi bir arkadaşımla konuştuk, kendisi "İlk kez bebeğinle şehirler arası yolculuğa çıktıysan, gayet normal böyle kendini sıkman, zamanla alışacaksın ama tamamen geçmez. Benim bir tanıdığım da aynı şekilde, çocuk olduktan sonra hız yapamaz hale gelmişti, aslında bir açıdan iyi bir şey." dedi. İçime su serpildi, çünkü "Unuttum mu araba kullanmayı, hamladım mı, panik atak mı olacağım nedir bu?" diye kendi kendime kuruyordum.
Hamilelikte ve sonrası süreçte baya ara da vermiştim araç kullanmaya. Bir işim olsa, eşim alır, getirir, götürürdü (Adamı özel şoförüm gibi kullanmışım valla, düşününce, aay ay.) Bugün, tek başıma alış-verişe çıktım, trafiğin yoğun olduğu saatlere denk geldi. Aracı aldım eşimden, geçtim direksiyona, bacaklarıma nedensiz bir titreme geldi. Şaka gibi... Yine kıyın kıyın köşeden sürdüm gittim mağazaya ama araç içindeki halimi yadırgadım. Cidden belki de bu konuda, trafiğe çıkma korkusu edinecek son insanım, direksiyona doğdum desem yeridir ve kendimi en berbat hissettiğim zamanlarda, kmlerce araba kullanarak rahatlayan bir insan olmuşumdur. Şimdi ürkek bir tavşan gibiyim. Öyle büyük bir kaza vb. de yaşamadım ömrümce, dikkatli ve seri kullanırım da, kolay kolay öfkelenmem de direksiyonda, relaks bir insandım.
Son bayram zamanı, çok kaza haberi okudum, birinde bebekleriyle ölen, tamamen yitip giden bir ailenin haberi vardı hatta; kalbime saplanmıştı. Onun da etkisi mi var, nedir bilemedim; millet delirmiş gibi kullanıyor bazen, motorlular, yayalar insanın önüne önüne atlıyor, korkmazdım, şimdi korkuyorum. Annemin bir duası vardı "Allah'ım eceli gelmişleri karşımıza çıkarma" diye, ben de böyle diye diye kullanır oldum, hatta dediğim gibi, böyle bi kasılır gibi, bi rahatsız kullanır haldeyim.
Konuyu eşime de açtım; "Tatile giderken sen kullanırsın, bu korku üzerine gidilerek aşılır, şimdi kendini geri çekersen, soğur, iyice kullanamaz hale gelirsin. Sen iyi bir sürücüsün, direksiyondan bir süre uzak kaldığın için oluyor sadece." dedi sağ olsun.
Size de oldu mu hiç böyle kızlar?
Son düzenleme: