KIZLAR ZAYIFLAMAYA KARAR VERDİYSENİZ OKUYUN DERİM
Kıştan kalan birkaç kilo fazlayı verme telaşı bu yıl erken başladı. Yaz yaklaştıkça okurlardan gelen "kilo derdimize bir çare" çağrıları, belki de bu nedenle sıklaştı.
Size çözümlerden önce, yapmamanız gereken dört önemli yanlışı hatırlatmayı düşünüyorum. Fazla kiloluluk veya şişmanlık sorunu olanların yaptıkları birçok yanlış var, ama dört ortak yanlışın çok sık yapıldığı anlaşılıyor. İşte o yanlışlar...
YANLIŞ 1
Yağı azaltırsam, daha kolay kilo veririm
Kilo vermeyi planlayanların çoğu zaman farkına bile varmadan yaptıkları bir yanlış bu. Nedeni "Yağ kaybı için az yağ yemek şart" düşüncesidir. Eğer yiyeceklerinizdeki yağ miktarını azaltırsanız aynı anda karbonhidrat miktarını arttırmak zorunda kalırsınız.
Yani (yeteri kadar doymadığınızdan) daha çok şeker, patates, beyaz pirinç, unlu yiyecekler ya da makarna yemeye başlarsınız. Bu durumda kalori tasarrufu yapacağım derken daha fazla kalori alırsınız. Bu yiyecekler kan şekeri ve insülin düzeylerini hızla ve çok fazla artırdıklarından aldığınız fazla kaloriler kolayca yağa dönüşür. Kısacası bu çok önemli yanlışın bedeli kanda trigliseridin, şekerin artması, iyi kolesterol HDL’nin azalması ve kalça genişliğinizin biraz daha fazlalaşmasıdır.
Düşük yağlı diyetleri yapanları ikna eden en önemli önerme "vücutlarında biriken yağın nedeninin yiyeceklerdeki yağ olduğu" yanlışıdır. Gerçekten de yağdan alınan kaloriler, protein ve karbonhidrattan daha fazla olabilir. Ama ne var ki, besinlerden alınan yağların azaltılması kilo kontrolünde işe yaramıyor. Yiyeceklerindeki yağ miktarını, yüzde 40-45’lerden yüzde 30’lara indiren Amerikalılarda şişmanlık sorunu ikiye katlandı. Günlük enerjilerinin neredeyse yüzde 40’ını yağlardan karşılayan zeytinyağı düşkünü Giritlilerin ise böyle bir sorundan haberleri bile yok.
YANLIŞ 2
Tatlı-unlu hiçbir şey yememeliyim
Kilo yönetimini sabote eden yanlışlardan biri de "enerji yoğunluğu" düşük diyet ürünlerinden veya popüler diyet planlarından medet ummaktır. Bu düşünce ve yaklaşım da en az düşük yağlı beslenme yanlışı kadar sık yapılmaktadır. Sadece lahana veya kabak çorbası yiyerek ara öğünlerde yalnızca diyet ürünleri tüketerek ana öğünleri "3S Formülü" (salata, sirke, su) geçiştirerek kilo vermeye çalışanlar kısa bir süre sonra pes etmektedir.
Bu yaklaşımla kısa vadeli bazı başarılar sağlansa bile yine aynı tehditler kısa sürede kapımızı çalacaktır: Lezzetsizlik, tekdüzelik ve sosyal yaşama uyumsuzluk bu "lezzet mağduru diyetleri" de kısa sürede rafa kaldırmanıza yol açacaktır. Kısacası, tatlı ve unlu karbonhidratları tamamen unutmak da yeteri kadar iyi sonuç vermiyor.
YANLIŞ 3
Aç kalırsam kilo veririm
Kilo verme yolculuğunu sabote eden önemli bir yanlış daha var. Bu, çok önemli bir yanlış olmasına rağmen hep gözden kaçar: Hareketsizlik. Eğer sadece kilo vermeyi değil, aynı zamanda formda biri olmayı ve ulaştığınız kiloyu korumayı düşünüyorsanız, ne yapın yapın hareketlenin! Her insana ayrı bir beslenme planı gerektiği, her insanın diyet yaklaşımının ona özel olarak hazırlanması gerektiği doğrudur. Ama hareket etmenin ve kas yapmanın yağ yakması herkesin ortak noktasıdır.
Yeteri kadar fiziksel aktivite göstermek, metabolizmanızın ihtiyaç duymadığı fazla kalorileri yakmanızı sağlar (artmış enerjinin yağ olarak depolanmasını önler). Kaslarınız, siz uyarken bile sürekli enerji kullandığı, hele bir de merdiven çıktığınızda yüzme, tenis, bisiklet, kayak gibi egzersizleri yaptığınızda bir "yağ yok edecisi" gibi davrandığı için kilo kontrolünüz kolaylaşıyor.
YANLIŞ 4
Şimdi alayım sonrası kolay
Kilo sorunu olanların ortak bir günahı daha var: Sadece kilo vermeye takıntılı olmak. Kilo sorunlarına çözüm aradığım insanların çoğunun bu yanlışın da çoğu zaman farkına varmadıklarını görüyorum. Birçoğunun kilo almanın kazanılan gereksiz yağlardan kurtulmaktan çok daha kolay olduğundan haberi bile yok!
Kilo vermek hem zor bir süreçtir, hem de siz kilo alıp verdikçe vücudunuz kilo almaya müsait hale gelir. İşin kötüsü "Aldığım kiloları nasıl olsa veriyorum. Onun için 3-5 kilo almamda mahsur yok" diye düşünenleri bekleyen bir başka tehlike daha var: Gözlemlerimiz tekrarlanan kilo alma-verme süreçlerini sadece kilo almayı kolaylaştırdığını değil, aynı zamanda kilo vermeyi de güçleştirdiğini, hatta imkansız hale getirdiğini gösteriyor.