Sen çok aklı başında bir kızsın ama sadece duyguların mantığını ele geçirmiş. Eski konunu da takip ediyordum. Neden mi benim eşim de ilk buluşmamızda evlilikten bahsetti ve biz öncesinde tanışıyorduk. Sırf bu evlilik muhabbeti bile benim aylarca kaçmama sebepti :) ki eşim çizgisini ne o zaman ne evlendikten sonra hiç bozmadı. Sen nasıl bu kadar masumca her şeye inanıyorsun onu da anlamıyorum.
Benim sana büyük zaafım var kocama bile demem ki onsuz bir hayat düşünemem. Sen bunları ne olduğu belli olmayan palavracıya söylüyorsun bu hala düzelteceğim diyor :) ciddi ben bu adamı dövmüştüm hee sen çok sabırlı ve romantik takılıyorsun.
Burada taktik falan kafanı karıştırma 1-2 gün her şeyden herkesten uzaklaş bir kafanı toparla. Sonrasında bir karar ver ve istikrarlı ol çocuk gibi 1 ileri 2 geri yapma. Bunları yazdığım için de lütfen bana kızma ama durumuna üzülüyorum. Buradan bakınca ikiniz de aynı oldunuz ve bu çok üzücü.
Ortada normal olmayan şeyler var adamın tutarsızlıkları hoşça kal falan ne ayrılırken sanki çok matah bir ilişki yaşadınız. Bitir ve bitirdiğini söyleme bile bırak takılsın kendi kendine. Arıyor mu bas engeli senden uzak olsun. Kendini önemse hiç kimse senden daha önemli değil. Bitirmeye niyetin yoksa da her gün ayrılık muhabbeti yapma.
Senin için tek dileğim umarım bundan önceki biten ilişkin yeniden başlar..
Chilcim tabiki kızmam, hani başlarda savunmaya geçiyordum öfkeleniyordum vs hiçbiri kalmadı gördüğün üzere:)))
Benim durum biraz saçma gitti aslında, yani özgüveni oldukça yüksek, iyi bir işi olan ve bilinen, güzel sayılabilecek bir tipim. Adamın bana ilk buluşmadan "aşığım" demesi o yüzden hiç yalan olabilir gibi gelmedi. "Bana tabiki aşık olur, kaçırmak istemez" dedim. Bir de Türk olmaması vs ve önceki ilişkimde 2.5 senede isim koymamamız ama bunda ilk andan 'Hadi evlenelim, düşünürsek evlenemeyiz vazgeçeriz' dememiz falan, mantıklı geldi. Hakikaten ben düşünürsem, sorgularsam evlenmem çünkü. Hatırlar mısın bilmiyorum, ilişkinin ilk zamanı belediye başkanına söylemişti, başkan beni tebrik etmişti. Yani bakınca inanabileceğim çok şey vardı çünkü o da boş biri değil, zarar görür yani.
Şu an biz iş için de iletişimi kestik bunu ona da söyledim, zarar almaman için şu şu kişilerle iletişim kurabilirsin deyip iki numara verdim. Benim umrumda değil iş, seninle iş ilişkisi kurmadım ben falan dedi. Benim umrumda profesyonel bak, lazım olursa ararsın dedim. Benden çıksın da, kızla ilişki yaşadı diye kız önünü kesti olmasın istedim. Ama dediğim gibi adamın iş arkadaşları, benim iş arkadaşlarım vs biliyordu bu durumu. Bu duruma sokmaz koca adam kendini dedim, sonuçta az da olsa geliştirmiş kendini. 5 dil falan biliyor bu adam ya en basiti. Bu kadar harcar mı insan kendini...
Hani saçmalayacak bir karakter değil bu aslında... Yani yalan söylemesini gerektirecek küçüklükte değildi. Bilmiyorum...
Dün yine son konuşmada, "sen benim için çok değerlisin bunu biliyorsun, ben hayatımda ilk kez sana aşık oldum, ilk kez bir kadını bu kadar sevdim" vs dedi. buna bile inandım. Yani bana neden yalan söylesinler diye bakıyorum hala hayata ya. Peri padişahının kızı değilim ki...
Bu arada benim ex sevgili, devasa bir buket göndermiş. 60 tane falan gül var içinde. geçirdiğimiz her ay için 2 gül mü ne koymuş. Sen benden vazgeçsen de iyi ki hayatıma girdin falan gibi şeyler yazmış. ;Buradan geri dönülmez ki. Stabil, huzurlu, mutlu olan ona karşı duygularımdan, öyle bir çalkantılı aşk haline geçtim ki; haydi ben geri dönüyorum yeniden huzuru bulalım demem çok zor.
Kendime yakıştıramıyorum araya birini alıp yeniden geri dönmeyi bu bir.
İkincisi de hiçbir şey hissedemiyorum. Sevgim tabiki var. Çok seviyorum onu hala. Fakat sanki hayata karşı boşum, hissizim gibi.