Dostluk her gün 2-3 kere telefonla konuşmak
değildir...
Dostluk yapılması gereğine inanılan telefon
görüşmeleri sırasında diğer insanların dedikodusunu
yaparak karşılıklı bir şeyler paylaşıldığını zannetmek
değildir...
Dostluk; dost bildiğin kişinin en ince detaylarını
bilme ihtiyacı ve gereği değildir...
Dostluk; dost bildiğin kişinin senin en karışık
detaylarını bilmesi gerektiği de değildir...
Dostluk her hafta 3-5 kere görüşmek değildir... 1 ay,
1
sene, 5 sene seni aramayan, senin de aramadığın bir
insani birdenbire arayıp, dertleşmek, hatır sormak
istersen ve o insan da seni geri çevirmez ve sanki
daha az önce konuşmuşun gibi kaldığınız yerden
konuşmaya devam ederse, ve daha da önemlisi bu 1 ay, 1
sene, 5 sene ayrılığa rağmen bu insanin başı gerçekten
sıkıştığında yardımına koşacak ilk insanlardan
biriysen ve ayni şekilde onun da öyle olduğunu
biliyorsan EMİN OL Kİ..... O kişi senin DOSTUNDUR...
Sen de
O'nun...
" Her tur ilişki avuç içinde duran kum taneleri
gibidir.
Avucumuzu sıkmadan, gevşekçe tutarsak, kum taneleri
kaymaz, durur. Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız
an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya
baslar. Bir kısmını tutmayı basarsanız da, çoğu akıp
gider. İlişkiler de böyledir. Esneklik varsa, diğer
insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa
ilişkiler bozulmaz. Ama diğer insani çok bunaltırsanız
ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter.
Hayatta pek çok insanla karsılaşırsın Ama sadece
gerçek dostlar senin kalbinde bir iz bırakır."
GERÇEK DOSTLARINIZI BULUP HİÇ KAYBETMEMENİZ
DİLEĞİYLE!!!
(alıntı)