Geri Dönüşüm Gündeliği

“..güzel bir şeye başla.
ama hep güzel olsun.
çünkü her insan ölecek yaşta.
geç kalmayasın...”
şems-i tebrizi

Mutluyum.. öyle yoğun birgündü ki. Ama buna da şükür. Seviyorum bu hayatı. Bazen her ne kadar ağır gelse de. İçim coşuyor. Bir sandal içindeymişçesine. İstediğimi yiyorum, içiyorum. Şarkılar söylüyorum, göbek atıyorum. Bazen ağlıyorum. Kendimi gözlemliyorum. Üzülüyorum bazen bu tek başınalığa. Yalnız olmanın yanlış olduğuna inandırıyorlar buna gayret ediyor sahtekar devriler. Bunlar bizi yanlış yapmak için var olan herkes. Kendinizi onurlandırın, hediye alın, öpüp sevin!

Bir tane hayat var. İyisiyle kötüsüyle bütünüyle bu!

7 yaşında ilkokul hademesinin tacizine uğramıştım uzun bir süre. Kapıyı kilitler, önüme porno dergiler fırlatır özenle karıştırdığı sayfaları dikkatle incelememi isterdi. Bunları yaparken kucağına alır, bir eli bacaklarımda belki de bacak aramda net hatırlayamıyorum o anları, belki de silmek istiyor hafızam;

-Hepsine iyi bak! Aynılarını yapacaksın!

İlk defa 28 yaşında biriyle öpüştüm mesela. Neden? O adamın söylediklerini yapmamak için! Babamla dahi aynı evin içerisinde kalmaktan korkar olmuştum. Ve ben o gün ve günlerce adamın dediğini yapmamak adına kendimi görünmez kılmıştım. Yaprak gibi titriyordum, hiçbir erkekle başbaşa görüşmüyordum mesela. Yaş oldu 34. Çok değişti. Çok defa meditasyon yaparken, bilinç altımı temizlemeye çalışırken o kilitli kaldığım odanın camını kırmak istedim. Hala daha kıramadım.. Ama diyeceğim o ki geçiyor. Azalıyor.. Yıllarıma mal oldu. Kim bildi? Kimse.

Yıllar sonra okula mail attım belirli aralıklarla uğradığım tacize ilişkin biliyordum ki ben tek değildim. Cevap gelmedi okuldan da.

Hiçbir acı baki değil.


Şuan bunları yazarken dingin hissediyorum. Ama tacize uğrayan en azından bunu hissetiğim biri olsa onu gözümü kırpmadan öldürürüm! Dokunulmazlık çocukların hakkı olmalı diyorlar ya. Derin konular değil mi? Kat etmem gereken çok yol var. Şimdi bir kahve zamanı. İçelim güzelleşelim.

Baldan tatlı bir haftasonunuz olsun bakalım.
Sevgiyle kalın
 

canım baldan tatlı bir haftasonun olur inş.

inan nediyeceğimi şaşırdımmm
 
Yaşadıklarınız çok ağır şeyler.O camı tam olarak kırabileceğinize yürekten inanıyorum.Mutluluk ve sevgi her zaman sizden yana olsun.
 
Selamlar kızlar.

Hayalllerimin ötesinde baldan tatlı bir haftasonu geçirdim. Gülmekten altıma işiyordum sanırım en son gjfjhfjghkfjh bundan daha iyi nasl olur? Köklü bir karar aldım. Ve bundan sonra "boş iş" olarak adlettiğim şeylerden feragat etmeye karar verdim. İşe instagram hesabımın şifresini arkadaşıma vererek başladım. Çok oyalanıyorum çünkü. Zaman kaybı olarak görüyorum şuan. Hali hazırda görüştüğüm flört ettiğim kimse yok. Arayan soran olursa düşünürüm o zaman. Şan dersi aldığım yeri değiştiricem verim alamıyorum yeterli değil benim için. Cumartesi günü güzel bir gün olacak dilerim hayallerimin ötesinde güzellik de olur.

Kardeşlerim araba aldı. Aracın sigortasını yaptırdım. Darısı bana olsun en kısa zamanda. Şuan işler epey yoğun ama gayet keyifli. Cuma günü ofiste bir kriz yönetiminde bulundum ve bundan ötürü takdir edildim. Çok iyi yönettin durumu diye. Şükürler olsun. Cumartesi günü iş hukuku alanında eğitim aldım. Çıkışta " sorduğunuz sorulardan ötürü takdir ettim sizi, hep çalışanın yanında sordunuz " dedi biri. Bundan daha iyi nasıl olur?

Ben değerliyim. Ve bundan sonra bana ağır gelen kimseyle görüşmicem arkadaş veya farklı bir şekilde. Hissime olan güvenim iyice arttı. Görüyorum ki beni şaşırtmıyor. Olumlamalara ağırlık vericem biraz. Önceki postta yazdığımı gibi yaşadığım taciz olayı her ne kadar şuan beni çok darlamasa ve sıkıştırmasa da o camı kırarak dışarı çıktığımda hayatımda ciddi bir dönüşüm yaşayacağımı biliyorum.

Gelişmelerden haberdar ederim. Öpüyor sevgiyle kucaklıyorum hepinizi.
 
Merhaba,

Sanırım fevkalade bir gelecek beni bekliyor. Güzel şeyler hissediyorum. Diliyorum en yakın zamanda beni bulur.

Gün içinde sık sık tekrar ettim:
-Şimdi, şuanda herşey yolunda!
-Dengeye gönüllü ol! Dengeye gönüllü ol.

Derin nefes. İçine çek!
Herşey yolunda.

Çok ünlü olacakmışım, yatlar da katlar da yaşayacakmışım gibi geliyor. Oysa şuan bunu vadeden birşey yok. Sadece şuan ama


-Sana yel değse, ben kırılırım..

Böyle bir söz okudum. Dünden beri keşke böyle bir sevgiye nail olsam diye geçirdim içimden. Sımsıkı sarılasım var birine. Bunun olmasının önünde duran her ne varsa yıkıp yaratımını godzilyon kez iptal ediyorum. Bundan daha iyi nasıl olur?

Ben değerliyim. Ben değerliyim. Ben değerliyim. Evet! En çok duymaya ihityacım olan söz bu. Ve sık sık kendi değerimi kendime hatırlatmam gerekiyor. Zira insan,başkalarına bönkör kendisine çok nankör. Çok güzel bir rüya gördüm. O rüya bana bir mesajdı. Ve alıp kabul ettim. Yolum belli. Işık olmak ümidiyle. Güç içimiz de. Sevgilerimle.
 
Aşkla, huzurla, mutlulukla dolu hayallerimizin de ötesinde baldan tatlı bir hafta olsun..

Kızlar itiraf etmem gerekiyor ki hayatımın en güzel zamanlarını yaşıyorum. Bazen oluyor ki kendime sımsıkı sarılıp, kendime ettiğim onca eziyetten dolayı özür dilemek geçiyor kendimden. Neden bunca zaman bu eziyet, ne kazanmışım kendimi döverek?

Soruyorum. Soruyorum. Soruyorum.

-Hayallerimin de ötesinden şahane bir gün geçirmem için neler mümkün?
-Bu durumun alan hızıyla değişmesi için neler mümkün..

Benim yapımda bir insanın bu hisse ulaşmış olması demek herkesin gerçekten kendine ördüğü ve içine hapsettiği zindanın çıkması demek. Şikayetten işlememek. Bir bakın gözlemleyin kendinizi lütfen. En çok neyden bahsediyorsunuz, en çok kimi yargılıyorsunuz ve bunun nesini seviyorsunuz?

Yolumuz belli. Ne yapıyorduk? Önce talep ediyoruz. Sonra seçim yapıyoruz. Sizi yargılayan, etiketleyen, sen de böylesin, sen de şöylesincileri " ilgin bakış açısı" diyerek kabul ediyoruz. Kabul etmiyorsak bakış açımız var demek. Bakış açısının olduğu yerde direnç var. Bu direnci kırabilmek içinde o alanı temizlemek gerekiyor. Gardımızı ve bariyerlerimizi indirmemiz gerekiyor.

Aklınıza kötü bir şey geldi ve kendinizi berbat hissettiriyor:

-Bu düşünceye ait ne kadar çok yargı, bakış açısı, implant, anşalma ve akit varsa herbirini yıkıp yaratımını iptal ediyorum.

Ve bunu o düşünce duygu hafifleyene kadar devam ettirmek gerekiyor.

" Yaratım" kelimesini ağır bulanlar olabilir ama kabul edelim ki bu düşünceyi yaratan bizleriz.
Yüzleşin kendinizle. En kötü ne olur? İnanın buraya yazmadığım ve kimsenin bilmediği çok ağır tramvam var. İlkokulda yaşadığım taciz olayı bunun yanında bir balon misali. Ama onu da alıp kabul ettim artık. Çünkü yaşanana tutunup hayatı kendimden uzak tutmanın bir değeri yok. Şikayetten değil bişeyleri düzeltmekten, yoluna sokmaktan, kendimce iyi gelen şeylere tutunup bu hayatı yaşamayı seçiyorum. Ve biliyorum ki ne dinlersem, ne yersem, ne söylersem oyum.

Zihnimi, ağzımdan çıkanı dikkatle gözlemliyorum. Ne diyorum ben? Gerçek bu bana mı ait? Başkalarını mı kopyalıyorum?

Soruyla yaşayın ve görün hangi alanlar da açılmalar oluyor.
Bu haftanın bize hediyeleri neler, bu durumda doğru olan ancak benim kabul etmediğim hangi gerçekler mevcut?

Ve yine sorun;
-Şikayet etmenin nesini seviyorum?
-Hayatı drama çevirmenin değeri nedir? Sizi nasıl besliyor?

Kendim için bişeyler yaptıkça, kendime zaman ayırdıkça ve kendimi görüp kabul ettikçe hayatın bir değeri oluyor. Ben değerliyim. Var olan bu hayatı kendim ve katkı sağlayacaksam başkalarına da iyi gelecek şeylerle doldurmayı seçiyorum.

Yolunuz sevgiden geçsin. Neşeyle geçen bir hafta olsun. Sevgilerimle.
 
-Bu adam beni çıldırtacak!
-Bu iş beni mahvediyor.
-Eşim çok ilgisiz, çocuklarım söz dinlemiyor.
-Böyle hayat mı olur keşke ölsem vs.vs.
-Hiçbişey istediğim gib gitmiyor.

Dikkat edin. Terapistlere gidenler hep başka insanların değişmesi gerektiğini düşünüyor. Eşimin şu huyu olmasa çok güzel. Kaynanam böyle davranmasa herşey yoluna girecek. Tanıdık geliyor mu? Gerçek böyle mi peki?

Onlara olan bakış açısını yargıdan işlemeyerek ve gerçekten alıp kabul ederek değiştirsek bu hayatımızda neler yaratırdı? Bilsek ki aslında karşımızdaki insanların derdi kendisiyle? Ve kişiselleştirmesek?

Kabul etmek.
Yargıdan uzak. Bu iyi bu kötü, bu güzel bu çirkin. Bunların her biri bakış açısı, bir yargı ve etiket. Bizler onu güzel, iyi ve kötü yapıyoruz. Bizim algımız bunu yapan. Lütfen kabul edin önce. Herşeyi, olanı olmayanı. Siz de bulunanı, çekip sırtın döneni ve gideni. Niyesi nasılı yok. Oldu. Ya gerçekten herşey olması gerektiği gibiyse? Ya bunda bir yanlış yoksa?

Daha öncede yazdım yine yazıyorum. Kabul etmediğiniz yerde direnç var.
Gardınızı indirin.

- Ben bunun nesini seveyim ya! Bana köpek gibi davranıyor.
- Onu hayatta affetmem gelsin özür dilesin. O kedi buraya gelecek!

Ya gelmezse? Bu öfkenin, bu deli gibi acıya, öfkeye, yokluğa tutunmanın değeri nedir? Bunlara tutunarak hayatınızda neyin olmasını erteliyorsunuz? Öfke dediğiniz şey; zehri kendiniz yiyip başkasının ölmesini beklemek gibi. Neyin bedelini ödetiyorsunuz kendinize?

Sakinleşin.
Durun.
Derin bir nefes alın ve an'a dönün. Ne düşünüyorsunuz, ne hissediyorsunuz, bundan daha iyi nasıl olur? Hangi sonsuz olasılıklara sahipsiniz ki hayatınız baştan aşağı değişsin? Hangi enerji, alan, bilinç ve seçim olabilirsiniz?

Soru sorun. Sorun. Sorun.


Berbat bir ilişki içindesiniz misal;

Bu ilişkiyi yaşamanın değeri nedir?
Bunun bana katkısı nedir?
Kendimi bu kadar sıkışık hissetmeme sebep olan her ne varsa hepsini godzilyon kez yıkıp yaratımını iptal ediyorum.

Daha iyi hissettiriyor mu? EVETTTTTT!

Ya hayat gerçekten neşeden işlese, keyiften? Ya düşündüğümüz bu zorluklar yerine kolaydan kabul etsek herşeyi? Zor olanı güze, güçlü ve değerli yapan herşeye son versek tam olarak şuan hangi güzellikleri yaşamaya başlarız? Merak ediyorum. Bunca zaman kabul etmediğimiz hangi güzellikler,mucizeler var yaşamayı bekleyen?

Derin nefes alalım ve o nefeste bizi daraltıp sıkıştıran herşeyi havaya üfleyelim. Şimdi tam şuanda.
Puf!

"Herşey geçer ve hiçbir acı baki değil. "

Hayat siz ne yaparsanız o'dur.
 
Doğru yapmaya çalışmayı bırakın. Sürekli mutlu olma hali mümkün değil belki de. Bunu da alıp kabul edin. İnsanları kontrol etmekten feragat edin. Yanlışı da kabul edin, mutsuzluğu ve dibi görmeyi de.

Ya hayat bir mücadele değilse ve MUCİZE diyerek beklediğinz şey herşeyi alıp kabule ettiğinizde gerçekleşecekse?

Her seçim geleceğinizi yaratır.
Geleceğiniz, şu ana kadar yaptığınız tüm seçimlere dayanarak oluşturulmuştur.
Geleceğinizi değiştirmek istiyorsanız, tercihlerinizi değiştirin.



Reddetmelerin, yargıların, bakış açılarının ve kendi kendine verilen kararların hayatı nasıl etkilediğini ve olasılıkları nasıl sınırladığını görmeniz gerekiyor. Yargı enerjiyi daraltır. Bizim buna ihtiyacımız yok. . Yaratmak için çalışmalıyız. Madde, enerji, mekan ve zamanı kullanmalıyız. O halde soru şu:

-Şimdi ve şuanda herşeyi baştan aşağı değiştirecek ve iyiye güzelliğe, genişliğe açacak olan ihtiyacımız nedir?
-Yaptığımız seçimlerle neyi yaratıyoruz?
-Bu ne yaratır?
-Bunu seçersem hayatım nasıl olur?
-Bugün, şimdi, şu anda, yaratmak istediğimiz geleceğe uygun ne seçimler yapabiliriz?

Bakış açınızı değiştirir ve tüm sınırlayıcı blokajları serbest bırakırsanız, algınız ve görünüşünüz tamamen değişir. Bu sürecin sizin için ne yaratabileceğinin bir sınırı yoktur. Seçin ve görün. Bundan daha iyi nasıl olur?
 
Z zerema nasıl yapalım nerden başlayalım kafam o kadar karışık ki ne yapacağımı bilmiyorum. Defter mi tutmalıyım siz bana başlangıç için ne tavsiye edersiniz?
 
Z zerema nasıl yapalım nerden başlayalım kafam o kadar karışık ki ne yapacağımı bilmiyorum. Defter mi tutmalıyım siz bana başlangıç için ne tavsiye edersiniz?


Önce sizi sıkıştıran durum nedir, olayı, duygu ve düşüncenizi açıkça yazın. En çok korktuğunuz şeyler nelerdir, yazın ve yüzleşin. Sonrasında bu duruma sebep olarak gördüğünüz herbirşeyi, duyguyu, düşünceyi, yargıyı, etiketleri sıralayın ve içindeki enerji hafifleyene kadar o alanı temizleyin. ( Yıkıp yaratımını iptal ediyorum diye)

Bundan daha iyi nasıl olur?
Bunu yaşamam için neler mümkün?
Hangi sonsuz olasılıklarım mevcut?
Ya bunda bir yanlış yoksa vs.

Neden ve niye soruları yok. Niye başıma geliyor, neden böyle oluyor? Geçmiş ölüdür. Diriltemezsiniz. Ama bu andan itibaren yeni bir şey yaratabiliriz. Gönüllü olun. İstediğiniz olmazsa da eyvallah demeyi bilmek gerekiyor. Diz dövmeye göğsümüzü parçalamanın anlamı yok. Bize hizmet etmiyor, zamanı boşa harcamayalım. Önümüze bakalım.

İyi birşey yaşadınız, çok mutlusunuz. Bundan daha güzeli nasıl olur? çocuk neşesiyle ve heyecanıyla sorun. Herşey mümkün inanın.. Sürekli aynı döngünün içerisindeyseniz yine sorun:

Gerçekten görmezden geldiğiniz bir şey var mı? Gerçekten neyin değişmesi gerektiğine bakmaya istekli olun. Birşeyin doğru yahut yanlış olduğuna karar verdiğiniz de orada o konuyla ilgili yargınız var demektir. Tüm problemler yargıya dayanır. Direnirsin. Hayır yöle değil böyle. Savunma vardır ,aldığın bir gard vardır ve direnç gösterirsin. Bu sebeple yargıyı kenara bırakıp, görmemiz algılamamız gerekeni görüp gözümüze sokup durum bu deyip kabullenmemiz gerekiyor. Yargıya düşmeden!
 
Kızlar başkalarını kontrol etmeyi bırakmka gerekiyor. Kendimize hakim olalım önce. Öyle ki bi davetiye haline gelelim.

-Sen bi değiştin sanki.
-Ne güzel enerjin var.

Vs.vs.

Yani öyle bi değişim olacak ki yaşayacağınız. Ama bunu kendinizi yahut başkasını yargılayarak sağlayamazsınız. derdniz kendiniz olsun. Ne istiyorum, hedefim nedir. Bir hedef olmak zorunda da değil. Dramla, acıyla mutluysanız değişmesin istiyorsanız da yanlış yok. Bu da bir seçim. Seçimi yargılamıyoruz.

Birşeyleri değiştirmek istiyoruz ve bu hisle, dürtüyle birlikte bir çaba içerisine giriyoruz. peki gerçekten bu değişimi istiyor muyuz? Her seçim bir şey yaratır. Neyi yaratmayı seçiyorsunuz? Nasıl bir ilişkiyi? nasıl bir bedeni? Ve gerçek bunu gerçeeeekten istiyor musunuz?

Hayata dahil olun ve onu kucaklayın.
 
Günaydın, güzel ülkemin emekçi kadınları

Gününn hediyelerini almaya gönüllü müsünüz? Var mısınız kucaklamaya herşeyi ve herkesi. Yargıya varmadan , cık cıklamadan, o da böyle bir insan deyip kabul ederek hayatı yaşamaya? Bunun önünde duran her ne varsa yıkıp yaratımını iptal edelim mi hep birlikte? EVETTTTTTTTTTTTTTT!

Ohhhhh! Bundan daha iyi nasıl olur?

Günümüz baldan tatlı geçsinnnn, kocaman sevgiler.
 
Tünaydın kızçelerim. Bugün nasıl kırgın nasıl gribal enfeksiyondayım bilemezsiniz. Nefes almak güç geliyor adeta. Ama yine de öğle arasında güzel bir kahve ve tatlı hediye ettim kendime. Az kitap okudum, arkadaşlar geldi sohbet muhabbet derken şimdi işin başına geçtim. Yavaş yavaş şarkı söylediğim videoları paylaşmaya başladım. Az önce arkadaşım yazmış.

-Defalarca dinledim doyamadım sesine, diye.

Diğeri, sesininn güzelliğine kalp verdim yazmış.

Geçenlerde çalıştığımız bankanın müşteri temsilcileri geldi. Zere Hanım, doyamadık dinlemeye nerde sahne alıyorsunuz dediler.

Fark edilir olmaya, artık kendimi göstermeye varım. Bu potansiyelimi bütünün hayrına nasıl ortaya koyup neler yaratabilirim zaman gösterecek. Kader, gayrete aşıktır hanımlar beyler.Bu yaşımı artık hayatın 2.baharı olarak görüyorum ve ertelediklerimi, kendime hak görmediğim herşeyi hakkıyla kendime vermeyi seçiyorum.

Her seçim, bir şey yaratır. Neşeden keyiften işlemek istiyorum bu hayatı. Dün gece çok kez kalktım, sanki biri sürekli birşeyler söyledi ve ben " evet" dedim durdum. Ne oldu bilmiyorum. Sadece beni güzel şeylerin beklediğini biliyor ve iliklerime kadar bunu hissediyorum. Bundan daha iyi nasıl olur?

Seni çok seviyorum, canım kendim.

Lütfen siz de kendinize kıymayın ve öpüp baş tacı edin. Bu hayat bir savaş alanı değil. Can vermeye değil gerçekten seçimlerimizş yaşamaya geldik. An'a gelin, nerdesiniz, ne hissediyorsunuz neler oluyor? Şükredin yahu! O kadar da berbat değil hiçbirşey.

Sevgilerimle.
 
Benim biricik minnoşlarım, pamuk prenseslerim. Umarım iyisinizdir.

Yeni yıl gelmeden hemencecik ötelemeye girmeden kendim içim bişeyler yapmaya devam ediyorum:
1- Cilt bakımından çok memnun kaldım. ( Seldie -Antiaging'e gittim) ilgi alaka çok çok iyi tertemiz bir yer. 4.400 TL ödedim. 4'lü seans aldım. Yeni yıl için kendime yaptığım 10 numara hareket!

2-Bakırköy'de şan dersine başlıyorum Ocak ayı itibariyle.

3-Kendime bir hayat arkadaşı edineceğim kızlar kjgjfghkjh Binicem sırtına vurucam kırbacı

4-Pilatese niyet ediyorum ama bakalım hele bi zaman geçsin ne olacak. Şuan boy ve kilom gayet normal ve çok memnumum.

5-Haftanın 1 günü sahne alabileceğim bir yer aramaya niyet ediyorum ve seçiyorum. Hangi sonsuz olasılıklarım var göreceğiz birlikte.

6-Ehliyetimi almadım daha. Önce özel hocayla çalışmaya başlaıp akabinde dosyamı açtırıcam direksiyondan kalmıştım çünkü güvenemiyordum kendime ama şuan güven işi bende. Yapabilirim.
 

selam canım

hedeflerine inş tez zamanda ulaşırsın 2020 yılı senın yılın olurrrrrrrr
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…