''Genç kızlığımı elimden aldı, hayatımın içine etti''

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.825
898
"Hayatımın içine etti"

Önceki akşam Asmalımescit'te bulunan '9 Ece Aksoy' adlı mekandaydı. Özel bir parti için DJ koltuğuna oturan Özyılmazel gece yarısı mekandan ayrıldı. Gazetecilerin sorularını içtenlikle yanıtlayan şarkıcı eski eşi Ali Taran'a ateş püskürdü.
Yaklaşık iki saatlik DJ performansı sonrası gazetecilerin objektiflerine yakalanan Ayşe Özyılmazel, "Arkadaşlar soğan kokabilirim, özür dilerim. Mutfağın içinde DJ performansı sergilemek zorunda kaldım" sözleriyle gazetecilerle şakalaştı
Bir muhabirin uzun aradan sonra 'Yetenek Sizsiniz Türkiye' adlı yarışma programıyla seyirci karşısına çıkacak olan eski eşi Ali Taran hakkındaki, "Eski eşiniz Ali Bey yarışma programıyla ekranlara döndü. Kendisini izleme şansınız oldu mu?" sorusuna Ayşe Özyılmazel sert bir cevap verdi. Özyılmaz, basın mensuplarına içini döktü.
Artık tükenme bitti" diyen Özyılmazel, "Onun yarışma programını izlemedim. Onu görünce mutlu olacak değilim. İnsan ayrıldığı birini görünce niye mutlu olsun ki? Çok saçma. Ben bazı şeyleri anlayamıyorum. İzliyorum şahane deyip, kimseyi kandırmayacağım. Ben bazı insanlar hakkında iyi düşünmüyorum.
Bazı insanlar benim hayatıma kabahatim, hatam yokken kötü etki ettiyse ve ben bu yükü yıllarca üzerimde taşımak mecburiyetinde kaldıysam o insanlara iyi dileklerimi sunmuyorum. Ben iyi insan olmaktan çok yoruldum. Türkiye'de bir kadın olmak çok zor bir şey. Eğer kadınsan tüm erkekler elinin kirini senin üstüne silip, devam ediyorlar hayatına.

Eğer sen çıkıp derdini anlatmassan, erkekler senin omzuna ve başına ellerindeki tüm kiri siliyorlar. Hayatlarına devam ediyorlar. Kimseye mutluluklar ve hayırlı işler dilemeyeceğim. Çünkü ben çok yıprandım" dedi.

Özyılmazel, "Tükenmişlik sendromu yaşıyorsam ve şu an depresyondaysam onun etkisi var. Bir genç kız olarak benim hayatımın içine ettiyse, mutluluklar dilemiyorum. Allah'ından bulsun. Kimse beni düşünmüyor. Herkes Ayşe'yi çok mutlu ve parası var olarak düşünüyor. Hayır kardeşim böyle bir şey yok. Ben dört yıldır ağır depresyondayım. Bugüne kadar sustuysam da kendime olan saygımdandı, artık yeter!
Kim üzerime elinin kirini sildiyse, rahat hissetmesin .Erkekler her haltı yiyip, her zaman üste çıkabiliyor. Olan biz kadınlara oluyor. Yeter artık. Ben masum, geri zekalı bir kızdım. Duygusallığıma yenildim. Ona aşık oldum. Allah'ından bulsunlar ve başarılı olmasınlar. .
Kadının üstüne elinin kirini süren hiçbir erkek mutlu olmasın. Hayatın akışına inanıyorum. Allah'tan bulurlar. Ben tek başıma her şeyi yaptım, her şey tek başıma yaşadım. Kimse bana neyin var demedi? Her şeyi zamanla göreceğiz" diye konuştu
http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/53543---hayatimin-icine-etti-/10
 
Son düzenleme:
Aynen birilerinin ahının bedeli oldu sanırsam. Eski eşinin yazdığı mektubu anımsıyorum ve diyorumki etme bulma Dünyası ayşe ciğim sen baban yaşındaki adamla üstelik eşi rahatsız olan Ali beyle gününü gün ederken aklın neredeydi
 
aynı şeyi yazmaya gelmiştim Mune.
o kadın ölümle pençeleşirken mutluluklar gülücükler içindeydi, ölen bir kadına saygı gösterip sessiz sedasız evlenmeyi becerememiş bir insanla da ben empati yapacak değilim.
Selma Hanım'ın toprağı bol olsun.
 
Doğruya doğru, hiçbir kadının bir erkek tarafından perişan ve mutsuz edilmesini asla istemem lakin bir kadın kanserle savaşırken kocası bir başka kadını sevmişse, ki bunu da garipsemiyorum ama en azından kadın dediğin eşin hasta, onun yanında olmalısın mesajı vermeli erkeğe, aşksa yaşanılan bir kadının Gözyaşları üzerine kurulmamalı, erkeği reddedebilirdi, reddetmeliydi, o zaman insanların gözünde çok başka olurdu Ayşe hanım.
 
kendimi yerine koyuyorum da ben olsam eşi son nefesini verene kadar gizlerdim kendimi. o kadının belki geriye kalmış 1 ayı 1 yılı o zamanı da eşinin onu aldattığını, terk ettiğini düşünerek geçirmesin.
ben kendime acaba ben olmasaydım, morali düzgün olsaydı bir şey değişir miydi diye sorarak yaşayamam. sıradan bir evli erkek bekar kadın ilişkisi değil bu.
eşitler arasında değil rekabet, bir yanda hasta ve daha yaşlı bir kadın, bir yanda kıpır kıpır, neşeli genç bir kadın.
bu bile adeletsizce.
 
O zaman külahı önüne alıp düşüneceksin....
Ali bey içimden gecenler zaten klasik olan seyler...
kendini kirlenmiş hissediyorsa buna neden olan yine içinde o çok genç olan kız...
Sen kırk hamama girsende ruhunu temizleyemezsin...
 
Evli ve eşi kanser olan adamla evlenip o kadının o halde ölmesine sebep oldun. Daha çok çekecek acın vardır umarım!!
 
Kadın erkek ilişkilerinde hiçbirşeye olmaz olmaz diyemem, çok şeyler gördüm bunca yaşıma kadar ama işte ortada ağır bir hastalık varken ne Ali Taran'ın ne de Ayşe Özyılmazel'in yaptığı yakışık almadı, sonuçta Ali Taran'a aşık olduğunda Özyılmazel'de 15'inde tecrübesiz bir kız değildi ki cahildi kandırıldı diyelim, Selma Hanım'ın hastalığı da grip değildi, 2 gün burnu akar 3. gün geçer densin.

Kadın dediğin dur diyebilmeli...
 


Mune açarak yapıştırıyorum, ben daha önce okumamıştım, çok üzücü ve o kadar da ders verici...

Ali Taran'ın eski eşi için döktü

26/08/2011 00:00
Facebook'ta Paylaş



Ünlü reklamcı Ali Taran'ın kanser hastası eski eşi Selma Ann Desmond Vouge Türkiye dergisinin Eylül ayı sayısı için objektif karşısına geçti ve hayatıyla yüzleştiği bir mektup kaleme aldı
Ayşe Özyılmazel ile nikah masasına oturan reklamcı Ali Taran'ın 24 yıllık eski eşi Selma Ann Desmond boşandıktan sonra yaşadıklarını ilk kez VOUGE'un "YÜZLEŞME" sayfasına anlattı.

İşte uzun süredir kanser tedavisi gören Desmond'un anlattıkları:

- Ali 'nin benim üstümde çok hakkı vardır. Bana çok iyi baktı. Sevdi, saydı, değer verdi. Beni hep el üstünde tuttu. Allah ondan razı olsun. Hep yanımda kalmasını istediğim Ali, bir gün beni istemediğini söyledi, daha doğrusu mesaj olarak yazdı ve gitti. Kısa süre sonra yeniden evlendi. Yeni karısına çok aşık olduğunu düşünüyorum, çünkü onun için fedakarlıklar yaptığını görüyorum.

- Buraya kadar olanlar erkeğin yıllarını geçirdiği karısından ayrılıp genç bir kadına gitmesi olarak okunabilir. Ancak benim, daha doğrusu bizim durumumuzun önemli bir ayrıntısı var: Ben kanserim. Bu durum her şeyi daha içinden çıkılmaz, trajik hale getiriyor.

ÖLÜMÜN KENARINDAYDIM
- Ali ile ikinci kez evlendikten yaklaşık iki sene sonra, meme kanseri oldum. Hemen ameliyat yapıldı. İki memem de alındı, yerlerine silikon takıldı. Ardından yoğun bir tedavi süreci başladı: Kurtuldum, kurtulduk! Ali'yle birlikte başarmıştık. Bu 9 ayda birbirimize hiç olmadığı kadar yakınlaştık. Çünkü Ali tamamen bana konsantre olmuştu. İşlerini evden yürütmeye başladı. Bana kendi bakmak istedi. Göğüslerimdeki dikişlere pansuman yapıyor, beni kendi elleriyle yıkıyordu. Hiç unutmuyorum, saçlarım dökülmeye başladığında kafamı kazıdı. Fakat üç ay sonra bu kez karaciğerde de kanser bulundu. Ama beni ölümün kenarına getiren bu hastalığı yenmek için her şeyi yapmalıydım.

KOPUŞUMUZU FARKETMEDİM
- O zaman fark etmemiştim, ama şimdi geriye dönüp baktığımda, Ali'yle kopuşumuzun yılın ilk aylarında başladığını anlıyorum: ABD 'de öğrenci olan oğlumuz Kuzey 'in evini kapatıp, anne-oğul İstanbul 'a dönmüştük. Ali bizi havaalanında karşıladı, ama suratı beş karıştı. Beni gördüğüne hiç memnun olmamış gibiydi. Eve geldik. Bir süre sonra internete girdim, Hülya Avşar'la aşk dedikodularını gördüm. İçimde bir şüphe yoktu. Hiç sorgulamadım. Beni üzen ve kızdıran tek şey Ali'nin Zehra'yı spora götürmesi oldu. Aramızda bir tartışma oldu, kalktı gitti. Gelir gelmez tatsızlık çıkardım, diye kendime kızdım. Telefon açtım, özür diledim. Eve geldi. Sarılıp öpüştük. Birbirimizi sevdiğimizi söyledik ama aramız bir daha hiç düzelmediği gibi her gün daha da kötüye gitti.

- Bir süre sonra benimle hiç konuşmamaya başladı. Evde terör estiriyor, sorularıma, telefonlarıma cevap vermiyordu. İstersen boşanalım ya da ayrı yaşayalım dedim. Ama hiçbir cevap alamadım. Kafamda kurmaya başladım: Göğüslerim silikon, uçları yok. Acaba onları görmekten rahatsız mı oluyor? Kanserli bir kadın ona ölümü hatırlatıp moralini mi bozuyor? Dokunursa kendisi de kanser olacak diye mi düşünüyor? Hepsini düşündüm ama başka birinin olduğunu hiç düşünmedim.

- Bir gün tartışırken "ben bu evde lütfen kalıyorum" dedi. Bu söz beni altüst etti. Kendimi yine Çeşme 'ye attım. Konuşalım diye mesaj attım. Cevap olarak seni görmek, seninle konuşmak, yazışmak istemiyorum dedi. Ağlamaya başladım. Gitsin istemiyordum hiç. Onsuz bir hayat, onsuz bir iyileşme süreci düşünemiyordum... Şimdi dönüp baktığımda onun yavaş yavaş benden nasıl uzaklaştığını görememişim. Mesajlarımı okumadan geri gönderiyordu. İlk kez Ali'nin benden vazgeçtiği gerçeği kafama dank etti. Bir cuma günü avukatıma boşanmak istediğimi söyledim, pazartesi günü boşanmıştık! Ali'yi seviyordum ama o huzursuzluğa daha fazla dayanamayacaktım. Can ile canan arasında, ben canımı seçtim.

- Şimdi bu anlattıklarıma bakıp beni duygusuz, ruhsuz, tepkisiz bir kadın sanmayın. Beni bile bile üzmesi canımı o kadar yaktı ki, bu süreçte ben de ona zarar vermek istedim. Bazen işyerini basıp kafasına bir şeyler atmayı, bazen karşısına çıkıp ağzıma geleni söylemeyi, vurup kırmayı hayal ettim. Onu Allah'a havale etmeyi uygun gördüm. Bu, içimi hafifletti.
 
Bla bla kadın bile isteye evlenmedin mi vicdansız

olan o kanser hastası kadına oldu esas son günlerinde ne üzüldü kadıncağız
 
acun bu adamla konusmuyordu olanlardan ötürü ama tekrar programına almış
acuna hiç yakıştıramadım.
 
aynen bir de masum bir kızdım falan demiş de 32 yaşında kazık kadar kadınmış yani 79 doğumlu. ben şu anda kendime ne kadar masum gerizekalı bir kızdım diyebilirsem o da o kadar diyebilir.
hata yaptım, o kadar kördüm ki o kadınla empati yapamadım, Allah benim cezamı verdi ben de mutlu olamadım
de
ama ben minicik bir kızdım deme yani, komik.
32 yaşında iyi kötü yaşanmışlığı olan bir kadın empati de yapabilir, uzak durmayı da becerebilir, beceremiyorsa da gölgede kalması gerektiğini anlar.
inan Mune, Ali Taran'ın sevgilisi olsa ve Selma Hanım ölene kadar bir köşede gizli saklı beklese ben bu tepkiyi vermem, aşık olmuş, sevmiş ama o kadını da düşünmüş derim
ama o kadın ölürken sen mutluluk pozu veriyorsan sonra da ağlamayacaksın.
hiç mi anan baban ölmesinden korktuğun biri yok hayatında.
 
aynen 32 yaşında ne genç kızlığıysa benim de aklım almadı söyledikleri çok mantıksız

sanırsın adam 18-20 yaşındaki genç kızı kandırdı
 
O kadının ahı ömür boyu yakanızı bırakmasın inşallah.

eden bulur sözde deprosyonmuş bilmem ne ne ki
 
aynen 32 yaşında ne genç kızlığıysa benim de aklım almadı söyledikleri çok mantıksız

sanırsın adam 18-20 yaşındaki genç kızı kandırdı
yani beni bilirsin BDV'de falan sevgilim evli konularında sert çıkmam ama burada ama ortada sağlıklı, hayatını yeniden kurabilecek bir kadın değil yok ki. ölüyor ulan kadın. zaten 1 yıl yaşamadı bildiğim kadarıyla. belki kadın iyileşecekti, hiç olmadı son günlerini sevildiğini bilerek geçirecekti. az şey mi bu.
 
evet tutumunu biliyorum

ama bunun hiç türlü oluru yoktu

vicdan sahibi hiç kimse bu tür bir ilişkiye girmez giremez

kanserin en büyük ilacı moraldir bunlar o kadın da moral bıraktı ne yaşama sevinci

5 ay içinde öldü
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…