Gelinlik konusunda bile en ucuza kaçmak

Mutsuz ve huzursuz bi evlilige adim atiyorsunuz... Burda sayfalarca yazsak ne olacak hersey düzelir düsüncesiyle devam ediceksiniz, nicin evlenmek icin! Umarim gec olmadan adimlarinizi saglamlastirirsiniz...:KK14:
 
Okurken üzüldüm, sinirlendim de.
Anlayabildiğim kadarıyla klasik bir 'kıymet kaybı' yaşıyorsunuz.
Evliliğe yaklaştıkça, böyle oluyor bazı ilişkiler. Erkek, nasıl olsa avcunun içine aldım diyerek hareket etmeye başlıyor.
Kalbini kırmak kolaylaşıyor.
Yani gelinlik bu, maddi durum yetmeyeblir, o çok normal. Ama bari kızın hevesini kırma kız duygusal bi halde fotosunu göndermiş ilk kez.
Geç de olsa biraz tavır koymanız gerek artık. Maddiyat olmaz önemli değil, ama bari hevesini kırmasın senin heyecanını paylaşsın. Tüm bunlar bi eziyetmiş havasından bi çıksın.
 
Neden k.v.oturacaksin.bence en basta bunu dusun....
Ve bir sene sonra kendi evine mi kiraya mi cikacaksin?
 
artık hepiniz tanıyosunuz zaten biliyosunuz nişanlıyım..
kaynanamla beraber yaşamaya karar verdik bir yıl düğünümüz hayalimde ki gibi olmayacak çünkü çok masraflı diye vazgeçtik..

ve ben dün ilk defa gelinlik denedim onu giydiğim de yaşadığım o duyguyu anlatamam size..
resim attım nişanlıma söylediği ilk şey çok açık dedi bende zaten hepsi öyle dedim akşam konuşuruz işim var dedi kapattı.
ben zaten straplez sevmiyorum ona askı diktircem ama insan bi gelinlikle görmüş bunu mu söyler direk..
akşam eve geldim ee ne kadardı dedi bende 1800den başlıyo dedim o paraya gelinlik mi olur geçen arkadaşım almış 800 e dedi ee napayım benim beğendiğim bunlar dedim suratını astı hiç bişey söylemedi bende zaten düğünden de evden de yeterince fadakarlık ettiğimi düşünüyorum bi zahmet gelinlikte alıver dedim sinirlermi bozuyosun dedi gitti yattı uyudu.
sabah işe gelirken aynen şunu dedim kendisine neden her konuda hevesimi kırıyosun bunu söylememle hemen benim sinirlerimi bozma günümün içine etme konuşma dedi indim arabadan işe geldim az öncede mesaj attım madem isteklerimin hiç biri olmuyo erteleyelim dedim..
kendimce yeterince fedakarlık ettim çünkü bir sene sonra düğün var çalışıyorum zaten ev yok eşya yok düğünde istedğim gibi değil salon düğünü olacak madem hiç bişey istediğim gibi değil 2 bin bi gelinliğe veremiyosan zaten bi sevgi noksanlığı var bu ilişkide artık böyle düşünüyorum yatak odası bakarken de aynı şeyi yapmıştı kaynanam o anlamaz boşver demişti herşeyi ailelere yanstımak istemiyorum ama gerçekten çok kırıldım.

zaten şuan hiç bi çeyiz aldırmıyo kendi evimize bi sene sonra çıkcaz boşuna masraf etme diyo bi düğün yapılacak bi yatak odası alınacak bu kadar düğünde yaklaşık 6 bin tutacak ya çok mu şey istiyorum anlamadım ki zaten gelinlikler ne kadar dün 15 yere kesin girmişimdir hepsi 1800den başlıyo dedi bir tane 1 liralık gördüm o da abiye gibiydi zaten.
çevremde ki yeni evleneceklere bakıyorum herşeyin en iyisini alıyolar maddi durumları çok çok iyi değil üstelik şuan çalışıyorum kendisi askere gidecek uzun dönem çıkarsa her ay 2.5 alacak hayır anlamadım şey biran önce evlenmek için bu kadar herşeyin en ucuzuna kaçılır mı?
muhtemelen ona göre zaten benim tamam dediklerim bi fadakarlık değil kime söylese aynı evde kalırmış salon düğünü istermiş ayrıca 800 liralık gelinlik giyenler varmış.
herşeyim eksik özensiz ucuz olacak ve ben bu adamı en çok beni düşündüğü için sevmiştim ailemden görmediğim şeyleri onda görmüştüm bugüne kadar benden hiç bişeyi esirgemeyen adam resmen bambaşka biri oldu artık tanıyamıyorum.
ne gelinlik heyecanı yaşamama izin veriyo ne düğün askerlik belli değil daha bunu kafasına takıyo uzun dönem çıkmazsa para biriktiremeyecek bunu sorun ediyo hepsinin farkındayım ama o zaman bu kadar erken olmasın düğün diyorum sırf bi gelinlik düğün salonu yüzünden bi sene erteleyemem diyo bende bir kere evleniyorum.çevremdekilere bakıyorum hepsi hem ev kuruyo hem düğün salonları çok güzel hepsi gelinliğini diktiriyo ve hiç birinin nişanlısı da 800 lük giy demiyo biz ne ev kuruyoruz ne de çok zorlanacağı bi düğün yapcaz çok kırıldım mesaj attım ona cevap dahi vermedi akşam yüzünü bile görmek istemiyorum konuşmak istemiyorum kendimi değersiz hissediyorum artık yaptığı şey resmen terbiyesizlik başka bişey değil.
madem çalışıyorsunuz siz para biriktirin de ustunu tamamlayın maddi durumlar yüzünden bu hale duşup evleneceğiniz afama terbiyesiz diyorsanız hiç evlenmeyin.
 
Herkes kendi açısından bakıyor olaya ama doğru değişmiyor, sorun gelinliğin ucuz veya pahalı olması değil. Senin giyeceğin bir şey sonuçta, ne kadar önem verdiğini da sen bilirsin, doğal olarak içine sineni, kendi beğendiğini istersin. Nişanlın anlayamıyor seni veya sen anlatamamışsın yeterince.

Al aynı olayı ben de yaşadım, straplezden nefret ederim, elimde istediğim model mağaza, mağaza dolaştım. Ama yok %90'ı straplez, %10'u bunu giyeceğime evdeki beyaz gömleğimi giyerim daha iyi dediğim şeyler. Neyse bir yerde denedim straplez bir gelinlik fotoğraf yolladım nasıl olmuş bir baksana diye, gelen cevap çok yakışmış ama sen straplez istemiyordun, karar mı değiştirdin? Açıklığına dikkat çekse normalde nasıl giyindiğimi bilmiyor mu bu adam diye sinir olurum, ilk fiyatını sorsa ben neyin bütçemize göre pahalı, neyin alınabilir olduğunu değerlendiremiyor muyum diye kavga çıkartırım. Kavgacı bir insan olduğumdan mı yoo, kırılırdım hevesimi paylaşmadığı için öncelikle. Bir kere kırıldıktan sonra da sebep ister para olsun, ister renk, ister başka bir şey ne farkeder ki? Hayatı paylaşacağın insanla mutlu olmak için bir yola çıkmışsın, evlenmeye karar veriyorsun, bir şekilde düğün olacak, düğüne giderken de bir şey giyeceksin ama giyeceğin şey üstüne bu kadar önem atfedilen bir şey. Yoksa 5-10 metre dantel, tafta vs. olduğunu hepimiz biliyoruz. Mutlu olduktan sonra beyaz tişört de giyeriz ama benzer duyguları paylaşamadığın insan kırar seni. Seni neden kırdığını anlayamıyorsa/anlatamıyorsan daha da fazla kırılırsın. Sen nasıl istiyorsan öyle olsun lafının sevgiyle söylenmesi başka bıkkınlıktan, çaresizlikten söylenmesi bile başkayken, senin önem verdiğin herhangi bir şeye, içinden gelerek aynı önemi vermeyenle işin zor. Onun için önemli olan bir şeye de aynı şekilde karşılık veremiyorsan daha da zor.

Özet : mesele gelinlik değil, sen hala anlamadın mı?
 
Eşine tepki olarak söylemişsin, ve toplumsal alt bilincin yansıması anlıyorum ama daha bilinçli daha hassas olmamız gerekmiyor mu ?
Ayrıca ilkinde yaşamış olsa bile bunları bir daha istemek yine de hakkıdır bence. Mutsuz olmasa ilk evliliği bitmezdi ve yeniden o heyecanı yaşamak isteyebilir, bunu tercih edebilir..
Sevgilim bana "feminist"sin diyerek ayrıldı benden, haklı mı ne ? :KK53:

Iyi olmus ayrildigi, daha iyilerini bulursun, :KK76: kaldiramamistir seni.:KK70:
Ve dediklerine de sonuna kadar katiliyorum, bu 'dul kadin' benzetmeleri bizim toplumsal yaramgz. Ve herkes bu zihniyetin degismesi için politikal dogrucu olup sozlerini iyi niyetli de olsalar olcup bicmeli, oyle soylemeli. Kelimelerle dusunuruz ve bu sebepten kullandığımız kelimeler, deyimler- dul kadın gibi- dusunce yapimizi, zihniyetimizi sekillendirir.
 
safkelebek in ustteki yorumuna sonuna kadar katiliyorum sen zorluyorsun ama omur boyu zorlayacaksin mutlu olmak icin kiymet bilen biriyle olmak varken bu zorlama niye. tavir koyuyor cunku senin geri adim atacagini biliyordur ki boyleyse cok bencil bi insan her dedigini yaptiriyor senin duygularinin isteklerinin bi onemi yok. sana kiymet verse isteklerinin de bi obemi olur
 
şimdi şöyle bir şey var. ben de evlenirken aynı eksiklikleri çektim. tek ekstrası ayrı bir eve kiraya çıkmıştık. her şeye pahalı dedi ve ben bunları nişanlılık dahil evlilik sürecinde de hiç yutamadım. birsürü nedenle boşandım ama bir yandan da boşandığıma seviniyorum. belki bir sonrakinde hayallerimi yaşarım.. çünkü bir de mutsuz bir evlilik yaşarsan ki erkekler evlenince saçmalayabiliyor, o zaman daha da koyacak bu yaşadıkların. sürekli başına kakacaksın. ben hep fedakarlık yaptım ben her şeyi kıstım karşılığı bu oldu vs vs diye. bir de üstüne senden taktıklarını almaya kalkarlarsa o zaman hepten mutsuz olursun. he çok iyi biri olur imkanlar el vermiyordur sana iyi davranıyordur kavuşmak için birlikte kısarsınız ama senin gönlünü alarak yapar bunu, o zaman neyse. ama görüldüğü üzere beyefendi gidip yatıyor sana ters çıkıyor. bu işi baya düşün sen.
 
Üslup yanlış, evet alamayabilir ama bunu düzgünce ifade etmeli. Aşkım sen dünyanın en güzel gelinliklerine layıksın ama imkanım bu. Yoksa bende seni inciler, pırlantalara boğmak isterim ama olmuyor. Ömrüm soyadım senin bükme dudağını dese sen de bu kadar sorun eder miydin?

Ahh erkek olsaydım çok kızı kandırırdım bir şişe lavantaya:KK60:
 
Üslup yanlış, evet alamayabilir ama bunu düzgünce ifade etmeli. Aşkım sen dünyanın en güzel gelinliklerine layıksın ama imkanım bu. Yoksa bende seni inciler, pırlantalara boğmak isterim ama olmuyor. Ömrüm soyadım senin bükme dudağını dese sen de bu kadar sorun eder miydin?

Ahh erkek olsaydım çok kızı kandırırdım bir şişe lavantaya:KK60:
çok tatlısınız ve evet gerçekten sorun belki de gelinliğin fiyatı değil keşke nasıl konuşması gerektiğini bilse..
 
daha askerliğini yapmamış derken bir dakika hanımlar, ucu bana dokunuyor:mad:
 
Askerliği yok düzgün işi yok ev yok eşya yok kaynana var.
Kusura bakmayın lütfen. bile bile huzursuzluga gidiyorsunuz.Bir iki sene bekler evlenirsiniz bunun ne zararı olabilir ki yaşınız da genç onun da.Hayatınızdan çok taviz vermişsiniz sizin evinizde kalması en büyük göstergesi.Fazla kira vermemek için sizde kalıyor fazla harcama yapmamak için kayınvalideyle oturmayı öneriyor.Fazla harcama olmasın diye ucuz gelinlik aldırmak istiyor fazla harcama olmasın diyor ama şu güne kadar ortada bir birikimi yok.
Umarım "fazla masraf olmasın"larla hayatıızı daha fazla zindan etmez.
 
Iyi olmus ayrildigi, daha iyilerini bulursun, :KK76: kaldiramamistir seni.:KK70:
Ve dediklerine de sonuna kadar katiliyorum, bu 'dul kadin' benzetmeleri bizim toplumsal yaramgz. Ve herkes bu zihniyetin degismesi için politikal dogrucu olup sozlerini iyi niyetli de olsalar olcup bicmeli, oyle soylemeli. Kelimelerle dusunuruz ve bu sebepten kullandığımız kelimeler, deyimler- dul kadın gibi- dusunce yapimizi, zihniyetimizi sekillendirir.


Evet kaldıramadı, neymiş ipler erkeğin elinde olmalı imiş, ben çok dik başlıymışım !
O bekar hiç evlenmemiş,ben ise malum.
Hala yazıyor bana arada, direkt olmasa da özlüyorum seviyorum imalarında..
Bugün bana öyle şeyler yazdı ki, ailesi ile görüşüyormuş, beni annesi ile paylaşmış. Bu arada benim bunlardan haberim yok.
Ya benim fikrim, o önemli değil mi ? Bana hiç bahsetmedin bundan dedim
Senin fikrin önemli mi ki ? dedi ! :KK57:
Ben dulum ya hiç evlenme teklifi vs. bunlara gerek yok, o annesini ve en önemlisi kendisini ikna etsin yeter !
Sevdiğim ve cidden çok sevdiğim ve beni sevdiğine inandığım ! adam bunları düşünüyor !
İşte toplumsal alt bilinçten kastım bu. Sevgilim bi kuru nikaha razı olacağımı düşünmüş hatta bana o fikri bile açmamışken..

Tabi ki ayrılık kararımdan dönmedim, bu şartlarda da beklemesin :KK55::KK55::KK55::KK55:
 
Son düzenleme:
Bu hikayeyi oku ona da okut. Sizin temel probleminiz iletişim. Daha sonra da güzel bir yere gidip oturun, beklentilerini, olmasını istediklerini anlat ona. Alamadığı için değil bunu düzgün ifade edemediği için kırgın olduğunu söyle. Ve benden sana tavsiye lütfen aynı evde yaşamayın, şimdi bekarsın evlenince ne demek istediğimi daha net anlarsın. Ev seninse b.k götürse bile kimse karışamaz. Sadece senin değil evine gittiğin insanın da düzeni bozuluyor.



Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak, ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim, dedim. Deniz kenarında ki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Hoş beşten sonra konuya giriyorum.
-Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.
Kaç dil biliyorsun oğlum sen?
-İngilizce, Fransızca bir de kendi dilimi de sayarsak Türkçeyle üç dil oluyor.
-Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna "kadın dili" de diyebilirsin.
-Kadınların ayrı bir dili mi var?
-Tabi ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir.
Ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir.
O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli.
-İyi de niye Bükçe?
-Çünkü kadınlar konuşurken genellikle, söyleyecekleri sözü, net söylemezler. Eğip bükerler onun için dilin adını "Bükçe" koydum.
-Bükçe zor bir dil mi baba? Diye sordu gülerek.
-Bana bak, çok önemli bir konu, eğleniyor gibisin biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek Bükçe konuşurlar sonrada senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor.
-Tamam, baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar.
-Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, 'hayır', cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından dolayı, sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü.
-Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.
-Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. işin kötüsü kendiler 'leb' demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için, leb, deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb, demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. Niye, leb, demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor, diye canları sıkılır.
-Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. Niye düşünmedin, diye kızıyor bana.
-Kızarlar oğlum kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düşünceli olmamızı beklerler fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.
-Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?
-Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın?
-Hazırım baba.
-Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe'de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana "bu gün bir elbise aldım." diye söylemez.
Elbise almak için dışarı çıktığı andan başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikâye anlatır.
-Hikâye dili yani.
-Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, "Hikâye anlatma, ana fikre gel, kısa kes." demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde, bittin demektir. İster öyle de, istersen "seni sevmiyorum." de. İki durumda da "seni sevmiyorum" demiş olacaksın.
-Ne alakası var, baba. Seni sevmiyorum demekle, kısa anlat demenin.
-Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler.
-Bu önemli, Bükçe'de dinlemek sevmektir, diyorsun.
-Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken, bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkeklerde imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve sözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir.
-Geçen hafta Canan bana "Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım." dedi. Ben de "Böyle de iyisin." dedim. Canı sıkıldı bir kaç saat surat astı.
"Neyin var." diye sordum. "Hiçbir şeyim yok." dedi. Sence nerede hata yaptım?
-Böyle de iyisin, derken o "de" ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır. Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin."
-Peki, ne demem gerekiyordu?
-Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın.Bunu hiç unutmazlar. O gün "Hayatım sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok." deseydin, o günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup, ağır mıyım, derse sakın "evet, biraz" falan deme "hayır" de. Yoksa bir daha kucağına oturmaz.
-Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar.
-Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin.
Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir, ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.
-Ve asla unutmazlar, değil mi?
-Aynen öyle. Yıllar önce annene, annesi için "biraz cimri" demiştim. Hala "Sen benim annemi sevmezsin." der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar.
-Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.
-Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama "sen şunu mu demek istiyorsun." diye asla yüzüne vurmayacaksın. İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor.
"Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin."dedim.
"Tamam" dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de kepekli ekmek arasına yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde, bu sıralar.
-Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba?
-Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, "Neyin var" diye. "Hiçbir şeyim yok." diyorsa, aman bir şeyi yokmuş, diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar.
-Bükçe'de "Hiçbir şey yok" demek "Çok şey var, benimle ilgilen" demek oluyor, o zaman.
-Evet. Biz erkekler "Bir şey yok." diyorsak ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir şey vardır ama şu anda konuşacak bir şey yok." diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım." demek istiyordur.
Çok nadirdir, gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.
-Bir arkadaşım da kadınların "peki" demesi tehlikelidir, demişti.
-Doğru. Bir kadının ağzından çıkan "kuru bir peki, olur, tamam" her zaman tehlikelidir.
Bu Bükçe de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım." demektir.
Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında "peki canım, olur hayatım" gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.
-Zor bir dil baba.
-Yok, yok gözün korkmasın. Bükçe, konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.
-Anlamak da pek kolay değil ama.
-Korkma o kadar zor değil. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.
-Nasıl yani?
-Mesela, karın sana "ne zamandır dışarı çıkmadık." derse bunu suçlama olarak üstüne alma, seninle gezmek canı istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. "Daha geçenlerde gezmeye gittik." gibi bir savunmaya girme. "Tamam, canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz." de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
-Küçük ama önemli detaylar.
-Aynen öyle. Mesela karın "üşüdüm" diyorsa, üstünü kalın giy demeni, ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.
-Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik, belki.
-Haklısın aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır.
-Not mu? Alsaydım, epeyce detayı varmış dilin.
-Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem.
Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük "Fark etmezdir. Fark etmezi kadınlar "Hiç umurumda değil, ne? Yaparsan yap " diye anlarlar.
-En değerli sözcük nedir?
-Sen bil, bakalım.
-Seni seviyorum, demek herhalde.
-Evet, kadınlar "seni seviyorum" sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler söylemiştim, zaten biliyor diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.
-Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana.
-Ben de tam ona geliyordum. Kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon izliyorsan sarılarak izle. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.
-Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.
-Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler, değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama eğer sen hep alıp vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.
-Tamam, baba bunlara dikkat edeceğim.
Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi.
-Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı. "Salonun perdelerini ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte m i baksak." dedi. Tam "Fark etmez, sen seç" diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi "Ev de perde de umurumda değil" gibi anlayacağı aklıma geldi. "Tabi canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen," dedim çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
-O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler.
Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.
-Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi öğretmeseydin halimi düşünmek bile istemiyorum.
-Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu.
Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı.
Sen yine iyisin, hazıra kondun.
Güle güle kullan,
 
Geçen hafta sevgilimden ayrıldım
O bekar hiç evlenmemiş,ben ise malum.
Hala yazıyor bana arada, direkt olmasa da özlüyorum seviyorum imalarında..
Bugün bana öyle şeyler yazdı ki, ailesi ile görüşüyormuş, beni annesi ile paylaşmış. Bu arada benim bunlardan haberim yok.
Ya benim fikrim, o önemli değil mi ? Bana hiç bahsetmedin bundan dedim
Senin fikrin önemli mi ki ? dedi ! :KK57:
Ben dulum ya hiç evlenme teklifi vs. bunlara gerek yok, o annesini ve en önemlisi kendisini ikna etsin yeter !
Sevdiğim ve cidden çok sevdiğim ve beni sevdiğine inandığım ! adam bunları düşünüyor !
İşte toplumsal alt bilinçten kastım bu. Sevgilim bi kuru nikaha razı olacağımı düşünmüş hatta bana o fikri bile açmamışken..

Tabi ki ayrılık kararımdan dönmedim, bu şartlarda da beklemesin :KK55::KK55::KK55::KK55:

Sizin gibi güçlü kadınları görmek çok hoş. Doğru olanı yapıyorsunuz. Bazen erkekler ne düşüncesiz oluyor.
 
Madem bir sene sonra evleniyosunuz , ozaman bu bir sene icinde kendi evinizide kurabilirsiniz..
Zaten daha cok zamaniniz var , birde kaynanada oturmaya gerek yok eger birkere oturursaniz birdaha tasinmaniz zor gibi gorunuyor eger nisanlinizda bu huy varsa .
Daha dügüne bir sene var , ve daha 1800 luk gelinligi alaniyorsa evi cok zor kurur gibime geliyor.
Taviz tavizi dogurur . Siz basta yapmissiniz hatayi simdi ne desenizde bos.
Bence siz oturun ve iyice bi dusunun ilerde neler bekliyor seni , mutlumusun nutsuzmusun. Isteklerin nelerdir.
vs vs...
Hem anlamadigjm sey benim bildigim buyukler konusur anlasir ve ona gore hareiet edinir aileside cimrilik ediyomu?
 
Geçen hafta sevgilimden ayrıldım
O bekar hiç evlenmemiş,ben ise malum.
Hala yazıyor bana arada, direkt olmasa da özlüyorum seviyorum imalarında..
Bugün bana öyle şeyler yazdı ki, ailesi ile görüşüyormuş, beni annesi ile paylaşmış. Bu arada benim bunlardan haberim yok.
Ya benim fikrim, o önemli değil mi ? Bana hiç bahsetmedin bundan dedim
Senin fikrin önemli mi ki ? dedi ! :KK57:
Ben dulum ya hiç evlenme teklifi vs. bunlara gerek yok, o annesini ve en önemlisi kendisini ikna etsin yeter !
Sevdiğim ve cidden çok sevdiğim ve beni sevdiğine inandığım ! adam bunları düşünüyor !
İşte toplumsal alt bilinçten kastım bu. Sevgilim bi kuru nikaha razı olacağımı düşünmüş hatta bana o fikri bile açmamışken..

Tabi ki ayrılık kararımdan dönmedim, bu şartlarda da beklemesin :KK55::KK55::KK55::KK55:

Geçmiş olsun , sıkma canını. Peki sen onun bu hareketlerinin senin medeni durumundan kaynaklandığına emin misin?
Erkekler genelde isteksiz olurlar düğün hazırlıkları, masrafları konusunda.Böyle meselelerde yol yordam da bilmezler, aileyle tanışma,evlilik teklifi vs... Yani aklına kötüyü boş yere getiriyor olmayasın? Çok var sevgilisine evlenme teklifi etmeyen erkek, konuşma arasında şu zamanda direkt evlenelim diyen.
 
X